Maden şirketi tehdit etti: Arkamızda devlet var!

• Maden tehditi altındaki Mizag köyünün eski muhtarı Bayram Sabrioğlu: “Kaç tane köylüye sessiz kalmaları için market kartları dağıtmışlar. ‘Devlet arkamızda’ diyerek köylüleri tehdit ediyorlar. Biz bu oyunlara asla gelmeyeceğiz.”

MEDİNE MAMEDOĞLU/AMED

Pasûr’un (Kulp) ilçesinin ardından maden şirketleri bu sefer de yönünü Lice’ye çevirdi. Lice’nin Mizag (Kılıçlı) ilçesi merkezli birçok köyü etkileyen ve 700 hektarlık ormanlık alanı yok edecek olan maden çalışması hız kazandı. “Dimin Madencilik” tarafından başvurusu yapılan proje için 2020’de "Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) gerekli değildir" raporu verilmişti. Raporun ardından hazırlıklarını tamamlayan Konyalı şirket, bölgede binlerce meşe ağacını keserek, 24 alanda sondaj çalışması başlattı. Dokuz aydır devam eden çalışma nedeniyle köyde yer alan bir tepe tahrip edilirken, onlarca köyün geçim kaynağı ve yer altı suyu çalışmalardan dolayı zarar görüyor.

 

 

İkinci göç dayatılıyor!

Maden çalışmasının etkilediği köyler aynı zamanda 1993’te koruculuk baskısı nedeniyle yakılan veya boşaltılan köyler. 10 yıl aradan sonra geldikleri köylerinde yeni bir yaşam alanı kuran ve geçim kaynağı oluşturan köylüler, madenler nedeniyle ikinci defa göçe zorlanıyor. Köylüler, ne pahasına olursa olsun evlerinden ayrılmayacaklarını ve maden şirketlerine karşı tüm hukuki yollara başvuracaklarını dile getirdi.

 

 

Geçim kaynakları yok oluyor

Maden çalışmasının bahçelerdeki verimi düşürdüğünü söyleyen köylüler, çalışmanın daha fazla yayılmaması için Diyarbakır Barosu’na vekalet verdi. Baronun, İdare Mahkemesi’nde açtığı yürütmeyi durdurma davasına rağmen çalışmalara ara verilmedi. Mizag köyünün eski muhtarı Bayram Sabrioğlu, davanın ardından şirket sahiplerinin kendilerini jandarmaya şikayet ettiklerini söyleyerek yaşanan sürece tepki gösterdi: “Madenciler ‘Sizin zararınız olmayacak’ dedi ama aldığımız zararın adı yok; bu sene ne meyveden verim alabildik ne de sebzeden. Köyde geçim kaynağımız olan arıcılık, hayvancılık ve bostanlar yok olma tehlikesiyle karşı karşıya.”

 

 

Tehdit ediyorlar!

Tehdit edildiklerini belirten köyün eski muhtarı Bayram Sabrioğlu, “Maden alanında bunca ağaç kesildi Orman Müdürü tek kelime etmiyor. Bizi, ‘Kralınız gelse biz bu madeni yapacağız. Biz güçlüyüz, tüm resmi kurumlar ve devlet bizim arkamızda’ diyerek tehdit ediyorlar. E tabii olmasaydı bu kadar meşe ağacını kesemezlerdi” dedi.

 

 

Sabrioğlu şöyle devam etti: “Biz sadece hakkımızı istiyoruz. Kaç tane köylüye sessiz kalmaları için market kartları dağıtmışlar. Kaç insana size ev çatısı yapacağız demişler. Biz bu oyunlara asla gelmeyeceğiz. Köyümüzden vazgeçmiyoruz; evimizi, yuvamızı, kendimizi parayla satmıyoruz. Biz sadece destek ve dayanışma istiyoruz. Halk bize destek olsun, kimse bu vahşeti kabul etmesin.”

 

 

Ne ağaç kaldı ne de su

Köy sakinlerinden Nesibe Dere ise yaşamlarını tehdit eden bu projeye karşı olduklarını dile getirerek “Mücadele edeceğiz” dedi. Dere, “Tek talebimiz köyümüzde kalmak ve burada yaşamak. Çocuklarımıza bu ağaçları miras bırakmak istiyoruz; ona bile müsade etmiyorlar. Daha kaç defa mağdur edileceğiz. Çalışmalar yüzünden deremiz kapandı, ağaçlar kesildi; hayvanlarımız aç susuz, biz de duman içinde kaldık. Bu çalışmanın neresini destekleyelim. Biz kararlıyız, ne olursa olsun köyden gitmiyoruz. Burası bize biz de buraya aitiz. Buradan gitmesi gerekenler onlar, onlar gidene kadar da sessiz kalmayacağız” diye konuştu.

 

 

Bir daha köyden çıkmayız

Madenin etkilediği Yorulmaz köyünde yaşayan Asiye Erik ise, kendilerine ikinci defa göçün dayatıldığına dikkat çekerek, “Bir kere bu köyden çıktık, bir daha çıkmaya niyetimiz yok. Evimizi ve topraklarımızı onlara bırakmayacağız. Yalnızca sebze ve hayvanla geçim sağlıyoruz. Şimdi de gözlerini buna diktiler. Dağlarımızı ve topraklarımızı bizden almak istiyorlar. Ne pahasına olursa olsun buradayız ve direneceğiz” dedi.