Güncel

Şam kendine hükümet de kurdu

Şam, geçici yönetim

Şam, geçici yönetim

  • HTŞ liderinin başında bulunduğu Şam'daki geçici yönetim, Şam'ın sınırlarına ve Türk devletinin dikte ettiği vizyona uygun bir geçiş kabinesi ilan etti. 
  • Hükümeti ve oluşturulma biçimini reddeden Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi, hiçbir kararına uymayacağını duyurdu. 
  • Îlham Ehmed, "Kurulan yeni hükümet ancak HTŞ’nin kontrol ettiği bölgeler üzerinde hüküm sürebilir. Aalacağı kararlar da yok hükmündedir" dedi. 

Suriye’nin geleceği için halkın taleplerini dikkate alarak demokratik bir yönetim anlayışının gerekliliğine dikkat çeken Demokratik Özerk Yönetimi, Şam iktidarının dışlayıcı ve tek taraflı politikalarla ülkeyi daha da derin bir krize soktuğunu vurguladı. Demokratik Suriye Meclisi de diyalog komitesinin oluşturulmasından bu yana katılım ve çeşitlilik ilkelerine bağlı kalınmadığını hatırlattı. 

Şam'daki geçici yönetiminin başındaki Ahmed eş-Şera, Beşar Esad'ın devrilmesinden bu yana görevde olan geçici yetkililerin yerine, yeni bir geçiş hükümeti kurulduğunu duyurdu. El Kaide ve DAİŞ'ten türeyen HTŞ elemanlarının ağırlıkta olduğu Türk devleti onaylı kabineye, meşruiyet ve uluslararası destek için bazı teknokratlar da eklendi. 

BAAS'ın düşmesinden sonra Aralık'ta Muhammed El Beşir başkanlığındaki geçici hükümet, 1 Mart'a yönetimle görevlendirildi. Heyet Tahrir el-Şam'ın (HTŞ) lideri Ahmed eş-Şera, Ocak ayı sonunda kendi kendini geçici devlet başkanı olarak atadı. 

Şam'daki geçici yönetim, kendini görevlendirirken, Ulusal Diyalaog Konferansı katılımcı ve kararlarını belirlerken, yazacakları belirlediği geçicici anayasayı imzalarken de bu geçiş hükümetini kurup duyururken aynı rotayı izledi. Eş-Şera, Türk devletinin tekçiliği ile El Kaide ve Müslüman Kardeşler İslamcılığının meczedildiği geçici anayasayı imzalayarak yürürlüğe soktu.

Bir tek Türkiye memnun

Üzerinden üç gün geçmesine rağmen daimi sponsor Katar sayılmazsa tek memnun devlet Türkiye oldu. Türk Dışişleri Bakanlığı, hemen bir açıklama yaparak, Suriye’de geçiş hükümetinin kurulmuş olmasını memnuniyetle karşılıyoruz. Önceki adımların da sahibi saikiyel yapılan açıklamada, şunlar ifade edildi: "Ulusal Diyalog Konferansı’nın düzenlenmesi ve Anayasa Bildirgesi’nin açıklanmasının ardından atılan bu adım, Suriye yönetiminin siyasi geçiş sürecini Suriyelilerin öncülüğü ve sahipliğinde, kapsayıcı bir anlayışla ilerletme iradesini ortaya koymaktadır. Türkiye, Suriye’de güvenlik ve istikrarın tesisinin temel taşlarından olan kapsamlı ve kapsayıcı siyasi süreci desteklemeye devam edecektir. Bu kritik dönemde uluslararası toplumun da çabalarını Suriye’nin istikrara kavuşmasına yoğunlaştırması, bu bağlamda öncelikle yaptırımların ön koşulsuz şekilde kaldırılması ve Suriye’de yeniden inşa faaliyetlerine başlanması önem taşımaktadır."

Özerk Yönetim'den net ret

Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi ise Şam iktidarının dışlayıcı ve tek taraflı politikalarına ilişkin yazılı açıklamasında, Ulusal Diyalog Konferansı ve HTŞ anayasası gibi yok hükmünde gördü, hiçbir kararının bağlayacı olmayacağını vurguladı. 

Suriyelilerin, zaten yıllardır tek taraflı ve dışlayıcı yönetim anlayışının yarattığı acıları yaşadığı; etnik ve kültürel çeşitliliğini görmezden gelen önceki rejimlerin, halkın büyük bir kesimini siyasi süreçlerin dışında bırakarak Suriye’yi derin bir krize sürüklediği hatırlatılan açıklamada, şunlar kaydedildi: "Halkın beklentisi, bu anlayışın sona ermesi ve demokratik, çoğulcu bir yönetimin inşa edilmesiydi. Ancak 29 Mart Cumartesi akşamı Şam’da açıklanan yeni hükümet, bu umutları boşa çıkardı. Yeni kabinenin de önceki yönetimlerden farklı olmadığı, toplumsal çeşitliliğin yine göz ardı edildiği açıkça görüldü. Suriye halkının tüm kesimlerinin adil ve gerçek bir temsile sahip olması gerektiği gerçeği, bir kez daha yok sayıldı."

Yönetemez, krizi derinleştirir

Şam iktidarının ısrarla sürdürdüğü dışlayıcı politikaların ülkeyi çıkmaza sürüklediğine dikkat çekilen açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi: "Şam hükümetinin ısrarla sürdürdüğü bu politikalar, bizi başa döndürmekten başka bir işe yaramıyor. Tek taraflı yönetim anlayışıyla Suriye halkının farklı bileşenleri ve etnik grupları siyasi süreçlerden ve ülke yönetiminden dışlanıyor. Oysa Suriyeliler, tam da bu anlayışa karşı çıkarak devrimlerini başlatmış ve köklü bir değişim talep etmişti.

Bu noktada, Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi olarak bir kez daha vurguluyoruz: Suriye’nin çok sesli ve çok kültürlü yapısını yansıtmayan hiçbir hükümet, ülkeyi sağlıklı bir şekilde yönetemez ve mevcut krizden çıkış yolu sunamaz. Aksine, bu tür yönetimler krizi daha da derinleştirir, sorunun kök nedenlerini çözmek yerine yeni çıkmazlar yaratır.

Kararlarını uygulamayacağız

Bu nedenle böylesi hükümetlerden gelen kararları uygulamak gibi bir yükümlülüğümüz yoktur. Geçmişte yapılan hataların tekrarlanması, Suriye halkına zarar vermekten başka bir sonuç doğurmaz ve kapsamlı bir siyasi çözümün önünü asla açmaz."

Adem-i merkeziyetçi yönetim

Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi, demokratik ve adem-i merkeziyetçi bir yönetim anlayışının gerekliliğine vurgu yaparak, şu çağrıyı yaptı: “Suriyelilerin temel haklarından asla vazgeçmeyeceğiz. Amacımız, tüm yurttaşların eşit haklara sahip olduğu, ortak ve demokratik bir Suriye inşa etmektir. Hiçbir tarafın veya etnik grubun yönetimi tekeline almasına izin verilmemeli, herkesin siyasi süreçlere adil bir şekilde katılımı sağlanmalıdır. Bu doğrultuda, tüm halkları, inanç gruplarını ve toplumsal bileşbileşenleri kapsayan, dışlayıcı politikaları reddeden bir yönetim anlayışına geçilmesi için çağrıda bulunuyoruz.”

Gerçek bir geçiş yok

Demokratik Suriye Meclisi (MSD) de Şam'da ilan edilen yeni kabineye tepki gösterdi. MSD'nin açıklamasında, yeni hükümetin Suriye'nin siyasi ve toplumsal çeşitliliğini yansıtmadığı, aksine belirli bir kesimin ağırlığının hissedildiği ifade edildi. Kabinede bazı teknokrat isimlere yer verilmiş olsa da hükümetin genel yapısının tek taraflı bir eğilim taşıdığına dikkat çekildi. Yeni yönetimde kadınların temsil edilmediğine işaret edilerek, ağır bedeller ödeyen kadınların bir kez daha göz ardı edildiği vurgulandı.

MSD, bu yapının çözüm üretmekten uzak olduğunu belirterek, ideolojik tek taraflılık taşıyan bir hükümetin ülkenin geleceği için sağlıklı bir model oluşturamayacağını ifade etti. Yalnızca sloganlar ve yüzeysel söylemlerle sorunun çözülemeyeceğini vurgulayan MSD, gerçek bir hükümetin ancak ulusal ortaklık temelinde, sahadaki tüm etkili güçleri kapsayacak şekilde kurulması gerektiğinin altını çizdi.

Açıklamada, diyalog komitesinin oluşturulmasından bu yana izlenen atama yönteminin, Şam iktidarının katılım ve çeşitlilik ilkelerine bağlı kalmadığını gösterdiği kaydedildi. Bu durumun, Suriye devletinin sağlıklı siyasi standartlar çerçevesinde yeniden inşasını sağlayacak gerçek bir geçiş sürecinin olmadığını gözler önüne serdiği belirtildi.

MSD, Suriye'deki tüm ulusal güçleri, dışlayıcı siyaset yerine demokrasiye ve toplumun tüm bileşenlerinin eşit temsiline dayalı yeni bir siyasi yöntem inşa etmek için birlikte çalışmaya çağırdı. Açıklamanın sonunda, Suriye'nin krizin derinleşmesine ve halkın acılarının artmasına neden olan eski yöntemler yerine diyalog ve uzlaşıya dayalı yeni çözümlere ihtiyacı olduğu vurgulandı.

Önceki rejimi aşamıyor

Demokratik Özerk Yönetim Dış İlişkiler Dairesi Eşbaşkanı Îlham Ehmed de gazetemizin sorusu üzerine şu yanıtı verdi: "Bu hükümet, tamamen tek taraflı bir şekilde kurulmuş durumda. Ne yazık ki, önceki rejimden çok da farklı değil. Yeni hükümet, HTŞ’nin denetimindeki bir komite tarafından oluşturulmuş ve atamalar da bu komite aracılığıyla yapılmış. Bu durum yalnızca Kürtler açısından değil, Suriye’de yaşayan tüm farklı kesimlerin yok sayılması anlamına geliyor. Hükümetin ilanı, toplumun geniş kesimlerini dışlayan bir anlayışla gerçekleşti. Biz de çok net bir şekilde, bu hükümetin Kürtleri ve Suriye’deki diğer halkları temsil etmediğini yeni Suriye yönetimine açık bir şekilde bildirdik. Kurulan yeni hükümet ancak HTŞ’nin kontrol ettiği bölgeler üzerinde hüküm sürebilir. Bunun dışında Suriye’nin genelinde yapabileceği hiçbir şey yok ve alacağı kararlar da yok hükmündedir."

PYD de açıklama yaptı

Demokratik Birlik Partisi (PYD) de Şam’da kurulan yeni hükümetle ilgili yazılı açıklamada bulundu. Açıklamada, hükümetin kendi fraksiyonlarını bir araya getirdiği ve tek renkli bir komite oluşturduğuna dikkat çekildi. Ayrıca, “Ulusal Diyalog Konferansı”na, halkın sorunlarından uzak, mevcut yönetimle uyumlu isimlerin davet edilmesinin, eski ve yeni uygulamalara meşruiyet kazandırmak amacı taşıdığı belirtildi. PYD, anayasa taslağında Suriye’nin renkli mozaiği, kadın hakları ve bireysel özgürlüklerin göz ardı edilmesinin, hükümetin halkı temsil etme iddialarını boşa çıkardığını ifade etti. Ayrıca, geçici hükümetin kurulma sürecinin de Suriyeli diğer taraflarla istişare edilmeden alındığına dikkat çekildi. QAMIŞLO

 

* * *

8 başlıkta geçiş hükümeti

Al Majalla, geçiş hükümetini 8 noktada izah etti. Şöyle:

* Anayasa Beyannamesi'ne (Madde 52) göre, geçiş dönemi 5 yıl sürecek ve bu süre zarfında el-Şaraa, Madde 31'de belirtildiği gibi hükümet başkanı, cumhurbaşkanı ve genel sekreter olarak görev yapacak. Ayrıca "bir veya daha fazla başkan yardımcısı" atama yetkisine de sahip.

* Kabine, Suriye'nin çeşitli etnik ve dini yelpazesinden -Arap ve Kürt, Müslüman ve Hristiyan, Sünni, Alevi ve Dürzi- 22 bakandan oluşuyor. Bunlar Suriye'nin çeşitli eyaletlerinden geliyor. Ayrıca, diasporadan veya Körfez, Avrupa ve Kuzey Amerika'da yıllarca yaşayan kişilerden de isimler içeriyor.

* Bakanlar herhangi bir parti veya hareketin temsilcisi olarak değil, kişisel kapasitede görev yapacak. 29 Ocak 2025'te yayınlanan "Zafer Günü" Bildirgesi'nin 7. maddesi uyarınca, tüm askeri gruplar ve devrimci siyasi ve sivil organlar resmen feshedildi ve devlet kurumlarına entegre edildi. 

* QSD, Özerk Yönetim ve MSD hükümetin kuruluşunda ve ilanında yer almadı. Yeni atanan Eğitim Bakanı Efrînli bir Kürt ama herhangi bir Kürt siyasi veya askeri varlığı temsil etmiyor.

* Beşşar Esad döneminde daha önce 6 yıl görev yapan ve Alevi olan Ulaştırma Bakanı ile bir yıldan fazla görev yapan Ekonomi Bakanı da geçiş hükümetinde. İki isim 2011'de hükümet görevlerinden istifa etmişti. 

* Kabinede bir kadın var: Sosyal İşler ve Çalışma Bakanı. Ayrıca atanan tek Hristiyan da o.

* Hükümette, herhangi bir bloku temsil etmeyen ve kişisel olarak görev yapan bir Dürzi bakan bulunuyor. 

* HTŞ, hükümetteki en kritik pozisyonları kontrol ediyor: Savunma, Dışişleri, İçişleri ve Adalet bakanlıkları.

paylaş

   

Güncel

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2025 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.