Öze dair tartışma yok
- Yeşil Sol Parti Milletvekili Sezai Temelli, “Öze dair bir tartışma yok. Sayın Öcalan ve onun fikriyatı çerçevesinde buluşma fikri hiç bu kadar güçlü olmamıştı” dedi.
Yeşil Sol Parti Mûş Milletvekili Sezai Temelli, konferans kapsamımda yürütülen tartışmalara ve yeni mücadele hattına ilişkin MA’dan Yüsra Batıhan’a konuştu. Halkın tüm kesimleriyle yürütülen tartışmalarla birlikte konferans sürecine gidildiğini hatırlatan Temelli, bu süreçte yürütülen çalışmaların ortaklaşmış metninin konferans delegasyonuna sunulduğunu belirtti. Bu sürecin ve metnin beraber üretildiğini söyleyen Temelli, “Bu metin, statükoya karşı kararlı bir mücadele ve restorasyoncu anlayışa karşı yeniden başlangıcı, reformist anlayışa karşı çok net bir tavrı ortaya koyuyor. Metinde örgütsel hayatımızın ve mücadele hattımızın eksen kaymasına tahammülü olmadığı, yolumuzun 3. Yol olduğunu tespit ediyor. 3. Yol’da kararlı mücadeleyi büyütüp, örgütlenmeyi sağlıklı bir şekilde hayata geçirip önümüzdeki dönemi inşa edeceğiz. Yaklaşık üç aydır yapılan çalışma ve içerideki delegasyonunun tavrı bu konuda çok net. O yüzden önümüzdeki dönem, örgütsel anlamda bir inşa ve mücadelede çizginin netleştiği bir süreç olarak bizi bekliyor. Öze dair bir tartışma yok. Sayın Öcalan ve onun fikriyatı çerçevesinde buluşma fikri hiç bu kadar güçlü olmamıştı” dedi.
Önemli bir virajdayız
14 Mayıs seçimlerinden ve seçime giden süreçten derslerin çıkarıldığını ifade eden Temelli, şöyle devam etti: “Parti, Üçüncü Yol’da kendisini yeniden yapılandırırken; tecride, savaşa, emek sömürüsüne ve sömürgeciliğe karşı mücadeleyi de önüne koyuyor. Önümüzde yerel seçimler var. Seçimleri amaç haline getirmeyen ama önemli bir araç olduğunu bilerek hareket edeceğiz. Genel seçimlerden sonra bir eleştiri ve özeleştiri süreci yaşadık. Bunun katkılarını önümüzdeki dönemde göreceğiz. Yerel seçimlerde, belediyeleri kazanmak önemli ama yerel yönetim anlayışını var etmek daha önemli. Yerel yönetim anlayışımız nedir? Demokratik Modernite, Demokratik Ulus, Radikal Demokrasi… Yerel yönetim, yerel demokrasi anlayışımızı da bu çerçeveye oturtmak zorundayız. Yerel seçimler uğrağını da bu anlamda çok iyi değerlendireceğimize dair umudum büyük. Uzun soluklu bir mücadelenin önemli bir virajındayız. İnanıyorum ki konferanstan önemli sonuçlar, kararlar çıkacak ve kongrede bunları oluşturacağımız yeni kurullarımızda, yeni kadrolarımızda, kararları harekete geçirmek için mücadele edeceğiz.”
Siyaset üreten merkez
Yeniden yapılanmaya uygun örgütsel inşanın önemine dikkat çeken Temelli, mahalle meclisleri, ilçe ve il teşkilatlarının örgütlenmesinin, yerelden merkeze siyaset ağının örgütlenmesinin, yerelin öncelenmesinin, merkezileşmeden uzaklaşmanın ve bu farkındalıkla örgütsel zeminin yaratarak inşanın yürütülebileceğini vurguladı. Temelli, “Restorasyoncu, reformist anlayışın ürettiği siyasetin içinde kaybolmak değil, bizatihi siyaseti üreten bir merkeze dönüşmek önemli. Paradigmamızın toplumsallaşmasını sağlamak da bir diğer önemli başlık. Biz bu paradigmanın savunucularıyız ama bu yetmez. Bunu toplumsallaştırmamız, toplumu da bu sürece katmamız gerekiyor. Bu da önemli bir ödev olarak bizi bekliyor” şeklinde konuştu.
Tecridi kırmak zorundayız
Temelli, konferansta İmralı tecridinin bütünlüklü olarak anlaşıldığını belirterek, şöyle devam etti: “Bu tecridin sadece Sayın Öcalan'a uygulanan bir tecrit olmanın ötesinde konuştuğumuz tüm meselelerdeki en belirleyici mesele olduğunu herkes anlamış durumda. Yaklaşık 40 bin kişi ile görüşüldü ve bir kişi bile bu konuya itiraz etmedi, tecrit sürüyor. Bu da bizim başarısızlığımız. Esas özeleştiri vermemiz gereken konu bu. Öcalan tutsak olduğu sürece çözüm süreci gelişmiyor. Gelişmemesinin bütün siyasi alana dair yarattığı yıkıcı sorunlar söz konusu. Tecridi kırmak zorundayız. Tecrit kırmak savaşı durdurmak, demokratikleşmenin önünü açmak, kadınlara yönelik bu şiddeti sonlandırmak, ekolojik tahribatı sonlandırmak demek. Dolayısıyla tecridin kırılması, bir fikri özgürlüğün yaratılması demek.”
Öncülük görevi bekliyor
Temelli toplumun tüm kesimlerinin mağdur olduğunu, buna karşı mücadelenin kararlılıkla sürdürülmesi gerektiğine dikkat çekerek, şunları vurguladı: “Kürt evlatlarının cesedi kutu içinde, torbada veriliyor. Bundan daha vahim bir şey olamaz. Açlık sınırının altında yaşayan nüfus yüzde 60'ı geçti. Yoksulluk sınırının altındaki nüfus yüzde 90’lara dayanmış. Böyle vahim bir tablonun karşısında herkes o heyecanı arıyor. Yeter ki o heyecanı yarattığınızda ucunu bırakmayın. Toplumu harekete geçirdikten sonra öncülük yapın. Bu öncülüğü yapacak olan yine HDP, HDK, Yeşil Sol Parti’dir. Yeni dönemde adı ne olacaksa odur. Ruhunu 40 yıllık mücadeleden, aklını paradigmadan alan, omurgasını bu mücadeleden var etmiş anlayıştır. Fikri anlamda ortaklaştık. Eksen kaymasına son verdik, hattımızı belirledik. Şimdi buna uygun, örgütlü hayatı var etmeliyiz. Mücadeleyi sokağa, mahalleye, işyerine, evlerimizin içine kadar taşımalıyız.” ANKARA