Politikleşme zayıflığı ve yoğunlaşma sorunu

Abdullah ÖCALAN yazdı —

  • Bir kadro yeterince politikleşti mi, o kadro durmaz. Yüksek politik seviye kazanmış olmak demek, sağlam bir öngörü sahibi olmak ve eğer devrimci politikaya tamamen nüfuz edilmişse bunun hangi çabayla kazanılacağını da tam tespit etmek demektir. Böyle bir kadro nereye giderse gitsin, hangi göreve el atarsa atsın planlayıcı ve kurucu olur ve olanakların saptamasını doğru yapar.

Parti kadrolarının politik yoğunlaşma sorununa büyük önem vermemiz, parti gerçeğimizi ve özellikle onun örgüt gerçeğini daha net görebilmek içindir. Kadro, politikada ne kadar yüksek bir yoğunluğu yaşarsa, kendi temel görevlerine o oranda hakim olur. Bugün parti kadrolarında görülen büyük bir noksanlık, bütün bu konulardaki yoğunlaşmayı, “ne de olsa partimiz biliyor, partimizin çizgisidir ve belirlenmiştir, benim kafa yormama ne gerek var” diyerek, gereksiz görmedir. İşte kafa yormaya gerek duymayarak yoğunlaşmayı sağlamadı mı, yapması gereken taktik önderliği veya örgüt kurma ve yönetme işini de fazla başaramaz. Günümüzde ortaya çıkan da budur. Biz, parti adına isterse sınırsızca yoğunlaşıp, bu gelişmeleri ciltler dolusu açalım; bunlar partinin temel gücünün, çekirdeğinin özümsenmesi için yapıldığına göre, burada sorun, bizim daha fazla açımlama, çözümleme yapmamız değil, buna kadroların ulaşma kabiliyetidir. Görülen eğitim, yaşanılan deneyimler kadroları arzulanan yoğunluğa ulaştırmış mıdır? Sanırım bu konuda büyük bir noksanlık yaşanıyor. Eğer seçkin bir politik kadromuz olsaydı, bütün örgütsel-eylemsel görevlere, çok yüksek bir başarı ölçüsüyle gitmesi kaçınılmaz olurdu.

Politikleşen kadro durmaz

Bugün birçok güç, partinin siyasi doğrultusunu incelemekte ve doğru bulmaktadır. Bu belirlemelerin parti çekirdeğinde yoğunlaşmasını tam sağlayamadığımız gibi, kendi kitlemize yansıtılması (ki, bu da uygun örgütle olur) konusunda da, sanki böyle görevler yokmuş gibi adeta görevlerin dışında yaşanılıyor. Böyle partililik, böyle parti önderleri olmaz. Bu konularda artık ciddi bir düzeltmeyi yaşamak gerekiyor. Partinin doğrultusunu, (bazı genellemeler dışında) pratiğe uygulayacak denli yoğun yaşamak gerekiyor. Bu konuda politikleşeceksiniz! Yüksek politik özümsemeyi, önünüzdeki bütün işleri çözüme bağlayacak kadar yaşayacaksınız! Politik eğitimi büyük bir ciddiyetle ele alıp sağlayacaksınız! Politik alana yönelme cesareti bile gösterilmiyor. Bu konuda, son derece çocukça kalınıyor. Bu, partimizin en önemli yetmezliklerinden birisidir. Yani politik sorunun kadro düzeyinde çözümlenmesindeki eksikliktir. Şimdiye kadar bu konuya çok yüzeysel yaklaşıldı, adeta teğet geçildi. Aslında bir kadro yeterince politikleşti mi, o kadro durmaz. Yüksek politik seviye kazanmış olmak demek, sağlam bir öngörü sahibi olmak ve eğer devrimci politikaya tamamen nüfuz edilmişse bunun hangi çabayla kazanılacağını da tam tespit etmek demektir. Böyle bir kadro nereye giderse gitsin, hangi göreve el atarsa atsın planlayıcı ve kurucu olur ve olanakların saptamasını doğru yapar. Küçük ve birleştirilebilecek öğeleri iyi ayarlar ve bunları gelişme doğrultusunda iyi örgütler. İşte birçoklarında olmayan budur. Peki, böyleleri politikayı ne sanıyorlar? Politika en fazla duyarlılık isteyen, en ince ve kesinlikle kişilikte yücelmeyi şart kılan bir sanattır. Bugün partimizde de yüksek bir politik düzey gerçekten yaşanılırsa, bu kadar çetrefilli bir uluslar arası konuma denk gelen ve daha çok da halkın saflarındaki son derece karmaşık sorunlarda doğruyu tespit edip gereken kuruluşa ancak yönelebilir. Biz, partimizi bu biçimde eğitmek ve inşa etmek için büyük bir özen gösteriyoruz. Bunlar, herhangi bir nedenle değil, tamamen devrimci yaşamı yönetmek için yapılıyor. Zaten bunu yönetmemek demek, imha olmak demektir. İmhayı boşa çıkarmak için de bunu her zaman yaparız.

Politik çalışma esastır

Fakat aynı durum, uzun bir süredir kadro çekirdeğimiz açısından gereken ağırlığa kavuşmuştur. Bu konuda, “bu işi büyüklerimiz bilir, bize ne söylenirse onu yaparız” tarzındaki yaklaşım, kadronun politikleşmesine en tehlikeli ve sorumsuzca yaklaşımlardan birisidir. Kendini sıkmamak, yoğunlaştırmamak, “ne de olsa önderliğimiz vardır, zaten bütün doğruları zamanında söylüyor, yine söyler” diye hareket etmek, büyük sorumsuzluk, önderlik gerçeğini oportünistçe kavramak ve uygulama yeteneğini de daha baştan boşa çıkarmaktır. İşte daha çok burası önemlidir. Fazla çözümleme yapmak yerine, çözümlemelere ulaşmanın niçin ve hangi zaruretle gerektiği hususu en önemlisidir.

Sorunlar çözümlenmediği müddetçe kendisini her zaman dayatır. Sizler ne kadar vurdumduymaz davranırsanız davranın, böyle davrandığınız için sorun halledilmiş olmaz, aksine kendini gittikçe daha fazla dayatır. Kadronun temel politikleşme sorunu vardır. Bu, baştan günümüze kadar böyledir. Partimiz, yüksek düzeyde bir politik çizgi temelinde gelişen bir parti olduğuna göre, eğer bu politika yürütülmek ve ağır yenilgilerden kurtarılmak isteniyorsa, biricik çare, onu hayata geçirmekten sorumlu olan uygulama gücünün, kadro gücünün politikleşmesidir. Hele hele son zamanlarda ister ülkede, isterse yurtdışında olsun, partinin politik düzeyinden çok geri konumda olan birçok kadro işbaşındadır. Kimisi şöyle sorumlu, kimisi böyle sorumlu, kimisi şöyle merkez, kimisi böyle tek sorumlu olan bütün bunlar, tabii ki partinin politik düzeyine ulaşamadıkları için, onun politikasıyla çok kötü oynadılar.

Bütün devrimci çalışmalarda, politik çalışma esastır. Politik çalışmanın da esası ve başarısı, kendisini politik kadroların oluşumunda gösterir. Kadronun politikleşmesi yetkin değilse, parti için hangi sağlıklı politik çalışmalardan bahsedebiliriz? İşte bugün yakamızı bırakmayan bela budur. Sağlam politik kadrolarımız olmazsa, parti politikamız üzerinde yoğunlaşma ve onu bütün çalışmaların esası haline getirme zayıf olursa, işte o zaman gerileme ve başarısızlık kendiliğinden gelir. Bu durumda, hem örgütlenmede ve halkla ilişkilerde ve hem de bütün uluslar arası ilişkilerde peş peşe kayıplar kaçınılmaz olur. Bugün çoğunlukla yaşa an durum budur.

Doğru olan çözümü gerçekleştirmektir

Hazır çözümlemeler bile sağlam bir incelemeden geçirilememektedir. Peki nereniz tamam dersek, ne cevap verilecektir? İhtiyaç mı duyulmuyor? Görünen o ki, daha fazla politikleşme durumunuz da yok, darmadağınık, sistemsiz, bölük-pörçük bazı bilgileriniz var. Doğrultu anlamında, onunla bütünleşme anlamında bir politik kişilik gelişmemiştir. Bu konuda aşırı bir biçimde çocukluk, amatörlük yaşanıyor ve yaşatılmak isteniyor. Bu sorun had safhadadır. Ne üzerinden atlayarak ne de göz yumarak halledilir ve esas olarak da parti sizleri yönlendirdiği için, kendinizi ne kadar vurdumduymazlığa ve duyarsızlığa vurursanız vurun, sorunun ağır etkisinden kurtulamazsınız. Doğrusu, sorunun çözümünden kaçmak değil, çözümünü gerçekleştirmektir. Sorun gerçekten ciddidir. Bütün faaliyetlerimizin yönetimi, silahlı savaşın ve cephe politikasının hayata geçirilişi, dış ilişkiler vb.leri, kesinlikle bu konuda kadrolardan yetkinleşme istiyor. Birçoğunuzun basit bir örgütsel yönetimi gerçekleştirememenin, hatta parti politikasını basit bir alanda hayata geçirememenin olumsuz sonuçlarını nasıl yaşadığını şimdi çok iyi görüyorsunuz. Avrupa’dan gelenleriniz, ülkeden gelenleriniz ve şuracıkta sınırlı bir faaliyet üzerinde sorumluluk üstlenenleriniz pratiklerine baksınlar. Kendilerinin bile dehşetle karşıladığı durumlarla karşı karşıya olduklarını kabul edeceklerdir. Pratikte yaşanılan olumsuzlukların nedeni, ne teknik donanım yetersizliği, ne arazi koşulları, ne de kitle desteğindeki yoksunluktur. Bütün bu alanlarda işleri iyi götürebilmeye imkan veren olumluluklar söz konusudur. Olmayan, bunlar üzerinde yönetici güç, inşacı güç, yani politik güçtür; politik yönetim ve politik kadrodur. Sağlam politik kadrolar haline gelmeniz için çeşitli değerlendirmeler yaptık. Konu, uzun bir eğitimle de gündeminize getirildi. Sınırlı bir yoğunlaşmada belki yansıdı. Her öğemiz, bu konuda kendisini ölçüp-biçmelidir. Mevcut yapısı parti işlerine yetecek düzeyde bir yoğunluk mudur? Buna cevap verebilmeli ve yine sorunu yukarıya havale etmemelidir. Her şeyden önce, politik rolünün gereklerini yerine getirdiğine dair kendisini ikna etmelidir.

Başkasından beklemeye son verilmeli

Bizde çok güçlü olan hep dışa yaslanma durumuna, hep asli görevlerimizin yürütülmesini başkalarından beklemeye, artık kesin bir son vermeliyiz. Eskiden olduğu gibi, görevlerimizi yine uyduruk gerekçelerle sabote edemeyiz. Görev başarılmak içindir. Yoksa bazı gerekçelerle savsaklanmak için değildir. Oysa çoğunlukla yapılan budur. Neden ulaşılamadığına dair “kanıt” çok ama, gerçekten kadro olabilmek için ulaşmak gerekir; hem de bu zorunludur. Eğer ulaşılmamışsa, o zaman yaklaşım eksiktir. Halbuki sorunlara yaklaşımda şu yöntemi esas almaya mecburuz: “Çözüm mümkündür” ve daha sonra da “gerçekleştirdik”. İşte yaklaşım budur. Bu, partileşmenin temel bir hususudur da. Partinin ideolojik-politik düzeyini tutturmak demek, ideolojik-politik sorunu çözmek, halletmek demektir. Partimiz, ideolojik-politik doğrultu olarak kendisini sağlam bir konuma getirebilmiştir. Bu konuda sorun, kadronun buna ulaşması sorunudur. Ben, tüm gücümle, böylesine bir doğrultuyu ortaya çıkarmak ve en üstte yönetimini sağlamak için elden geleni yaptım ve yapıyorum. Ama bunu güncel olarak hayata geçirmekten sorumlu olanların da, ona ulaşmaları ve onu kendi alanlarına uygulayacak kadar güçlü olmaları gerekir ki, stratejik önderlik taktik önderlikle tamamlansın. Zaten bunlardan birinde kopukluk oldu mu, tek bacaklı yürümeye benzeyen bir durum ortaya çıkar.

Gelişmenin gereğine derinden inanılmalı

Bu konuda sorunlar daha kapsamlı bir biçimde tartışılmalı ve her öğemiz güçlü bir konuma ulaşmak için yoğunlaşmalıdır. Sunulan olanaklar az değildir, gelişmenin gereğine derinden inanılmalıdır. Daha önce çokça yapıldığı gibi bazı öznel nedenlere sığınarak değil, acemilikleri bir tarafa bırakarak, kendine güvenerek ve çözümüne inanarak sorunlara yaklaşmalı ve bu konuda arzulanan dönüşümü sağlayabilmelidir.

İşin temeline bunu almamız doğrudur. Çünkü çoğunluğun gerçekten büyük fedakarlık yaptığına, cesaretli davrandığına eminiz. Diğer gelişme olanakları da o denlidir. Eğer burası tamamlanırsa, yüksek bir politik gelişme sağlanırsa, bütün bunların bir anlamı olacaktır. Belki biraz zor gibi gelir ama, devrimimizin ileriye yönelmesinin temel garantilerinden birisi bu olduğu için başarmalıyız. Geri kadrolarla devrimi ilerletemeyiz. Bu konuyu olanca açıklığıyla böyle ortaya koymanın nedeni şudur: 1970’lerden günümüze kadar hep kadrolarımıza güvendik, kadrolarımız yapar ve ulaşırlar dedik; ama, baktık ki kendilerini hep ihmal etmişler ve bütün işlerin yönetimi de bu tip kadrolar yüzünden yönetimsiz bırakılmış, bilakis bunu bozacak, dağıtacak ne varsa o dayatılmış ve bundan dolayı da çok şey yitirilmiştir. Buna bir son vermek istiyoruz. Doğru bir politik şekillenme için teorik derinlik gelişmiştir ve politik tecrübelerimiz ileri düzeydedir. Buna ulaşmayı partimizin şimdi gerçekleştirmesi mümkündür ve bu kıvanç vericidir. Özeleştirisel konumda olan öğelerimizin en başta ve mutlaka yapmaları gereken iş budur. Yeni katılan öğelerimizin de eğitimden almaları gereken, ulaşmaları gereken husus budur.

Ocak 1989.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.