Özerk Yönetim, tüm Suriye içindir

Dosya Haberleri —

Perwîn Yûsif

Perwîn Yûsif

PYD yeni Eşbaşkanı Perwîn Yûsif ile PYD'nin 10’uncu kongresini, tüzük değişikliğini, yeni dönemde yürütecekleri politikaları konuştuk...

  • Biz Özerk Yönetimi bir bölgeyle sınırlayıp, kendimizi bunun küçük bir parçası olarak görmek istemiyoruz. Özerk Yönetim Projesi’ni bütün Suriye için istiyoruz. Savaş ve çatışmaların son bulmasının tek çözümü Özerk Yönetim'dir.
  • Biz Suriye’nin bir parçasıyız. Sorunları diyalog yoluyla çözülmesini istiyor, çatışmaların son bulmasını istiyoruz. Suriye’nin tamamını; Efrîn, Girê Spî, Serêkaniyê, Cerablus, El-Bab ve Ezaz’ı özgürleştirmek istiyoruz.

ERKAN GÜLBAHÇE

Suriye’de yaşanan krizin çözümü için tek proje sahibi olan Demokratik Birlik Partisi (PYD) 10’uncu olağan kongresini gerçekleştirdi. İlk kongresini 2003’te Kürdistan dağlarında 185 delegeyle yapan PYD, 10. kongresini ise Hesekê’de 700 delegenin katılımıyla yaptı; siyasi program ve parti tüzüğünü yeniledi. Eşbaşkanlığa ise Perwîn Mihemed Emîn Yûsif ile Xerîb Hiso seçildi. 19 Temmuz Devrimi ardından aktif siyaset içinde yer alan Perwîn Yûsif, PYD’nin 2022’deki 9. Kongresi’nden itibaren PYD Örgütsel Ofis Eşbaşkanlığı görevini sürdürüyordu. PYD yeni Eşbaşkanı Perwîn Yûsif ile 10’uncu kongresi, tüzük değişikliği, yeni dönemde yapacakları çalışmaları konuştuk.

 

 

 

Eylül ayı sonuda PYD 10. olağan kongresini gerçekleştirdi. Siyasi olarak nasıl bir süreçte kongreye gidildi?

Kongremiz Ortadoğu ve dünyada yoğun savaşların yaşandığı, değişim ve dönüşümlerin geliştiği bir süreçte gerçekleşti. Oağanüstü bir süreçten geçiyoruz. Ortadoğu ve Kürdistan’da yaşanan olağanüstü sürece cevap olmak, halkımızı ve gücümüzü sürece uygun örgütlemek adına gerçekleştirdiğimiz bir kongre oldu. Ortadoğu’da ve ülkemizde yaşanan süreç her yönüyle çok anlam ifade ediyor. Bu süreçte kongreyi, halkımızın ve örgütlü gücümüzün yeniden toparlanıp sürece uygun bir şekilde örgütlenmesi adına bir fırsat olarak değerlendirdik. Eksik ve yetmezlikler ortaya konularak yeni bir planlamayla geleceğe yön verme noktasında önemli bir kongre oldu. Gerçekleştirdiğimiz 10. kongreyi ilk kongrenin ruhuyla planladık. Bundan 21 yıl önce ilk kongreyle mücadeleye başlayan partimiz var olan örgütleri kat be kat aşan plan, projeleri ve örgütlenmesiyle öncülük rolünü oynadı. 10. kongre de bu ruhu yeniden örgütleyip halkımıza kalıcı barışı getirmek ve daha kapsayıcı olmak adına bir şans oldu. Bu kongreyi değişen dünya koşullarına ayak uydurmak ve yeni sürece göre çalışma yürütmek için bir fırsat olarak kullandık.

Kongrede tüzük değişikliğine gidildi. Neden tüzük değişikliğine ihtiyaç duyuldu, tüzük değişikliği ile ne hedefleniyor?

Partimiz, Rojava’da kuruldu. 19 Temmuz Devrimi’yle birlikte taban buldu ve örgütlenmesini gerçekleştirdi. Gelinen aşamada Suriye’deki örgütler ve halk tarafından partimiz taban bulmaya ve siyasi projesi kabul görmeye başladı. Bu anlamda gerek Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Bölgesi’nde bulunan halkları ve gerekse Suriye’deki tüm halkları kapsamak, onları içine alabilmek ve onlara öncülük yapabilmek adına tüzüğümüzde bazı değişiklikler yapıldı. Bundan 21 yıl önce dönemin koşulları göz önünde bulundurularak hazırlanan tüzük bugün var olan ihtiyaçları karşılamakta yetersiz kalıyordu. Yeni tüzükle sürece cevap olabilmek ve çalışmaları daha geniş çerçevede yürütebilmeyi amaçlıyoruz. Bununla birlikte yaşanan çatışmalardan dolayı topraklarını terk etmek zorunda kalıp Güney Kürdistan’a, Şam’a, Lübnan’a ve Avrupa’ya giden halkımızın kendisini meclislerle örgütleyerek tekrardan topraklarına dönmesine olanak sunmak adına bazı maddeler eklendi. Yani bir anlamda herkesi kapsaması ve sürece cevap olması adına tüzükte değişiklikler yapıldı.

 

 

Perwîn Mihemed Emîn Yûsif ile Xerîb Hiso

 

Onuncu kongreyle göreve geldiniz, yeni dönemde öncelikli hedefleriniz neler olacak? Bu süreçte nasıl bir politika yürüteceksiniz?

PYD, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nin oluşmasında ve gelişmesinde çok önemli roller üstlendi. Bir anlamda bu devrime öncülük yaptı. Partimiz bölgede yaşayan bütün halkları kucaklamada ve örgütlenmelerini gerçekleştirmede öncülük rolünü üstlendi. Partimiz, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Bölgesi’nin Ortadoğu ve dünyada tanınması için diplomatik ve siyasi çalışmaları esas alacak. Çalışmalarınızda, partimize, tüzüğümüze güven duyan halklara layık olacak bir politika yürüteceğiz. Bütün gücümüzle halkımızın içinde olacağız ve sorunlarına çözümler arayacağız. Demokratik siyasete öncülük yapacağız. Demokratik ve politik zeminin gelişmesi, doğanın korunması, toplumun haklarını savunan bir politika yürüteceğiz. Halkımıza karşı yapılan saldırılara karşı durmak ve dünyada yaşanan savaşlarda halkımızın zarar görmemesi için politika geliştireceğiz. Bu anlamda dışarıda ve içeride bazı planlamalar yapıyoruz. Demokratik ulus projesinin gelişmesi için bölgemizde öncülük yapmak istiyoruz. Demokratik ulus projesinin kalıcı olması için toplantı, seminer gibi çalışmalar hedef olarak önümüze koyduk.

PYD, Sosyalist Enternasyonal’e üye ve birçok uluslararası kurum ve siyasi çevrelerle ilişkileri var. Dış dünya ile diplomatik anlamda nasıl bir ilişki içerisindesiniz?

154 ülkeden partilerin üye oldukları Sosyalist Enternasyonal’e biz de üyeyiz. Tabii ki bu insanları bir araya getiren insan haklarını savunan, doğayı koruyan, ahlaklı toplum isteyen değerler ve politikalarıdır. Bu değerler çerçevesinde 154 ülkeden partiyle ilişkilerimiz var. Biz şu ana kadar Sosyalist Enternasyonal’e karşı bütün görev ve yükümlülüklerimizi yerine getirdik. Sosyalist Enternasyonal senede bir defa toplanıyor. Gelecek sene gerçekleşecek toplantıda daimi üye olacağımız bir süreci tamamlayacağız. Sosyalist Enternasyonalist üyeleri ile birlikte bazı projeleri geliştirme düşüncelerimiz var. Kadın, demokrasi, insan hakları ve doğayı koruma konularında tam düşünce birliğinde olduğumuz üye partilerle görüşmelerimizi projeler için sürdürüyoruz. Üye olan siyasi partilerle ilişkiler geliştirerek Ortadoğu’da kalıcı barışın ve demokrasinin sağlanması için girişimlerimiz var ve devam edecek. Bunları daha da ileri taşıyarak hayata geçirmek istiyoruz. Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Bölgesi’nin uluslararası alanda özellikle Ortadoğu’da tanınması için bu partilerle görüşmelerimiz devam edecek.

Diplomatik çalışma yürütürken ne tür engellerle karşılaşıyorsunuz, bu engelleri aşmak için nasıl bir politika yürüteceksiniz?

İlk günden beri diplomatik çalışmalarımızın önünde en büyük engel Türkiye. Türkiye bu anlamda gerek siyasi ve gerekse ekonomik bütün gücünü kullanarak bizim diplomatik alanda attığımız her adımı engellemeye çalışıyor. Uluslararası alanda bizi “teröristlikle” suçlayıp bütün imkanlarını kullanarak diplomatik görüşmelerimizi engelliyor. Hem kendisi ambargo uyguluyor hem de ekonomik gücünü kullanarak diğer ülkelere ambargo uygulatıyor. Türkiye hiçbir zaman Kürt sorununun çözülmesini istemiyor. Bununla bağlantılı olarak Kuzey ve Doğu Suriye’de Kürtlerin bir statüye kavuşmaması için her türlü yolu mübah görüyor. Kuzey ve Doğu Suriye’de yaşayan halklar DAİŞ’e karşı ağır bedellerle kendilerini korudu, bölgeyi istikrarlı bir hale getirdi. Bölgenin istikrarsızlaşması için Türkiye ve Suriye rejimi bütün gücüyle çalıştı. Bugün de Türkiye, Suriye rejimiyle birlikte yakalanan istikrarı ve Kuzey ve Doğu Suriye’deki devrimin bitirilmesi için bir çaba içerisinde. Devrimin kalıcı olabilmesi için uluslararası alanda attığımız bütün adımların önüne Suriye ve Türkiye engel olarak çıkıyor.

 

 

Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Bölgesi’nin uluslararası alanda tanınması için bir çalışmanız olacak mı?

Özerk Yönetim projesi, devrimin gerçekleşmesi, var olan sorunların çözülmesi ve demokrasinin oluşması için stratejik bir projedir. Bundan dolayı Özerk Yönetim projesinin Suriye’deki sorunların çözülmesi için bütün Suriye’ye uygulanması ve kabul görmesi için çalışmalar içerisindeyiz. Projemizin Ortadoğu’da kalıcı olması ve uluslararası alanda kabul görmesi için çok büyük bir çaba sarf ediyoruz. Biz Özerk Yönetimi bir bölgeyle sınırlayıp, kendimizi bunun küçük bir parçası olarak görmek istemiyoruz. Özerk Yönetim, bölgemizde sorunların çözümüne önayak oldu. Biz Özerk Yönetim projesini geliştirerek bütün Suriye’ye uygulayıp Suriye’deki sorunu ortada kaldırmak istiyoruz. Suriye’nin sorunun tek çözümü geliştirdiğimiz Özerk Yönetimdir.

Efrîn, Girê Spî ve Serêkaniyê özgürlüğü için önümüzdeki süreçte nasıl bir çaba içerisinde olacaksınız?

Çalışmalarımız bütün Suriye topraklarının özgürleştirmesi içindir. Biz Suriye’nin bir parçasıyız. Suriye’de yaşanan sorunları diyalog yoluyla çözülmesini istiyor, çatışmaların son bulmasını istiyoruz. Suriye’nin tamamını Efrîn, Girê Spî, Serêkaniyê, Cerablus, El-Bab ve Ezaz’ı aynı duygularla özgürleştirmek istiyoruz. Bugün sadece Kürt bölgeleri değil Suriye’nin büyük bir bölümü işgal altında. Ve Suriye halklarına yaşadıkları yerlerde her türlü kötülükler yapılıyor. Dünyanın gözü önünde kadınlar tecavüze uğruyor, doğa katlediliyor. Efrîn, Girê Spî, Serêkaniyê, Cerablus, El-Bab ve Ezaz’ı özgürleştirmek için gerek Suriye rejimi ve gerekse uluslararası alanda diplomatik çalışmalar yürütüyoruz. Bütün imkanlarımızı kullanarak topraklarımızı özgürleştireceğimizden, sürgünde yaşamak zorunda kalan halkımızın topraklarına dönmesi için çaba içerisinde olacağımızdan halkımızın hiç şüphesi olmasın.

Özerk Yönetim kurulduğundan beri Türkiye’nin saldırılarıyla karşı karşıya. Türkiye’nin bu saldırılarını durdurmak için ne tür çalışmalar yürüteceksiniz?

AKP hükümetinin Suriye’de yaşanan sorunlarda ilk günden beri parmağı vardı. Suriye’de gelişen devrimi bir hırsız misali çalarak kendi lehine çevirmeye çalıştı. Suriye’deki devrime karşı olumsuz bir tavır içerisine girdi. Kendi çetelerini organize ederek, ekonomik ve siyasi gücünü kullanarak tüm gelişmeleri kendi lehine çevirip çıkar elde etmek için bir politika yürüttü. Türkiye, Kuzey ve Doğu Suriye’de üzerimize baskı uygulayarak kendi çetelerine katmak istedi. İlk günden bugüne dek öncü siyasetçiler hedef alınarak suikastlar gerçekleştirildi. Halkın yaşam alanlarını bombalayarak insanlarımızı yıldırmaya çalıştı. Türkiye’ye karşı halkımız direndi, geri adım atmadı. Bugün gelinen aşamada Türkiye’nin bu planı boşa çıkarıldı. Biz gücümüzü halkımızdan alıyoruz. Savunma güçlerimiz YPG, YPJ ve QSD’yi güçlendirip aynı zamanda halkımızı da bu savunmanın içine alarak bölgemizi daha güçlü koruyacak. Bundan sonra gelişecek her türlü saldırıya karşı çalışma yürüteceğiz. Demokratik bir Suriye içerisinde merkeziyetçi olmayan, tüm halkların ve azınlıkların kendini bulabildiği bir çalışma için her türlü fedakârlığı yapacağız.

Suriye rejimi ile görüşmeler ne durumda? PYD olarak Suriye rejimi ile herhangi bir ilişkiniz var mı?

PYD olarak Suriye rejimiyle direkt bir ilişkimiz yok. Bütün görüşmeler ve tartışmalar Özerk Yönetim üzerinden yürütülüyor. Bizim partimizin üyeleri de rejimle gerçekleşen görüşmelerde yer aldı. Bir süre ilerleme sağlandı. Ancak rejim yaşanan gelişmeleri görmüyor. Her şey eski düzendeymiş gibi davranıyor. Ne yazık ki rejim 2011 öncesine dönme düşüncelerini ortaya atıp devrimi ve Özerk Yönetimi tanımadığını söyleyince görüşmeler kesildi. Üç yıldır herhangi bir görüşme gerçekleşmiyor.

Yine Ortadoğu’da yaşanan çatışmaları kullanarak eski sistemini kurma çabası içerisinde. Dêrazor’da çatışma ortamı geliştirerek bir deneme içerisine girdi. An itibarıyla Suriye rejimi diyalog yerine savaş politikası yürütüyor.

Bir sene önce Özerk Yönetim’in deklare ettiği gibi Suriye sorunuyla ilgili bütün güçlerle diyalog geliştirmeye hazırız. Yeter ki bu diyalog Suriye’de yaşayan halkların çıkarı ve çatışmaların bir nihayete ermesine vesile olsun. Biz PYD olarak Özerk Yönetimin bu tutumunu sonuna kadar destekliyoruz.

 

 

Kürt partileri arasında en büyük sorun birlik sorunu. Ne yazık ki şu ana kadar istenen birlik sağlanamadı. PYD olarak bir girişiminiz olacak mı?

Kürtler çok büyük bedeller vererek kazanımlar elde etti. Bu kazanımları korumak ve geliştirmek ancak Kürtlerin birliğinden geçiyor. Bu anlamda Kürtlerin birliği, bizim çok önem verdiğimiz ve hayata geçmesi gereken bir konudur. Kürtler, birlik oluşturamadıkları için hala özgür değiller. Gerek Rojava Kürdistan’da ve gerekse dört parça Kürdistan’da Kürt birliği için sürekli çağrılarımız ve çalışmalarımız var. Şu ana kadar çabalarımız bu birliğin sağlanmasında yeterli olmadı. Demek ki daha ısrarcı ve farklı çalışmalar yapmak zorundayız. Bir kez daha vurgulamak istiyorum ki Kürt birliğinin bir an önce sağlanması için her türlü görüşmeye hazırız.

Kuzey ve Doğu Suriye’de yapılması beklenen seçimler ertelendi. Yerel seçimlerin yapılması konusunda bir çalışma var mı? PYD olarak gerçekleşecek seçimlere nasıl hazırlanacaksınız?

Seçimler için Özerk Yönetim nasıl bir karar alırsa biz kabul eder ve ona göre hareket ederiz. Uygulayıcısı oluruz. Seçim Yüksek Kurulu, kantonları özgür bırakarak şartlar olgunlaştığında her kantonun kendi seçimini yapabileceğine karar verdi. Parti olarak seçimlerin sağlıklı ve özgür bir ortamda yapılması, halkı yönetecek adayların ortaya çıkarılması için üzerimize düşecek her türlü göreve hazırız.

Daha önceden belirttiğiniz gibi yaşanan çatışmalardan dolayı insanlarımız Ortadoğu ve Avrupa başta olmak üzere birçok ülkeye yerleşti. Tekrar yaşadıkları bölgelere dönmeleri için plan ve projeleriniz olacak mı?

Biz bu dönem gerek Avrupa’da gerekse Ortadoğu’daki ülkelerde yaşayan vatandaşlarımız için il ve ilçe kongrelerini gerçekleştirdik. Avrupa’da 12. kongremizi gerçekleştirdik. Şam ve Lübnan’da geniş katılımlı toplantılar yaptık. Özellikle yurt dışında yaşayan insanlarımızın kültürlerini yaşamaları ve dillerini konuşabilmeleri için özel çaba gösteriyoruz. Buna yönelik planlamalarımız var. Son olarak bizi bu göreve layık gören halkımıza teşekkürlerimi sunmak istiyorum. Bu görevi yaparken devrim değerlerine, şehitlerimize, halkımıza layık olacak bir çalışma içerisinde olacağız. Partimiz 21 yıllık yürüyüş tarihinde emeği ve insanların özgürlüğünü esas alarak öncülük rolünü oynadı. Bizler de halkımızın özgürlüğünden öncülük rolü oynayan partimizin bir dönem yönetimine seçildik. Sonuna kadar görevimizi layıkıyla yerine getirip mahcup olmayacağımız bir mücadele içerisinde olacağız.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.