Rojava Devrimi'nin tanıklarına minnet...

Forum Haberleri —

❏

  • Sadece bugünün Rojava devrimini gördükleri, bildikleri, içinde oldukları için değil, neredeyse otuz, kırk yıldır bu devrimin heyecanını yaşadılar, bunun tanıkları oldular; bir minneti dile getirmek için de mutlaka bu ziyaretleri yapmak gerektiğine inanıyoruz…

ANDOK RONAHÎ

Rojava’dayız. Bayramdır. Bayramın ikinci gününde ancak zaman ve imkan bulabiliyoruz bayram ziyaretleri yapmak için. Ziyaret etmek, görmek istediğimiz o kadar çok kişi ve aile var ki! Sadece bugünün Rojava devrimini gördükleri, bildikleri, içinde oldukları için değil, neredeyse otuz, kırk yıldır bu devrimin heyecanını yaşadılar, bunun tanıkları oldular; bir minneti dile getirmek için de mutlaka bu ziyaretleri yapmak gerektiğine inanıyoruz… Bir arkadaşımla birlikte sabah saat dokuzda ilk evin kapısını çalıyoruz. İlk durağımız Rojava’nın en yurtsever mahallelerinden biri olarak bilinen Qamışlo’nun Hililiyê Mahallesi. Bu mahallede de ilk kapısını çaldığımız kişi ise Ebu Ciwan oluyor.

Ebu Ciwan

Her odası büyük bir bahçeye açılan bir eve büyük bir demir kapıdan giriş yapıyoruz. Ebu Ciwan, kilolu, yaşı yetmişine varmış, Kurdistan Özgürlük Hareketi’nin sadık yurtseverlerinden biri. Güler yüzü, bitmez tükenmez bilmeyen enerjisiyle bizi karşılıyor. Bayramlaşıyoruz. Uzun süredir görüşmemiş olmanın verdiği özlemle bize sarılıyor.

Ebu Ciwan’ın bir kardeşi Kurdistan dağlarında, diğer kardeşi de 16 Mart 2004’te Qamışlo’da Baas rejiminin saldırısında şahadete ulaşıyor. Bir oğlu da amcasından sonra Kurdistan dağlarına gidiyor ve o da amcası gibi şahadete ulaşıyor. Sonra Ebu Ciwan’ın kızı Nergiz abisinin silahını alıp Kürdistan dağlarına yüzünü dönüyor. Ebu Ciwan yaşı yetmişe varsa da enerjisinden hiçbir şey yitirmemiş. Birkaç kelimeyle yaşlılığından bahsediyor. Tabii bundan bahsetmesi çalışmalara eskisi gibi katılmasında engel teşkil etmesinden dolayı. “İstediğim gibi katılamıyorum” dese de elinden geleni ardına koymuyor. Şehit aileleri çalışmalarının Hililiyê Mahalle Komisyonu’nda yıllardır soluksuz çalışanlardan.

Her ne kadar daha fazla kalmak istesek de planlamamızı gerçekleştirebilmek için zamanı iyi kullanmamız gerekiyor. Kısa sohbetimizde Rojava Devrimi’nin gelmiş olduğu düzey ve umudu duyuyor, hissediyoruz. Hem Rêber Apo’ya olan güven hem de hasret Ebu Ciwan’ın gözlerinden yansıyor. Özrümüzü isteyerek oradan ayrılıyor, ikinci durağımıza doğru yol alıyoruz.

Necah Gulo

Gulo ailesi hem Rojava Devrimi öncesi hem de sonrasındaki süreçte verdikleri bedellerle tanınan bir aile. Qamışlo’nun batı tarafındaki girişinde zafer işareti yapmış heykel Yusuf Gulo. 2021’de seksen beş yaşında iki torunuyla birlikte TC’nin Siha saldırısında şahadete ulaşıyor. Halk arasında Apê Yusuf olarak tanınan Yusuf Gulo bu ailenin ve Rojava halkının emek ve devrim sembollerinden. Kurdistan özgürlük mücadelesi uğruna 13 can vermiş ailenin tanınan simalarından biri de Necah Gulo. Rêber Apo’ya Özgürlük İnisiyatifi üyesi. Kendisi gibi ailenin pek çok üyesi de devrimin askeri, siyasi, sosyal pek çok alanında emek vermeye devam etmekte. Eve vardığımızda bizi güler yüzle karşılıyor. Bayramlaşma ve kısa bir hal hatır sormadan sonra biz gelmeden önce bir TV kanalının 4 Nisan öncesi röportaj için onu aradığını ve birazdan bir aracın onu röportaj yapılacak stüdyoya götürmek için geleceğini söylüyor. Sohbetimiz kısa da olsa devrimin gelmiş olduğu nokta, dünya ve bölgedeki gelişmeleri etkileme gücünü görmenin vermiş olduğu sevinci ve umudu yaratıyor.

Diya Bilind

Kapısını çaldığımız üçüncü ev Diya Bilind’ın evi. Bilind, 5 yıl önce Kurdistan dağlarında şahadete ulaşmış. Evin kızı Stera kapıyı gülümseyerek açıyor. Stera Rojava Devrimi’nin başlangıcından bugüne öğretmenlik yapıyor. Devrimin başlangıç yıllarında Kürtçe okuma yazma öğrenmiş. Sonra da Kürt çocuklarına Kürtçe öğretmeye başlamış. Yıllar sonra Rojava Üniversitesi’nin açmış olduğu özel bir devrede Kürt Dili Edebiyatı Bölümü’nü bitirmiş. Şimdi de Qamışlo ilinin Eğitim Meclisi yönetiminde. Stera’nın annesi Diya Bilind, bizi gülümseyerek karşılıyor. Sıcak bir çayla birlikte kısa ve sıcak bir sohbet oluyor. Büyük oğlu Dijwar Kurdistan özgürlük dağlarında. Diğer oğlu Adnan uzun yıllar kültür sanat çalışmalarında yer almış, Beste ve senaryo yazıyor. Bir de küçük kızları var. Adı Gerjîn. O da bu yıl Tıp Fakültesi’ni bitirecek Rojava’da. Aylardır fakültenin son sınavları için çalışıyor. Gece yarısına kadar çalıştığı için onu göremiyoruz. Vedalaşıp başka bir devrim emekçisinin evine doğru yol alıyoruz.

Şêxmus Melek

Bizi Şêxmus Melek’in oğlu karşılıyor kapıda. Evde Şêxmus Melek ve eşi oturmuşlar. Şexmus Melek 1980’li yılların başında Kurdistan özgürlük mücadelesi militanlarına kapısını ilk açanlardan biri. O açıştan bugüne kadar hiçbir gün bile bu mücadeleye emek verenler için kapanmamış. Onlar için her zaman güvenli bir yer olmuş. Yani devrimin temelinin atıldığı yerlerden biri dersek yanlış olmaz. Ancak gittiğimizde gördüğümüz şey karşısında çok üzülüyoruz. O devrim emekçisi Şêxmus Melek alzheimer olmuş. Hiçbir şey hatırlamıyor. Çocukları tüm ihtiyaçlarını karşılıyor. Alzheimer da olsa bizi gördüğünde yüzünde bir gülümseme beliriyor. Çocukları babalarını pek çok doktora götürdüklerini söylediler. Doktorların yaşı 80’i aşmış olan biri için artık bu hastalığın bir çözümü olmadığını söylediğini aktardılar. Şêxmus Melek’in yüzündeki o küçük gülümsemeyi görmenin olduğu sevinç ve o hasta halini görmemizin vermiş olduğu buruklukla vedalaşıp kalkıyoruz.

Lîna

İsmi size biraz garip gelebilir. Rojava’da Kürtçe ya da Arapça olmayan pek çok isimle karşılaşılabiliyor. Özellikle devrim öncesinde doğmuş olanlarda bu daha sık görülüyor.

Lîna uzun yıllar Şehit Aile Meclisi çalışmalarında yer almış bir kadın. Eşi Osman, kültür sanat çalışmalarında Rojava’da tanınan tiyatroculardan biri. 2014 yılında DAİŞ'in gerçekleştirmiş olduğu bir bombalı saldırıda şahadete ulaşıyor. Çocukları ve torunlarıyla birlikte yaşıyor Lîna. Oğlu Dilo da babasının yolunu takip etmekte kararlı. Tiyatro yanında kısa filmler de yapıyor. Lîna’nın küçük torunu da daha 4-5 yaşında olmasına rağmen gördüğü her yere resimler yapmaya bayılıyor. Sohbetimizde Lîna’nın kızının çeşitli rahatsızlıkları olduğunu ve her gittiği doktordan bir torba dolusu ilaçla geldiğini söylüyor. Sohbetimizde bir arkadaş bu kadar ilaç alacağına bir süredir hizmet veren doğal tıp merkezine gitmesini öneriyor. Devrimin halen bu hastalara müşteri gibi yaklaşan doktor yaklaşımını düzeltemediği dile geliyor. Bir arkadaş bunun için daha fazla mücadele şart diyor. Sohbetimiz kısa ama boyutlu. Yeni bir yere gitmek için vedalaşıyor yola koyuluyoruz.

Yeni durağımız Enteriyê Mahallesi

Enteriyê, Qamışlo’nun en tanınan, aynı zamanda en yurtsever mahallelerinden biri.

Sumeyya

Sumeyya, Rojava Devrimi’nin en eski öğretmenlerinden biri. Devrimin başlangıç sürecinde Kürtçe öğrenip kendi çocuklarından başlayarak tüm halka Kürtçe öğretmeye kendini adamış biri. Eşi Şehit Aile Meclisi yönetiminde. Kendisi de şimdi öğretmen okulu yönetiminde yer alıyor. O da Kürt Dili Fakültesi’ni dışarıdan hafta sonları verilen fırsatla bitirmiş. Bir kızı Bilgisayar Mühendisliği’nde okurken, bir oğlu Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde. Bir diğer oğlu da Programcılık Akademisi’nde okuyor. Buradaki tartışmalarımız genelde eğitim sistemine ilişkin oluyor. Kaç aydır Programcılık Akademisi’nde okuyan oğlunun yıllardır mühendislik okumuş pek çok kişiden daha iyi program yazabildiğini gördüğünde Önder Apo’nun akademi sisteminin ne kadar da gerekli ve eşsiz olduğunu dile getiriyor. Büyük oğlu ise Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde öğrenci. O fakültenin hocaları da genelde dışarıdan Rojava Devrimi’ne gönüllü olarak destek veren akademisyenler. Başarı değerlendirme sistemi de devletçi, alışılmış sınava dayanan sistemi aşma iddiasında. Oğlu Diyar, fakültenin zor ama güzel bir eğitim verdiğini söylüyor. Planlar projeler, sorunlar üzerine yürüyen kısa ve özlü tartışmayı uzatmayıp yolun diğer tarafındaki ayrı bir ailenin kapısını çalıyoruz.

Diya Necbîr

Güzel, sade bir bahçeden geçip oturma odasına geçiyoruz. Uzun süredir görmemenin vermiş olduğu hasretle sarılıyor, bayramını kutluyoruz. Kendisinden yaşça birkaç yaş küçük erkek kardeşi 1990’lı yıllarda Kurdistan dağlarına gidiyor. 6-7 yıl Dersim’den Botan’a pek çok dağda gerilla. 90’lı yılların sonlarında geri çekilme sürecinde şahadete ulaşıyor. Anne ve babası o dönem devletin yaklaşımlarından olsa gerek şehit çocuklarını sahiplenmiyorlar. Bu duruma karşı her şeye inat o koşullarda Dr. Sason’un şahadetini sahiplenen ve kardeşi olduğunu kabul eden Diya Necbîr oluyor. O gün bu gündür. Dr. Sason’un resmi evin en baş köşesinde asılı. Şimdi Necbîr dayısı üzerine roman yazmaya başlamış. Dr. Sason’u tanıyan herkesten bir bilgi, belge nerede olsa buluyor. Belgeler belli bir aşamaya gelmiş, kafasında da bir taslak oluşturmuş ancak bu süreçte Kürt Dili Edebiyatı bölümünde mastır yaptığı için bu çalışmasına ara vermiş. Özerk Yönetim’in dil politikalarına ilişkin mastırını tamamlamış. Bu önümüzdeki günlerde tez savunmasını yapacak. Romanla birlikte diğer bir planı da Kürt Dili Edebiyatı bölümünde doktora yapmak. Sohbetimiz devam ederken Necbîr’in babası geliyor. O da PYD’nin mahalle komitelerinde görev alıyor. Emekçi, elleri nasırlı yurtsever bir insan. Onunla da bayramlaşıp yönümüzü ayrı bir eve veriyoruz.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.