Marks’ı özgürleştirmek

Forum Haberleri —

Karl Marx

Karl Marx

  • Önderliğin devlet ve cins çözümlemeleri Marksizmin tahrifatına da bir müdahale ve Marks’ın kendisini özgürleştirmeyi içermektedir. Marks anti Marksizmi imleyen Marksistler tarafından ters yüz edilmiş ve hakikatinden koparılmıştır. Önderlik burada da oportünistlerle veya münafıklarla şiddetli bir fıkıh ve temsiliyet savaşı vermektedir.

DİYAR RÛMET

“Tarihte kendini gösteren ilk sınıf çatışması, erkekle kadın arasındaki uzlaşmaz karşıtlığın karı-koca evliliği içindeki gelişmesiyle; ve ilk sınıf baskısı da dişi cinsin erkek cins tarafından baskı altına alınmasıyla düşümdeştir.“

Friedrich Engels

Marksist anlayış 20. yüzyıla damga vurarak ezilenlerin tarihsel birikimini içindeki yetersiz ve eksiklikleri ile (reel sosyalizm) büyük oranda taşıyarak 20. yüzyıl ortalarında çözülmeye gitmiştir. İlk çözülüşünün nüveleri “İktidar Sovyetlere!” yaklaşımının terk edilerek komünler olan Sovyetler yerine iktidar elitinin bürokrasi ve klasik devlet aygıtının kendisinin yaratılması ile ortaya çıkmıştır. Bu nüveler 1968 Hareketi ile şiddetli bir eleştiriye tabi tutulmuştur. Bu anlamda 68 Hareketi SSCB’nin ideolojik krizine bir itiraz olarak ortaya çıkarak; sovyete (komüne) geri dönüşün çağrısıdır. Reel sosyalist anlayış Marksist anlatıya ek katkılar yapmakla birlikte büyük oranda tahrif etmiştir. Engels’in açıkça ifade ettiği üzere “devlet yerine devlet olmayan devlet (komün)“ önerilmiş, keza Marks “Bütün devrimlerin sonucu sadece bu öldürücü kâbusu (devleti) kaldırıp atacağı yerde, devlet aygıtını daha da yetkinleştirmek oldu” veya yine Marks “İşçi sınıfı hazır olan devlet makinesini olduğu gibi ele geçirmek ve onu kendi hesabına işletmekle yetinemez” diyerek devlet aygıtına yönelik tutumlarını belirtmişlerdir. Marks, Kapital kitabının son bölümlerinde devlet konusunu işleyecekti fakat buna ömrü yetmedi. Lakin alıntıladığımız bu sözler genel hatları ile nasıl bir çerçeve çizeceğini de gösterebilir. Bu anlamda reel sosyalist anlayış devlet denilen kabusa yüksek bir değer vererek kelimenin tam anlamıyla “kapitalizmin sol mezhebi” haline gelmiştir.

Tarihte ilk çelişkinin ne olduğu, ilk kırılmanın nasıl başladığı geleceği kurmak açısından önem arz eden ve ortaya çıkarılması gereken şeylerin kendisidir. Bilim Marks–Engels döneminden sonra fazlası ile değişiklikler yaşamış olmakla birlikte ilk çelişki sorununda yukarıda alıntıladığımız Engels’in ifadesinden hareketle Marksizm’in kurucu ideologlarının da sınıf çelişkisinin kendisinin cins çelişkisinden vuku bulduğunu hatta ilk sınıf çelişkisinin bizzat cins çelişkisinin olduğunu, Önderliğin ifadesi ile “ilk sınıf, ilk hakim olarak” erkeğin ilk egemen sınıf olduğunu ifade ediyorlar. Engels “Ailenin, Devletin ve Özel Mülkiyetin Kökeni“ adlı kitabında bunu kuramsallaştırmış olsa da reel sosyalist anlayışın sınıfsal olanı kapitalizmin mikro alanı olan evin dışında fabrikalardaki iş bölümünde araması, ev içi iş bölümü ve sömürüye yönelik çözümü devrim sonrasına erteleyen ertelemeci bakışı ile devletçi uygarlığa yine soldan eklemlenmiştir. Oysa ki politik ustalar bunu çözümlemiş ve gün yüzüne – yetersizlik barındırsa da- çıkarmıştı. Bu noktada Önderliğin devlet ve cins çözümlemeleri Marksizmin tahrifatına da bir müdahale ve Marks’ın kendisini özgürleştirmeyi içermektedir. Marks anti Marksizmi imleyen Marksistler tarafından ters yüz edilmiş ve hakikatinden koparılmıştır. Hakikat arayışının Önderi burada da oportünistlerle veya münafıklarla şiddetli bir fıkıh ve temsiliyet savaşı vermektedir.

Devletçi uygarlık ile demokratik uygarlık arasındaki savaş aynı zamanda bir temsiliyetler savaşıdır. Devletçi uygarlık bütün zalim, yalancı ve kurnaz olanların temsili iken demokratik uygarlık eşitlikçi, doğru ve hakikatin temsilidir. Bu temsiliyetin 19-20. yüzyıllardaki temsiliyeti hatası ve vebali ile Marksizmdir. Demokratik modernite bilimsel sıçrama ve değişimlerin - Newton paradigmasından Quantum paradigmasına geçiş vb- yanı sıra tarihsel toplumsal değişimler ile birlikte kendi öznelliğini reel sosyalist anlayışın eleştirisi temelinde kurarak, nicel ve nitel büyüklüğü ile “yeni dünyanın” ezilenleri adına tek temsilcisidir. Bu temsilciye reel sosyalizm adına yapılan saldırıların anti Marksizmin kendisi olduğunu açıkça belirtmek gerekir. Reel sosyalizmin temsilcileri çok sonrasında bulunduğu için Alman ideolojisini kitabını okumamışlardı. O kitapta Marks  ve Engels şöyle söyler: ”Bize göre komünizm, ne yaratılması gereken bir durum, ne de gerçein ona uydurulmak zorunda olacaı bir ülküdür. Biz, bugünkü duruma son verecek gerçek harekete komünizm diyoruz. Bu hareketin koulları, u anda varolan öncüllerden doarlar.” Bu ifade başlı başına bugün gerçek anlamda devletsiz, sınıfsız bir komünizmin temsiliyetinin Özgürlük Hareketi ve onun kuramsal dünyası olduğunu açıkça ifade etmektedir. Biz de bu hakikate sarılıyor ve Özgürlük Hareketi’nin demokratik komünalizm fikrinin gerçek komünizm olduğuna inanıyoruz.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.