Alevilerin Dersim katliamına yaklaşımı değişmelidir
Cihan EREN yazdı —
- Dersim şehitleri münasebetiyle her sürekten Alevilere çağrımız, Dersim ve Koçgirî katliamlarını daha cesaretli anmalarıdır. Aleviler, Kemalistlerin önce asker kadrolarıyla, sonra da CHP politikasıyla yaptığı soykırımı eleştirmeli ve teşhir etmelidir.
Alevilerin ve Bektaşilerin, Dersim katliamını daha objektif değerlendirmesinin zamanı gelmiştir.
Alevi ve Bektaşilerin Dersim katliamını, Anadolu’da Türkleştirme adı altında halklara ve inançlara dönük aralıksız sürdürülen kültürel ve fiziki soykırımlarda, kendilerini hedeflemiş katliamların en acımasızı olduğunu bilince çıkarmaları gerekmektedir. Dersim katliamını demokratik bir tutumla eleştirmeleri, devletten bu katliamı itiraf etmesini istemeleri, cumhuriyetin demokratikleştirilmesi için önemli bir rol oynayacaktır.
Dersim ve Koçgirî başta olmak üzere, Kürt Alevi coğrafyasındaki katliamlar, Kürtleri Türk yapmak, Alevileri de Müslümanlaştırmak içindi. Kemalist kadroların yaptığı Kürt ve Alevi soykırımı, etnik ve inançsal kimliklerinden ötürü en başta ve en çok da Kürt Alevileri hedeflemiştir. Kuşkusuz ki yaygın kanaatin aksine Kemalist kadroların Alevilere dönük inanç soykırımı sadece Kürt Alevileri hedeflememiştir. İnanç ve kültür olarak Türkmen, Arap ve Roman Alevileri de kapsamıştır. Tüm askeri darbeler döneminde Alevilerin katledilmesi, Alevi katliamlarında kullanılan Türk İslam sentezi zihniyetinin bugün AKP-MHP adı altında devleti yönetiyor olması ve en önemlisi de Alevilerin bugün yaşadığı sorunlar, sorgulanması gereken bir sürecin yaşandığını fazlasıyla kanıtlıyor.
1920-1938 arasında yaşanan Kürt Alevi katliamını, Kemalistlerin yaptığı soykırımlardan bağımsız ele alınamaz. Böyle ele alanlar;
Ya tarih bilmiyorlar,
Ya gerçekleri saptırıyorlar,
Ya Alevilikten çıkmışlar,
Ya milliyetçidirler,
Ya Kürt ve Alevi düşmanıdırlar.
Dolayısıyla her sürekten Alevinin;
Koçgirî’de Kemalist ve İttihatçı karışımı faşistlerin,
Dersim’de CHP adı altında örgütlenmiş faşistlerin,
Maraş’ta, Çorum’da, Malatya’da, Sivas’ta ve Gazi’de bugün AKP-MHP olarak gördüğümüz ırkçı-dinci paramiliter faşistlerin, Alevileri neden katlettiğini doğru anlaması gerekir.
Bu katliamlar doğru anlaşılmazsa cumhuriyet rejiminin;
Demokratikleşemeyeceğini,
Aydın, demokrat ve sağlıklı birey ve toplumun yaratılamayacağını,
Kürt ve Alevilere karşı hastalıklı tip olan ırkçı-dinci kişiliklerin her daim tetikte olacağını,
Kürt ve Alevi inkar ve imhasının bitmeyeceğini,
Ülkede adalet ve eşitliğin olamayacağını,
Gelişme ve zenginleşmenin de sağlanamayacağını çok iyi bilmek gerekir.
Her sürekten Aleviler, özellikle de Türkmen Aleviler ve Bektaşiler, Koçgirî ve Dersim katliamını, bu katliamları meşru ve haklı gösteren kaynaklardan öğrendiğini daha doğrusu kendilerine öğretildiğini de bilmesi gerekiyor. Örneğin bir ara Alevi örgütlerinin önde gelenlerinin çoğunun Kürt siyasetçi Osman Baydemir’in bir çağrısına ‘Şeyh Said Seyid Rıza’nın kestiğini yememişti’ diyerek karşı çıkmalarında bunu bir kez daha görmüştük. Oysaki özellikle de belli bir entelektüel birikime sahip Alevi örgütlerindeki canların herkesten önce bu hikayenin MİT yaratımı olduğunu, böyle bir şeyin yaşanmadığını çok iyi bilmesi lazım gelir.
Kemalistlerin Alevi katliamları konusunda yeterince bilgi sahibi olmadıklarını düşündüğümüz her sürekten bir kesim Alevi Pîrlerine, aydın ve sanatçılarına, kanat önderlerine ve örgütsel yapılarında yöneticilik yapanlara önerimiz, mesele Kuzey Kürdistan’daki özelde de Kürt Alevi coğrafyasındaki katliamlar olunca;
1925’te Kemalistlerin hazırladığı ‘Şark Islahat Planı’nı okumalarını öneriyoruz.
Kemalistlerin 1926, 1930 ve 1936 tarihlerinde hazırladıkları, Dersim raporlarını görmeliler, diyoruz.
“Tunceli kanunu”na, Atatürk’ün Dersim katliamı öncesi ve sonrası yapılanlar hakkında, kendisine rapor sunan askeri sorumlulara ve asker valilere verdiği cevap yazılarına bakmakta öğretici olacaktır.
Aleviler, Jandarma Umum Komutanlıklarının ve 5. Umum müfettişliklerinin özelikle de 1930’lu yıllarda hazırladığı onlarca belge ve raporlara da bakılmalı ve okunmalıdır.
Tümü resmi belge ve yazışmalar olan bu belgeleri değerli araştırmacı Mehmet Bayrak’ın “Dersim-Koçgirî ‘Tedip-Tenkil-Taqdil-Tehcir-Temsil-Temdin-Tasfiye” adlı kitabında tam metinleriyle ya da özetleriyle görmek mümkündür.
Aleviler, nasıl ki AKP kendileri hakkında uydurma raporlar, düzmece toplantılar ve tartışmalar yapıyorsa, Kemalist hareketin de bu yöntemle daha 1920’lerde Kürtler ve Kürt Aleviler başta olmak üzere, tüm Aleviler için yaptığını unutmamalıdır. AKP ve MHP Alevileri Aleviliklerinden koparmak için bir çalışıyorsa, Kemalistlerin Kürt Alevilerin başına getirdiği şeyin bunun on, yirmi katı olduğunu bilmeleri gerekir. Bu vahşilikte bir soykırım yapılmamış olsaydı Kürt Aleviler bu halde olmazdı. Tüm Aleviler için manevi güç kaynağı olup, Alevilere ışık yaymış Dersim ocakları sönük kalmazdı. Kürt Aleviler katledilip soykırım altına alınmamış olsaydı, bugün ‘Alevilik nedir, Cemevleri kültür evidir, dedelere maaş verilsin’ türünde Alevilere hakaret olan bir tartışma da asla gündeme gelmezdi.
Pîr Seyid Rıza ve Dersim şehitlerini andığımız şu günlerde belirtilmesi gereken bir diğer husussa, Alevilerin Kemalistlerin bakış açısıyla 20. yüzyıla ve Osmanlı dönemine bakmamaları gerektiğidir. Kemalistler Alevilere Osmanlı dönemi uygulamalarını göstererek soykırımlarını gizlemiştir. Günceldeki bir örnekle açıklarsak, AKP ve Erdoğan’ın Müslüman Türklere Kemalistlerin CHP adı altında uyguladığı kaba laikçi politikayı hatırlatarak uyguladığı aldatma taktiğinin aynısını, Kemalistler de Osmanlının şeriat politikasını hatırlatarak, Alevileri aldatmıştır. Ki bu taktik CHP tarafından yer yer halen bile dillendirilmektedir. Oysaki 1930’lardaki Kemalist kadrolar, özellikle Dersim’i tartışırlarken Osmanlının üstelik de Yavuz’un yaptıklarını örnek vermiş, övmüş ve onu devam ettirmek gerektiğini söylemiştir.
Tekçi Türk ulus devletinin yüz yıla yakındır süren tarihini, soykırımlarını bilince çıkarmak Alevilerin kendi otantik değerleriyle buluşmasına hizmet edecek, Alevi inkarını sonlandıracak, Alevilerin inançlarını özgürce yaşamalarının yolunu açacaktır.
Dersim şehitleri münasebetiyle her sürekten Alevilere çağrımız, Dersim ve Koçgirî katliamlarını daha cesaretli anmalarıdır. Aleviler, Kemalistlerin önce asker kadrolarıyla, sonra da CHP politikasıyla yaptığı soykırımı eleştirmeli ve teşhir etmelidir. Alevilerin Kürt Alevi katliamlarına karşı daha cesaretli tutum almaları, Türkiye’yi demokratikleştirip yaşanır bir ülke yapacaktır. Bu tutum, Aleviler üzerindeki inkar ve soykırımı da sonlandıracaktır.