Mirtoxe ve Govendê
Toplum/Yaşam Haberleri —
- Soframız zengindi. Gerilla üretimi incir reçeli, peynir, tereyağı vardı. Gerillanın sembolü Mirtoxe de indirilmişti. Kahvaltıdan sonra gerillalarla görüşmek için çadırdan çıktım. Zagrosların en eski gerillası Tekoşer arkadaştan Govendê’nin hikayesini dinleyecektim.
SEYİT EVRAN*
Uyandığımda saat yediyi gösteriyordu. Oysa gerilla benden iki saat önce güne başlamıştı bile. Derede elimi yüzümü yıkadım. Çay hazırdı. Sofra olarak serilen bir parça naylonun üzerine kahvaltımıza başladık. Soframız zengindi. Gerilla üretimi incir reçeli, peynir, tereyağı vardı. Bunlara rağmen Mirtoxe de indirilmişti. Mirtoxe gerillanın sembolüdür. O yüzden Mirtoxesiz sabah kahvaltısı olmaz. Mirtoxe zor günlerin dostudur. Gerillanın Mirtoxe ile ilişkisini farklıdır. Kimsenin anlayacağını da sanmıyorum.
Kahvaltıdan sonra gerillalarla görüşmek için çadırdan çıktım. Dışarı çıkarken kamp çalışmaları henüz bitmemişti. Kadın erkek gerillalar sığınak yapıyorlardı. Kimileri yamaçlardan taş yuvarlıyor, kimileri yer kazıyor, kimileri kazılan yerin toprağını kürekle atıyor, bazı gerillalar da duvar örüyordu.
‘Kolay gelsin’ diyerek selamlaştım. Kısa bir sohbetten sonra herkes yine işine döndü. O sırada ağzında sigarasıyla bir kazma, bir kürek kullanan ve en değme amelelere taş çıkartan bir kadın gerilla dikkatimi çekti. Yanına yaklaşarak bir kez daha ‘kolay gelsin heval’ dediğimde, kafasını kaldırıp gülümseyerek ‘sağ ol’ dedi. Adının ne olduğu, ne zaman ve nereden katıldığını sordum. ‘Gel o zaman otur, bir sigara içelim’ dedi. O da bizi çalıştığı yerin biraz ilerisindeki ağacın altına götürdü. Ağacın altında oturduk. Gülümseyerek hikayesini anlattı. Avrupa katlımlı genç bir kadın gerillaydı. Almanca, İngilizce ve İtalyanca biliyordu. Keyifli bir sohbet yaptık. Sonra hızlıca işinin başına dönmesi gerekiyordu. Hikayesini başka bir zaman anlatacağını söyleyip ayrıldı.
Govendê’nin hikayesi
Oradan ayrıldım. Başka bir yerde çalışan gerillaların yanına gittim. Onlar da sığınağın sıvasını yapıyorlardı. Öğle yemeği saati yaklaşıyordu, kamp komutanı Tekoşer arkadaşı görmek istiyordum. Tekoşer arkadaş ise duvar örüyordu.
Tekoşer arkadaş ile öğle yemeği için çadıra girdik. Öğlen yemeğimizi yedikten sonra yapmak istediğimiz çalışmaları aktardım. Tekoşer arkadaş yardım edeceğini söyledi. O zaman “Govend’ê ve Tepe Xwede”nin hikayesini sizden dinlemek istiyordum, dedim.”
Tekoşer arkadaş Zagrosların en eski gerillalarından biriydi. 1993’ten bu yana Zagrosta gerillacılık yapıyordu. Karış karış tanıyordu Zagrosları…
Tekoşer arkadaş başladı anlatmaya: “Govendê’nin hikayesinde bir aşk var. Yöredeki adı Julya’dır. Kralın evlenme çağına gelmiş oğlu bir türlü evlenmiyordu. Hiçbir kızı beğenmiyormuş. Sonunda kral kimle evlenmek istiyorsan sen karar ver demiş. Kralın oğlu Govendê’nın eteklerine geldiğinde Julya adındaki kızı görüyor. Kıza aşık oluyor. Babasına Julya’yı anlatıyor. Ama Julya başka birini seviyor. Kral Julya’yı oğlu için istiyor. Julya’nın elinde beddua etmekten başka yapacağı hiçbir şey yok. Bedduası ediyor: ‘Gelin halayı taş kesilsin’ Bedduası tutar, gelin halay taş kesilir. İşte Govendê hikayesi böyle.”
Govendê’nin eteklerinde çok sayıda köy var. Bu köylerin hepsi 75 “aşbetal” olayında boşaltılmış. Eteklerinde en çok bilinen köylerden biri ise 360 salkım saçak pınarları ile bilinen Hergüşê’dir. Tüm baskı ve zulme rağmen Gazi adındaki biri köyünü bırakmamış, 2004 yılına kadar tek başına köyde yaşadıktan sonra öldüğü anlatılır gerilla arasında.
Tepê Xwedê
Govendê ile buluşuyor bu tepe. Oldukça yüksek hatta civardaki en yüksek zirvedir. Halk arasındaki adı Botinê’dir gerillada ise Tepê Xwedê olarak geçiyor. Gerillada neden bu zirveye Tepê Xwedê dendiğini sorduğumuda Tekoşer arkadaş önce gülümsedi ardından anlatmaya başladı: “Yıllar önce bir gerilla grubu oradan geçerken, saatler boyu tırmanmalarına rağmen ulaşmayınca aralarından biri, ‘Allahın gökyüzüne ulaştık ama daha bu tepeye ulaşamadık’ deyince o günden sonra gerilla arasında adı Tepê Xwedê olur.”
Tekoşer arkadaşın işleri vardı. Daha fazla yanımızda duramazdı. Birbirimizden ayrıldık. Akşama kadar kampta dolaşarak orada kalan hemen hemen tüm gerillaları gördükten sonra kalacağımız çadıra geçtik. Kampta kalan gerillalar kamp yapım çalışmalarını yürüttükleri için onları çok fazla yormak istemiyorduk. O yüzden ertesi gün o kamptan çıkmaya karar verdik. Akşam yemeğinden sonra Tekoşer ilettik. Tekoşer arkadaş, biraz üzgün “ya kusurumuza bakmayın ama biz sizin daha birkaç gün kalmazını isterdik. Çok fazla ilgilenemedik” dedi. Tekoşer arkadaş bize iki rehber ayarlayacağını söyledi. Yola çıkacağımız için erkenden uyuduk. Sabah Gerdiyan’a doğru yola çıktık.
Gerdiyan
Gerdiyan! Adını yöredeki aşiretten alan bir bölgedir. Gerilla yürüyüşüyle on gün on gece yürünse ancak biter. Gerdiyan alanında bulunan gerilla grubu yaz kış hareketlidir. Karlı kış aylarında, daha doğrusu yolların kapandığı iki aylık bir süre için kışlık bir kamp yaparlar. Bu iki ayda eğitimlerini gördükten sonra yollar açılır açılmaz yeniden harekete geçerler. Neresi olduğunu bilmediğimiz kış kamplarını yaptıkları yerde iki gün yanlarında kaldıktan sonra bize verdikleri iki rehberle sabah erkenden kampta kalan gerillalarla vedalaşarak yola çıktık. Gideceğimiz yer Zagrosların daha iç taraflarına doğruydu. Daha doğrusu yönümüzü Çarçellaya vermek istiyorduk bu kar kış gününde. O yüzden yol arkadaşlarımızdan biri “tam bir macera” dedi. Gideceğimiz yer gerilla yürüyüşüyle yarım günlük bir yoldu. Ancak bizim yürüyüşümüzle sanki daha fazla yürüyecektik.
*Şehit Seyit Evran’ın ‘Dağların Sırrı’ adlı çalışmasından.