Hayatımız direnişimize bağlı

Kadın Haberleri —

Sammi Deen Baloch

Sammi Deen Baloch

Babası kaçırıldı, taciz edildi, şiddet gördü, terörist denilip köyünden göç ettirildi ama mücadeleyi bırakmadı

  • 2024 Front Line Defenders Ödülü'ne layık görülen Kayıp Belucilerin Sesi Örgütü Genel Sekreteri Sammi Deen Baloch: Babam kaçırıldığında 10 yaşındaydım. 15 yıldır babamı arıyorum. Bu, benim gibi çok sayıda anne, kız kardeş ve kadının paylaştığı ortak bir mücadele.
  • Sadece babamı kaybetmek ve süregelen belirsizliğe katlanmakla kalmadım. Evimiz defalarca basıldı. Ailemle köyümüzden zorla göçertildik ve terörist diye yaftalandık. Hakkımda onlarca dava açıldı. Belucistan’da sürekli öldürülme ve kaybedilme korkusuyla yaşıyoruz. Pakistan’ı durdurmak artık elzemdir.
  • Kürt kadınlarının direnci bizim için gurur kaynağıdır. Kürt Kadın Hareketi, dünya çapındaki hareketlere ilham kaynağı oluyor. Kürt halkıyla işbirliği yapmak hem Beluc hem de Kürt halkı için başarı sağlayabilir. Kürtlerin ve Belucların zalimlere karşı ortak bir mücadele zemini bulacaklarından umutluyum.

FELEKXAN SERHAT

Sammi Deen Baloch, henüz 10 yaşındayken eline bir pankart alıp, gazetecilerin sorularını yanıtladığında her şey onun için yeni başlamıştı. “Tereddüt ettim ve kafam karıştı. Ancak önümdeki tüm günlerimin kalabalıklarda, basın açıklamalarında ve protestolarda geçeceğini anlamıştım” sözleriyle anımsadığı o günün üzerinden 15 yıl geçti.

Takvim yaprakları 28 Haziran 2009’u gösterdiğinde Sammi Deen Baloch, Belucistan’ın başkenti Quetta'daki Ornach Hastanesi’nin penceresinden babası Dr. Deen Mohammad Baloch’a son defa bakıyordu. Beluc halkının haklarını güvence altına almak için mücadele eden Belucistan Ulusal Hareketi (BNM) üyesi Dr. Deen, Pakistan istihbaratı tarafından kaçırılmıştı.

 

Dr. Deen Mohammad Baloch

 

Bir telefon geldi, sonrası karanlık

Voice for Baloch Missing Persons (VBMP) Genel Sekreteri Sammi Deen Baloch, babasının kaçırıldığı günü gazetemize şöyle anlatıyor: “Belucistan’ın özellikle geri bırakılmış bölgesi Mashkai’denim. Küçük ve mutlu bir ailem vardı. Babam, devlet hastanesinde doktordu. 10 yaşındaydım. Quetta'daki hastanede ufak bir ameliyat geçirmiş, iyileşme sürecindeydim. O gün babamı bir telefon görüşmesi yaparken gördüm. Telefonda yakınlarda bir yerde sağlık memuru olarak görevlendirildiği ve hizmet vermesi gerektiği söylendi. Bu haberi duyunca kırıldım. Babama iyileşinceye kadar beni bırakmaması için ısrar ettim ama o, gitmesi gerektiğini söyledi. İki güne kadar döneceğine dair söz verip gitti. Penceren dışarı bakıp babamla vedalaştım; yakında döneceğini umut ediyordum. Ancak sonraki gün, yani 28 Haziran sabahı saat 05:00'te amcam, babamın resmi konutundan bir telefon aldı ve karşıdaki ses, babamın Pakistan istihbaratı tarafından kaçırıldığını söyledi. Kaçırma olayını ilk defa duyuyordum. Babamıza ne olduğunu soruyorduk kardeşlerimle. Annem ve akrabalarım sürekli ağlıyordu. Şaşkına dönmüştüm ve bunun hayatımızı mahvedeceğini hiç bilmiyordum.”

Bu acı sadece benim değil

Yıllardır, Pakistan devleti tarafından kaçırılan insanların ailelerini örgütleyip haklarını aramaları için çabalayan, bu mücadelesi dolayısıyla geçtiğimiz Mayıs ayında Asya ve Pasifik Bölgesi İnsan Hakları Savunucuları için 2024 Front Line Defenders Ödülü'nü alan Sammi’ninmücadelesi böyle başladı. Henüz 10 yaşındayken, kaçırılan babası için bir kampanya başlattı ve babasının güvenli bir şekilde serbest bırakılması için kesintisiz eylem kararı aldı.

“Sürekli protesto eylemlerindeydim. Yakınları kaçırılan diğer mağdur ailelerini basın açıklamalarında, açlık grevi yapılan çadırlarda, yürüyüşlerde, mahkeme koridorlarında ve komitelerin önünde görüyordum. O zamanlar nasıl iletişim kuracağımı, soruları nasıl cevaplayacağımı veya adalete giden yolu nasıl bulacağımı bilememenin acısını hissediyordum. Bu benim gibi çok sayıda anne, kız kardeş ve kadının paylaştığı ortak bir mücadeleydi. Zaman geçtikçe bu acının sadece bana ait olmadığını, sayısız ailenin zorla kaybedilmelerin acısını çektiğini anladım.”

 

 

118 gün yürüdük, sesimiz duyulmadı

Aynı yıl 27 Ekim’de Voice for Baloch Missing Persons (Kayıp Belucilerin Sesi) örgütü kuruldu. Örgüt, kayıpların akıbetinin açıklanması ve güvenli şekilde serbest bırakılmaları için açlık grevi eylemi başlattı. Bu eylem, dünya mücadele tarihinin en uzun açlık grevi eylemlerinden biri olarak 2023 yılının Nisan’ında 5 bin günü aştı.

Sammi ve diğer kayıp yakınları, VBMP çatısı altında kolektif kampanyalar başlattılar, eylemler organize ettiler. Bu çabaların sonucunda Ekim 2013’te Beluc halkının sesini uluslararası kamuoyuna duyuran önemli eylemlerden biri olan ‘Uzun Yürüyüş’ düzenlendi.

“O zamanlar 15 yaşındaydım. İslamabad’a ulaştığımızda vücudum paramparça olmuştu ve ayaklarım tamamen şişmişti” diyen Sammi, şöyle devam ediyor: “Quetta'dan Karaçi'yeoradan da İslamabad'a tarihi bir yürüyüş düzenledik. 118 günde 3.000 kilometreden fazla yol katettik. İslamabad'a ulaştığımızda sevdiklerimizin güvenli bir şekilde serbest bırakılmasını talep ettik ancak sesimiz duyulmadı.”

Sürekli korku hali

Belucistan’ı işgal eden Pakistan rejimi ise baskı ve sindirme politikalarını sürdürdü. Sammi,şu anki durumu “Günlük hayatımızın her yerinde engeller ve gözetim var. Sürekli bir kaybolma ve hatta öldürülme korkusu hali” sözleriyle açıklıyor. Hiç kimsenin devletin adaletsizliklerine ve soykırım politikalarına itiraz etmesine izin verilmiyor. Sammi de geçtiğimiz 15 yıl içinde birçok kez tehdit ve tacize maruz kaldı…

Taciz edildi, şiddet gördü, kaçırıldı

“Sadece babamı kaybetmekle ve süregelen belirsizliğe katlanmakla kalmadım. Evlerimiz defalarca basıldı ve devlet güçleri evlerimizi işgal etti. Ailemle köyümüzden zorla göç ettirildik. Terörist diye yaftalandık. Dijital medyada aleyhimize kampanyalar yürütüldü. İstismara uğradık, fişlendik, tacize uğradık, tehdit edildik... Bu sistemli linç sosyal hayatımızı tamamen etkiledi; iş bulmamızı, eğitimimize devam etmemizi zorlaştırdı. Yakınlarımız kaçırıldı, kaybedildi. Güçten düşmemiz için neredeyse ölene kadar işkence gördük. Ben de Ağustos 2016'da kaçırıldım. Asılsız iddialarla hakkımda davalar açıldı. Cep telefonum hacklendi ve dijital medyada gerçeği yansıtmayan fotoğraflarım paylaşıldı. Protestolarsırasında da dövüldük, gözaltına alındık, işkence gördük.”

Artık dur deyin!

Belucistan’ı kelimelere dökmek oldukça zor. Halkın sağlık, eğitim, istihdam, iletişim ve diğer temel ihtiyaçlara ulaşmasına izin verilmiyor. Sammi, sıkı bir askeri kontrol altında sömürüldüklerini söylüyor.

“Beluc halkının sesini duyurmak ve haklarını korumak uluslararası toplumun sorumluluğudur. Çünkü durum son derece endişe verici boyutta. Artık uluslararası toplumun ve AB’nin Belucistan’ın sömürge gerçekliğine kulak kabartmalarının zamanı gelmiştir. Pakistan devletine şiddet politikalarını durdurması ve kaybedilenleri serbest bırakması için baskı yapmalılar. Pakistan'ın ağır insan hakları ihlallerinden sorumlu tutulması elzemdir.”

 

 

Kürt kadınları gurur kaynağı

Voice for Baloch Missing Persons ve Baloch Yakjahti Committe, çoğunlukla insan hakları ihlalleri, zorla kaybedilmeler ve soykırım suçlarına karşı mücadele ediyor. Kadınların öncülük ettiği bu iki kurum Orta Doğu ve dünya kadınlarına sesini daha fazla duyurmak için çalışıyor.

Sammi’ye Kurdistan dağlarında işgal ve soykırıma karşı savaşan, Rojava’da DAİŞ’i yenen Kürt kadınlarının mücadelesini soruyoruz, şöyle yanıtlıyor: “Kürt kadınlarının direnci bizim için gurur kaynağıdır ve sadece benim üzerimde değil, dünyanın birçok yerinde, pek çok kadın üzerinde kalıcı bir etki bırakmıştır. Rejimler, sürekli boyun eğdirme politikalarıyla ezilen halkları parçalamaya ve yok etmeye çalışıyor. Böylesi kritik zamanlarda ezilen halkların bir araya gelerek faşizme karşı ortak mücadele yürütmesi zorunluluktur. Faşist güçlerin yıkıcı saldırıları karşısında ezilen halkların da direnmesi gerekir. Kürt Kadın Hareketi, dünya çapındaki hareketlere ilham kaynağı olmaktadır. Kürt halkıyla işbirliği yapmak hem Beluc hem de Kürt halkı için başarı sağlayabilir. Kürtlerin ve Belucların zalimlere karşı ortak bir mücadele zemini bulacaklarından umutluyum.”

 

* * *

28 Temmuz’da ses olun

VBMP verilerine göre, Belucistan’da son yirmi yılda 8 binden fazla zorla kaybedilme vakası meydana geldi. Pakistan rejiminin saldırılarına karşı yıllardır direnen Baloch Yakjehti Committee (BYC), soykırıma karşı 28 Temmuz’da ‘Beluci Ulusal Toplantısı’ düzenleyecek. Bu kapsamda başta gazeteciler olmak üzere yazarlara, sanatçılara, araştırmacılara, akademisyenlere ve dijital medya hesabı olan herkese dayanışma çağrısı yaptı.

Soykırımı durdurabiliriz

BYC Organizatörü Dr. Mahrang Baloch, Beluci Ulusal Toplantısı’nın tarihi önemine ilişkin X hesabından şu çağrıyı yaptı: "Hayatta kalmamız, birleşmemize ve direnmemize bağlı. Ancak birlik olursak soykırımı durdurabiliriz. Beluc halkı, farklılıkları bir kenara bırakıp birlik ve hayatta kalma mücadelesi için çağrı yapıyor.”

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.