'Ölünceye kadar' yazdılar
- İnfazı yakılan 29 yıllık tutsak Mehmet Durak Karak'a verilen müddetnamede tahliye tarihi olarak “ölünceye kadar” diye yazıldı.
Erzincan Cezaevi'nde tutulan Mehmet Durak Karak, üçten fazla disiplin cezası aldığı gerekçesiyle yeni müddetname düzenlendi; 18 Haziran 2025 olan koşullu salıverilme tarihi, 6 yıl uzatıldı. bununla da yetinilmedi hiçbir hukuki dayanağı olmayan ‘ömür boyu hapis cezası’ ibaresi eklendi. Erzincan’da yeğeni ve kardeşi, Ankara’da oğlu ve Kırşehir’de de damadı tutsak olan ağabey Müslüm Karak, "Bize acı çektirmeye çalışıyorlar ama yolumuz doğrudur ve bu yolda yürümeye devam edeceğiz" dedi.
Riha’nın Pirsûs’un (Suruç) Qûbika Çareba isimli köyünde dünyaya gelen Mehmet Durak Karak, ilk kez 12 Eylül Darbesi ardından Türk askerleri tarafından köylerine yapılan baskında babası ve 6 kardeşiyle birlikte gözaltına alındı. Karak, tutuklanarak dört yıla yakın cezaevinde tutuldu. Tahliyesi ardından zorla askere götürüldü. Zorunlu askerlikten sonra bir kez daha gözaltına alınarak tutuklanan Karak, 8 ay cezaevinde tutuldu. Karak daha sonra 1989'da tutuklanarak 18 ay hapsedildi. Karak, 1992'de üç ay tutulduktan sonra 1995’te yeniden gözaltına alındı. 6 çocuk babası Karak'a tutuklanması ardından yargılandığı DGM’de müebbet hapis cezası verildi. Karak’ın 17 Haziran 2025’te tahliye edilmesi bekleniyordu, ancak Eylül'de aldığı müddetnamede şartlı tahliyesinin tamamen yakıldığını öğrendi. İnfazının yakılma gerekçesi olarak 29 yıllık tutsaklığı boyunca almış olduğu üç ayrı hücre cezası gösterildi. Karak’a verilen müddetnamede denetim bitim tarihi Haziran 2031 ve hak ederek tahliye tarihi ise “ölünceye kadar” yazıldı. Karak'ın avukatı Mahmut Vefa, müddetnameye karşı Erzincan infaz hakimliğine itirazda bulundu.
İşkenceye sessiz kalmamış
Söz konusu hücre cezalarının ikisinin 1996 ve 2006 yıllarında, sonuncu hücre cezasının ise 2024'te verildiği öğrenildi;
* Tutulduğu Giresun Cezaevi’nde uygulanan işkencelere karşı açlık grevine girdiği gerekçesiyle 1996'da 15 günlük hücre cezası verildi.
* Maraş Cezaevi'ndeyken Maraş Savcılığına verdiği bir dilekçede “Örgüt propagandası yaptığı” iddiasıyla 2006'da hücre cezası verildi.
* Urfa T Tipi Kapalı Cezaevi’nden 2024'te sürgün edildiği Erzincan Cezaevi girişinde önceki cezaevinde kullandığı eşyalarının “yasaklı” olduğu gerekçesiyle hücre cezası verildi.
12 Eylül'den beri baskı
Karak’ın infazının yakıldığı haberini yaptıkları telefon görüşmesiyle öğrendiklerini belirten ağabeyi Müslüm Karak, MA'dan Ceylan Şahinli'ye konuştu. 12 Eylül darbesinden bu yana baskı ve zulme uğradıklarını kaydeden Karak, geri adım atmadıkları için bugün hala aynı zulmün devam ettiğini belirterek, “12 Eylül’den bu yana siyasetin içerisinde yer alan bir aile olduk. Sürekli olarak bu baskıya maruz kaldık. Kardeşim Durak, 1995’ten önce de pek çok kez hapse girdi. 1995’ten bu yana aralıksız hapiste. Maraş, Elbistan, Giresun, Siverek, Urfa’da kaldı ve son olarak da Erzincan’a götürüldü. Son aldığımız haberle birlikte infazının tamamen yakıldığını öğrendik” dedi.
Aileden dört kişi tutsak
Erzincan’da yeğeni ve kardeşi, Ankara’da oğlu ve Kırşehir’de de damadı olmak üzere ailesinden dört tutsak olduğunu ifade eden Karak, şunları söyledi: “Pazar günü Erzincan’a gidiyoruz. pazartesi yeğenim Baran Karak’ın, salı kardeşim Durak’ın görüşüne gidiyoruz. Sonra Ankara’ya gidiyoruz. Perşembe günü Sincan Cezaevi'nde oğlum İsmet Karak’ın, cuma günü de Kırşehir Cezaevi'nde damadım Şükrü Karak’ın görüşüne gidiyoruz. Biz böyle bir aileyiz. Hayatımız yollarda geçiyor. Barış söylemleri dolanıyor ortada ama yaşadıklarımız gözler önündedir."
Çözümsüzlük ve tecrit
Yaşadıkları sürecin Kürt sorununun çözümsüzlüğü ve tecrit politikası sonucu olduğunu belirten Karak, son süreçte barışın konuşulmasına karşın tutsaklara dönük politikaların giderek katılaştığına dikkat çekti. Karak, şunları söyledi: “Bize acı çektirmeye çalışıyorlar. Biz bu yolda yürümüşüz. Ne kimsenin parasını çaldık ne de kimseye zulmettik. Kendi halkımız için mücadele verdik. Yolumuz doğrudur ve bu yolda yürümeye devam edeceğiz. Talebimiz de kendimiz için değil. Barışın sağlanmasını, Sayın Öcalan’ın özgür olmasını, hasta tutsakların bir an önce bırakılmasını istiyoruz.”
Verdikleri cezadan korkmuyor
Karak, kardeşinin açık görüşte şunları söylediğini aktardı: “Onların vereceği cezadan korkmuyoruz. Bizden ‘pişmanız’ dememizi bekliyorlar. Biz pişman olsaydık daha cezaevine ilk girdiğimizde bunu derdik. Bu kadar yıl boşuna mı yattık?”
Hiçbir hukuki dayanağı yok
Ailenin avukatlarından Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Amed Şubesi'nden Adile Salman, Karak’ın infazının yakılmasının gün geçtikçe ağırlaşan tecrit politikasının bir sonucu olduğunu belirterek, şunları kaydetti: “Üçten fazla disiplin cezası aldığı gerekçesiyle müvekkil hakkında yeni müddetname düzenlenmiş. 18/06/2025 olan koşullu salıverilme tarihi 6 yıl uzatılmıştır. Yeni müddetname ile hiçbir hukuki dayanağı olmayan ‘ömür boyu hapis cezası’ ibaresi eklenmiştir. 30 yıldır tutuklu olan müvekkilin ifadesi dahi alınmayan hapishane idarelerinin keyfi uygulamalarından başka hiçbir hukuki dayanağı olmayan disiplin cezaları sebebiyle infazının yakılması kabul edilemez. Ayrıca kaldığı hapishanelerin gözlem kurullarınca düzenlenen dönem değerlendirme raporlarında da iyi halli olduğu ifade edilmiştir. Müddetnameye itirazı yaptık ve gerekli tüm hukuki süreci işleteceğiz.” RIHA