Hücrede örgütsel haberleşme yapıyormuş
- Marmara Kapalı Cezaevi’nde tekli hücrede tutulan 31 yıllık tutsak Soydan Akay’ın tahliyesi, “örgütsel haberleşmeler yapıyor" gerekçesiyle 3. kez 6 ay engellendi.
Marmara Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan Soydan Akay (50), ceza infazını tamamlamasına rağmen tahliye edilmiyor.
Akay, 1993'te gözaltına alındıktan sonra tutuklandı ve “Devletin egemenliği altında bulunan topraklardan bir kısmını devlet idaresinden ayırmaya çalışmak” iddiasıyla müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Akay'ın ceza infaz süresi, 11 Ağustos 2023'te tamamlandı. İdare ve Gözlem Kurulu'nun (İGK) “Mahkumiyetine esas oluşturan örgütten ayrılmadığı” yönünde hazırladığı rapor gerekçe gösterilerek tahliyesi 6 ay ertelendi. Akay'ın tahliyesi, 12 Şubat’ta “iyi halli olmadığı” gerekçesiyle 6 ay daha ertelendi.
3. kez 6 ay daha
Akay’ın tahliyesi, 12 Ağustos’ta 3. kez 6 ay ertelendi. 2018'den bu yana tekli hücrede tutulan ve avukat görüşmeleri kayıt altına alınan Akay'ın tahliyesinin ertelenmesine, "iyi halli olmadığı" gerekçe gösterildi. Engele dair Cezaevi İdare ve Gözlem Kurulu tarafından yapılan tebliğde, "(...) Kurum içi ve kurum dışı istihbarı bilgiler doğrultusunda Türkiye’deki ceza infaz kurumlarında barındırılan PKK tutuklu/hükümlülerinin sorumlusu olarak biliniyor olması, kurumumuza güvenlik ve asayiş nedeniyle sevk edilmiş olması, Marmara Ceza İnfaz Kurumları yerleşkesinde bulunan ve diğer ceza infaz kurumlarında barındırılan PKK mensubu tutuklu/hükümlüleri ile örgütsel amaçlı haberleşmeler yaparak, PKK üyesi ve sempatizanı olan tutuklu ve hükümlüleri yönlendirerek, eylem yapmaları için teşvik edebileceği, kurumumuz ve diğer ceza infaz kurumlarının güvenliğini tehlikeye düşürebileceği değerlendirilmesinin devam etmesi nedeniyle (...)” ifadelerine yer verildi.
Ağır hasta tutsaklardan
Tahliyesi engellenen Akay, prostat kanseri. Aynı zamanda Hepatit B ve eklem romatizması gibi hastalıkları bulunuyor. Akay, İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) “ağır hasta tutsaklar” listesinde yer alıyor.
Aileler de cezalandırılıyor
Avukat Veysel Akay, tahliyesi engellenen kardeşini cezaevi çıkışında karşılamak için Almanya'dan geldi, ancak 12 Ağustos'ta tahliyenin gerçekleşmeyeceği haberini aldı. Akay, 8 Ağustos’tan 12 Ağustos’a kadar hergün kardeşini görmeye gittiğini belirterek, erteleme kararının son gün mesai saatine bırakıldığını söyledi. Aile ve arkadaşlarının Akay’ı karşılamak için üç gün boyunca cezaevi önüne gittiğini aktaran ağabey Akay, kararla ailenin de mağdur edildiğini ve cezalandırıldığını dile getirdi. Akay, şunları söyledi: "6 yıldır tek kişilik yerde tutuluyor, bütün görüşmeleri kayıt altına alınıyor. Nasıl 'Türkiye Cezaevleri Sorumlusu' olabiliyor? Tutmak için bahane buluyorlar."
Pişman olmayı dayatıyorlar
Akay’ın vasisi Şafi Hayme ise Akay’a dönük “özel muamele” olduğunu söyledi. Akay’ın hastalıklarına dikkat çeken Hayme, şunları dile getirdi: "Hasta olanların bırakılması lazım ama bırakmıyorlar. Ölüme yaklaştıktan sonra bırakıyorlar. Çoğu kişi de bırakıldıktan bir süre sonra yaşamını yitirdi. İdare ve Gözlem Kurulu kendine göre ‘iyi halli, kötü halli’ diyor. Tutukluları bırakmayıp, pişman olmalarını istiyorlar. Onlar da ‘Ne yapmışız ki pişman olalım’ diyorlar. 30 yıl yatana ‘pişman ol’ diyorlar. Sonuna kadar çocuklarımızla, dostlarımızla olacağız. Çünkü haklıyız. Dört duvar arasında olanlar, bu ülkede herkes insanca yaşasın diye hapse girdi. Sadece Soydan’a değil, cezaevindeki bütün hasta tutsaklara sahip çıkalım. Soydan ve bütün arkadaşlarının bırakılmasını istiyoruz." İSTANBUL
* * *
Kanser hastası tutsak 5 aydır bekletiliyor
Gırtlak kanseri olan tutsak Şehriban Mimkara, 5 aydır hastane kontrolüne götürülmüyor. Avukat Gül Fehime Binici, kanserin yayıldığını, uygulamanın keyfi olduğunu söyledi.
Sadece Riha’da bulunan Urfa 1 ve 2 Nolu T Tipi ile Siverek 2 Nolu T Tipi cezaevlerinde 24’ü ağır olmak üzere en az 279 hasta tutuklu var. Bunlardan biri de Urfa 2 Nolu T Tipi Cezaevi’nde tutulan kanser hastası Şehriban Mimkara. Mimkara, Nisan 2024'ten beri rutin kontrollere götürülmüyor.
Mimkara, 2 Şubat 2021'de “Örgüt üyesi olmak” iddiasıyla tutuklandı. Gırtlak kanseri teşhisi Ocak'ta konulan Mimkara, kısa bir süre sonra ameliyat oldu ve kanserli üç kitleden biri alındı. Diğer iki kanserli kitlenin alınması için büyümesi gerektiğini belirten doktorlar, Mimkara’nın ayda iki kez kontrol için hastaneye gelmesi gerektiğini belirtti. Nisan'da kontrol için hastaneye götürülen Mimkara, aradan geçen 5 ayda kontrole götürülmüyor. Hastane sevki için cezaevi idaresine birçok kez dilekçe veren Mimkara, sevkin idare görevlileri tarafından her defasında “önümüzdeki hafta” denilerek ertelendiğini aktardı.
Hukuka aykırı keyfiyet
Mimkara ile görüşen avukatı Gül Fehime Binici, müvekkilinin hastaneye götürülmemesinin keyfi bir uygulama olduğunu belirterek, sağlık hakkının ihlal edildiğini kaydetti. Tutsaklara dönük keyfi uygulamaların her geçen gün arttığına dikkat çeken Binici, “Özellikle hasta siyasi mahpuslara dönük hukuka aykırı keyfi uygulamalar hat safhada. Bunlardan biri de Şehriban Mimkara. Şehriban’ın sağlık durumu her geçen gün ağırlaşıyor. Şehriban ameliyat olduktan sonra en son Nisan ayında kontrole götürülüyor. Aradan geçen 5 ayda hastaneye sevk edilmiyor” dedi.
Kanser yayılabilir
Mimkara’nın gırtlak kanseri olmasından kaynaklı gerekli müdahaleler yapılmaması durumunda kanserin yayılabileceğini belirten Binici, “Cezaevinde gerekli sağlık koşulları yok. Hasta tutsaklar ilaçlara ve doktorlara ulaşamıyor. Bu nedenle Şehriban’ın durumu her geçen gün ağırlaşıyor. Gırtlağında bulunan iki kanserli kitle hala duruyor ve büyüyor. Başka organlara da sirayet ettiğini düşünüyoruz. Şehriban son dönemde ani sıcaklamalar yaşadığını, ayağının altının yandığını aktardı. Hastalıktan kaynaklı çok fazla zayıflamış durumda. Yutkunurken zorlandığını söyledi” diye konuştu.
Sağlık ve yaşam hakkı ihlali
Cezaevine geçici süreyle görevlendirilen doktorların sık sık değiştiğini ve kısmi ilaç yazma yetkilerinin olduğunu hatırlatan Binici, şunları söyledi: “Cezaevine giden doktorlar her ilacı yazmaya ve sevk etmeye yetkilerinin olmadığını aktarmış. Kimi hastalar 4-5 ay sevk edilmeyi beklemek zorunda bırakılıyor. Bu tarz uygulamalar Avrupa Sözleşmesi ve Anayasa’ya aykırı. Bu yaşam ve sağlık hakkının ihlalidir. Hasta tutsaklar ölüm döşeğinde ya da tabut ile taburcu ediliyor. Sağlık Bakanlığının, cezaevlerindeki doktor eksikliklerini gidermesi gerek. Hasta tutsakların sağlık hakkına erişimi için bütün hukuk örgütleri seferber olmalı.” RIHA