Güncel

Her sokağın başında biz varız

Kadın Haberleri —

Kadın işçiler

Kadın işçiler

  • “İki ekmek parasına çalışıyorum. Bazen eve yemek götüremediğim de oluyor ama en azından kimseye muhtaç kalmıyorum. Bu bile bana yetiyor. Sokaklarda benim gibi yüzlerce kadın var. Kimse halimizi sormuyor ama biz her sokağın başındayız.”

MEDİNE MAMEDOĞLU/AMED

Berçem, Halime, Bedia, Hatice ve Gülşen… Kimisi sokakta, kimisi fabrikada, kimisi evde ve kimisi pazarda güvencesiz koşullarda çalışarak geçimini sağlamaya çalışıyor. Her birinin hikâyesi farklı olsa da kadınların mücadele alanlarının ne kadar geniş olduğunu ve bu mücadelenin yalnızca bir gün değil, hayatın her anında sürdüğünü bir kez daha gözler önüne seriyor. 

 

 

Sigortasız, güvencesiz, izinsiz… 

15 yaşındaki Berçem, ailesinin yaşadığı ekonomik zorluklardan dolayı konfeksiyonda çalışmak zorunda kalan bir çocuk işçi. Kendisinden küçük üç kardeşi var. Babası hamallık yapıyor ve buradan kazandığı para, ailenin ihtiyaçlarını karşılamaya yetmiyor.

Berçem de ailesine destek olabilmek için bir ay önce tekstil fabrikasında konfeksiyon bölümüne çalışmaya başlamış. Kadınların burada güvencesiz çalıştığını anlatan Berçem, “Sigortamız yok. Günde 11 saat çalışıyorum ama aldığım maaş ailemin geçimini sağlamaya yetmiyor” diyor. Gün boyunca ayakta çalışmaktan yorulduğunu, yine de mecbur olduğu için çalışmaya devam ettiğini söylüyor.

“Evde çalışan başka kimse yok. Ailem okulu bırakmama karşı çıktı ama çalışmasaydım durumumuz daha kötü olacaktı. Evde bir bebeğimiz var, ona süt götürdüğümde yorgunluğumu unutuyorum. Buradan çıksam da başka yerde aynı sorunları yaşayacağımı biliyorum. O yüzden burada işi hızlıca öğrenmeye çalışıyorum” diyor. Berçem, bu seneki 8 Mart’a izinli olmadığı için gidemedi. 

 

 

İki ekmek parasına

Suriye'de yaşanan savaştan dolayı Türkiye’ye göç eden Halime, çocuklarına bakabilmek için yıllardır sokak sokak kâğıt topluyor. Geçten sonra iş bulmak için aylarca uğraşmasına rağmen birçok göçmen kadın gibi kendisine de iş verilmemiş. Çocuklarına bakacak kimse olmadığı için çocuklarını da kâğıt arabasının içinde taşıyor. 

“İki ekmek parasına çalışıyorum. Ama çalışmazsam çocuklarıma ekmek alacak kimse yok. Bu işte izin günü, maaş yok. Bazen eve yemek götüremediğim de oluyor ama en azından kimseye muhtaç kalmıyorum. Bu bile bana yetiyor” diyor. Sokaklarda kendisi gibi yüzlerce kadının olduğunu söylüyor: ”Her günümüz aynı, kimse halimizi sormuyor ama biz her sokağın başındayız.”

 

 

Emeğimiz elbet sonuç verecek

Sûr’daki peynirciler çarşısında küçük bir dükkân işleten Bedia Simay (50) ise kız kardeşiyle birlikte yıllardır esnaflık yaparak geçimini sağlıyor. Onlarca kadının el emeği olan yazmaları, bez bebekleri ve diğer birçok el ürününü küçük dükkânında satarak kadınlar için komün bir alan oluşturuyor. “Çevre illerden kadınların evlerinde yaptığı dikiş nakışları toplayıp burada satıyorum. Hem biz hem de kadınlar kazanıyor. Dükkân sadece benim değil onlarca kadının da geçim kapısı” diyen Simay, ekonomik krizin işlerini etkilediğini dile getiriyor. 

“Fatura ve kiraları ödemekte zorlanıyorum. Kadınların alabilmesi için ürünlere zam yapmıyorum ama bu sefer de geçinemiyorum. Çarşıda iki kadın esnaf var. Hem ekonomik hem erkek baskısına karşı direniyoruz. Emeğimiz elbet bir gün sonuç alacak.” 

 

 

Emeğimin yeni farkına varıyorum

Güvencesiz bir şekilde büyük emek veren ve emekleri görünmeyen kesimlerden biri de ev emekçisi kadınlar. 3 çocuk annesi Hatice Nazlıer, yıllarca bir beklenti içinde olmadan çalışmış. Şu an 53 yaşında ancak henüz 17 yaşındayken evlendirilmiş. 

Bugün geriye dönüp baktığında, yaşadıklarını şu sözlerle özetliyor: “Hayatımdan hiçbir şey anlamadım. Çok zorluk gördük, çok şey yaşadık. Hem evde hem dışarıda sürekli zorlandık. Kadınlar her konuda emek verendir. Özellikle anneler. Çok fedakârlık yaparlar ve onlar için hayat çok daha zor. Ortada büyük bir emek var ama kimse bunu görmüyor. Günlerce, aylarca, yıllarca çalışıyorsun ama  ‘Sen ne yaptın ki?’ diyorlar. Bizim hayatımız böyle geçti ama bundan sonra kadınlar ezilmesin. 30 yıllık emeğimin yeni yeni farkına varıyorum. Kadın mücadelesi olmasa, verdiğim emeği normal görecektim. Bugün kızım benim haklarım için mücadele ediyor ve bu bana umut veriyor.”

 

 

İşsiziz ama umutluyuz

Gülşen Alagöz, 2016’da belediyeden ihraç edildikten sonra ‘ucuz iş gücü’ olarak çok sayıda yerde çalışmaya başlamış ve anne olduktan sonra ise iş bulamamış. Ekonomik krizle birlikte daha fazla zorlandığını anlatan Alagöz, “İhraçlardan sonra sistem kadınları ekonomik anlamda vurmak istedi ama buna rağmen yılmadan çalışmaya devam ettik. Eşim iki işte çalışıyor ama yine de geçinemiyoruz. 17 yaşımdan beri çalışıyorum. Sadece geçinmeye çalıştık” diyor. 

 

paylaş

   

Güncel

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.