Kürtlerin seçimi rasyoneldi
- Kürtlerin Erdoğan'ın rakibini destekleyerek rasyonel bir seçim yaptığını belirten Prof. Cihan Tuğal, birinci turdan sonraki gelişmelere bakarak tavrını değiştirmemesinin de örgütlü olmasından kaynaklandığını söyledi.
Amerika Birleşik Devletleri'nde (ABD) bulunan Berkeley Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Cihan Tuğal, seçimlerde ortaya çıkan tabloyu, adayların ve partilerin seçimler kapsamında yürüttüğü çalışmaları, seçmen eğilimlerini MA'dan Ömer İbrahimoğlu'na anlattı.
Muhalefet yeniyi önermedi
Tuğal, ilk olarak Cumhurbaşkanlığı ikinci tur seçimlerinde muhalefetin ufkunun çok sınırlı olduğunu ve Erdoğan ile benzer politikalar yürüttüğünü hatırlatarak, “Muhalefet yeni bir Türkiye önereceğine, ‘Erdoğan’ın eskiden yaptıklarına geri döneceğiz, o Türkiye çok güzeldi’ diyerek muhalefet etti” dedi. İkinci tur seçimlerinde Erdoğan karşıtı olan herkesin “panik” süreci yaşadığını dile getiren Tuğal, özelikle Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yürüttüğü milliyetçi dilin panikle alınmış bir karar olduğunun altını çizdi.
Birinci turdan sonrası zordu
Tuğal, şunları söyledi: “Ben birinci turdan sonra herhangi bir zafer ihtimali görmüyordum. Şunu yapsalardı ikinci turu kazanırlardı, demek imkansız. Çünkü bu mağlubiyete giden yol iki yıldır döşeniyordu ve iki haftada da bu değişmezdi. Panikle saçma bir strateji yaptılar. Türkiye’nin geleceğini dinamitleyen, milliyetçiliği yerleştiren ve bunu iyice doğallaştıran bir yöntem uyguladılar. Elbette bu çok büyük bir hataydı. Sadece siyasi olarak da değil, toplumsal olarak da büyük bir hata yaptılar. Umarım farkına varırlar ve bu hatadan dönerler, ilerleyen süreçte de o yoldan gitmezler. O yolu bir de düzenli bir şekilde devam ettirmeye başlarlarsa, Türkiye iyice içinden çıkılmaz bir hal alır.”
Kürtler rasyonel seçim yaptı
Seçimde Kürtlerin açık bir şekilde Kemal Kılıçdaroğlu’ndan yana oy kullandığını ifade eden Tuğal, Kılıçdaroğlu’nun ikinci tur seçimlerinde kullandığı milliyetçi dilden sonra Kürtlerin seçimi boykot etmemelerini de “mucize” olarak gördüğünü vurguladı. O mucizenin Kürtlerin örgütlülüğünden kaynaklı olduğunun altını çizen Tuğal, şöyle devam etti: “Kürtler rasyonel bir seçim yaptı. Erdoğan iktidarının devam etmesi Kürtler açısından çok daha kötüdür. Dolayısıyla ehveni şer olan Kılıçdaroğlu'nun seçilmesiydi. Bu Kılıçdaroğlu ve özellikle çevresindekilerin Kürt hareketi için iyi olacak demek değil, sadece daha iyi olacağı için Kılıçdaroğlu’nun seçilmesi gerekiyordu. Dediğim gibi, Kılıçdaroğlu öyle bir dil tutturdu ki eğer Kürt hareketi bu kadar örgütlü bir hareket olmasaydı, sandığa kimse gitmezdi. Bunlara rağmen Türkiye tamamen bir diktatörlük karanlığına bürünmesin diye Kürt hareketi olabildiğince Kılıçdaroğlu’nun yanında yer aldı.”
Rejim daha saldırganlaşabilir
Yeni dönemde ülkede sorunların derinleşeceğini söyleyen Tuğal, Erdoğan'ın “balkon” konuşmasına işaret ederek, şunları söyledi: “İktidar o kadar sıkışmış durumdaki, bu sıkışmışlık rejimi iyice saldırgan bir hale getirecek. Bu Kürtlere saldırı şeklinde olabilir, komşulara saldırı şeklinde olabilir. Erdoğan, balkon konuşmasında saldırıların özellikle Kürt hareketine ve LGBTİ+ topluluklarına karşı olacağının mesajını çok net bir biçimde verdi. Bu Türkiye için çok korkunç bir şey tabii. Artık gerilimlerin, korkunun iyice artacağı ve rejimin iyice sertleşeceği anlamına geliyor.”
İşçilerin örgütlenmesi lazım
Türkiye’de işçi kesiminin çoğunlukta olduğuna dikkat çeken Tuğal, ülkede rejim değişikliğinin de ancak işçilerin örgütlenmesiyle sağlanabileceğini vurguladı. Tuğal, “Bu da ancak işçi hareketlerinin Kürt hareketine eklemlenmesiyle başarıya ulaşır. Bunun içinde Kürt hareketiyle işçi sınıfı arasında bir köprü işlevi görecek olan sosyalistlere de çok büyük görevler düşüyor” önerisinde bulundu.
Kürtlerden öğrenilecek şeyler çok
Seçim sonuçlarından sonra rejim karşıtlarının ilerleyen dönemde umutsuzluğa kapılmaması gerektiğini söyleyen Tuğal, şunları ekledi: “Kürt hareketi 1993-95 dönemlerinde şu an yaşananlardan çok daha ağır dönemlerden geçti. Bir hareket öyle şeyler yaşadıktan sonra mücadele etmeye devam edebiliyorsa buradan öğrenilecek birçok şey var demektir. Biz de şu an tüm Türkiye olarak kötü şeyler yaşıyoruz. Daha ağırını yaşamış coğrafyalara ve hareketlere bakıp bundan sonraki Türkiye’nin kendini toparlayacağına dair bir güven depolaması gerekiyor.” ANKARA