Karakoç hakkında tutuklama kararı

• Gazeteci Serdar Karakoç’un Almanya’ya gönderilmesi talebini inceleyen Amsterdam’daki mahkemeden tutuklama ve gönderme kararı çıktı. Mahkeme avukatların tüm itirazına rağmen Karakoç’u tutukladı. 
• Kürt kriminalizasyonunda kullanışlı aparat haline gelen Alman hukukunun 129b maddesi bu defa da Özgür Basın Emekçisi Serdar Karakoç’da uygulama yeri buldu. 24 yıllık gazetecinin tutuklanması tepkiyle karşılandı. 

Hollanda’nın Amsterdam kentinde Almanya’nın talebi ile başlatılan, Gazeteci Serdar Karakoç davasında bu gün karar duruşması yapıldı. Amsterdam’da görülen duruşmada, 24 yıldan beri yaşadığı Hollanda’da gazetecilik faaliyeti yürüten Serdar Karakoç’un Almanya’ya gönderilmesi kararı çıktı. Avukatlarının tüm itirazlarına rağmen tutuklanan Karakoç’un hakkında yürütülen 129b maddesi soruşturması gerekçesi ile Almanya’da arama kararı bulunuyor. 

Federal Alman Savcılığının talebi ile 23 Mayıs’ta Kerkrade’deki evinde tutuklanan Özgür Basın emekçisi Karakoç, 14 Haziran’da 5 bin euro kefalet ile salı verilmişti. Amsterdam kentinde 24 Temmuzda görülen ilk duruşmadan kararın bu gün 7 Ağustos’ta yapılacak duruşmada verileceği açıklanmıştı.  Basın emekçilerinin ve basın örgütlerinin Hollanda yargısına dönük, “Gazeteciliğinin Şahidiyiz” beyanatına rağmen tutuklama ve Almanya’ya gönderilme kararı tepkiyle karşılandı. 

Türk devletinin elemanları tarafından bombalanan Özgür Gündem gazetesinin de İzmir temsilciliğini yapan Karakoç, 1991 yılından beri kesintisiz gazetecilik yapıyor. Çok sayıda gazeteci, yazar ve aydın ortak açıklamalar yayımlayarak Serdar Karakoç’un Almanya’ya verilmesine karşı çıkmıştı. Ayrıca açıklama yayınlayan gazeteci örgütleri ve Serdar Karakoç’a Özgürlük İnisiyatifi de Hollanda hükümetinin Kürtleri ve Kürt medyasını kriminalize edecek politikalarından uzak durmasını istemişti.

Gazeteci Serdar Karakoç’un dava sürecinde pasaportuna el konuldu ve haftalık imza zorunluluğuna tabi tutuldu.

Tepkisiz kalamam demişti

Almanya’nın Kürt kriminalizasyonunun son mağduru olan Gazeteci Karakoç gazetemize verdiği özel mülakatta, davanın tamamen siyasi olduğuna dikkat çekmişti. Yaşam felsefesinin insani değerler üzerine kurulu olduğunu vurgulayan Karakoç: “Türk devletinin vahşi uygulamaları karşısında Özgür Basın geleneğinden gelen biri olarak duyarsız ve tepkisiz kalamazdım. Her meslekten insanın sahip olduğu gibi benim de politik bir görüşüm var ve sadece Kürt halkının değil mazlum, ezilen, tarihsel olarak yok sayılan, katliama uğrayan tüm insanlığa karşı insani görevlerimi yerine getirmek en temel yaşam felsefem olmaktadır” demişti. AMSTERDAM