Ne güzel şey şu demokrasi
Metin YEĞİN yazdı —
- ‘Mikser demokrasisi’ne katlanmak zorunda mıyız? Yani mesela karbon salınımı ile Covid-19 ile mi özetleniyor avuç içindeki kader çizgimiz?
ABD’de yaşayan kuzenim anlatıyordu. Kendisi gibi öğretim görevlisi olan bir ABD’li arkadaşı, AVM’den çıkıp yanına geldiğinde ‘Ne güzel şey şu demokrasi, istediğin mikseri seçip alabiliyorsun’ demişti. İşin ciddi tarafı, ciddiydi bu konuda. Bilmiyorum ama o sırada muhtemelen elini, şöyle biraz, kenarından sarılır gibi, mikser kutusuna dayamıştır ve kutunun üstüne beyaz bir kadın resmi vardır, mesela süt ve yulaf ezmesini karıştırabilme mutluluğu içinde gülümsemiş.
Haklı bence çok güzel şey yaşadığımız bu demokrasi. Her zaman bir seçim hakkımız var. Son açıklanan karbon salınımlarının sayılarına göre, Covid-19 nedeniyle yavaşlayan endüstriyel sistem, bu açığını hemen kapatabilecek görünüyor. Mesela kömür kullanımında 2020'de dünyada yüzde 4 düşüş kaydedilmişken bu yıl yüzde 4,5 artış olması bekleniyor. Yani 2019 yılında yüzde 6’lık bir düşüşle, İkinci Dünya savaşından beri en düşük seviyesine inen karbon salınımı, western filmlerini andıran bir şekilde, havada uçuşan toz bulutları, sel ya da kuraklık, hortumlar, fırtınalar ya da çatlamış topraklar olarak kasabaya geri dönüyor. Ölümlerden ölüm beğenin yani. İsterseniz ya Covid-19 devam eder, ondan ölürsünüz ya da belki, bir ihtimal, açığı kapatmak için şahlanacak, aç, obur ve obez endüstriyel sistemin araya kapatmak için, yapacağı atakla iklim değişikliğinin ortaya çıkaracağı bir şey ile ölürsünüz.
Bu arada böyle bir seçim yapmış olmanız, ölümünüzü belirleyebilme hakkını size vermiyor, sadece siz seçiyorsunuz, o kadar. Yani bu demokrasinin manası bir ‘seçim’ hakkınız olması, yoksa sizin belirlemeniz değil. Ne sandınız mikser mi bu hayat?
Buna çok şaşırmadınız muhtemelen. Zaten hepimiz böyle yaşamıyor muyuz? Bu güzel demokraside bize bahşedilen seçim hakkı, 4-5 yılda sandığa gidilip, atılmış kağıt parçasıyla, yaptığımız şey, zaten bu değil mi? Hatta kendi kurallarına bile uymayan, kayyumsal demokrasi, hasbelkader, bin bir zorlukla seçebildiğimiz bir şeyi kursağımızdan çekip alabildiklerini iyi bildiğimizden, bize hiç garip gelmiyor bu güzel demokrasi ve daha da güzel olan ‘ileri demokraside’ olan her şey.
Fakat bu ‘mikser demokrasisi’ne katlanmak zorunda mıyız bu başka bir soru. Yani mesela karbon salınımı ile Covid-19 ile mi özetleniyor avuç içindeki kader çizgimiz?
Değil derseniz eğer, daha sonra tartışmaya devam ederiz ama Zizek’in geçen hafta yaptığı konuşmanın bir cümlesiyle bitireyim bu yazıyı; "Kürtler, sizler, bir ütopya oluşturdunuz. Demokrasi radikal bir şekilde yeniden inşa edilmeli. Bunu sizden öğreneceğiz".