• Türk Milli Eğitim Bakanlığına (MEB) bağlı ilk ve ortaöğretim kurumlarında 2024-2025 eğitim-öğretim yılı, tekçi ve ırkçı müfredatıyla başladı. 

Türkiye ve Kuzey Kürdistan'da yaklaşık 20 milyon öğrenci ve 1,2 milyon öğretmen için yaz tatilinin ardından yeni eğitim-öğretim dönemi, 74 bin okul ve 750 bine yakın derslikte başladı. Okul öncesi eğitime başlayan ve ilkokul birinci sınıf öğrencileri için 2-3 Eylül'de uyum eğitimi düzenlendi. Ortaokula başlayacak öğrenciler için ise bu haftada okula uyum için rehberlik çalışmaları yapılacak.

Irkçı hamasetle giriş

Yeni eğitim-öğretim yılının ilk haftasının ilk dersinde temel eğitim ve ortaöğretim kademesindeki tüm sınıflarda, "Çanakkale'den Gazze'ye Bağımsızlık Ruhu ve Vatan Sevgisi" temasıyla hazırlanan açılış dersiyle eğitime başlandı. 

'Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli' kapsamındaki yeni müfredat, anasınıfı ile 1, 5 ve 9. sınıflarda ilk kez uygulanacak. Modele  ilişkin öğretmenlere eğitimler verildi.

Birinci dönem ara tatili, 11-15 Kasım 2024'te yapılacak. Yeni eğitim öğretim yılı birinci dönemi 17 Ocak 2025 Cuma sona erecek. Yarıyıl tatili, 20 Ocak 2025 Pazartesi başlayacak ve 31 Ocak 2025 Cuma sona erecek. İkinci dönem, 3 Şubat 2025 Pazartesi başlayacak ve 20 Haziran 2025 Cuma tamamlanacak. İkinci dönem ara tatili ise 31 Mart 2025 Pazartesi başlayıp, 4 Nisan 2025 Cuma sona erecek.

Asimilasyon katmerleşiyor

Farklı halklardan milyonlarca çocuk, bu yıl da ana dilde eğitimden yoksun bir şekilde yeni eğitim ve öğretim yılını karşıladı. Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Genel Sekreteri Zülküf Güneş, iktidarın ana dilinde eğitim için adım atmak yerine yeni modeliyle "ırkçı ve tekçi bir yapıyı" katmerleştirdiğini söyledi. 

Türk devlet ideolojisinin metnidir

Yürürlüğe giren yeni müfredata değinen Güneş, müfredatın yüzyıl öncesinin kodlarına göre hazırlandığını söyledi. Güneş, "Müfredatta kadını göremiyoruz, çoğulculuğu göremiyoruz, çok kültürlülüğü göremiyoruz, çocuğu göremiyoruz. Ne üzerinden kurgulanmış? Tekçilik, ırkçılık, cinsiyetçilik, gericilik üzerinden kurgulanmış. Esasında bu müfredatlar ideolojik metinlerdir. Eğitim Sen olarak laik, bilimsel, demokratik ve ana dilinde eğitim için kararlılıkla mücadele edeceğiz" diye konuştu. ANKARA

 

* * *

Oto-asimilasyon artıyor

 MED-DER Eşbaşkanı Şükran Yakut, "Hem asimilasyon hem de oto-asimilasyon her geçen gün artıyor ve Kürt dili yok olma ile karşı karşıya kalıyor" dedi.  

Mezopotamya Dil ve Kültür Araştırma Derneği (MED-DER), ana dilde eğitim talebiyle Amed'deki dernek binası önünde açıklama yaptı. Açıklamaya, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Tevgera Jinen Azad (Özgür Kadın hareketi- TJA) Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen), Barış Anneleri ve sivil toplum örgüt temsilcileri katıldı. 

MED-DER Eşbaşkanı Şükran Yakut, eğitim ve öğretim yılının başladığını hatırlatarak, Kürt çocuklarının bir kez daha asimilasyon politikalarına maruz kaldığını belirtti. Çocukların evlerinde öğrendikleri diller ile okullarda okutulan dillerin birbirine benzemediğini dile getiren Yakut, şöyle devam etti: "Çocuklar iki dil arasında dilsiz kalıyor. Bu yüzden bazı aileler Kürtçe konuşmayı bırakıyor, çocuklarıyla Türkçe konuşuyor. Bununla birlikte hem asimilasyon hem de oto-asimilasyon her geçen gün artıyor ve Kürt dili yok olma ile karşı karşıya kalıyor. Türkiye’de asimilasyon politikaları kuruluşuyla başladı. Türkiye Cumhuriyeti dilini ve kültürünü diğer dillerin yok edilmesi, diğer etnik grupların, halkların ve milletlerin inkarı üzerine inşa etmiştir. Sistemlerini ulus devlete, yani tek dile, tek millete, tek kültüre göre kurdular. Devletlerini ırkçılık üzerine kurdular. Onun için devlet okullarında bile bu zihniyetle çalışmalarını yürütüyorlar." 

Resmi ve eğitim dili olmalı

Kürt çocuklarının an adilde eğitim alma hakları olduğunu dile getiren Yakut, şunları söyledi: "Bu konuda Türkiye'nin sömürge hukukuna göre değil, uluslararası anlaşmalara göre hareket etmesi gerekmektedir. Kürt dilinin önündeki engeller kaldırılmalıdır. MED-DER olarak Kürtçenin resmi dil olmasını istiyoruz. Kürtçe eğitim talebi, Kürt halkının temel taleplerinden biridir. Okullarda eğitim dili olmayan dillerin gelişmesi mümkün değildir. Pedagojik olarak da çocuklar ana dillerini iyi öğrenmediklerinde özgüven eksiklikleri oluşuyor. Toplumsal yaşamdan korkuyor. Kürt çocukları, Türkiye'de en doğal hakları olan ana dilde eğitimden yoksun bırakılıyorlar."

Dilinizden uzaklaşmayın

Siyasetçilere, halka ve ailelere seslenen Yakut, "Kürtçe kulak arkası edilmesin. Kürtçe konuşsunlar. Bunun yanı sıra Kürt ailelerine de sesleniyoruz. Kürt halkının en önemli sorunu oto-asimilasyondur. Kendinizi dilinizden ve kültürünüzden uzaklaştırmayın. Dilimiz ve kültürümüz tarihimiz, hafızamızdır. Dilimizi günlük yaşamımız da kullanalım. Dilimizin gelişimi kullanılmasıyla mümkündür" dedi. Açıklama alkışlarla son buldu. AMED

 

* * *

Ana dilde eğitim olsun

Eğitim ve dil dernekleri, asimilasyon politikalarından vazgeçilerek, ana dilde eğitim talebinin karşılanmasını istedi. 

Sendikalar ve dil derneklerinden Kürtçe başta olmak üzere farklı dillerin eğitim dili olması talebiyle birçok kentte açıklama yapıldı. 

Şirnex’in Cizîr (Cizre) ilçesi, Ankara, Amed, Adana ve Mersin'de dün öğleden önce, diğer merkezlerde akşam saatlerinde bası açıklamaları yapıldı. Ana dilde eğitim talebinin vurgulandığı açıklamalarda, Türk eğitim sistemindeki diğer sorunlara da dikkat çekildi. 

Ortaklaşan bazı talepler şöyle:

* Eşit, parasız, erişilebilir, nitelikli, bilimsel, ana dilinde eğitim istiyoruz.

* Tüm eğitim maliyetlerinin kamusal olarak karşılanmasını istiyoruz.

* Çocukların üstün çıkarlarının korunmasını, her türlü ayrımcılığa son verilmesini istiyoruz.

* Çocuklarımız okurken mutlu, gelecekten umutlu olsun istiyoruz.

* Okullarda en az bir öğün yeterli ve nitelikli yemeğin parasız olarak temin edilmesini istiyoruz.

* Çalışmak isteyen tüm kadınlara güvenceli ve güvenli iş, eşdeğer işe eşit ücret istiyoruz.

* Çalışma yaşamındaki kadınlara yönelik eşitsizliklere son verilmesini istiyoruz.

* Ücretsiz ev emekçisi olarak çalışan kadınlara temel gelir ve sosyal güvence istiyoruz.

* Kadın ve çocuk yoksulluğu son bulsun diyoruz.