Kolombiya'da seçimi kimler kazandı?

Dosya Haberleri —

Gustavo Petro

Gustavo Petro

  • Kolombiya tarihinde ilk kez bir sol hükümetin göreve gelmesinde Francia Márquez’in rolü çok büyük. Siyah bir feminist olan Márquez, Kolombiya feminist hareketinin en bilinen siyasetçisi oldu.
  • Kolombiya’da Petro hükümetinin, sol bir programla göreve gelmesi bölge siyaseti açısından çok önemli. Bölgede ABD ile kurulan ilişkilerin dönüştürülmesi yönünde bir irade oluştuğunu görmek mümkün.
  • PKK üzerine olumlu yorumlar içeren tweetler atmış olan Petro’nun Erdoğan hükümetiyle ilişkilerinin nasıl şekilleneceğini şimdiden kestirmek mümkün değil. Fakat genel olarak İsrail, Türkiye, Suudi Arabistan ve BAE gibi ABD müttefiklerine mesafeli bir tutumu olduğu söylenebilir. 
SERHAT TUTKAL *

Kolombiya başkanlık seçimlerinin 19 Haziran’da düzenlenen ikinci turu sonrasında solun adayları Gustavo Petro ülkenin yeni başkanı, Francia Márquez de yeni başkan yardımcısı oldu. Kolombiya’nın 21. yüzyıldaki en yüksek katılım oranlı (% 58,17) seçimi sonrasında ülkede ilk kez sol bir hükümet kurulacak. Petro’nun kuracağı hükümet 7 Ağustos’ta göreve başlayacak. Seçim akşamı seçim sonuçlarına dair hızlı bir değerlendirme yazısı yazmış, ardından da Kolombiya seçimlerinin önemine değinen ikinci bir değerlendirme yapmıştım. Konuyla yakından ilgilenenlere bu iki yazıyı da okumalarını öneririm. Şimdi okuyacağınız yazıdaysa esas olarak Kolombiya’nın yeni başkanını ve başkan yardımcısını tanıtmaya ve kurulacak yeni hükümete hangi partilerin destek verdiklerini belirterek bu durumun siyasal dengeyi nasıl etkileyebileceğini açıklamaya çalışacağım.

Yeni Başkan Gustavo Petro kim?

Kolombiya’nın yeni başkanı Petro’nun 1974 yılında kurulan ve 1990’da silah bırakarak yasal siyasete geçen M-19 (19 Nisan Hareketi) üyesi bir eski gerilla olduğu sıklıkla yazılıyor. M-19, Uruguay’daki Tupamaros’a benzeyen bir şehir gerillası örgütüydü. Faal olduğu dönemde ülkenin basında en çok konuşulan örgütü olan, üyeleri arasında Kolombiya’nın iyi üniversitelerinden mezun çok sayıda militanın bulunduğu M-19’nin eylemleri dönemin basınında çok ses getiriyordu. 1980 yılında Dominik Cumhuriyeti Büyükelçiliği’nde düzenlenen bir resepsiyonu basarak aralarında ABD büyükelçisinin de bulunduğu 16 büyükelçiyi rehin almaları bu eylemlerin örneklerinden biridir. 19 gün sonra kaçan Uruguay büyükelçisi ve gerilla tarafından serbest bırakılan beş büyükelçi dışındaki diplomatlar 61 günün sonunda M-19 üyeleriyle birlikte Küba’ya giderek Küba’da serbest bırakılmışlardı. M-19 Kolombiya ordusunun silah deposunu basarak binlerce silaha el koyabilecek güçte bir örgüttü.

1960 doğumlu olan Petro, 1977’de örgüte katıldığında henüz 17 yaşındaydı. Gabriel García Márquez’in Yüzyıllık Yalnızlık romanına atıfla “Kumandan Aureliano” kod adını alan Petro 1984 yılında Zipaquirá şehrinde bağımsız belediye meclisi üyesi seçilmişti. 1985 yılında bu görevini sürdürürken ordu tarafından üzerinde ruhsatsız silahla yakalandı. Yasadışı silah bulundurmak ve “devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak” suçunun Kolombiya versiyonu olan “komploculuk” suçlamalarıyla askeri mahkemede yargılandı. 1987 yılına kadar hapiste kaldı. Serbest kaldıktan sonra dönemin Virgilio Barco hükümetiyle M-19 arasında devam eden barış görüşmelerine katıldı. M-19’nin silah bırakmasının ardından M-19 Demokratik İttifakı (AD M-19) adıyla kurulan yasal siyasi partinin kurucularından oldu. 1991’de bu partiden Temsilciler Meclisi üyesi seçilerek Kongre’ye girdi. 1997’de M-19’nin Bogotá belediye başkan adayı oldu. Yüzde 0,56 oranında oy alarak belediye başkanlığı seçimini sekizinci sırada tamamladı. 1998 ve 2002’de tekrar Temsilciler Meclisi üyesi seçildi. 2003’te M-19’den çok sayıda siyasetçiyle PDI (Bağımsız Demokratik Kutup) isimli yeni bir parti kurdular. Bu parti 2005 yılında PDA (Alternatif Demokratik Kutup) adıyla bir sol ittifaka dönüştü. İttifak 2006 yasama organı seçimlerinde 268 üyeli Kongre’de 18 sandalye kazandı, Petro da bu seçim sonrasında Kongre’ye giren 10 senatörden biri oldu. 2010 yılında PDA tarafından başkan adayı gösterildi. Başkanlık seçiminin ilk turunu 9,13 oranında oy alarak dördüncü sırada tamamladı.

Petro’nun yasal siyaset geçmişini uzunca anlatmamın özel bir sebebi var. Petro’nun yasal siyaset geçmişine değinen çoğu haber Petro’nun yüzde 32,22 oranında oy alarak başkent Bogotá’ya belediye başkanı olduğu 2011 yerel seçimlerinden sonrasına ağırlık veriyor. Halbuki Petro bundan önce 20 senedir yasal siyasetin içindeydi. Bu 20 yıl boyunca sol çizgide siyaset yaptı, paramiliter gruplara karşı en etkili muhalefet yapan Kongre üyelerinden biri oldu. Bu süre boyunca sol çizgisini inatçı biçimde korudu. Fakat 2011 yılında eski partisi PDA’dan ayrılarak İlericiler Hareketi’ni (Movimiento Progresistas) kurdu. Bu hareket sonradan İnsan Kolombiya (Colombia Humana) adını alacaktı. Aralık 2013’te savcılık tarafından belediye başkanlığı görevinden alınan Petro’nun yerine dönemin Savunma Bakanı vekaleten belediye başkanlığına atandı fakat Yüksek Mahkeme 2014’ün Nisan ayında Petro’yu görevine iade etti.

2018’de solun başkan adayı olan Petro ilk turda yüzde 25,09 oranında oy alarak seçimin ikinci turuna kalmış, ikinci turdaysa yüzde 41,77 oranında oy almıştı. Bu çok büyük bir seçim başarısıydı çünkü Petro’ya dek herhangi bir solcu aday bir başkanlık seçiminde yüzde 30 oranında dahi oy alamamıştı. 2018 seçimleri öncesinde kendisine M-19’deki dönemini soran bir gazeteciye demokrasi ve toplumsal adalet için savaşmayı M-19’de öğrendiğini söyleyen Petro, devrimci sol hareketlere olan olumlu yaklaşımını ve kişisel sempatisini her zaman sürdürdü. Fakat 2018’de de bu yılki seçimlerde de sosyalist bir programı olmadığını, programındaki ekonomik modelin demokratik kapitalizm olduğunu belirtti. Zaten aksini iddia etmek gerçekçi de olmazdı.

Başkan Yardımcısı Márquez kim?

Kolombiya tarihinde ilk kez bir sol hükümetin göreve gelmesinde Francia Márquez’in rolü çok büyük. Siyah bir feminist olan Márquez, Kolombiya feminist hareketinin en bilinen siyasetçisi oldu. Hem siyahların yoğunlukta olduğu bölgelerin seçim sonuçlarında hem de kadın oylarında Petro’nun sağcı aday Hernández’e fark atması büyük oranda Márquez sayesinde mümkün oldu.

Márquez, 1981 yılında madenci bir ailenin kızı olarak iç savaşın en yoğun yaşandığı yerlerden olan Cauca’da doğdu. Ergenlik yıllarında kendisi de altın madenlerinde çalıştı. 16 yaşında henüz lisedeyken hamile kalan Márquez, bir yandan lise öğrenimini sürdürürken bir yandan da çocuğuna tek başına bakıyordu. Aynı dönemde maden şirketleri karşıtı eylemlere katılarak bölgenin tanınan ekolojik aktivistlerinden biri oldu. 20 yaşında bir çocuğu daha olan Márquez AngloGold Ashanti isimli altın madeni şirketine karşı düzenlediği eylemler sonrasında 2009 yılında paramiliter grupların hedefi haline geldi. Paramiliterlerin çocuklarını da tehdit etmesi üzerine bölgeden ayrılmak zorunda kaldı ve siyah nüfusun yoğun olduğu Cali’ye yerleşerek hukuk eğitimine başladı. Bir yandan çocuklarına bakmak için temizlik işçiliği dahil olmak üzere çeşitli güvencesiz işlerde çalışıp bir yandan hukuk okuyan Márquez 7 yıl sonra hukuk bölümünden mezun oldu. Bu dönemde ekolojik aktivizm faaliyetlerine devam eden Márquez, maden şirketlerinin faaliyetlerinden dolayı yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalan Ovejas Nehri’ni korumak için çok sayıda eyleme katıldı. 2014 yılında 15 kadın aktivistle birlikte 12 gün boyunca yürüyerek başkent Bogotá’ya ulaşan Márquez burada buluştuğu 150 kadın aktivistle birlikte İçişleri Bakanlığı’nın ilgili birimini işgal etti. 2 hafta boyunca bakanlık binasını işgal eden kadınlar, dönemin başkanı Juan Manuel Santos’un taleplerini kabul etmesi üzerine eylemlerine son verdiler. FARC ile Kolombiya hükümeti arasında Havana’da düzenlenen barış görüşmelerine Siyah Topluluklar Süreci (Proceso de Comunidades Negras) isimli siyah hakları çatı organizasyonunun delegasyon üyelerinden biri olarak katıldı. Ekolojik aktivizm faaliyetlerinden dolayı 2018’de Goldman Çevre Ödülü’nü kazandı. 2019’da silahlı saldırıya uğradı. Zaten Kolombiya aktivistler için dünyanın en tehlikeli ülkesi. Kolombiya’da yalnızca 2021 yılında 171 toplumsal lider ve silah bırakan 43 eski FARC militanı öldürüldü. 2020 yılındaki veriler daha da korkunçtu. 2020 yılında Kolombiya’da 310 toplumsal lider, liderlerin 12 akrabası (9’u liderlerin çocukları) ve 64 eski FARC militanı öldürülmüştü, öldürülen 310 toplumsal liderin beşi tanınmış çevre aktivistleriydi. Márquez, bu koşullardaki bir ülkede yıllarca büyük şirketlerin doğa talanına karşı mücadele etti.

Márquez de Petro gibi Pacto Histórico’nun (Tarihi İttifak) başkan aday adayı oldu. Yaklaşık 800 bin oy alarak ön seçimde 4,5 milyona yakın oy alan Petro’nun ardından ikinci sırayı aldı. Márquez’in aldığı 800 bin civarı oy ön seçimlere katılan bütün siyasetçiler arasında en yüksek üçüncü oy sayısıydı. Liberal bir başkan yardımcısı adayı seçmesi bazı çevrelerce beklenen Petro’nun başkan yardımcısı olarak Márquez’i seçmesinin önemine dair kısa bir yazı yazmıştım.

Kolombiya’nın yeni hükümetinin “hiç kimselerin” (nadies) hükümeti olacağını, 214 yıl sonra Kolombiya’da ilk kez halkın yönetime geldiğini belirten Márquez, başkan yardımcılığının yanında yeni kurulacak olan Eşitlik Bakanlığı’nın da başına geçecek. Eşitlik Bakanlığı, kadınların, LGBTİQ+ toplulukların, etnik azınlıkların (özellikle yerlilerin, siyahların ve Romanların) haklarını savunmak ve eşitlik mücadelelerini desteklemek için kurulacak. Yeni başkan Petro, Eşitlik Bakanlığı’nın yapacağı ilk üç düzenlemeyi açıkladı: 1) Kadın-erkek arasında maaş eşitliği sağlanması, 2) Eviçi emeğin emeklilik süresi hesaplamasına dahil edilmesi, 3) Çocuklarına tek başına bakan kadınlara ayda yarım asgari ücret mali destek verilmesi. Bakanlığın projelerinin detayını Ağustos ayında hükümet kurulduktan sonra göreceğiz.

Yeni hükümet

Kolombiya yasama organı seçimleri biraz karmaşık bir süreç, daha önce detaylı olarak anlatmıştım. Burada tekrar kısaca özetleyeceğim. Kolombiya’da iki farklı yasama organı var, Senato ve Temsilciler Meclisi. Bunların birleşmesiyle Kolombiya Kongresi oluşuyor. Bu dönem Senato’da 108, Temsilciler Meclisi’nde ise 187 üye olmak üzere toplamda 295 üyeli bir kongre olacak. Senatörlerin 100’ü temsilcilerin de 161’i olmak üzere 261 üye normal seçim yoluyla Kongre’ye katılıyor. Kalan 34 üyenin 10’u (5 senatör ve 5 temsilci) 2016 barış anlaşması hükümleri gereği aldığı oydan bağımsız olarak FARC’ın kurduğu yasal siyasi parti olan Comunes’e ayrılıyor (bu durum yalnızca 2018-2022 ve 2022-2026 dönemleri için geçerli). 3 üye (2 senatör ve 1 temsilci) yerli kontenjanı olarak en yüksek oyu alan yerli adaylara, 2’si siyah kontenjanı olarak siyah adaylara, 16’sı savaş mağdurları kontenjanı olarak iç savaştan en çok etkilenen 16 bölgeden seçilecek temsilcilere, 1’i de yurtdışı kontenjanına ayrılmış durumda. Son olarak ikinci sıradaki başkan adayına (Rodolfo Hernández) Senato’da, bu adayın başkan yardımcısı adayına da (Marelen Castillo) Temsilciler Meclisi’nde bir kontenjan ayrılıyor.

13 Mart 2022’de yapılan yasama organı seçimlerinde birinci sırayı Petro’nun Pacto Histórico’su aldı. Böylece Kolombiya tarihinde ilk kez sol bir parti yasama organı seçimlerinden birinci sırada çıkmayı başardı. Pacto Histórico’nun Kongre’de 47 temsilcisi olacak. Diğer büyük sol partiler olan Yeşiller ve silah bırakan FARC üyelerinin kurduğu Comunes de hükümete desteklerini açıkladılar. Yeşiller’in Kongre’deki 30 üyesinin ve Comunes’in 10 kontenjan üyesinin de Petro’yu desteklemesi bekleniyor. Yerli kontenjanından giren 3 aday da sol partilerden geliyor. Buna mağdur kontenjanından gelen adayların 9’u ve Vatandaş Gücü’nün (Fuerza Ciudadana) 1 temsilcisi de eklendiğinde Kongre’de 100 üyenin soldan olduğunu görüyoruz. 195 üyeyse sağ siyasetlere yakın olacak. Sağın en büyük partisi olan Liberal Parti’nin Kongre’de 46 üyesi var. Liberal Parti de mevcut hükümete katılacağını duyurdu. Bu durumda 108 senatörün 54’ü mevcut hükümeti destekleyecek demektir. Çoğunluğu sağlamak için Petro’nun en az bir senatöre daha ihtiyacı olacak. 10 senatörü olan neoliberal Partido de la U’nun (Halk İçin Birlik Partisi) bazı senatörlerinin ikna edilmesi en olası senaryo. Temsilciler Meclisi’nde de bazı bağımsız adayların ve Partido de la U’nun bazı üyelerinin ikna edilmesiyle çoğunluk elde edilebilir. Bu demektir ki Petro bu dönem liberallerle anlaşmak durumunda, liberallerin desteği olmadan Kongre’den herhangi bir yasanın geçirilmesi mümkün değil. Kolombiya’da darbe ihtimalinden söz eden yorumcuların yanılma sebeplerinden biri burada görülebilir. Petro zaten Liberal Parti’yi ikna etmeden herhangi bir yasal düzenleme yapabilecek bir konumda değil. Kolombiya ordusunun darbe yapma kapasitesi olmadığı da çoğu uzman tarafından zaten kabul ediliyor.

Petro, aşırı sağcı siyasetçilere de görüşme teklifinde bulundu. Kolombiya aşırı sağının lideri konumunda olan eski başkan Álvaro Uribe bu teklifi kabul etti, farklı vizyonlara sahip olmalarına rağmen aynı vatan için çalıştıklarını belirten bir tweet attı. Kolombiya’nın en güçlü sağcı siyasetçisi olan Uribe’nin bu tweet’i ve ülkenin en güçlü ikinci sağcı siyasetçisi olan eski başkan ve Liberal Parti genel başkanı César Gaviria’nın hükümete dahil olacaklarını belirtmesi üzerine Petro hükümetinin ülkenin sağcıları tarafından da kabul edileceği görülmüş oldu. Bu durumda açıklanacak olan kabinede liberal siyasetçilere de çeşitli bakanlıklar verilmesi beklenebilir.

Bitirirken

Kolombiya’da Petro hükümetinin, sol bir programla göreve gelmesi bölge siyaseti açısından çok önemli. Bölgede ABD ile kurulan ilişkilerin dönüştürülmesi yönünde bir irade oluştuğunu görmek mümkün. Özellikle Meksika’da Andrés Manuel López Obrador’un başkanlığındaki hükümetin böyle bir girişime sıcak baktığı görülüyor. Brezilya’da Lula’nın seçimleri kazanması halinde Latin Amerika’nın en büyük yedi ülkesinin tamamında sol hükümetler görevde olacak. Özellikle ABD ve Kanada merkezli şirketlerin doğayı talan eden faaliyetleri, uyuşturucu ticareti ve Küba’ya uygulanan ambargo konularında ABD’yle diyalog kurulması ve ABD’den bazı taleplerde bulunulması olası. Petro şimdiden Venezuela başkanı Maduro’yla görüşmeye başladı, Kolombiya-Venezuela ilişkilerinin yakın gelecekte kısmen normalleşmesi bekleniyor. Kriz yaşanan Nikaragua’yla görüşmeler de yakında başlayacaktır. ELN (Ulusal Kurtuluş Ordusu) gerillalarıyla barış görüşmelerine başlanmasına da neredeyse kesin gözüyle bakılıyor. Petro hükümetinin göreve gelmesi bölgede barışın tesis edilmesi yönünde olumlu bir adım olacak. Daha önce PKK üzerine olumlu yorumlar içeren tweetler atmış olan Petro’nun Erdoğan hükümetiyle ilişkilerinin nasıl şekilleneceğini şimdiden kestirmek mümkün değil. Fakat genel olarak İsrail, Türkiye, Suudi Arabistan ve BAE gibi ABD müttefiklerine mesafeli bir tutumu olduğu söylenebilir. İsrail’i işgalci olarak nitelendiren ve Suudi Arabistan ile BAE’yi petrol ticaretiyle ilişkili olarak eleştiren Petro, Baas Partisi hakkında da olumlu açıklamalar yapmıştı. 

Kolombiya’nın ilk sol hükümeti ülkenin ezilenleri arasında büyük mutlulukla ve umutla karşılandı. Hiç kuşkusuz önümüzdeki dönemde bazı hayal kırıklıkları söz konusu olacaktır. Petro hükümetinin sağcı partilerle, bürokrasiyle ve ordunun en azından belirli bir kanadıyla birlikte çalışması, büyük sermayenin en azından bir kısmının onayını alması gerekecek. Yine de toprak reformu yapılarak köylülerin yaşam koşullarının en azından görece düzeltileceği, sosyal devlet anlayışına biraz olsun yakınlaşılacağı, ırkçılıkla ve yolsuzlukla mücadele edileceği, kadınların toplumsal hayattaki gücünün artacağı gibi olumlu tahminlerde bulunmak mümkün.

Önümüzdeki dört yıl Kolombiya tarihinde bir ilk gerçekleşecek, sonuçlarının nasıl olacağı konusundaysa şimdilik yalnızca tahminlerde bulunabiliyoruz.

* Kolombiya Ulusal Üniversitesi’nde akademisyen

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.