Rojava ile dünya arasında bir köprü oldu
Dosya Haberleri —
- Kobanê’nin özgürleşmesiyle güç dengeleri başka bir yöne evrildi. Harabeye dönmüş bir kentte yenilmez denilen dünyanın en güçlü terör örgütlerinden biri yenildi. Ve bu durum bölge devletlerinin ve dünyada uluslararası güçlerin düzenli ordularının baş edemediği DAİŞ örgütünün ve zihniyetinin yok edilmesi için bir umut yarattı.
ARJÎN NÛJÎN
2014’de DAIŞ saldırmayana kadar çok az Kürt’ün bildiği tanıdığı, kendi halinde küçük bir kentti Kobanê. Rojava Devrimi öncesinde de yurtseverliğin güçlü olduğu bu kent büyük bedeller ve emeklerle DAIŞ’i yenilgiye uğrattı. Kurdistan ve dünyanın farklı yerlerinden insanlar Kobanê’yi korumak için yüzünü Rojava’ya döndü. Bu küçük kentin yenilmez kabul edilen çok tecrübeli bir savaş gücüne karşı yarattığı direniş destanı, Kürtleri tekrar dünyaya tanıttı. Şiirlere, şarkılara, romanlara konu oldu. 2014 yılında 1 Kasım günü, Dünya Kobanê ile Dayanışma Günü ilan edildi ve o tarihten itibaren her yıl bu günde dünyanın farklı yerlerinde çeşitli etkinlikler düzenleniyor. Kobanê direnişini ve Kobanê ile dayanışma çalışmalarını Özerk Yönetim Dış İlişkiler Kurulu Eşbaşkanı Bedran Çiya Kurd ile konuştuk.
Sizler için Kobanê özgürleştikten sonra yaratılan Kobanê nasıl bir yer oldu, biraz bahseder misiniz?
Kobanê kenti Rojava Devrimi için bir imtihandı. Özellikle savaşta başarıya ulaşıp ulaşmayacağı tartışırken nitelikli bir zafer kazanıldı, bu bizler için bir aşamaydı. TC’nin başının çektiği, devrimi boğmak isteyen karanlık güçlerin hevesini kursağında bıraktı. Aynı şekilde sahte maskeleri de düşürdü, DAIŞ’i kimin desteklediğini onun yanında yer aldığını tüm dünyaya gösterdi. Türkiye bunun en canlı örneği. Kobanê aynı zamanda barış taraftarı ve demokrasi güçlerini de bir imtihana tabi tuttu. Kobanê için sokaklara dökülen, meydanlarda bulunan, direnişçileri destekleyen herkes Rojava Devrimi’nin bilinmesi ve tanınması için çok önemli katkılar sundu.
Kobanê’nin özgürleşmesiyle güç dengeleri başka bir yöne evrildi. Harabeye dönmüş bir kentte yenilmez denilen dünyanın en güçlü terör örgütlerinden biri yenildi. Ve bu durum bölgede ve uluslararası dünyada devletlerin düzenli ordularının baş edemediği bu örgütün ve zihniyetin yok edilmesi için umut yarattı. Kent özgürleştikten sonra halk topraklarına dönmek istedi. Bu kente dönüş esnasında gördük ki Kobanê halkı halan devam eden savaşa rağmen topraklarında yaşamakta ısrarlı ve bu kenti yeniden inşa etmede kararlı. Halk kente döndüğünde virane olmuş bir tablo ile karşılaştı fakat bundan umutsuzluğa kapılmadı, üzüntü duymadı. Çünkü onlar için en önemli şey topraklarının özgürleşmesiydi. Hemen kentin yeniden inşa çalışmaları Özerk Yönetim ve halk tarafından aktif ve koordineli bir biçimde başladı. Bu çalışma hala komiteler ve gönüllüler tarafından kent ve sivil meclisinin sağladığı kısıtlı imkanlarla devam ediyor. Bu çalışma büyük umutlarla arı kovanı gibi durmadan hareket halinde.
Kobanê Direnişi’nin üzerinden 9 yıl geçti. Bu süre zarfında Kobanê nasıl bir değişim ve dönüşüm yaşadı.
Az önce bahsettiğim nedenlerden dolayı Kobanê bir sembol haline geldi. Direnişin sembolü ve aynı zamanda bir merkezi. Mücadelenin nasıl olması gerektiği noktasında Kobanê bir referans oldu. Halkımız bu başarı ve zaferden ilham alarak Efrîn ve Cizîre Kantonlarında mücadelesini devam ettirdi ve DAIŞ’in Baxoz’daki askeri varlığını yok etmek hedefine ulaştı.
Kobanê, Rojava Devrimi ile dünya halkları arasında bir köprü oldu. Bugün artık Kobanê, Özerk Yönetim’ini geliştirmiş, kurumlarını oluşturmuş şimdi de Rojava Devrimi’nin gerçeğine ve özüne öncülük yapıyor. Ona atfedilen değerlere yaraşır bir biçimde yaşadı ve tavır takındı Kobanê. Tabii Kobanê kenti ve halkı sürekli DAIŞ ve onun destekçilerinin hedefi oldu. Yaşadıkları yenilginin intikamını almak istiyorlar.
Bugün itibariyle Kobanê’nin yüzde kaçı yeniden inşa edildi. Yeniden inşa çalışmaları nasıl gidiyor?
Kent özgürleştikten sonra Özerk Yönetim de yeniden inşa için destek toplamaya başladı. Kobanê’nin sesi dünyanın her yerine ulaştı ve bu şekilde 1 Kasım Dünya Kobanê Günü ilan edildi. Yeniden inşa için kapsamlı kampanyalar başladı ama bugüne kadar 9 yıl geçmesine rağmen hala daha çok çalışmaya ihtiyacımız var. Kobanê'nin ve kimliğinin korunması için bizimle iş birliği yapın. Hala da Türk devletinin saldırılarına maruz kalıyor. Türkiye'nin tehdidi, Türkiye'nin DAIŞ hayalini yıktığı için Kobanê'den intikam alma ısrarına dayanıyor. Kobanê’nin bazı bölgelerinde hala harabe ve yıkıntılar var. Ayrıca Özerk Yönetim'in ve halkın çabalarıyla, bir miktar da bazı dostların desteğiyle büyük bir kısmı onarıldı.
Kobanê halkının yüzde kaçı topraklarına döndü?
Terör nedeniyle halk gitti, direnenler kaldı. Gidenlerin neredeyse tamamının zaferden sonra döndüğünü tahmin ediyoruz. Özellikle zaferden sonra farklı bir kimliğe büründü Kobanê, ona sahip çıkmak, oraya dönmek bir onur ve övünç haline geldi. Tüm zorluklara, tehditlere ve kuşatmalara rağmen halkımız Kobanê'ye tutundu ve orada kaldı. DAIŞ saldırıları sırasında gidenlerin büyük bir oranı da geri döndü. Hala devam eden tüm zorluklara, saldırılara, ambargoya rağmen halk dimdik ayakta.
Kobanê’de büyük bedeller ödendi. Bugünden geriye dönüp baktığınıza neler görüyorsunuz?
Elbet devrimi tanımladığımızda Kobanê’nin kahramanlarını, halkını, mücadelesini hep minnetle anıyoruz. Özellikle Kuzey Kurdistan ve ilerici kesimler canlı kalkan oldular bu direnişe ki zafere ulaşmada önemli bir aşamaydı. Öte yandan Kobanê, Kurdî bir ruh yarattı ve buna paralel olarak farklı örgüt ve kesimleri bir araya getirebildi. Ayrıca dünyanın farklı halklarından dost ve demokratlar yüzünü Rojava’ya döndü ve bu devrimi sahiplendi. Yaşanan gelişmeler içerisinde Kobanê, halkımız ve tüm özgürlükçü dünya halkları için tarihi bir miras haline geldi. Kürt sorunu ve Rojava Devrimi, Ortadoğu için nitelikli bir gelişmedir. Bize kalan bu direniş ve kahramanlık mirasını, bu devrimi daha ileri götürmektir. Daha fazla başarı elde etmeli ve kazanımları korumalıyız.
Devrimin Kobanê'de eğitime, sağlığa, ekonomiye ve insan haklarına etkisi ne oldu?
Her şeyden önce Kürtler soykırım kıskacında olan bir halk. Kobanê’ye saldırılar da bu kıskacın bir halkasıydı. Kobanê’de de soykırıma set olacak projeler lazımdı. Eğitim bunun önemli bir ayağı ki zaten Kobanê’de eğitim Kürtçe. Eğer halkımız bu başarıları elde etmeseydi, belki de bu projeleri hayata geçirme şansımız bugünkü kadar güçlü olmayacaktı. Özerk Yönetim anlayışının birleştirilmesi ve hizmet kurumlarının bütünleşmiş bir şekilde geliştirilmesi açısından yeni bir başlangıç oldu. Toplumu devrimin sürekliliğine göre yönetmek ve sorunlarla yüzleşmek anlayışına göre, ekonomik özgüven ve askeri özgüven ilkesinin nasıl geliştirilip güçlendirileceği, her düzeyde kalkınmada güçlü destek ve kaliteye yol açmıştır. Kobanê, eğitimden sağlığa, hizmetlerden insan haklarına kadar uzanan direnişiyle DAIŞ ve benzerlerinin tehdit ettiği insan hakları değerlerinin ihlalini engelledi ve Kobanê zaferi bu hakları zalimlerden korudu. DAİŞ çetelerinin Kobanê'deki katliamlarının olumsuz etkilerini hâlâ yaşıyoruz ve diğer alanlarda da hukuki ve hukuki açıdan bu konuyla ilgili özel programlar var.
Batılı ülkeler Kobanê'yi inşa etme sözü verdi, o ülkeler Kobanê'yi inşa etme sözünü yerine getirdiler mi?
Bazı dostlarımızın destekleri hala devam ediyor. Ancak genel gelişmeler sonucunda bazı durumlar değişti ama destekler devam ediyor. Sadece Kobanê'de değil, tüm bölgelerimizde daha geniş, daha güçlü bir destek bekliyoruz. Bugün Türk devleti, Kuzey ve Doğu Suriye’yi hedef alıyor ve birçok hayati kurumumuzu hava saldırılarla yakıp yıkıyor. Demokratik devrimin büyümesi için halkımızın desteklenmesi gerekiyor. Buradan tüm hukuki ve insani kurum, kuruluş ve kuruluşlara çağrıda bulunuyorum. Kurdistan halkına ve dünya halklarına diyoruz ki bugünkü Rojava’nın hedef alınması tüm insani değerleri hedef almaktır, onur ve özgürlükleri için mücadele eden halkımızın iradesini hedef almaktır.
Bize yönelik soykırım kampanyalarının önlenmesi için destek gerekiyor, Türk devletinin saldırılarını ve tehditlerini azaltmanın yanı sıra, asıl büyük tehlike ise halkımızın Kobanê'deki ve tüm bölgedeki kazanımlarını tehlikeye altında olması. Bu şekilde işgalci TC ordusu ve çetelerinin hesap verme mekanizmaları devreye girmeli. Efrîn, Serêkaniyê ve Girê Spî'den sürülen halklarımızın durumu ve felaketleri tartışılmalıdır. Bu alanda diplomatik mücadelemiz devam ediyor fakat engeller de var. Güçlü bir şekilde ilerlediğimizi hissettiğimiz zamanlar oluyor.
Birçok belediye empati ve Kobanê’nin mağduriyeti üzerinden işbirliği yapmak istiyor. Belediyelerin yanı sıra birçok sivil toplum kuruluşu ve kurum da Kobanê’nin tanıtılmasında ciddi çabalar sarf ettiler. Hala da devem ediyor bu çabalar.
Türkiye ise hiçbir şekilde Kobanê'nin özgürlüğünü kabul etmedi. Saldırıları ve tehditleri 9 yıldır sürüyor. Türkiye'nin saldırıları Kobanê'nin inşasını nasıl etkiliyor?
Mesele sadece yeninde inşa meselesi değil, halkımızın Kobanê ve Rojava'daki kazanımlarına yönelik bir tehdit, halkımızın mirasına ve teröre karşı kazanımlarına yönelik bir tehdittir.Türk devletinin Rojava'ya saldırısı sonucunda, Halkımıza yönelik kuşatmayla eş zamanlı olarak kötü bir insani durum söz konusudur.Bu saldırıların devam etmesi halkımızın demokratik devrimi ve tüm barış ve demokrasi yanlıları için tehlikedir.
Topraklarımızı korumak ve kollamak stratejik bir hedef ve meşru bir haktır.Biz sürekli olarak meşru müdafaa kültürünü geliştirmeye çalışıyoruz.Tehlike halen devam ediyor ve halkımız güçlü bir şekilde direniyor ve kazanımlarının zarar görmemesi için mücadele etmeye devam ediyor. Arapların ve Suriyelilerin birliği, bu tehditle yüzleşmede güçlü bir faktördür. Fitne ve yıkım planlarının başarıya ulaşmasını engellemek için halkımız bugüne kadar bunu başarmıştır. Bu yönde daha da gelişmek için yeteneklerimizi kullanacağız.
Son olarak 1 Kasım Dünya Kobanê Günü için Kürt halkına ve uluslararası kamuoyuna nasıl bir çağrıda bulunmak istiyorsunuz?
Kobanê'yi ve Kuzey ve Doğu Suriye'deki devrimi destekleyen tüm güçler, tarihi bir rol oynadılar ve tarihin her zaman hatırlayacağı bir destek verdiler. Onların çabaları her zaman takdire şayandır, ancak dünyanın 1 Kasım'da ortaya çıkardığı ilkelere sahip çıkmalıyız. Çünkü bugün Suriye'nin kuzeyinde ve doğusunda Kobanê'nin kazanımları hedef alınıyor. Dolayısıyla destek ve destek çemberinin genişletilmesi ve Kobanê'nin anısına sahip çıkılması, Türkiye'nin Kuzey ve Doğu'ya yönelik saldırılarını reddetmek gerekiyor.
Dünya halklarına özellikle sivil toplum örgütlerine, barış aktivistlerine ve insan hakları savunucularına çağrımız Rojava'nın korunması gereklidir çünkü bu aynı zamanda demokrasi ilkelerinin korunması ve halkımızın teröre karşı kazanımlarının güçlendirilmesidir. Aşırılıkçılığa, terörizme ve antidemokratik güçlere karşı daha büyük zaferler, barış, kadınların özgürlüğü ve farklı kurumlar arasında yaşam bütünlüğünün sağlanması için Rojava’nın korunması gerekiyor.