Kayyum derhal çekilmeli

Ayşegül Doğan

Ayşegül Doğan

  • DEM Parti Söscüsü Ayşegül Doğan, hükümete bir kez daha işletilen hukukun adını sordu. Eşbaşkan Akış'n seçilmiş bir Kürt olmak dışında 'suçu' olmadığını belirten Doğan, kayyumun derhal çekilmesini istedi.

Colemêrg Belediyesi'ne 3. kez kayyum atanmasına karşı protesto eylemleri ve girişimlerini sürdüren DEM Parti, Colemêrg ve Akdeniz'de mitinglere hazırlanıyor.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Sözcüsü Ayşegül Doğan, Colemêrg (Hakkâri) Belediyesi’ne kayyum atanmasına dair başlatacakları kampanyaya dair basın toplantısı düzenledi. Kayyum politikalarına dair “İflas eden rejimin son çırpınışlarını görüyoruz” ifadesini kullanan Doğan, AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Kanun yok, hukuku işletiyoruz” sözünü hatırlattı.

İşletilen hukukun adı konulmalı

DEM Parti’lilere, Kürtlere işletilen hukukun adının artık konulmasını istediklerini belirten Doğan, şöyle devam etti: "Çünkü şayet Hakkâri’de ortaya çıkan görüntüler, akademisyenler tarafından sömürgecilik nedir nasıl işletilir, kolonyalizm nedir, kolonyal hukuk nasıl işletilir diye ders olarak anlatılmak istense üzerine söylenebilecek söze gerek kalmayacak kadardır. O nedenle tekrar soruyoruz; ‘kanunu değil hukuku konuşturduk’ derken hangi hukuku kastettiniz? 31 Mart seçimleri sonrası ortaya çıkan iradeye saygı duyacağını söyleyen bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hakkâri’de halkın iradesini gasp etmeye karşı nasıl böyle bir söylem ve ifade ile seçilmiş birinin yerine atanmış bir memuru savunabilir?"

Meşruiyet zemini yaratma çabası

İkili hukuk uygulandığının altını çizen Doğan, "Hakkâri’de yapılan Kepez’de yapılmıyor, Kepez’de uygulanan Hakkâri’de uygulanmıyor. Kayyum rejimi iflas ettiği için kendine bir meşruiyet zemini yaratmaya çalışıyor. Yasal dayanağı olmadığı gibi meşru bir zemini olmayan bu çaba nafiledir" dedi.

Eşbaşkan Akış'a yapılanlar

Doğan, "Örgüt üyeliği" suçlamasıyla 19 yıl 6 ay hapis cezası verilen Eşbaşkan Mehmet Sıddık Akış'a yapılanlara dikkat çekti: "Eşbaşkan Akış hakkında 5 Haziran’da görülen duruşmada ve bu duruşma öncesi herhangi bir şey yok. Bir anda bir soruşturma açılıyor, gözaltına alınıyor, yasal olmayan bir şekilde 48 saati aşan bir gözaltı süresi uygulanıyor. Bu süre boyunca belediye başkanımıza söz konusu açıldığı iddia edilen soruşturmayla ilgili hiçbir soru sorulmuyor, ifadesi alınmıyor. Tutuklu bir biçimde duruşmaya getirmek, duruşmada ceza vermek, yani atanan kayyuma bir gerekçe yaratmak için günlerce orada ifadesi alınmadan, herhangi bir soru sorulmadan tutuluyor."

Dolaşımdaki ithamlardan değil

Hakkında dosyası olan, davası olan, soruşturma olanların DEM Parti’de aday gösterildiği yönündeki eleştirilere/karalmalara da işaret eden Doğan, "Bugüne kadar yerine kayyum atanan hiçbir belediye eşbaşkanımızla ilgili özellikle iktidar medyasının toplumu manipüle etmek için dolaşıma soktuğu ithamlardan dolayı verilmiş bir ceza olmadığını bir kez daha söyleyelim. Defaatle söylüyoruz, çünkü kayyum uygulamasıyla ilk kez karşılaşmıyoruz. Bu uygulama, üçüncü dönemdir inatla ve ısrarla sürdürülmek istenen bir uygulama" dedi.

Ceza verilen dosyayı hatırlattı

Yüksek Seçim Kurulu'nun Akış’ın aday olmasını engellemediğini, aday olması önünde herhangi hukuki bir engel bulunmadığını kaydeden Doğan, şunları söyledi: "Aday olabilirsin ama belediye eşbaşkanlığı yapamazsın oeniliyor. Bu nasıl bir hukuk, bu nasıl bir karar, bu nasıl bir yargı? İktidara göre pozisyon alan ve onun ihtiyaçlarını karşılayan bir yargıdır. Mehmet Sıddık Akış ile ilgili ilk 2009’da bir soruşturma açılıyor, kendisi BDP Hakkâri İl Eşbaşkanımızdır. Soruşturma dosyası, 2010’da davaya dönüşüyor, 2011’de tutuklanıyor, bir yıl cezaevinde kaldıktan sonra 2012’de tahliye ediliyor. Her şey açık ve gizli tanık beyanlarıyla oluşturuluyor, delillerden yoksun bir dava. 60 celse boyunca süren bir dosyadan bahsediyoruz. 3. Ağır Ceza Mahkemesi, yetkisizlikle dosyayı Hakkâri’ye devrediyor. Hakkâri’ye geldikten sonra bu dosyaya bakan  heyet 20 kez değişiyor. Her duruşma arası en az 6 ay oluyor ama 31 Mart yerel seçimlerinin ardından yapılan ilk duruşmada alelacele savcıdan mütalaa alınarak duruşma sadece 13 gün sonraya, yani 5 Haziran’a erteleniyor

Akış'ın tek bir 'suçu' var

İthamlar yalnızca bunlarla da sınırlı değil. Aslında bu dosya ile  şu anda tutuklu bulunan Mehmet Sıddık akış’ın hiçbir ilgisi yok. Akış’ın tek bir suçu var. Kürt bir seçilmiş olmak. Hakkâri Belediyesi Eşbaşkanı olmak. Başka da hiçbir suçu yok.

Colemêrg'in seçilmesinin nedeni

Peki, neden Hakkâri seçildi? Elbette tesadüf değil. Yıllardır bir garnizon gibi kullanılmaya çalışılan bir şehirden bahsediyoruz. Hakkâri, kayyum atandıktan sonra askerin şehre indiği görüntülerle eşbaşkanlarımıza, orada adalet nöbeti tutan milletvekili arkadaşlarımıza, iradelerine sahip çıkmaya çalışan Hakkâri halkına karşı postalların göründüğü ve bunlara yaşanılmak istenen bir şehir olarak orta yerde duruyor. Şimdi hal böyleyken buna bu bir siyasi darbedir, demeyelim de ne diyelim? Bu, açıkça demokrasiye, hukuka, adalete ve eşitliğe yönelik açık bir darbedir. Kayyum, kötülüktür; yıkım, talan, halk iradesini tanımama, yok sayma, seçim yaparım ama seçemezsin deme, yani sandığa ve demokrasiye olan inancı ve güveni sarsma hamlesidir.”

Görevi, sahibine bırakmalı

Colemêrg halkının günlerdir iradesine sahip çıkmak için nöbette olduğuna dikkat çeken Doğan, şöyle konuştu: “Belediyenin önü atanmış vali dolayısıyla asker ve polis ablukasında. Şayet Hakkâri halkı kayyum ile yönetilmek istenseydi atamış kayyumu halktan koruma girişiminde bulunma ihtiyacı duyulmazdı. Bunun bir başlangıçtan çok, kayyum rejimi için bir sonun başlangıcı olması gerekiyor. Hakkâri son olmalı ve Hakkâri’ye atanan kayyum derhal asıl sahibine görevi devretmeli. Belediye Meclisi çoğunluğu toplanarak Viyan Tekçeyi Eşbaşkanvekili de seçti. Kayyum, görevini vermeli. Herkes, Hakkâri halkının iradesine, ortaya koyduğu bu direniş gücüne güç katmalı, el vermeli, omuz vermeli. O nedenle kayyum atandığı günden beri DEM Parti’nin olduğu her yerde DEM Parti ve belediyelerin önünde iradeye saygı nöbetleri, halk buluşmaları sürüyor.”

Büyük mitinge davet

“Halk iradesine saygıya davet ediyoruz” diyen Doğan, 13 Haziran saat 15.00’te Colemêrg’de büyük bir miting gerçekleştireceklerini açıkladı. Doğan, “Büyük mitinge hepinizi, Türkiye’de kendini adalete, özgürlüğe, eşitliğe, bir arada yaşama ve halk iradesine saygı ve sahip çıkmaya ilişkin sorumlu hisseden tüm yurttaşları, Hakkâri’de buluşmaya, halk iradesine saygıya davet ediyoruz” diye seslendi.

Birlikte itiraz etmeliyiz

Doğan, 14 Haziran'da da Mersin/Akdeniz Belediyesi’nin önünde bir buluşma gerçekleştireceklerini açıkladı ve şunları ekledi: “Eğer biz gerçeği görmez, bize sunulan yalanları gerçek gibi kabul etmeyi, iktidarın çizmek isteği sınırlarda muhalefet yapmayı tercih edersek o zaman ne olur biliyor musunuz? Kayumun konuluşduğu 3 Haziran’dan beri neler oluyor? Mesela 9. Yargı Paketi’nde Türkiye’yi neler bekliyor, mesela uygulanmayan 6284 nasıl bir tehlikeye atılabilir, mesela etki ajanlığı nedir, bu arada geçen ve onaylanan müfredat nelere getirir, neler götürür? İşte tüm bunlar bu tür gündemlerin gölgesinde kalsın, yalanlar gerçek gibi dolaşımda kalsın diye kayyum rejimi gibi gündemlerle hepimiz oyalamaya, meşgul etmeye ve hayatımızdan çalınanın muhasebesini yapamayacak hale getirilmeye çalışıyorlar. Buna hayır demek için bu sorunu başka türlü adlandırmamak, başka türlü tanımlamamak için hep birlikte itiraz etmeliyiz.” ANKARA

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.