İran’da Demokratik İslam tartışılıyor

Cihan EREN yazdı —

  • Kürt medrese geleneğinden de bilindiği gibi Kürt dindarlığı her zaman ilmi olmaya çalışmıştır. Bu nedenle adı konulmamış da olsa her zaman demokratik İslam olmayı da başarmıştır. 
  • DAİŞ’in Arabiliği ve AKP-MHP liderliğindeki Türk İslam sentezi, Kürtlerdeki Sünni İslam inancı ve kültürünün Türk ve Arap iktidar İslam'ı gibi olmadığını çok net göstermiştir.

İslam, Kürtlerin bir kesiminde Sünnilik, Farslarda ise Şiilik olarak kabul edilmiştir. Demokratik toplum özelliği güçlü Kürtlerden bir kesimin iktidar İslam da olan Sünniliği, iktidar İslam’la mücadele ederek kimlik bulmuş Şiiliğin ise devletçi eğilimi güçlü Farslarda kabul görmesi oldukça ilginç bir gelişme olmuştur. Araştırmalar bunun, Kürt egemenlerindeki işbirlikçilik, Fars egemenlerindeki devlete ve iktidara yatkınlık özelliğiyle izah edilebileceğini göstermektedir. 

Kürt halkı İslam'ı kabul edip kültürleştirmeden önce, Kurdistan'da Sünniliğin Arap halifelerine teslim olmuş bir gurup Kürt egemenin işbirlikçiliği yoluyla geliştiği kesin gibidir. İlk güçlü çıkışlarından birini Ahmed-e Xanî’de gördüğümüz Müslüman Kürtlerdeki yurtseverliğin ise bu işbirlikçi damara tepki ve alternatif bir yorum olma amacı taşıdığını belirtmek mümkündür. Bu yurtsever dindarlığın son büyük temsilcisi ise Qazi Muhammed oldu. 

DAİŞ’in Arabiliği ve AKP-MHP liderliğindeki Türk İslam sentezi, Kürtlerdeki Sünni İslam inancı ve kültürünün Türk ve Arap iktidar İslam'ı gibi olmadığını çok net göstermiştir. Özellikle de Türklerdeki İslam ile Kürtlerdeki Sünni İslam arasında büyük bir fark vardır; Sünni İslam Kürtlerde hemen her zaman büyük fikri hareketler, devrimci yanı önde içtihatlar, Türklerde ise işgal ve fethi aracı olarak anlaşılmış ve inanılmıştır. 

İran’da aylardır süren serhıldanın Rojhilat’taki bölümünde Kürt seyda ve alimlerinin yoğun katılımı, dile getirdikleri gerçekler, Kürtlerdeki yurtsever dindarlığın günceldeki örneğidir. Rojhılatlı seydalar şimdiye kadar büyük bir cesaretle, ahlaki ve siyasi sorumlulukla yurtseverlik görevlerini yerine getirmeye çalışmıştır; başta Şii İranlılara olmak üzere tüm halklara Şiiliğin ahlaki dayanaklarını, devrimci ve halkçı kimliğini hatırlatarak dini anlamı büyük bir çıkış da yapmıştır. Bu duruş aynı zamanda Kürt halkında Sünni İslam'ın iktidar İslam gibi anlaşılmadığını, Kürt halkının hafızasında “din iyi ahlaka çağırır, dindar olmak iyi insan olmak demektir” kök kültürünün güçlü yaşandığını da göstermiş oldu. 

Bakûr, Başur ve Rojava Kurdistan’da kendine tarikatçı, Kürtçü diyen bir kesimin İslam adı altında ırkçı, faşist Türk egemenlerine işbirlikçiliğin de ötesinde kul-köle olmasına, Kürt alim ve seyda geleneğini Türk egemenlerinin emperyalist emellerinin hizmetine sokmasına karşın, Rojhilatlı seydaların gösterdiği duruşun yurtsever anlamı çok büyüktür.  Bu duruş Rojhılatlı alimlerin İran’ın demokratikleşmesi mücadelesinde, Müslüman Kürt yurtsever alim çizgisini yeniden canlandırabileceklerine de işaret etmektedir. 
Kürt medrese geleneğinden de bilindiği gibi Kürt dindarlığı her zaman ilmi olmaya çalışmıştır. Bu nedenle adı konulmamış da olsa her zaman demokratik İslam olmayı da başarmıştır. Halkçılık Kürt dindarlığında ayrılmaz bir yan olmuştur. 19. ve 20. yy.daki büyük zülüm ve haksızlığa rağmen Kürt alimler yine de sadece Kürtler için talepte bulunmamıştır; Kürtler de diğer halklar gibi hak sahibi olsun, hiç kimse Kürtler gibi ezilmesin, hakları gasp edilmesin demiştir.  

Rojhılat Kürdistan’da çoğu cami imamı seydalar, tarikat çevrelerinden şahsiyetler İran-i olma gerçeğini güçlü dilendirmektedir. Kürt seydaların ‘İran’daki sorun mezhepçilikten kaynaklı değil iktidar ve devletin halklara baskı uygulamasından, dini koruyoruz adı altında sorunları büyütmesinden, insanları idamla sindirmek istemesinden kaynaklanıyor’ anlamında konuşması basite alınmamalıdır. Kürtler gibi 20.yy.da kimliği inkar edilmiş, her türlü haksızlığa ve katliama maruz kalmış bir halkın, ulusal bilinci güçlü din adamlarının bu çerçevede konuşması kadar demokratik değeri büyük başka bir söylem daha olamaz. Seydaların şehitleri toprağa verirken bile “mesele Şii Sünni meselesi olsaydı Şah rejimi baskıcı ve zorba olmazdı” diyerek halkı uyarması ve bilinçlendirmesi, Kürt seyda ve alimlerin demokratik İslam karakterine ve yurtseverliklerine delildir. 

Kürt seydaların inançlı duruşları, halkçı çağrıları, aynı zamanda çıkışında demokratik İslam özelliği güçlü Şiiliğin İranlı egemen bir kesimin elinde özünden uzaklaştırılmasını da kanıtlar. Kürt seydaların çıkışı, İran Şiiliğinin demokratik bir yoruma, değişim ve dönüşüme ihtiyaç duyduğunu da gösteriyor. 

İslam tarihinde, böyle kritik dönemlerde İranlıların ve Rojhılat Kürtlerinin tarihsel rollerini oynadığı birçok defa görülmüştür. Rojhılat parçasındaki Kürt alimlerin Emevilerin yıkılmasında, mezhep ve tarikatların geliştirilmesinde, tasavvufun derinleştirilmesinde oynadığı rol bu gerçekliğe şahitlik etmektedir. 

Sünni İslam'ın cihadist selefi yorumu Daiş ile, modernist yorumu Mısır ihvanıyla, milliyetçi faşist yorumuysa Türk İslam sentezinin iflası ile son bulmuştur. Sünni İslam’daki bu son, İran’da iktidar ideolojisine dönüştürülmüş Şiiliğe cesaret vermiş, kendine güvenini artırmış olabilir. Oysaki ulus devletçi İslam'ın tüm yorumları bir ve aynıdır. İran’da bu yeterince anlaşılmadığı için Emevilere karşı mücadelede şekillenmiş Şiiliğin neden ve nasıl Emevileşebildiği anlaşılamamaktadır. Kürt alimler, Şiilikteki bu derin krizi ve çıkmazı da fark etmiş gibidir. 

İran’da yaşanan sorunlar, anti demokratik iktidardan kaynaklanmaktadır. Egemenlerin yanlışlarını görüp çözmek yerine dini kullanarak kendilerini doğru ve haklı göstermesi sorunları derinleştirmektedir. Kürt alimlerinin duruşu, söylemi bu iktidar Şii politikasını da zorlamaktadır. Çünkü İran’daki demokratik halk eylemlerinde Kürt Sünniler devrimci Şiilere, egemen Şiilerse Emevi çizgisine yakın bir tutum almaya başlamıştır.

Kürt alimler mücadeleleriyle tarihsel rollerini oynamak üzere bir kez daha öne çıkmış görünmektedir. Bu tarz katılımlarını sürdürürlerse Kürt alim geleneği sadece Şiiliği değil, İslam'ın tümünü düşündürtmeye, yeni arayışlara sevk edebilir. Bu da İran halklarının demokratik mücadelesinin Kürt alimler öncülüğündeki demokratik İslam kültürüyle birlikte yürümesine yol açabilir. Bu yürüyüş Şii Sünni tüm kesimleri içine alır, kadınların ve tüm halkın demokratik taleplerini gözeterek ilerlerse hem Şiiliği hem de Sünniliği demokratik İslam yapabilir. 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.