Batı’daki ittifaka intikam operasyonu
Dosya Haberleri —

HDK
- Kürtlerin yerel yönetimlerde söz sahibi olmasını engellemek isteyen iktidar "Kent Uzlaşısı" seçim ittifakını hedef alıyor. Avukat İsmail Topkaya, “HDK üyesisiniz ya da delegesisiniz” denilip insanların sırf Kürt kimliklerinden dolayı tutuklandığını belirtti.
- "Kürtlerin söz hakkı kurmasına, demokratik siyaset yapmasına tahammül edemeyen intikamcı bir anlayış var" diyen Avukat Sinan Zincir ise, "Evlerinden bir tane çakı bile çıkmayan arkadaşlarımızı ailelerinden ayırdılar ve ‘silahlı örgüt üyesi’ diye tutukladılar" diye konuştu.
- CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, DEM Parti İstanbul İl Eşbaşkanı Murat Kalmaz ile HDK Eşsözcüsü Ali Kenanoğlu da batıdaki ittifakın başarısını hazmedemeyen iktidarın yargı eliyle belediyelere operasyon düzenlediğini kaydetti.
ERDOĞAN ALAYUMAT/İSTANBUL
İstanbul’da 31 Mart yerel seçimlerinde, başta Esenyurt Belediyesi olmak üzere pek çok ilçe belediyesinde Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) ve çeşitli demokratik kitle örgütünün dahil olduğu “Kent Uzlaşısı” adlı seçim ittifakının başarısı yargı eliyle cezalandırılmaya çalışılıyor. Ataşehir ve Kartal belediye başkan yardımcıları ile Şişli, Üsküdar, Fatih, Tuzla, Beyoğlu, Sancaktepe ve Adalar belediyelerinin meclis üyeleri, 11 Şubat’ta düzenlenen operasyonla gözaltına alındı ve “Örgüt üyesi" oldukları iddiasıyla tutuklandı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, belediyelere yönelik operasyonda hedefin “Kent Uzlaşısı” olduğunu şu sözlerle açıkça deklare etti: "Kent uzlaşısı formülünün teorisinin terör örgütü yönetimince yapıldığı, demokratik özerklik sisteminde bazı alanlarda uygulanacak bir formül olduğu, doğu illerinde yerel yönetimlerin kazanılarak özerklik sisteminin kurulması, batı illerinde ise Kürt nüfusunu özerklik sistemine benzer bir sistemle yerel yönetimlere dahil edilmesi planlaması çerçevesinde oluşturulduğu ve adına da 'Kent Uzlaşısı' denildiği…”
Kürt Batı’da söz sahibi olmasın
Savcılık da Sulh Ceza Hakimliği’ne gönderdiği tutuklama sevk yazısında, 31 Mart yerel seçimlerinde yapılan “Kent Uzlaşısı” seçim ittifakını 'suç' olarak değerlendirdi. Savcılık daha da ileriye giderek tutuklama sevk yazısında “HDK bir suç örgütüdür” ifadesini kullandı. Gazetemize konuşan avukatlar, soruşturma ve tutuklama kararının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu belirtti. Emniyet, savcılık ve sulh ceza sorgularında yer alan Avukat İsmail Topkaya, “HDK üyesisiniz ya da delegesisiniz” denilip insanların tutuklandığını aktardı. Tutuklanan meclis üyelerinin kullanmadıkları telefon tapelerinden suçlandığına dikkat çeken Topkaya, dosyada gizlilik kararı olduğu için suçlamaların boyutunu göremediklerini de ekledi.
Siyasi ittifak suç oldu!
Soruşturmayla ilgili hukuki bir değerlendirme yapmayacağını ifade eden Topkaya, şu ifadeleri kullandı: “Tamamen ucube bir soruşturma. Hakimliğin tutuklama gerekçesi polis fezlekesinin aynısı, hatta imla hataları bile aynı. Bu anlamda sözün bittiği yerdeyiz. Hukukun çürümüşlüğünü gördük. Ortada bir suç yok. Halkın bir arada hareket etmesi, siyasi partilerin ittifak yapması kadar doğal bir şey var mı? Bunu gündeme getirmek bile abes bir durum. Bunu kriminalize etmenin bir anlamı yok.”
HDK’de yer aldıkları için
Soruşturma dosyasının bir diğer avukatı olan Avukat Sinan Zincir ise, “Tutuklama gerekçesi açık açık, Kürtlerin belediyelerde meclis üyesi olarak söz kurmaya çalışmaları. Bu ülkede Kürtlerin söz hakkı kurmasına, demokratik siyaset yapmasına tahammül edemeyen intikamcı bir anlayış var” dedi. Müvekkillerinin HDK’de bir dönem bulunmalarının suç olarak dosyada yer aldığını ifade eden Zincir, kaybedilen seçimin intikamının alınmak istendiğini vurguladı.
İsminde aynı harfler var diye
Mahkemenin bu kararla “Kürtlere bu ülkede konuşamazsın” dediğini aktaran Zincir, şunları söyledi: ”Tutuklama sevk yazısında Kent Uzlaşısı, tutuklama kararında Kent Uzlaşısı var ama ne emniyet ne de savcılık sorgusunda Kent Uzlaşısı ile ilgili tek bir suçlama yok.”
Savcılığın HDK’nin 2016 kurulan Halkların Birleşik Devrim Hareketi adlı bir silahlı örgütle sadece kelime ve harf benzerliği üzerinden eşleştirdiğini belirten Zincir, “Evlerinden bir tane çakı bile çıkmayan arkadaşlarımızı ailelerinden ayırdılar ve silahlı örgüt üyesi diye tutukladılar” dedi.
Suç aramaya gerek yok
CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ile DEM Parti İstanbul İl Eşbaşkanı Murat Kalmaz ise soruşturmanın siyasi partilerin serbest seçim ittifak hakkına ve siyasi faaliyetlerine saldırı olduğunu söyledi. CHP’nin “Türkiye İttifakı”, DEM Parti’nin “Kent Uzlaşısı” adını verdiği seçim ittifakının HDK üzerinden kriminalize edilmesinin kabul edilemez olduğunu kaydetti. Sezgin Tanrıkulu, şöyle konuştu: ’’Bu soruşturmayla Türkiye’nin batı illerinde yaşayan Kürtlerin herhangi bir biçimde karar alma organlarında olmayacakları, belediye meclislerinde olmayacakları söyleniyor. Bu başlı başına bir suçtur. Seçilen belediye meclis üyeleri ve başkan yardımcılarının tek tek suç işlemesine gerek yoktur. Bu siyasi faaliyetin kendisi suçtur.”
Suçları Kürt olmak
“Siyasi partilerin amacı seçimleri kazanmaktır. Bu çerçevede her siyasi parti kendisi ile ilişkili olduğunu gördüğü siyasi partilerle ve girişimlerle ittifak yapar” diyen Tanrıkulu, şöyle devam etti: “Nitekim Cumhur İttifakı ve Millet İttifakı var. Cumhur İttifakı AKP ve MHP arasında yapılan ve onu destekleyen pek çok çevreyle yapılan bir ittifaktır. Millet İttifakı da böyledir. Sonuçta HDK de içinde birçok siyasi parti, girişim olan bir Türkiye ittifakıdır. Bugüne kadar haklarında açılmış bir soruşturma kararı yok. Şiddete bulaşmamış, tamamen seçilme yeterliliği olan insanlar sadece seçildikleri ve etnik kimliklerinden kaynaklı tutuklandılar.”
Dayanışmayı büyütmeliyiz
“Söylenecek söz yok. Bu bir yargı faaliyeti değil. Elbette devran dönecek hukuk faaliyetleri içerisinde bu kötülüğü yapanlar mutlaka hukuk kuralları içerisinde hesap verecekler” diye konuşan Tanrıkulu, sözlerini şöyle noktaladı: “Belediye başkanları, meclis üyeleri ve yardımcıları tutuklandı. Öyle anlaşılıyor ki AKP yargıyı kendi siyasi gündeminin aparatı olarak kullanmaya devam edecek. Önümüzdeki günlerde de bu tür operasyonları olacak. Ama bu dayanışmayı büyütmek ve mücadele etmek gerekiyor.”
Kent Uzlaşısı AKP’ye dokundu
DEM Parti İstanbul Eşbaşkanı Murat Kalmaz ise, “Kazandığımız belediyelere dönük irade gaspı üçüncü dönemdir devam ediyor. Şu ana kadar ikisi CHP belediyesi olmak üzere toplamda 10 belediyemize kayyum atandı. Hala belediyelere kayyum hazırlığı yapıldığını görüyoruz. Bu operasyonlar bunun hazırlığını gösteriyor” şeklinde konuştu. Kürt kentlerinde başlayan kayyum politikasının bu dönem Batı kentlerine sıçradığını da aktaran Kalmaz, konuşmasına şöyle devam etti: “Kent Uzlaşısı ile seçilen CHP’li Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer tutuklandı ve ardından belediyeye kayyum atandı. Bunun hemen ardından Beşiktaş Belediye Başkanı tutuklandı ve görevden alındı. Son olarak İstanbul’da farklı belediyelerde olan belediye başkan yardımcıları ve meclis üyeleri gözaltına alındı. 31 Mart yerel seçimlerinde 'Kürt kentlerinde kayyum atanan bütün belediyeleri geri alacağız, Batı’da da iktidarın baskıcı ve kayyumcu politikalarına kaybettiren bir strateji' izledik. Farklı partilerin ortaklaştığı ve toplumun destek verdiği ortak adayı desteklemek gibi strateji izledik. Kent Uzlaşısı kavramıyla bir politika izledik ve başarılı olduk. İlk defa ortaya koyduğumuz bu strateji ile 22 yıllık AKP iktidarına kaybettirdik.”
Tahammül edemedikleri için
Kent Uzlaşısı seçim ittifakına dönük yargı baskısının Esenyurt Belediyesi ile başladığına işaret eden Kalmaz, “Kürt halkı Esenyurt’ta iradesini ortaya koydu ve iktidar partisinin kaybetmesine neden oldu. Kent Uzlaşısı stratejisi ile yerel yönetimlerde farklı azınlıklar, demokratik çevreler, Kürtler, kadınlar, işçi ve emekçilerin söz sahibi olmasına tahammül etmedikleri için bu alana saldırıyorlar” şeklinde konuştu. “Toplumun bütün dinamikleri Kent Uzlaşısı ile bir araya gelip belediye başkanını seçmiş ya da bazı isimler belediye meclis üyesi seçilmiş, bunun devlete ve AKP iktidarına ne gibi bir zararı olabilir?" diye soran Kalmaz şöyle devam etti: "Türkiye’de kendinden olmayan hiçbir güç ve ittifakı kabul etmeyen, buna karşı saldırı geliştiren bir yaklaşım söz konusu. Burada amaç açıkça Kürtlerin Batı’da söz sahibi olmasına dönük bir saldırıdır."
* * *
HDK’yi bir aparat olarak kullanıyor
Belediye başkan yardımcıları ve meclis üyelerinin tutuklanmasına dayanak yapılan ve suçlamaların odağında olan Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eşsözcüsü Ali Kenanoğlu da gazetemize değerlendirmelerde bulundu. Sadece son yapılan operasyonda değil Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer ve İstanbul Barosu Yönetim Kurlu Üyesi Fırat Epözdemir’in tutuklanmasına da HDK’nin gerekçe yapıldığını hatırlatan Kenanoğlu, “Savcılık HDK’yi DTK’ye, DTK’yi KCK’ye ve Kandil’e kadar bağlıyor. Böyle akıl yürüterek bu operasyonlar yapılıyor. Ancak Kent Uzlaşısı iki partinin arasında yaptığı bir ittifakın adıdır. Millet, Cumhur ittifakları nasıl varsa bu da öyle bir ittifaktır. Bölgesel ve yerel bazlı yapılan işlerdir ve son derece meşru ve yasal bir durumdur” ifadelerini kullandı.
Biz buradayız
Devletin bu yaklaşımını kabul etmediklerini ve deli saçması olduğunu kaydeden Kenanoğlu, “HDK 13 yıldır toplumsal alanda çalışma yürüten bir platform. Dolayısıyla ekoloji, inanç, kadın hareketleri, emek hareketi, nerdeyse Türkiye’nin tamamıyla ilişkisi olan bir kurum ve yasal yapıların oluşturduğu bir platformudur. Bunun dünya örnekleri vardır. Bizim bileşenlerimizin tamamı yasalara göre kurulmuş, siyasi partiler, dernekler ve STK’lerden oluşuyor. Bu anlamıyla HDK’nin kriminalize edilmesini asla kabul etmiyoruz. Buradayız çalışmalarımızı açık sürdürüyoruz" mesajı verdi.
HDK’ye dönük saldırıların tesadüf olmadığını da sözlerine ekleyen Kenanoğlu, ’’Biz seçildiğimiz 3 Kasım’dan bu yana söylediğimiz her üç cümleden biri barış üzerine kurulu. Son süreçle ilgili bölgelerde paneller, imza kampanyaları ve uluslararası düzeyde bir konferans yaptık. Türkiye’de barışın toplumsallaşması için mücadele ediyoruz, etmeye de devam edeceğiz" diye ekledi.
* * *
Kürt oldukları için tutuklandılar
Ataşehir Belediyesi Başkan Yardımcısı Livan Gür, Kartal Belediyesi Başkan Yardımcısı Cemalettin Yüksel, Şişli Belediyesi Meclis Üyesi Sinan Gökçe, Üsküdar Belediyesi Meclis Üyesi Bülent Kaygun, Fatih Belediyesi Meclis Üyesi Güzin Alparslan, Tuzla Belediyesi Meclis Üyesi Hasan Özdemir, Beyoğlu Belediyesi Meclis Üyesi Turabi Şen, Beyoğlu Belediyesi çalışanı İkbal Polat, Sancaktepe Belediyesi Meclis Üyesi Elif Gül ve Adalar Belediyesi Meclis Üyesi Nesimi Aday “Örgüt üyesi olmak” iddiası ile tutuklandı.