İhlal ve işkence sürüyor

İHD açıklama

İHD açıklama

  • İHD’nin İç Anadolu Bölgesi’ndeki cezaevlerine dair hazırladığı raporda, cezaevlerinde hak ihlalleri, işkence ve kötü muamelenin sistematik olarak arttığı kaydedildi. 

İHD Ankara Şubesi Hapishaneler Komisyonu, “2024 Yılı Ocak-Haziran Hak İhlali Raporu”nu dün İHD Ankara Şubesi’nde açıkladı. İç Anadolu Bölgesi'ndeki 4 açık, 26 kapalı olmak üzere toplam 30 cezaevinden yapılan başvurulardan hazırlanan raporun detaylarını İHD Merkez Yürütme Kurulu Üyesi (MYK) Nuray Çevirmen paylaştı.

6 ayda 21 tutsak

Çeşit cezaevlerinde Ocak ve Haziran ayları arasında en az 21 tutsağın yaşamını yitirdiğine dikkat çeken Çevirmen, “İç Anadolu Bölge Hapishanelerinde en az bin 83 sağlık hakkı ihlali meydana gelmiştir” dedi. Çevirmen sağlık ve hastaneye erişim noktasında yaşanan hak ihlallerini şöyle sıraladı: “Adli Tıp Kurumu tarafından tam teşekküllü hastane ve üniversite hastaneleri tarafından ‘hapishanede kalamaz raporları’ kabul edilmemiş ve ağır hasta mahpusların infazları ertelenmemiştir. ATK bu kararlarda tıbbi ve etik ilkelerin dışında politik karar süreci yürütmektedir. Hasta mahpuslar, tek kişilik hücre bölmeli araçlarla sevk edilmekte, bu bölmeler çok küçük olup nefes almanın dahi imkansız hale geldiği, yazın sabahtan akşama kadar güneşin altında ve kışın da soğuk olan bu araçlarda bekletilmektedirler. Bu araçlar temizlenmediği için mikrop saçmakta ve hastaneye gidenlerin sağlığını da olumsuz etkilemektedir. Hastane sevkleri ya yapılmıyor ya da uzun zamanlara yayılarak yapılıyor, bu da hastalığın seyrinin ilerlemesine neden oluyor. Mahpuslar kelepçeli muayene edilmekte, kelepçeli olarak hastane sevkleri yapılmaktadır. Mahpusların diş tedavileri yapılmamaktadır. Hasta mahpusların hastane sevkleri tek kişilik bölmeli, havasız ve sağlığı olumsuz yönde etkileyen ring araçlarıyla yapılmaktadır.”

İşkence ve kötü muamele

Tutsakların çeşitli boyutlarda işkence ve kötü muameleye maruz kaldıklarını ifade eden Çevirmen, bu başlık altında aynı tarihlerde en az 620 ihlal meydana geldiğini, ancak Adalet Bakanlığının bu konudaki verileri paylaşmaması, haberleşmenin sürekli olarak engellenmesi ve yetkili makamlara ve insan hakları örgütlerine iletmemesi nedeniyle işkence ve kötü muameleye maruz kalan tutsak sayısının belirtilen sayının çok üzerinde olduğunu ortaya çıkardığını belirtti.

Çevirmen, iletişim yasakları ve diğer sorunlara dair en az bin 573 ihlalin meydana geldiğini söyledi.

Sevk ve sürgünler

Son yıllarda cezaevlerinde yoğun olarak zorunlu sevkler konusunda hak ihlallerinin artığına dikkat çeken Çevirmen, “İç Anadolu Bölge Hapishanelerinde en az 140 mahpus kendi istekleri dışında sevk ve ailelerinden uzak yerlerde tutulmalarından kaynaklı hak ihlali yaşamaktadır” dedi.

İHD'nin önerileri

Raporun öneri kısmında ise şunlar yer aldı:

* Cezaevlerinde son dönemlerde artış gösteren işkence-darp vakalarına son verilmeli, sorumlu olan kişiler hakkında soruşturma açılmalı ve cezai yaptırımlar uygulanmalıdır.

* Hapishanelere bağımsız sağlık kurumlarının girmesine ve inceleme yapmasına izin verilmelidir. Hapishanelerin denetiminde başta meslek kuruluşları ve insan hakları örgütleri olmak üzere ilgili kuruluşların yer alacakları şekilde yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Hakkında yasaklama, toplatma kararı olmayan gazetelerin hapishanelere alınmasının önündeki engeller kaldırılmalı ve temini sağlanarak gazeteler mahpuslara verilmelidir. Ailelerinden uzakta olan mahpusların, maddi koşullar ve hastalıklar nedeniyle gelemeyen ailelerine yakın cezaevlerine nakil talepleri kabul edilmelidir.

* Cezaevlerinde meydana gelen intihar vakalarının önüne geçmek için mahpusları ruh ve bedensel bütünlüklerine yönelik tehditler ortadan kaldırılmalı, insan onuruna yaraşır uygulamalar geliştirilmelidir. Gerekli önlemi almayan ve etkisi olan kişiler varsa etkin soruşturmalar yapılmalı ve yaptırımlar uygulanmalıdır.

* Hastaların revire çıkarılmaları, hastaneye sevkleri hızlandırılmalıdır. Teşhis, tedavi ve kontrollerinin uzman hekimler tarafından yapılması sağlanmalıdır. Kelepçeli muayene ve tedavi yöntemi uygulamasından vazgeçilmelidir. Bu uygulama nedeniyle birçok hasta mahpusun tedavisi yapılamamaktadır. Türkiye hapishanelerinde bulunan hasta mahpusların acil ve kalıcı tedavileri yapılmalı, hapishane koşullarında tedavisi yapılamayan/yapılmayan hasta mahpusların da acilen infazları durdurulmalıdır. ANKARA

 

* * *

Vicdani retçiye hapis

Hapis cezası verilen vicdani retçi Şendoğan Yazıcı, "Bizi yıldırmaya çalışıyorlar ama sözlerimin arkasındayım" diyerek tepki gösterdi. 

Vicdani retçi Şendoğan Yazıcı hakkında sanal medya hesabından yaptığı bir paylaşım nedeniyle “Halkı Kanunlara Uymamaya Tahrik” suçlamasıyla dava açıldı. Borçka Asliye Ceza Mahkemesi’nde yargılanan Yazıcı, hapis cezasına çarptırıldı. 

Yazıcı, 25 Kasım 2022'de sanal medyada hakkında tutulan “yoklama kaçağı” tutanağını paylaşan ve "Sizin katil sürünüze katılmayı, emir-komuta zincirinize girmeyi, ölmek ve öldürmek için emir almayı tam 12 yıldır reddediyorum, nefes aldıkça 'bu caan bu tendeee durdukçaaa' reddetmeye de devam edeceğim…" paylaşımı yaptı. Ardından Şendoğan hakkında dava açılırken, 20 Ağustos'ta görülen karar duruşmasında Şendoğan'a 5 ay 18 gün hapis cezası verildi.

15 dava açıldı

Kararın eline 2 gün önce ulaştığını söyleyen Şendoğan, MA'ya konuştu. Hakkında bugüne kadar toplam 15 dava açıldığını ve buna benzer cezalar aldığını söyleyen Yazıcı, ayrıca 36 bin 500 lirada idari para cezası kesildiğini aktardı. Yazıcı, "Devlet vicdani ret meselesinde hukuki düzenleme yapmamak için böyle yan yollara sapma ihtiyacı hissediyor. Devletin bugün yapması gereken şey, 2006'da imzaladığı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ndeki ‘vicdani ret’ hükmünü iç hukukta karşılık bulacak şekilde düzenlemesi. Bunu yapmayıp bizim gibi insanları ‘yoklama kaçağı’ diye yıldırmaya çalışıyor" dedi.

Sözlerinin arkasında

Yaptığı paylaşımın arkasında olduğunu dile getiren Yazıcı, "Ben zaten vicdani retçiyim ve savunduğum düşünceyi savunacak başka insanlar olmasını da isterim. Türkiye'de şu anda 400'e yakın vicdani retçi var ve bunun 40 bin olmasını isterim. Bu yolda propaganda da yaparım. Bunun adı 'İnsanları kanunsuzluğa teşvik etmek' değil. Kendi düşüncemi ve eylem pratiğimin başkaları tarafından da hayata geçirilmesi için çabalamaktır" diye konuştu.

Yazıcı, hakkında verilen 5 ay 18 günlük hapis cezasına karşı ise İstinaf Mahkemesi'ne itirazda bulunacağını sözlerine ekledi. ARTVİN

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.