Sınırlara sığmayanlar’a…

Nubar OZANYAN yazdı —

  • Düşman karşısında “Evet, ben Kemal Pir’im ama size ifade vermiyorum” diyerek direnişin en ileri mevziisinde haykırmaya devam ediyor. Karanlığın en koyu yerinde, en zor zamanlarda tutsaklara moral kaynağı olmaya devam ediyor. 
  • En zor dönemin en zor devrimciliğini yapan Kemal arkadaş, bir tereddüte düşmeden, kişisel kaygılara prim vermeden yürüdü her türlü zorluğun ve engelin üstüne. Adını zindanlara, dağlara silahla yazan Kemal Pir, mutlak kazanmanın öncüsü olarak hafızalarımızda yaşayacak.

12 Eylül’ün en karanlık ve en ağır günlerini yaşadı, yoksul ve cefakar halkımız. Yabancı ve yerli muktedirler, ülkeyi ortaçağ karanlığında, sömürü kıskacında mutlak köleliğe mahkum etmeye çalışırken, büyük itirazları ve güçlü redleri olan devrimciler ve yurtseverler, tanımı ve anlatımı zor işkenceli günler yaşadılar. Büyük bedeller ödeyerek iddialarına sarılıp ve hayallerine tutundular. Zincirli ve karanlık günlerde umut olmayı bilmekten geri durmadılar. Yol gösterici olmaktan, bedel ödemekten korkmayarak özgürlüğü ve devrimi kuşandılar. Bedenleri, işkence ve açlık altında parça parça olsa da devrimi ve özgürlüğü haykırmaktan bir an olsun geri durmadılar.

Metris, Mamak zindanlarından bahsederken “Diyarbakır 5 Nolu”dan bahsedilmeden Kemalist faşist diktatörlüğün karanlık yüzü, suçları ve cinayetleri anlaşılamaz. Faşizmin bir yüzü karanlık zindanlar iken diğer yüzü ışıklı direnişlerdir. Ve ödenen bedellerdir. Bugün yaratılan devrimci değerlerin, birikim ve kazanımların önemli bir yerinde zindan direnişçilerinin payı ve emeği vardır. Her türlü sömürü ve zulme rağmen dağlarda, zindanlarda ve yaşamın her alanında silah elde direnenler ve umudu büyütenler varsa zindan direnişçilerinin emek ve hatıraları unutulmamalıdır.

Kan ve inkârla betonlanmak istenen Kurdistan hayali, yok edilmek istenen devrim ve sosyalizm iddiası bugün tüm direngenliği ve kararlılığıyla umut olmaya devam ediyorsa bunda 5 Nolu zindan direnişinin payı önemli bir yerde durmaktadır.

5 Nolu Zindanı’nda yenilgiden direnişe evrilen süreçte, devrimci komünist ve yurtsever tutsakların ölüm orucu eylemleri önemli bir yerde durmaktadır. 12 Eylül faşist cuntasına karşı 5 Nolu zindanda teslimiyete karşı direniş sürecinde ise 14 Temmuz Ölüm Orucu direnişçilerinin payı kritiktir.   

12 Eylül zindanlarından ölmeden sağ çıkan her devrimci, özgürlük ve devrim iddiası taşıyan her militan, dönüp 14 Temmuz Ölüm Orucu direnişçilerinin yaşam ve mücadelelerine bakıp, o süreci doğru anlamaya çalışmalıdır. Ölüm Orucu direnişçilerini asla unutmamalıdır. Komutan Kemal Pir’in, bilge öğretmen M.Hayri Durmuş’un, ele avuca sığmayan civan militanlar Akif Yılmaz ve Ali Çiçek’in direnişini aklından çıkarmamalıdır.

Bazı insanlar, ne yaşadıkları toprakların sınırlarına ne de konuldukları tabuta sığar. Kemal Pir arkadaş böylesi bir devrimciydi. Hakkında yazılacak kadar çok şey olan bu büyük pratiklerin devrimcisini Eylül ayının 7’sinde ne mezarda ne de mezarlıklarda arayacağız. O şimdi Kobanê, Zap, Garê direnişlerinin en ön saflarında savaşmaya ve sınıfsız ve sömürüsüz bir dünya yaratma hayallerimizde yaşamaya devam ediyor.

Düşman karşısında “Evet, ben Kemal Pir’im ama size ifade vermiyorum” diyerek direnişin en ileri mevziisinde haykırmaya devam ediyor. Karanlığın en koyu yerinde, en zor zamanlarda tutsaklara moral kaynağı olmaya devam ediyor. Bugün devrimcilerin, özgürlük savaşçılarının Kemal Pir gibi mücadele etme sorumluluğu ve onun gibi enternasyonalist olma görevi vardır.

Emekçiler, ezilenler büyük bir arayış içindedirler. Arayışın yanıtını bulanların iddiası ve cüreti büyük olur. Halkın acılarını derinden hisseden, kimsenin kolay cesaret edemediği gerçekliğe ileri bir bilinç ve yüksek bir iradeyle yaklaştıkları için 14 Temmuz Ölüm Orucu direnişçileri unutulmazlar arasındadır. Onlar fazlasıyla anılmayı hak etti. Anlamanın ve değiştirmenin cüretini elden bırakmayan Kemal Pir, bugün gençlerin ve yaşı ilerlemiş devrimcilerin ilham kaynağı olmaya devam ediyor.

En zor dönemin en zor devrimciliğini yapan Kemal arkadaş, bir tereddüte düşmeden, kişisel kaygılara prim vermeden yürüdü her türlü zorluğun ve engelin üstüne. Adını zindanlara, dağlara silahla yazan Kemal Pir, mutlak kazanmanın öncüsü olarak hafızalarımızda yaşayacak.

Yeri geldi “Biz yaşamı uğruna ölecek kadar seviyoruz” dedi. Yeri geldi “Sizin gücünüz beni yaşatmaya yetmez” diyerek yaşamla ölüm arasındaki diyalektiğin aklını ustaca kullanarak öncü rolünü oynadı. Devrimin silahlı mücadele ile olacağına inanan Komutan Kemal Pir, bilge öğretmen M.Hayri Durmuş, civan militanlar Akif Yılmaz, Ali Çiçek anılarımızda sonsuza dek yaşayacaktır.

 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.