• Demokratik Kurumlar Platformu, dünden itibaren ‘Abdullah Öcalan’a Özgürlük, Kürt Sorununa Çözüm’ hamlesine yeni bir aşamaya geçtiklerini duyurdu.
• Buna göre; Özgürlük Yürüyüşü, 12 Eylül’den 13 Ekim’e kadar ‘Komploya Karşı Direniyoruz, Özgürlük İçin Amed’de Buluşuyoruz!’ kampanyasıyla devam edecek.

Demokratik Kurumlar Platformu, 13 Ekim'de Amed'de düzenlenecek büyük mitingle tamamlanacak, bir aylık kampanya başlattı.

Demokratik Kurumlar Platformu, Amed'de bulunan Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti'nde (GGC) yaptığı açıklamayla, "Abdullah Öcalan'a Özgürlük, Kürt Sorununa Çözüm" kampanyasında yeni bir aşamayı başlattıklarını duyurdu. Açıklanan metinde, Türkiye ve Kuzey Kürdistan'daki tablo şöyle özetlendi: "Kürt sorununun demokratik çözümü başta olmak üzere her türlü demokratik hak mücadelesi ve devlete karşı toplumu, doğayı, yaşamı savunan itirazlar akamete uğratılmak istenmektedir. 12 Eylül’ün mirasçısı olan AKP-MHP faşizmi tahakküm alanlarını genişletmekte ve toplumun soluk borularına dönük kapsamlı saldırılar geliştirmektedir. Kürt sorununda çözümsüzlüğü derinleştiren ve sınır ötesine taşan askeri saldırılar, demokrasi taleplerinin zor aygıtlarıyla bastırılması, sivil alanın her türlü hukuksuzlukla baskılanması, kadınlara yönelik sistematik ve ideolojik saldırılar, gençlerin geleceksizleştirilmesi, gelir dağılımındaki adaletsizliğin korkunç düzeylere çıkarak ekonomik krizin yükünün emekçilere ve yoksullara aktarılmak istenmesi, Türkiye’deki mevcut tablonun özeti haline gelmiştir. Türkiye’de ister kimliğinden ötürü tanınma talep etsin, ister doğayı korumak istesin, isterse de bir gelecek fikrinin mücadelesini versin, hemen herkes rejimin baskısı altında ortak kaderi paylaşmaktadır. Sayın Abdullah Öcalan üzerinde başlatılan mutlak tecrit ve iletişimsizlik haliyle startı verilen toplumu nefessiz bırakma ve muhalefet eden kesimleri çökertme stratejisi, 2015'ten beri Türkiye halklarına şiddet, ölüm, açlık ve istikrarsızlıktan başka bir sonuç getirmemiştir. Mutlak tecritle çözümsüzlüğe sürüklenen Kürt sorunu, Türkiye’de çoklu krizlerin nedeni haline gelmiştir. Öte yandan mutlak tecrit ve iletişimsizlik politikasıyla demokrasinin kırıntıları bile süpürülmek istenmiş, derin yoksulluk geniş toplumsal kesimlere yayılmış, hak arayışlarına alan bırakılmamıştır."

Krizlerden kurtarma reçetesi

Emrindeki kolluk ve yargı gücüne, büyük bir medya aygıtına, her türlü maddi kaynağa rağmen AKP-MHP ittifakının çürüdüğü; bu çürümüş iktidar blokuna karşı halkların, ezilenlerin ortak mücadelesini büyütmek için en güçlü çıkışın ‘Abdullah Öcalan’a Özgürlük, Kürt Sorununa Çözüm’ hamlesini başarıya ulaştırarak gerçekleştirileceği belirtilen metinde, Öcalan üzerinde uygulanan mutlak tecrit ve iletişimsizlik halinin, Kürt sorununda çözümsüzlüğü derinleştirerek bir siyasal düğüm oluşturduğu vurgulandı. Demokrasi ve barışa atılan bu siyasal düğümü çözmek için mücadelenin büyütülmesi gerektiği kaydedilen metinde, ‘Savaşa karşı barış, tecride karşı özgürlük’ diyerek çoklu krizlerden kurtarmanın reçetesinin hep birlikte yazılabileceğinin altı çizildi.

Bir ay sürecek kampanya

Dünden itibaren ‘Sayın Abdullah Öcalan’a Özgürlük, Kürt Sorununa Çözüm’ hamlesine yeni bir aşamaya geçildiği belirtilen metinde, şunlar ifade edildi: "Kürt halkı açısından ‘Varlığını koruma, özgürlüğünü sağlama’ mücadelesinde sonuç almaya odaklanan Özgürlük Yürüyüşümüz, 12 Eylül’den 13 Ekim’e kadar yürüteceğimiz ‘Komploya Karşı Direniyoruz, Özgürlük İçin Amed’de Buluşuyoruz!’ kampanyasıyla daha da büyütülecektir. Finalini 13 Ekim’de Amed’de düzenleyeceğimiz büyük mitingle yapacağımız kampanyamıza coğrafyanın tüm demokratik, devrimci güçlerini, toplumsal muhalefeti çağırıyoruz.” AMED

 

* * *

Siyasi partiler ile görüşme

Tecride Karşı Adalet Girişimi’nde yer alan Öztürk Türkdoğan, siyasi partilerle de görüşeceklerini belirterek, "Tecrit hakkında bilgilendireceğiz, mevcut durumu anlatan dosyalar sunacağız" dedi. 

Kürdistan ve Türkiye’deki aydın, yazar, sosyalist ve insan hakları savunucularının yer aldığı bir grup, 5 Ağustos’ta Tecride Karşı Adalet Girşimi’ni deklare etti. Girişimde yer alan DEM Parti Hukuk Komisyonu Eşsözcüsü Öztürk Türkdoğan, “Dört yıldır tek bir haber yok. Bu süre içerisinde hükümet Meclis İnsan Hakları Komisyonu’na ‘Tecrit yok’ diye bir cevap göndermiş. Bunun doğruluğu için avukatların, aile bireylerinin düzenli olarak görüşme yapması gerekiyor. Bu onların yasal hakları. Buradaki durum vicdanen, ahlaken ve hukuken kabul edilebilir değil. Bu nedenle bir grup insan bir araya geldik ve yeniden tecride karşı adalet, bu ülkenin bir kanunu varsa uygulansın istiyoruz” dedi.

Girişimin tecridin sonlandırılması amacıyla önüne bir program koyacağına dikkati çeken Türkdoğan, bu programda siyasi partilerle görüşmelerin de olacağını söyledi. Siyasi partileri tecritle ilgili bilgilendireceklerini kaydeden Türkdoğan, “Onlara mevcut durumu anlatan dosyalar sunacağız. Buradaki tek amacımız; gerçekten tecridin kaldırılmasını sağlamak. Somut hedefi bu. Bu ülkenin vicdanlı insanlarına, aydınlarına, gazetecilerine sesleneceğiz. Durumu anlatacağız ve ‘Artık siz de bir ses verin’ diyeceğiz. Kanunsuzluk, hukuksuzluk, adaletsizlik en çok nerede uygulanıyorsa gidermek için de oraya bakmanız lazım. İmralı’da bırakın AİHM’i, Türkiye’nin kanunları uygulanmıyor” diye konuştu.

Parti olarak daha önce Abdullah Öcalan’a dair Adalet Bakanlığı’na başvuruda bulunduklarını ancak henüz olumlu ya da olumsuz bir geri dönüşün olmadığını paylaşan Türkdoğan, başka başvurularının da olacağını ve bunun hukuksal takibini yapacaklarını aktardı.