Saldırı ihtimali en üst düzeyde

YPG Sözcüsü Nuri Mahmud

YPG Sözcüsü Nuri Mahmud

  • Erdoğan, Türkiye, NATO ve Avrupa Birliği’nin imkanlarını kullanarak saldırı hazırlığı yaparak bir sonuç almak istiyor. Mevcut durumda Rusya, İran ve Suriye rejimini de yanına alarak yalnız olmadığını dünyaya göstermeye çalışıyor.
  • Efrîn, Serêkaniyê, Girê Spî saldırılarında tecrübeler edindik. Hem askeri ve hem de halk olarak değerlerimizi savunma temelinde hazırlıklarımız var. Askeri olarak bütün hazırlıklar tamamlanmış durumda. Tüm imkanlarımızla bir bütünen bir direniş olacak.

ERKAN GÜLBAHÇE

YPG Sözcüsü Nuri Mahmud, AKP-MHP iktidarının seçimler öncesinde Rojava’ya saldırı ihtimal ve hazırlığının en üst düzeyde olduğunu belirterek, “Erdoğan, Türkiye, NATO ve Avrupa Birliği’nin imkanlarını kullanarak saldırı hazırlığı yaparak bir sonuç almak istiyor” dedi.

Gazetemize konuşan Nuri Mahmud, seçimlerde iktidarını korumak isteyen AKP-MHP iktidarının Rojava’ya yönelik saldırı planları hazırlığı içerisinde olduğunu söyledi. Mahmud, "AKP-MHP iktidarı, Türk devletinin imkanlarını ve gücünü kullanarak Kuzey-Doğu Suriye’ye saldırma tehdidini hep gündemde tutuyor. Bunu, Türkiye içerisinde faşist ve cihadist düşünceleri hep diri tutmak, seçimleri kazanma noktasında bir silah olarak kullanmak istiyor. Bundan dolayı saldırma ihtimali ve hazırlıkları en üst düzeyde” açıklamasında bulundu. 

Her an her şeyi yapabilir

"AKP-MHP faşist hükümeti deprem döneminde bile bombalar yağdırdı" diyen Mahmud, "An itibarıyla böyle bir saldırı tehlikesi var. Bu faşist iktidar her an Kuzey-Doğu Suriye Özerk Bölgesi’ne saldırabilir. Türkiye ekonomik, siyasi kriz yaşıyor. Üstüne bir de Erdoğan seçimleri kaybedeceğini gördüğü için bu saldırıyı çok da uzakta görmüyoruz. Bize saldırarak olağanüstü koşullarda seçime gitme ve olağanüstü halde oyları çalmanın hesaplarını yapıyor" diye konuştu.

Diktatörlerle yeni iş birliği

AKP-MHP’nin şu anda geliştirdiği politikanın ne Türkiye’nin ne NATO’nun ne de Avrupa Birliği’nin yararına olmadığının altını çizen Mahmud, “Türkiye, NATO üyesi ve AB aday ülkesi olsa da Rusya, İran ve Suriye rejimi ile yeni bir işbirliği geliştiriyor. An itibarıyla dünya nezdinde diktatörlükle suçlanan rejimlerle işbirliği içerisinde. Erdoğan, Türkiye, NATO ve AB’nin imkanlarını kullanarak bir sonuç almak istiyor. Mevcut durumda Rusya, İran ve Suriye rejimini de yanına alarak yalnız olmadığını dünyaya göstermeye çalışıyor” diye konuştu.

Topyekün bir direniş olacak

“Şüphesiz bu saldırıları ihtimal dahilinde gördüğümüz için sürekli bir hazırlık içerisindeyiz” diyen Mahmud şöyle devam etti: “Efrîn, Serêkaniyê, Girê Spî saldırılarında tecrübeler edindik. Hem askeri ve hem de halk olarak değerlerimizi savunma temelinde hazırlıklarımız var. Kuzey-Doğu Suriye askeri güçleri hem taktiksel hem de askeri olarak bütün hazırlıklarını tamamlamış durumda. Yeni savunma taktikleri üzerine çalışmalarımız da var. Hava saldırılarına karşı da hazırlıklarımızı geliştiriyoruz. Bütün bu hazırlıkları savunma güçlerimiz halkımızla ortak yürütüyor. Yani tüm imkanlarımızla topyekün bir direniş olacak.”

Her saldırı mübah görülüyor

Uluslararası güçlerin Türkiye’nin geliştireceği saldıralara karşı tutumunun ise yetersiz olduğunun altını çizen Mahmud, "Türkiye’nin jeopolitik durumu, devletlerle olan ticari ilişkileri, NATO üyesi ve Avrupa Birliği aday ülke olması göz önünde bulundurularak temkinli yaklaşıyorlar" değerlendirmesinde bulundu. Mahmud, “Kuzey- Doğu Suriye Özerk Bölgesi, Suriye toprakları olmasına rağmen birileri tarafından her türlü saldırı mübah görülüyor. Siyasi olarak oradaki halklar muhatap alınmıyor. Uluslararası güçlerin bölgeye yaklaşımlarında sorun var” dedi.

Uluslararası kriterler hiçe sayılıyor

“Özerk yönetim Suriye topraklarının yüzde 35’ini ve Suriye’de yaşayanların yüzde 40’ini yönetmesine rağmen, uluslararası devletler, uluslararası ilişkiler ve kriterleri çerçevesinde bir yaklaşım göstermiyorlar” eleştirisinde bulunun Mahmud şöyle devam etti: “Ne yazık ki bölgemize karşı uluslararası kriterler hiçe sayılıyor. Güçleri olan devletler, bölgemize askeri saldırılar düzenleyebiliyor. Uluslararası devletlerin yaklaşımında ise büyük pasiflik var. Ciddi bir tutum içerisinde değiller. Sebep olarak da kendi çıkarlarını sıralayabiliriz.”

 

*****

Özerk bölge muhatap alınmalı

Fransız Senatosu’nda geçtiğimiz günlerde DAİŞ’e karşı verdikleri mücadele nedeniyle Onur Madalyası verilen YPG Sözcüsü Nuri Mahmud, "Dostane ilişkilerin ötesine geçilmeli Özerk Bölge uluslararası kanun ve ilişkiler çerçevesinde muhatap alınmalı" dedi.

YPG Sözcüsü Nuri Mahmud’a geçtiğimiz günlerde YPJ Sözcüsü Ruksen Mihemed’e ile birlikte Fransız Senatosu’nda düzenlenen Newroz resepsiyonunda DAİŞ’e karşı verdikleri cesur mücadele nedeniyle Onur Madalyası verilmişti. Ardından YPG ve YPJ sözcülerinin aralarında bulunduğu bir heyet, aynı zamanda Senato Başkan Yardımcısı olan Fransız Komünist Partisi Genel Sekreteri Pierre Laurent ile görüşmüştü. Bu görüşmelerin detaylarını sorduğumuz Mahmud, Fransa Demokratik Kürt Konseyi’nin (CDK-F) davetlisi olarak Fransa’ya gittiklerini belirterek, “Resepsiyona katılan politikacı ve aydınlarla Kuzey-Doğu Suriye Özerk Bölgesi’ne ilişkin saldırı, ambargo vb. birçok konu üzerine görüş alışverişinde bulunduk” dedi.

Kazanımlar garanti altına alınmalı

Kendilerine verilen Onur Madalyası’na ilişkin ise Mahmud, "Avrupa’yı ve dünya insanlığını DAİŞ saldırılarda karşı koruduğu için, onurlandırmak ve teşekkür etmek için sembolik bir madalya verdiler. Tabii ki verdiğimiz mücadele ve bu uğurda yitirdiğimiz insanlarımızı göz önüne getirdiğimizde bu ödülü hak ettiğimizi belirtmek istiyorum. Elbette bu tür ödüller önemli, ancak Avrupa devletlerinin bu kazanımlarımızı garanti altına almak, geliştirilen demokratik ortamın daha da geliştirilmesi için bize destek vermeleri gerektiğini de kendilerine belirttik" diye aktardı.

Uluslararası norma kavuşmalı

Hem Fransa devletinin hem de Fransız siyasetçi ve halkının DAİŞ’e karşı verdikleri mücadeleden dolayı YPG/YPJ’ye minnet duyduğunu kaydeden Mahmud, “Kuzey-Doğu Suriye Özerk Bölgesi’nde geliştirilen demokratik ortama çok önem verdiklerini, bu demokratik ortamın yaşaması ve daha geliştirilmesi için ellerinde gelen bütün gayreti göstereceklerini ifade ediyorlar. Ama bu açıklamalar dostane bir çerçeveyi aşmıyor” diyerek ekledi: “Yani açık bir şekilde uluslararası ilişkiler normunda bir yaklaşım gösterilmiyor. Bize karşı sevgi ve saygıları var. Politik bir destekleri var. Ancak uluslararası ilişkiler normunu almış bir ilişkiden bahsedilemez.Yani görüşmeleri devlet politikasından ziyade toplumsal kategoride görebiliriz.”

Özerk Bölge muhattap alınmalı

Fransa Senatosu Başkan Yardımcısı Pierre Laurent ile görüşmede de bu görüşlerini aktardıklarını ifade eden Mahmud, “Kuzey-Doğu Suriye Özerk Bölgesi’ndeki sorunları dillendirdik. Suriye’nin nüfusunun yüzde 40’ına yakını Özerk Bölge’de yaşıyor. Bundan dolayı Özerk Bölge’nin uluslararası kanun ve ilişkiler çerçevesinde muhatap alınması konusundaki görüşlerimizi ilettik” dedi.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.