Gün hep 24 saat miydi?

Doğan Barış ABBASOĞLU Haberleri —

  • 24 saatlik döngü sanki ezelden beri varmış gibi yaşıyoruz. Fakat Dünyamız da günler geçmişte oldukça kısaydı. Araştırmalara göre giderek de uzuyor.

Biraz kısa ya da uzun 24 saatlik günlük döngü Dünya üzerindeki canlı yaşamını neredeyse bir bütün olarak düzenleyen bir yapıdır ve uzun bir süreden bu yana oldukça istikrarlı bir şekilde sürmektedir.

Ancak Dünyamızda günler hep 24 saat değildi. Bilim insanları bundan 1 milyar yıl önce Dünyada bir günün 19 saate eşit olduğunu hesaplıyor. CalTech’ten Konstantin Batygin gibi astronomlar ise Dünyanın erken döneminde bir günün 10 saatten kısa dahi olabileceğini öne sürüyor. Ay’ın oluşumuna neden olan ve Dünya ile Mars büyüklüğündeki başka bir gezegenin çarpışmasını takiben bir günün çok kısa hale geldiğini düşünen bilim insanları daha sonra Ay’ın gelgit etkileri sonucunda Dünya’nın kendi yörüngesi etrafında dönüşünün yavaşladığını belirtiyor.

Dünya üzerindeki günler hala çok yavaş da olsa - her yüzyılda yaklaşık 1,7 milisaniye - uzuyor.

Dünya'nın yavaşlayan dönüşüne çeşitli faktörler katkıda bulunuyor. Gezegenimizin Ay ile olan ilişkisi bunun birinci nedeni. Ay'dan gelen gelgit kuvvetleri Ay zaman içinde Dünya'dan yavaşça uzaklaşırken bir sürtünme etkisi yaratıyor. Bu kuvvet nedeniyle Dünya'daki günler 200 milyon yıl sonra 25 saate ulaşabilecek.

 ABDli bilim insanı Sarah Millholland, depremeler gibi bazı büyük felaketlerin de Dünyanın dönüş hızı üzerinde küçük de olsa etkileri olabileceğini söylüyor.  Örneğin, 11 Mart 2011'de Japonya'yı vuran 8,9 büyüklüğündeki deprem Dünya'nın dönüşünü hızlandırarak 24 saatlik günün uzunluğunu 1,8 mikrosaniye kısaltmıştı. Millholland, "İklim değişikliği de buzulların erimesi, deniz seviyesindeki değişiklikler ve tektonik faaliyetler nedeniyle Dünya kütlesinin yeniden dağılımına bağlı olarak bir rol oynayabilir. Kutuplardaki buzullar eridikçe dönüş yavaşlıyor” dedi.

Günlerimiz yakın gelecekte uzayabilir

Dünya'nın dönen iç çekirdeğinde görülen yavaşlamaya bağlı olarak günlerimizin uzunluğu yakın gelecekte biraz artabilir.

Bilim insanları tarafından gerçekleştirilen yeni bir araştırma, gezegenimizin çekirdeğinin son 14 yıldır alışılmadık derecede yavaş döndüğünü doğruluyor. Ve bu gizemli eğilim devam ederse, Dünya'nın günleri yakın gelecekte biraz uzayabilir.

Dünya'nın iç çekirdeği, 4.800 kilometre kadar derinde bulunan kabaca ay büyüklüğünde katı bir demir ve nikel yığınıdır. Bu merkez, iç çekirdektekine benzer erimiş metallerden oluşan aşırı sıcak bir katman olan dış çekirdek, manto olarak bilinen daha katı bir erimiş kaya denizi ve kabukla çevrilidir. Tüm gezegen dönmesine rağmen, iç çekirdek, manto ve kabuktan biraz farklı bir hızda dönebilir.

Bilim insanları yaklaşık 40 yıl önce Dünya'nın iç katmanlarını ayrıntılı sismik aktivite kayıtlarıyla haritalamaya başladığından beri, iç çekirdeğin manto ve kabuktan biraz daha hızlı döndüğü görüldü.

Ancak 12 Haziran'da Nature dergisinde yayınlanan yeni bir çalışmada, araştırmacılar 2010 yılından bu yana iç çekirdeğin yavaşladığını ve şu anda gezegenimizin dış katmanlarından biraz daha yavaş döndüğünü tespit etti.

Saatlerinizin ayarlarıyla oynamayın

Güney Kaliforniya Üniversitesi’nde görev yapan sismolog John Vidale yaptığı açıklamada, 20’den fazla araştırmanın aynı bulguları işaret ettiği ve Dünyanın iç çekirdeğinde ciddi bir yavaşlamanın yaşandığını söyledi.

Araştırmacılara göre iç çekirdeğin dönüşü yavaşlamaya devam ederse gezegenimizin dış katmanlarının biraz daha yavaş dönmesine ve günlerimizin uzunluğunu değiştirebilir.

Ancak Vidale, herhangi bir potansiyel değişikliğin saniyenin binde biri mertebesinde olacağını ve bunun da "fark edilmesi çok zor" olacağını söyledi. Sonuç olarak, bu farklılığa uyum sağlamak için saatlerimizi ya da takvimlerimizi değiştirmemiz gerekmeyecek.

 

* * *

Petrol bir gün bitecek mi?

Mevcut tahminlere göre bilinen petrol rezervleri yaklaşık 50 yıl kadar Dünyaya yetebilir. Ancak birçok bilim insanı yer kabuğunun altında çok uzun bir süre Dünyaya yetecek kadar petrol olduğunu düşünüyor.

Petrol, yüz milyonlarca yıldır yerkabuğunun atlındaki rezervlerde birikiyor. Bu birikintilerin kaynağı ise çağlar boyunca yeryüzüne gömülen ve kum, silt ve kaya katmanlarıyla kaplanan hayvan ve bitki kalıntılarından oluşmakta. Bu kalıntılar ısı ve basınç nedeniyle sıvı hale dönüşmüş durumda.

İnsanlar yaklaşık 165 yıl önce, plastik, benzin, asfalt ve diğer birçok ürün için yenilenebileceğinden çok daha hızlı bir şekilde petrol çıkarmaya başladı. Bugüne kadar hep petrolün bir noktada tükenmesi gerektiği düşünüldü. Ama ne kadar petrol kaldığına ve ne zaman tükeneceğine dair tahminler genelde hep yeni rezervlerin keşfiyle ertelendi.

Petrol hiçbir zaman tükenmeyecek

Bilim insanlarına göre gezegenin petrolünün asla tamamen tükenmeyecek. Çünkü petrolün bir kısmı Antarktika gibi erişilemez yerlerde ve bir kısmı da Dünya'nın o kadar derinlerinde üretilmiş olabilir ki, bırakın ona ulaşmayı, miktarını bile belirleyemeyiz.

Rystad Energy tarafından yapılan 2023 araştırmasına göre, küresel olarak yaklaşık 1,6 trilyon varil geri kazanılabilir petrol bulunmaktadır. Bir de henüz keşfedilmemiş petrol rezervleri var. ABD Jeolojik Araştırmalar Kurumu bu rakamı daha önce 565 milyar varil olarak belirlemişti.

On yıllardır endüstri uzmanları, bilinen rezervlere dayanarak yaklaşık 50 yıllık petrol kaldığını söylüyor. Bu rakam, hesaplanma şekli nedeniyle pek değişmedi: Petrolün tükenmesine kaç yıl kaldığı, bilinen mevcut rezervlerin yıllık küresel talebe bölünmesine eşittir. Bilinen rezerv tahmini arttı çünkü sürekli yeni sahalar bulunuyor. Kalan süre de çok fazla değişmedi çünkü yeni petrol bulunduğu kadar hızlı bir artışla petrol tüketiyoruz.

BP'nin 2023 Enerji Görünümü Raporu'na göre, elektrikli araçlara geçiş sayesinde dünya bir enerji kaynağı olarak petrolden uzaklaştıkça, talep muhtemelen sabit kalmaya başlayacak. Ekim 2023'te Uluslararası Enerji Ajansı, petrol kullanımının 2030'a kadar zirve yapmasını ve ondan sonra azalmasını beklediğini söyledi. Bu, uzun süredir devam eden 50 yıllık projeksiyondan çok daha uzun süre yeterli petrole sahip olabileceğimiz anlamına geliyor.

 

* * *

Petrolden yapıldığını duyduğunuzda şaşıracağınız 9 ürün!

Çikolata

Çikolata kaplamaları bazen petrol yağından elde edilen gıda sınıfı parafin mumu içerir. Çikolataya karıştırıldığında, sertleştiğinde parlaklık yaratan bu mum, çikolatanın yüksek sıcaklıklarda katı kalmasına yardımcı olur ve ayrıca çikolatanın kalıplara yapışmasını önleyerek bitmiş ürünün bozulmadan çıkarılmasını kolaylaştırır. Bu mum yenildiğinde vücutta sindirilmeden kalır.

Diş macunu

Diş macunu, tatlandırma, antibakteriyel özellikler ve doku gibi çeşitli nedenlerle eklenen polietilen glikol gibi petrol ürünlerini içermektedir. Buna ek olarak, bazı üreticiler diş macununun suda çözünmesine yardımcı olmak için poloksamer 407 adı verilen bir petrol türevinin yanı sıra plağı öldüren ve petrolden elde edilen yapay bir tatlandırıcı olan sodyum sakarin kullanmaktadır.

Parfüm

Birçok parfümde doğal esansiyel yağlar yerine petrol türevi yağlar kullanılır. Örneğin, Iso E Super odunsu, amber benzeri bir aroma sunarken, hedione yasemin kokusu sağlar. Bir başka sentetik yağ olan Galaxolide, kokunun uzun süre vücutta kalmasını sağlar.

Boya

Boyaya plastik polimerlerin eklenmesi, onları suya dayanıklı hale getirir. Plastik bazlı boyalar yüzeylere iyi yapışabilir ve diğer doğal seçeneklere göre daha az çatlayabilir. Bazı boyaların üçte birinden fazla plastikten oluşur. Dünya Ekonomik Forumu'nun bir raporuna göre, özellikle çelik yüzeylerdeki boyalardan su yollarına karışan mikroplastik miktarı 150-225 milyar plastik şişeye eşdeğerdir.

Haplar

Birçok hap, yutmayı kolaylaştırmak ve hapların birbirine yapışmasını önlemek için plastikle kaplanmıştır. Sentetik bileşenler ayrıca aktif bileşenlerin bozulmasını önleyerek ürünlerin daha uzun raf ömrüne sahip olmasını sağlar. Ayrıca ilaç bileşenlerinin acı tadını da engeller.

Vanilyalı dondurma

Petrol türevi sentetik yağlar genellikle vanilya, badem ve limon gibi gıda aromalarında kullanılır. Bu sentetik bileşikler belirli tatları taklit edecek şekilde tasarlanabilir. Bu ürünler ucuz ve çok yönlü olmaları nedeniyle tüketici talebini karşılamak için çok çeşitli aromalar yaratmalarına olanak tanır. Örneğin benzaldehit (badem aroması) ve vanilin (vanilya aroması) petrolden elde edilir.

Vazelin

Vazelin, özellikle cilt koruması ve nemlendirici olarak çeşitli amaçlara hizmet eden yaygın olarak kullanılan bir üründür. Kuru ve çatlak cildi yatıştırmaktan dövme sonrası koruyucu bir bariyer görevi görmeye kadar geniş bir fonksiyonu olan bu ürün oldukça popülerdir. Vazelin doğal gaz ve petrolden elde edilir.

Traş kremi

Tıraş kremi, ham petrolden elde edilen izopentan adı verilen bir formda yağ içerir. İzopentan, sebumun veya insan cildindeki yağlı bir maddenin parçalanmasına yardımcı olur ve tüylerin kalkmasına neden olarak tıraş edilmelerini kolaylaştırır. Bu ürün sürtünmeyi ve tahrişi azaltmak için cilt üzerinde koruyucu bir bariyer oluşturur.

Oda spreyleri

Oda spreyleri, doğal yağlardan daha uzun süre dayanabilen ve daha tutarlı olabilen hoş kokular yaratmak için genellikle petrol türevi yağlar içerir. Bu sentetik yağlar, popüler kokuları taklit edecek şekilde tasarlanmıştır ve zaman içinde kademeli olarak salınarak uzun süreli bir koku sağlayacak şekilde formüle edilebilir.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.