Theofilos'un mirası

Dosya Haberleri —

Theofilos Georgiadis

Theofilos Georgiadis

  • Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın "Halklar arasında gönül bağı idi" sözleriyle bahsettiği Kıbrıslı Theofilos Georgiadis, 20 Mart 1994'de evinin önünde Türk devletinin tetikçileri tarafından suikaste uğrayarak 37 yaşında hayatını kaybetti. 
  • Kıbrıslı yazar, şair Despo Pilavaki, Theofilos sayesinde Kürt Özgürlük Hareketi’ni ve Kurdistan gerçekliğini tanıdığını belirterek, Theofilos hakkında şunları söyledi: “İşgal sonrası ben, hem Türk hem de Kürtlere karşı büyük bir öfke duymuştum. Bizi katleden ve büyük katliamlar yapan Türklerdi ama insanlar sürekli bu katliamlarda Kürtler de yer aldı propagandasını yapıyorlardı.”
  • 1988 yılında kurulan Kurdistan ile Dayanışma Komitesi üyesi ve Kıbrıs Yeşiller Partisi Genel Başkanı George Perdikis de, 'yoldaşım' dediği Theofilos Georgiadis’in sürekli Kıbrıs halkı için yeni bir umut ve çıkışlar aradığını vurgulayarak şöyle dedi: "Theofilos, Kıbrıs halkına yeni bir umut, yeni bir perspektif verilmesi gerektiğine inanıyordu. Bu umudu da Türkiye’deki gelişmelerde Kürtlerde buldu."

BARAN HEBÛN/LEFKOŞA

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın "Bizim en değerli yoldaşımızdır. Halklar arasında gönül bağı idi" sözleriyle bahsettiği Kıbrıslı Theofilos Georgiadis’un katledilmesi üzerinden 30 yıl geçti. “Kıbrıs’ın özgürlüğü Kurdistan dağlarından geçer” sözünün sahibi Kıbrıs ve Kürt halkının ortak kahramanı Theofilos Georgiadis’i yoldaşları hiçbir zaman unutmadı.

Kıbrıs'ın başkenti Lefkoşa'da 20 Mart 1994 tarihinde evinin önünde Türk devletinin derin yapılanmaları tarafından suikaste uğrayan Theofilos Georgiadis, 1957 yılında Kıbrıs'ın başkenti Lefkoşa'nın Evrychos köyünde dünyaya gelir. 1974’de Türkler tarafından işgal edilen topraklarda kalan Neapolis Lisesi'nde üç yıl okur. 1975'te Kıbrıs Ulusal Muhafızlar Birliği'ne katılarak 32. Taarruz Filosu'nda yedek subay olarak görev yapar. Piyade subay okulu ile birlikte Savaş Eğitim Merkezi'nde eğitim görür. Georgiadis, burada askerlik hizmetiyle birlikte yedek teğmen rütbesine yükselir. Kendisi aynı zamanda Kıbrıs Komando Yedek Birliği'nin kurucu üyesi ve aktif subaylarından biriydi.

Öldürüldüğünde 37 yaşında ve üç çocuk babası olan Theofilos Georgiadis, 1977-1981 yılları arasında Atina'da yaşamaya başlar. Burada Panteion Üniversitesi'ni okuyan Georgiadis, Siyaset Bilimi bölümünü bitirir. Üniversiteyi bitirdikten sonra Kıbrıs'a dönen Georgiadis, burada önce garson olarak bir işletmede çalışmaya başlar ve ardından polis teşkilatında Türk dili uzmanı olarak görev yapmaya başlar. 1986 yılından sonra ise Devlet Basın ve Enformasyon Dairesi Türk İşleri Dairesi'nde ona Türk basınının günlük incelenmesi görevi verilir. Bu süreçte Theofilos, Türk siyaseti ve Türkiye üzerine bilimsel araştırmalar yaparken aynı zamanda Kürt mücadelesi, Kıbrıs sorunu, Ermeniler ve Türk devletinin soykırımcı yönleri üzerine birçok seminere konuşmacı olarak katılır.

1987’de Kürtler tanıştı

Theofilos Georgiadis’in Kürt Özgürlük Hareketi ile tanışma süreci 1987 yıllarına uzanır. Georgiadis, Kıbrıs basınına verdiği bir röportajda tanışma sürecini, “1987 yazında Kürt Özgürlük Hareketi’nin bir üyesi, işgal karşıtı bir etkinliğe katılmak için Kıbrıs’a geldi. Türk meseleleriyle ilgilendiğim için bir arkadaşım beni onunla tanıştırdı ve o andan itibaren bu ilişki başladı” sözleri ile açıklar. Bu tarihten sonra Kürt ve Kurdistan gerçekliğini daha yakından tanımak için büyük çaba sarfeden Georgiadis, Kıbrıs’ta çok hızlı bir şekilde devrim sürecine katılmaya karar verir. Pratiğiyle de bunu ortaya koyar. Georgiadis, bir yandan Kurdistan gerçekliğini kavramaya çalışırken, bir yandan da Kıbrıs halkının duyduğu korkuya karşı bir isyan olarak gece gündüz demeden çalışmaya başlar. “Biz Kıbrıs’ta topraklarımızın kurtuluşu için savaşmaya layık olmadığımıza göre, en azından Türk devletine karşı savaşan Kurdistan’ın özgürlük savaşçılarına destek ve yardım etmeliyiz” bilinciyle hareket ederken, Kıbrıs halkına da direnmenin mesajını verir.

Theofilos Georgiadis’in Kıbrıs halkının Türk devletinin işgalini kabul etmesini, sessizliğini ve kanıksama halini gördükçe öfkesi daha da büyür. Bu açıdan Theofilos, Kürt Özgürlük Hareketi’nin, Türk devletine karşı başlattığı isyan ve direnişin Kıbrıs halkının da özgürlüğünü sağlayacağını çok iyi biliyordu. Bu sebeple Kurdistan dağlarına daha fazla yardım etme ihtiyacı hissediyordu.

Theofilos’un emeği

Theofilos Georgiadis, bir yandan Kürt Özgürlük Hareketi’nin düşüncelerini yaymak ve herkese ulaştırmak için büyük çaba sarfederken, diğer yandan da işgalci Türk devletinin o dönemlerde yapmış olduğu katliam ve soykırım saldırılarını da teşhir etmek için Kıbrıs’ın ulusal basınına demeçler verir. Kıbrıs’ın her mahallesinde ve köyünde toplantılar yapar ve yaşanan katliama dikkat çeker. Bugün de Kıbrıs halkının her köşesinde ve hatta en ücra köyünde bile Kürt Özgürlük Hareketi ve Önderliğine büyük saygı duyuluyorsa, bunda emeğin büyük bir kısmı Theofilos’a aittir demek yanlış olmaz.

Kurdistan ile Dayanışma Komitesi

Theofilos, Kürt halkı için yaptıklarını her zaman yetersiz görür ve sürece katkısı olabilecek hamleler yapmayı esas alır kendisine. Bunun için Theofilos öncülüğünde 1988 yılında Kıbrıs’ta Kurdistan ile Dayanışma Komitesi kurulur. Bu komiteyle Theofilos ve yoldaşları, diplomatik çalışmalarla Kürt sorununun kamuoyuna daha iyi bilgilendirilmesinde de önemli rol oynar.

Theofilos, Kurdistan ile Dayanışma Komitesi’nin çalışmalarını anlatmak için 24 Mart 1992 tarihinde Kıbrıs ulusal televizyonuna katıldığı bir programda, “Dayanışma Komitesi’nin uğraşları sonucunda Kıbrıs’ta gerek resmi ve gerekse de basın düzeyinde heyetler Bekaa Vadisi’ne gönderildi. 1990 Kasım ayında ilk kez Kıbrıs’tan resmi bir parlamento heyeti oraya gitti. Yine Kıbrıs Radyo Vakfı da ekibiyle iki kez gitti. Tüm bu gelişmeler, Amerika’nın da tepkisine yol açtı ancak bu bizi durduracak bir neden değildir” sözleriyle mücadeleye dair kararlılığının altını çizer.

Despo Pilavaki

'Kürtleri tanımama vesile olan Theofilos’tur

Kıbrıslı yazar, şair ve Kürt dostu Despo Pilavaki, Theofilos sayesinde Kürt Özgürlük Hareketi’ni ve Kurdistan gerçekliğini tanıdığını belirterek, Theofilos hakkında şunları söyledi: “İşgal sonrası ben, hem Türk hem de Kürtlere karşı büyük bir öfke duymuştum. Bizi katleden ve büyük katliamlar yapan Türklerdi ama insanlar sürekli bu katliamlarda Kürtler de yer aldı propagandasını yapıyorlardı. Bundan dolayı da ortak acılarımız olan bir halka karşı öfkeyle yaklaşıyordum. Theofilos beni tanırdı ve bu durumu da gayet iyi biliyordu. Beni kazanmak için her defasında Kürtleri ve mücadelelerini anlatan dergi ve kitaplar getirirdi ama ben hiç okumazdım. Buna rağmen Theofilos hiç bıkmadan ısrarla her gün evime okumam için kaynaklar getirirdi. Ben daha çok öfkelenirdim. Bir gün dayanamayıp Theofilos’a, 'Bunları boşuna getiriyorsun ben hiçbirini okumam' dedim. Theofilos beni gayet iyi anlıyordu ve buna karşılık, 'Olsun Despo, sen okuyana kadar ben sana kitapları getirmeye devam edeceğim. Çünkü yaşananların hiçbiri bize anlatıldığı gibi değil' dedi. Bu sözlerin üzerine bir gün getirdiği kitapları okumaya karar verdim. Okudukça düşüncelerim değişmeye başladı. Okudukça kendimi Kürt halkına daha yakın hissetmeye başladım. Okudukça bizler için savaşan bir gücün olduğunu gördüm. Bu anlamda benim Kürtleri tanımama vesile olan da Theofilos’tur.”

George Perdikis

‘Umudu Kürtlerde buldu’

1988 yılında kurulan Kurdistan ile Dayanışma Komitesi üyesi ve Kıbrıs Yeşiller Partisi Genel Başkanı George Perdikis de, 'yoldaşım' dediği Theofilos Georgiadis’in sürekli Kıbrıs halkı için yeni bir umut ve çıkışlar aradığını söyledi. Perdikis, şöyle devam etti: “Bir grup arkadaşımla birlikte 1988 yılında Kurdistan ile Dayanışma Komitesi’ni kurarken Theofilos’u meslektaşım ve yoldaşım olarak görme şansına ve onuruna sahip oldum. O zor yıllarda birçok durumda bu önemli siyasi pozisyonu kendisiyle tartışma fırsatım oldu. Theofilos, Kıbrıs halkına yeni bir umut, yeni bir perspektif verilmesi gerektiğine inanıyordu. Bu umudu da Türkiye’deki gelişmelerde buldu, Kürtlerde buldu."

Konferanstan dönüyordu

Theofilos’un çalışmalarından en çok rahatsız olan Türk devletidir onu etkisizleştirmek için her yolu dener. Theofilos en son 12-13 Mart 1994 yılında Brüksel’de bir Kürt konferansına katılır. Konferanstan tam bir hafta sonra, 20 Mart 1994 günü ülkesine akşam saatlerinde geri dönerek Larnaca Havaalanı'ndan Nicosia’daki evine doğru yol almaya başlar. Ancak evinin önünde kendisini Türk devletinin kiraladığı katilin beklediğinden bihaberdir. Arabasından inip eve doğru yöneldiği esnada kurşunların hedefi olur.

Theofilos’un şehadeti, Kıbrıs ve Kürt halkı arasında büyük bir yankı uyandırdığı gibi Kürt halkı ile Rum halkı tarafından da büyük bir acıyla karşılanır.

Çatlı tarafından organize edildi

Theofilos Georgiadis’i hedef alan suikast, Abdullah Çatlı tarafından organize edilmişti. Zira Theofilos katledilmeden önce Abdullah Çatlı adaya gelerek Theofilos’un öldürülmesi için uyuşturucu kaçakçısı olan Hasan Zorti ile temasa geçerek suikast planını devreye koymuştu. Zorti bu iş için 4 bin Kıbrıs Lirası ile 4 kilo eroin karşılığında bir başka uyuşturucu kaçakçısını ikna etmeye çalışırken bu plan açığa çıkar. Zorti tarafından ikna edilemeyen ve adı gizlenen tetikçi durumu polise ihbar ettiği halde herhangi bir önlem alınmaz.

Çatlı ve ekibi ilk girişimde başarılı olamayınca yeni ekipleri devreye koymak için tekrar harekete geçerler. Bu kez Hasan Zorti’nin yerine bir başka uyuşturucu kaçakçısı olan “Giouroukis” lakabıyla bilinen Andreas Aristodimos ile bağlantı kurulur. Bu çete lideri, tetiği çekme işini kendi kardeşi olan Kypros Aristodimos’a verir. Türk devletinin suikastteki bağlantısının deşifre olmaması için kiralık katil de öldürülür. Theofilos’un şehadetinden üç ay sonra kiralık katil Aristodimos’un cesedine Limasol şehrinin yakınlarında rastlanır.

Akla ilk gelen Türk ajanlarıdır

Fakat her ne kadar Türk devleti, bağlantısının görülmemesi için planlar yapsa da gerçeği değiştiremeyecekti. Zira dönemin hükümet sözcüsü Yoannis Kasulidis cinayetten sonra verdiği ilk demeçte, “Olay çok acıdır ve siyasi bir olaydır. İlk aklımıza gelen Türk ajanlarıdır” açıklamasında bulunmuştu. Bu açıklama ile beraber tüm basın manşetlerinde bu durum yer alırken dönemin hükümetine de, “Göz göre göre Theofilos katledildi” eleştirileri yapılır.

***

Hiçbir zaman unutulmadı

Kıbrıs ve Kürt halkı hiçbir zaman Theofilos Georgiadis’i unutmadı. Kıbrıs’ta doğan Kürt çocuklarına ismi verilerek Kıbrıs ve Kürt halkı tarafından anısı her yerde yaşatılmaya devam edildi. Vurulduğu yerde her yıl anması yapılır. Her yıl kilisede adına ayin düzenlenir.

Meydanlara ismi verildi, adına senfoni yazılıp bir opera sergilendi. Büyük sanatçı Aram Tigran da, Theofilos’un şehadetinin ardından Hunerkom’dan çıkardığı kasetini ona atfetmişti. 'Ji bo Bîranîna Teofîle û Şehîdên Şoreşê’ adını verdiği 12 şarkının yer aldığı kasette 'Yattî Êfiyes Teofîlê' (Sen niye bizi bırakıp gittin) ezgisiyle mücadelesini ölümsüzleştirir. 

***

‘Bizim en değerli yoldaşımızdır'

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, Theofilos Georgiadis'i Kurdistan özgürlük mücadelesinin şehidi olarak kabul eder. Öcalan, Serxwebûn’da (1994/Özel Sayı 24) yayımlanan yazısında ondan şu sözlerle bahsediyordu: "Theofilos yoldaş, insan sevgisiyle dolu ve yurdunu derinden seven bir devrimciydi. Sömürgeciliğe ve her türden işgalcilere karşı büyük bir öfkeyle dolu olan Theofilos, halkımız üzerindeki Türk barbarlığını kendi halkına yapılmış gibi görüyor ve buna karşı aktif bir tavır içindeydi. Mücadelemize sunduğu değerli katkılarla, halkımızın gönlünde büyük bir saygı ve sempati toplamıştı. Bu nedenle diyoruz ki, Theofilos bizim en değerli yoldaşımızdır. Kendisi şehidimiz ve halklar arasında gönül bağı idi. Tarihimizde önemli bir yere oturdu. Bütün tarihimiz boyunca onu anacağız. Anısına ne gerekiyorsa yapacağız. Anısına bağlılığın gereği olarak, Türk devletine karşı son ferdimize kadar savaşacağımızı belirtirken, şehidimizin değerli ailesine ve Kıbrıs halkına başınız sağ olsun diyorum.”

 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.