Şengal'i KDP sattı, gerilla kurtardı

Dosya Haberleri —

Şengal

Şengal

Şengal Demokratik Özerk Meclisi Eşbaşkanı Cîhan Celo, Êzîdî Soykırımı'nın 10. yıldönümününde gazetemize konuştu:

  • 2014’te DAİŞ’i bu topraklara getiren KDP’ydi. Şengal’de 12 bin askerleri vardı. Yurttaşların silahlarına el koydular, insanları savunmasız bıraktılar sonra da arkalarını dönüp giderek DAİŞ’e teslim ettiler. Êzîdî halkının yardımına gerilla koştu. Bir özgürlük koridoru açıp halkı kurtardılar. Şengal’deki herkes onları kimin sattığını ve kimin kurtardığını biliyor.
  • Özerk Yönetim'in bu kadar güçlenmesinde en büyük rolü kadınlar aldı. Êzîdî tarihindeki ilk kadın birliği YJŞ kuruldu. Kadınların şemsiyesi altında örgütlenebileceği TAJÊ kuruldu. Özerk Yönetim'in bu kadar güçlenmesinin sebeplerinden biri kadınların güçlü bir varlık göstermeleridir. Şengal’i savunmaya dair en çok bağlılık hissedenler de hep kadınlar oldu.
  • Önderliğin fikirleri doğrultusunda örgütlendik ve bize bu yolu gösterdiği için biz Rêber Apo’ya ve onun savaşçılarına her zaman borçlu olacağız. Nasıl ki Şengal için her zaman özgürlüğü savunuyorsak Önderliğimizi ve onun fiziki özgürlüğünü de savunacağız. Fermanın 10. yılında Önderliğe ve 74. Ferman'ın şehitlerine verdiğimiz sözün sorumluluğunu taşıyacağız.

REWŞAN DENİZ

Bugün Êzîdî Soykırımı'nın 10. yıldönümü. DAİŞ çeteleri tarafından Şengal’de gerçekleştirilen Êzîdî Soykırımı, 21. yüzyılın bu modern çağında dünyanın gözleri önünde yaşandı. Êzîdîler, kimi kaynaklara göre 73, kimi kaynaklara göre ise tam 74 ferman yaşadı. Şengal’de gerçekleşen soykırımın ortakları çok. Şengal'i DAİŞ'e teslim edip kaçan KDP soykırımın en büyük ortağı olarak başı çekiyor. Onbinlerce Kürt Êzîdî, dünyanın gözü önünde kadın, çocuk, yaşlı demeden katledildi. Kaçırıldı, köle pazarlarında satıldı. Son açıklanan resmi rakamlara göre hala yaklaşık bin 300 Êzîdî çocuk kayıp ve en az 2 bin 700 Êzîdî’den haber alınamıyor. Bu kadim Kürt toplumunu yok olmaktan 12 Süvari kurtardı. Sonrasında Êzîdîler, Özerk Yönetim ile kendi savunma güçlerini oluşturdu. Yaralarını hala sarmaya devam eden Êzîdîler artık kendilerini koruyabilecek tecrübeye de ulaştı. Biz de Fermandan sonra gelişen toplumsal gücü ve yaşamın yeniden nasıl yeşerdiğini Şengal Demokratik Özerk Meclisi Eşbaşkanı Cîhan Celo ile konuştuk.

 

 

Kadınlar hedef alındı

Cîhan Celo, "Fermanın üzerinden 10 yıl geçmişken Şengal hâlâ ayakta duruyorsa gerillanın dağlarda sürdürdüğü direniş sayesindedir. Şengal, Kuzey ve Doğu Suriye yönetimi ve Rojava halkının desteğiyle ayakta duruyor. 3 Ağustos 2014 saldırılarıyla bu toplumu ortadan kaldırmayı amaçlıyordu. Êzîdîleri yok edip Kürtlüğün kökünü kazımak istiyorlardı. Çünkü Kürt halkının ve Ortadoğu’daki toplumsal yaşamın kökenlerinde Êzîdîlik yatıyor. Zaten bu toplumun özellikle hedef alınmasının sebebi buydu. Êzîdî toplumu şahsında da kadın hedef alındı. Kadınları katlederek toplumu yok etmek istediler. Bu nedenle esas hedef olarak kadınları belirlediler. Fermanın sayıca da en kalabalık kurbanları genç kadınlar oldu" dedi.

 

Şengal / Foto:AFP

 

Şengal üzerine planlar yapılıyor

Fermanın üzerinden 10 yıl geçmesine rağmen saldırıların sürdüğüne dikkat çeken Cîhan Celo, şöyle devam etti: "2014’teki amaçları doğrultusunda Şengal üzerine planlar yapıyorlar. Her gün saldırıyorlar ve özel savaş yöntemleri kullanıyorlar. DAİŞ’in 2014’te yapamadığını bugün kirli siyasetlerle yapmak istiyorlar. 2014’te DAİŞ’i püskürtenleri, çetelere karşı çarpışanları hedef alıyorlar. Bu geçen 10 yıl içerisinde örgütlenen ve Önderliğin fikirleri temelinde kişiliğini oluşturup bu toplumu savunacak yetiye gelenleri hedef alıyorlar. Birçok öncü ve komutan bu saldırılarda şehit düştü."

KDP'nin ihanetini herkes biliyor

KDP'nin ihanetine dikkat çeken Cîhan Celo, "2014’te DAİŞ’i bu topraklara getiren KDP’ydi. Şengal’de 12 bin askerleri vardı. Yurttaşların silahlarına el koydular, insanları savunmasız bıraktılar sonra da arkalarını dönüp giderek DAİŞ’e teslim ettiler. Diğer yandan hükümet de sessizliğe büründü. Şengal, resmi olarak Irak yönetimine bağlı olmasına rağmen Irak hükümeti Şengal’e dair sorumluluk almadı. İşte Şengal’de hazır bulunan bu iki güçten DAİŞ’e karşı tek bir kurşun dahi sıkmadılar, DAİŞ’e karşı savaşmadılar. Êzîdî halkının yardımına gerilla koştu. İlk günde Kurdistan dağlarından ve Rojava’dan savaşçılar Şengal’e geldiler. Bir özgürlük koridoru açıp halkı kurtardılar. Şengal’deki herkes onları kimin sattığını ve kimin kurtardığını biliyor. Şengal özgürleştirilip DAİŞ çetelerinden temizlendikten sonra Şengal’de siyasi, askeri, ekonomik ve diğer tüm alanlarda örgütlenmiş kurumlarıyla Özerk Yönetim kuruldu. Şengal halkının diğer bütün partiler arasında onları savunabileceğine inandıkları, sözüne güvendikleri yapı Özerk Yönetim'dir. Özerk Yönetim'in onayı olmadan gerek hükümet gerekse de başka taraflar burada bir adım bile atamaz" diye vurguladı.

 

 

Kadınların şemsiyesi TAJÊ

Kadınların fedakarlıklarına vurgu yapan Cîhan Celo, sözlerine şöyle devam etti: "Özerk Yönetim çalışmalarında yer alanlar eğitim, örgütlenme ve savunma anlamında kendilerini oldukça geliştirdiler. Özerk Yönetim'in bu kadar büyüyüp güçlenmesinde de en büyük rolü kadınlar aldı. Êzîdî tarihindeki ilk kadın birliği olan YJŞ kuruldu. Kadınların şemsiyesi altında örgütlenebileceği TAJÊ kuruldu. TAJÊ öncülüğünde kadınlara dönük eğitim ve örgütlenme çalışmaları yapılıyor. TAJÊ ve kadınlar, aslında Özerk Yönetim için de öncü konumundalar. Eğer Özerk Yönetim içerisinde kadınların ağırlığı ve güçlü örgütlemesi olmasaydı Irak veya Güney Kurdistan hükümetlerinin uygulamalarından veya diğer siyasi yapılardan bir farkı kalmayacaktı. Aslında Özerk Yönetim'in bu kadar güçlenmesinin sebeplerinden biri bünyesinde kadınların güçlü bir varlık göstermeleridir. Toprağımıza, kültürümüze ve Şengal’i savunmaya dair en çok bağlılık hissedenler de hep kadınlar oldu."

KDP'nin elinde kan var

Êzîdî Soykırımı’nı 13 ülkenin kabul ettiğini ancak bunu ötesinde bir şey yapmadığını söyleyen Cîhan Celo, "Özerk Yönetim kadın hareketine, koşullar ve bedeli ne olursa olsun DAİŞ esaretindeki Êzîdî kadınların özgürleştirileceğine dair söz verdi. Diğer yandan Özerk Yönetim'in yaptığı çalışmaların en büyükleri Êzîdîlerin hakları temelinde oldu. Bugüne dek 13 devlet Êzîdî Soykırımı’nı kabul etmiş durumda ama bugüne dek Êzîdî halkı için hiçbir şey yapılmadı. Şengal, Irak topraklarında olmasına rağmen bugüne dek Irak hükümeti de soykırım için bir şey yapmadı, soykırımı bile kabul etmiyor. Çünkü soykırımı kabul ederlerse hem onların hem de KDP’nin soykırımdaki payı ortaya çıkacak ve bedelini ödemek zorunda kalacaklar. Eline bu halkın kanı bulaşmışsa elbette bunu hesaplayarak politika yapıyorlar" diye kaydetti.

Avrupa'dakiler sahip çıkmıyor

Üçyüz altmış bin Êzîdî'nin Şengal’i terk etmek zorunda kaldığını hatırlatan Cîhan Celo, "Bunlardan iki bini Avrupa’ya ulaştı, geri kalanlar hâlâ zor durumdalar. Fermanda öldüğü netleştirilen insan sayısı 2 bin 855. Onlardan bin 262'si kadın, bin 431’i ise erkek. 6 bin 417 kişi kaçırıldı. Kaçırılanlardan 3 bin 548 kişi kadındı, 2 bin 869 kişi ise erkekti. Hakkında herhangi bir bilgi bulunmayan kayıp sayısı ise 7 bin 432 kişidir. Araştırmalarımıza göre kayıplardan yaklaşık 3 bin 500'ü kadındır. Binlerce kadın pazarlarda satıldı. Yaklaşık 3 bin 570'in üzerinde insan QSD, YPG ve YPJ güçleri tarafından DAİŞ’in elinden kurtarıldı. Bunlardan bin 216'sı kadın, 340’ı erkek, 1.060’ı kız çocuğu, 927’si de erkek çocuğudur. Kurtarılan kadınlardan 150'si bugün Şengal’de yaşıyor. Diğerlerinin çoğu Avrupa’ya gitti, DAİŞ’ten kurtarıldıkları için işlemleri hızlıca yapılıyor. Ancak onları Avrupa’ya götürenler hiçbir ihtiyaçlarını karşılamıyor. DAİŞ’ten kurtarılıp Avrupa'ya giden özellikle kadınlara ne kimse sahip çıkıyor ne de kimse onlarla ilgileniyor. O kadınlar çok zor koşullarda, hatta DAİŞ’inkine benzer koşullarda yaşıyorlar. Yine şu ana kadar DAİŞ eliyle kazılan 89 toplu mezara ulaşıldı. Êzîdîlere ait 64 mezarlık yakıldı, talan edildi" diye vurguladı.

Tüm saldırılara cevap verdik

Özerk Yönetim'in yeni fermanların önüne geçtiğini belirten Cîhan Celo, "Şengal’i bilinçli, planlı ve bir politika dahilinde hedef aldılar. Hem Şengal coğrafyasını işgal etmek hem de Kürtlüğü buradan kazımak istediler. Özerk Yönetim, bütün bu saldırı karşı toplumun verdiği cevap oldu. Toplumsal, askeri ve siyasi kurumlarıyla Özerk Yönetim kurulmasaydı son on yılda belki de 2014’te yaşananlardan daha fazlasını yaşayacaktık. 10 yıllık bir zaman geçmesine rağmen Özerk Yönetim hala buradaki gücünü ve etkisini koruyor. Şehitlere verdiği sözler doğrultusunda çalışıyor. Bugüne kadar Şengal’e yönelik tüm saldırılara karşılık verdi ve bundan sonraki saldırılara da yanıt verecek" dedi.

Birlik oluşturuldu

Direnmekten ve mücadele etmekten asla vazgeçmeyeceklerini belirten Cîhan Celo, sözlerini şöyle sürdürdü: "Özerk Yönetim, daha doğrusu Demokratik Ulus anlayışı sadece Êzîdî toplumu için değil, bütün ezilen halklar için örgütlenmiş bir anlayış. Şu an Şengal’deki Özerk Yönetim'de Êzîdîlerin yanı sıra Araplar, Şiiler ve Sünniler de yer alıyor. Özerk Yönetim öncülüğünde bir diğer önemli adım da Şengal’de bulunan tüm siyasi partilerle tesis edilen birlik oldu. Şengal’in bu birliğine eline Êzîdî kanı bulaşmayan herkes destek oluyor. Bu birlik Şengal’e dönük saldırılara tek bir sesle karşı çıkıyor ve 'Artık kabul etmiyoruz' diyor. Bunun da öncülüğünü Özerk Yönetim yaptı. Önderliğin fikirleri doğrultusunda örgütlendik ve bize bu yolu gösterdiği için biz Rêber Apo’ya ve onun savaşçılarına her zaman borçlu olacağız. Nasıl ki Şengal için her zaman özgürlüğü savunuyorsak Önderliğimizi ve onun fiziki özgürlüğünü de savunacağız. Çünkü onun bu toplum ve özellikle kadınlar için yaptıklarını hiç kimse yapmadı. Binlerce yıldır esaret altında yaşayan Êzîdî kadını, artık onu ve toplumunu yok etmeye gelen düşmanına karşı bile kendini ifade edebiliyor, ona karşı mücadele geliştirebiliyor. Bu yüzden fermanın 10. yılında Önderliğe ve 74. Ferman'ın şehitlerine verdiğimiz sözün sorumluluğunu taşıyoruz ve her zaman sözümüzde duracağız. Bu toplumu savunmak ve bu toplumun kazanımlarını korumak için de hiçbir zaman durmayacağız, düşmana karşı sarsılmayacağız."

 

 

* * *

Ferman kamplarda devam ettiriliyor

Çok sayıda Êzîdî'nin Şengal'e geri döndüğünü dile getiren Şengal Demokratik Özerk Meclisi Eşbaşkanı Cîhan Celo, "Şengal’in özgürleştirilme sürecinde buraya gelen gerillalar ellerinden geldiğince halkın Şengal’i terk etmemesini istediler. Yaklaşık 10 bin kişinin kalmasını sağladılar. İnsanların Şengal’de kalması bugün geri dönüşün zemini oldu. Bu o zamandan beri savaşçıların önemini düşünüp kavradığı bir şeydi. O günlerde halkın tamamı Şengal’den çıksaydı bugün geri dönüş mümkün olamayacaktı. O gün göç etmek zorunda kalanlar bugün geri dönebilecekleri bir yer bulamayacaklardı. Bugünkü geri dönüşler de savaşçıların o zamanki öngörüsü sayesinde. O gün bu olanaklar yaratılmasa bu denli bir geri dönüş mümkün olamayacaktı. Özerk Yönetim bunun için sürekli bir çaba içerisindeydi. Her seferinde kamplarda kalan, göç eden insanlarımıza geri dönüş çağrısı yaptılar. Çünkü kamplarda kaybettiğimiz insan sayısı da en az ferman sırasında kaybettiğimiz insan sayısı kadar. Şengal dışındaki kamplarda kalan kadınlar kaçırılıyor, çocuklara tecavüz ediliyor, her gün insanların çadırları yakılıyor… Yani aslında 2014’te yapılanların bir devamı bugün kamplarda yaşatılıyor. İnsanları kamplara kapatıp etraflarını çevrelediler, dışarı çıkmalarına izin vermediler. Şu an kamplarda yaşayan insanların en ufak bir hakkı bile yok. Bu yüzden kamplarda yaşayan insanlarımızın aslında hapsedildiğini söyleyebiliriz" ifadelerini kullandı.

 

 

KDP geri dönüşleri engelliyor

Kamplardaki Êzîdîlerin Şengal'e dönmesi için Özerk Yönetim'in büyük bir çaba içerisinde olduğunu kaydeden Cîhan Celo, şöyle devam etti: "Êzîdîleri savunacak, koruyacak olan Şengal’dir. Şengal'den başka hiçbir yer Êzîdîler için çözüm olamaz. Zaten artık kamplar da kapatılıyor. Mesela Güney Kurdistan yönetimi sınırlarında bulunan Erbad Kampı’ndaki insanlarımızın tamamı Şengal’e döndü. Kamplardan Şengal’e geri dönen insan sayısı artıyor ama KDP bu geri dönüşleri de zorlaştıracak engeller çıkarıyor. İnsanları tehdit ediyorlar, insanların Şengal’e dönmesini istemiyorlar çünkü kirli siyasetlerini ancak insanları kamplarda tutarak sürdürebileceklerini biliyorlar. Kamplarda kalan halkımız onlara hak ettikleri cevabı seçimlerde verdi. Halk, seçimlerde 'evet biz fermandan kaynaklı olarak zorunluluktan bu kamplardayız ama sana oy vermiyoruz' dediler ve sonuçta KDP Şengal’de başarılı olamadı. Şengal’de yok gibiler."

Kölelik ve esarete 'Êdî bes e'

Özerk Yönetim'in tüm imkanlarını halkın hizmeti için kullandığını vurgulayan Cîhan Celo, "Şengal’in köylerinde nüfus günden güne artıyor. Özerk Yönetim de imkanları dahilinde bu insanlara hizmet götürüyor. Onları saldırılara karşı koruyup kendi iradelerini geliştirebilmeleri için örgütlüyor. Maddi açıdan Özerk Yönetim'in yetersizlikleri olabilir çünkü Özerk Yönetim her anlamda saldırı altında ve büyük bir ambargo var. Rojava sınırı kapalı, Güney Kurdistan yönetimi ve Irak hükümeti tarafından engellemeler var. Yine de Özerk Yönetim elindeki imkanların tamamını halkı savunmaya ve ona hizmet etmeye kullanıyor. Biz halkımızın artık topraklarına dönmesini istiyoruz. Kölelik ve esarete 'Êdî bes e'. Artık var olduğumuzu göstermeliyiz. Her şeyi halkımız, yani kendimiz için yapıyoruz. Halkımıza çağrımız; 'Her neredeyseniz gelin topraklarınıza. Nasıl yaşayacaksak birlikte yaşayalım, düşmanın esareti altında yaşamaktan iyidir'" diyerek çağrıda bulundu.

 

* * *

10 yılın cevabı

Son siyasi gelişmeleri de değerlendiren Şengal Demokratik Özerk Meclisi Eşbaşkanı Cîhan Celo, "Bir süre önce Türk Cumhurbaşkanı Erdoğan Irak’a geldi. Erdoğan ve Irak hükümeti arasındaki görüşme ve anlaşmalar bu toplum için tehlikeler barındırıyor. Erdoğan’ın Irak’a geliş sebebi Özerk Yönetim'e karşı politikalar ve Güney Kurdistan’ın tümden işgaliydi. Bu yüzden de Irak hükümetinin Türkiye’yle el sıkışması toplumumuz için DAİŞ’ten daha büyük bir tehlike anlamına geliyor. Halkımız da buna karşı dikkatli olmalıdır. İnsanlarımız hükümete güvenmemelidir. Özerk Yönetim'e sahip çıkmalıdır. Fermanın üzerinden 10 yıl geçti, hala geri dönüşler oluyor ve Özerk Yönetim Şengal’de bir temel oluşturmuş durumda. Halk da bu temeli görüyor. Bu nedenle de halkın dönüşü 10 yılın cevabı niteliğindedir. Artık halk kendini yönetmek istiyor, yönetilmek değil. Bu yüzden de Özerk Yönetim'i kendisi için esas alıyor. Çünkü Özerk Yönetim'in bütün çaba ve çalışmalarının altında halkı savunmak, halkın kendini yönetebilmesi için öz-örgütlenmesini sağlamak, kölelikten kurtulmak ve halkın toprağına geri dönmesi fikri yatıyor" dedi.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.