Uyarı yetmiyor, harekete geçmeliyiz

Dünya Haberleri —

Loukas Fourlas

Loukas Fourlas

  • Kıbrıslı Avrupa Parlamentosu milletvekili Loukas Fourlas, Erdoğan hükümetinin bozuk frenlerle çalıştığını artık herkesin bildiğine işaret ederek, “Kendi vatandaşlarına saygı göstermeyen bir Türkiye’den, insan haklarına ve onuruna saygı göstermesini bekleyemeyiz. Sözlerden ve yaptırım uyarılarıyla sınırlı kalmaktan öte eyleme geçmemiz gerekiyor” dedi.

BARAN HEBÛN/LEFKOŞA

Türk devletinin Avrupa Birliği’yle ilişkilerini ekonomik çıkarları için devam ettirdiği belirten Kıbrıslı Avrupa Parlamentosu Milletvekili Loukas Fourlas, “AB’nin uluslararası hukuka saygı göstermeyen ve kontrolsüzce hareket eden Ankara’yla ilişkilerini yeniden tanımlamasının zamanının geldi” dedi.

2019 yılından bu yana Avrupa Parlamentosu’nda milletvekilliği yapan ve bir dönem AP’nin AB-Türkiye Karma Parlamento Komitesi’nde de yer alan Kıbrıslı siyasetçi Loukas Fourlas, Türk devletinin saldırgan politikaları ve Avrupa Birliği ile ilişkileri hakkında gazetemize konuştu. Avrupa Parlamentosu’nda, Türkiye’nin AB üyeliği için hiçbir adım atmadığını ve hiçbir girişimde bulunmadığını birçok kez ifade ettiğini belirten Loukas Fourlas, “Aslına bakarsanız, olan tek şey bunun tam tersidir. Türk sondaj gemisinin Kıbrıs’ın ekonomik münhasır bölgesine gelmesi, Türkiye ile Yunanistan arasındaki sınırı oluşturan Meriç Nehri'nde yaşananlar, Türkiye’nin Ege’de petrol arama faaliyetleri bunun örnekleri. Yine Irak, Libya ve son olarak Azerbaycan üzerinden tırmanan Türk provokasyonunu takip ettik. Kıbrıs, Ortadoğu’da bir istikrar unsuru iken, Türkiye emperyalist emelleri ve yayılmacı uygulamalarıyla Osmanlı İmparatorluğunu hatırlatarak ve ‘mavi vatanlar’ planlayarak bölgeyi istikrarsızlaştırmaya çalışmaktadır. Tam da bu nedenle, AB’nin uluslararası hukuka saygı göstermeyen ve kontrolsüzce hareket eden Ankara ile ilişkilerini yeniden tanımlamasının zamanının geldiği konusunda ısrar ediyorum” dedi.

Asla durmayacağım

Türk rejiminin zulümlerini ve insanlık dışı uygulamalarını dile getirmeye yönelik çabalarının asla durmayacağının altını çizen Loukas Fourlas konuşmasına şu şekilde devam etti: “En azından Türkiye uluslararası hukuka, Birleşmiş Milletler kararlarına uyana, insan haklarını pratikte uygulayana, Avrupa ilkeleri ve değerlerini benimseyene kadar mücadelem devam edecek. O zamana kadar bu ülkenin Avrupa Birliği’nde yeri yoktur ve kapısını çalmaya bile kalkışmamalıdır. Ancak ben gerçekçi ve pragmatist biriyim. Türkiye’nin AB fikrine ve entegrasyonuna inandığı için değil, ekonomik çıkarlarına hizmet ettiği için ilişkilerini sürdürdüğünü biliyorum. Türkiye, büyüklüğü ve ekonomisiyle destekçiler bulmaktadır ve bulacaktır. Kapsamlı bir yaklaşım olması, Öcalan ve diğer mahkumlar örneğinde olduğu gibi Türkiye’nin sorumluluklarını yerine getirmesi için AB’nin ortak bir dış politika benimsemesi gerekmektedir. Bu, benim Ukrayna ve Gazze Şeridi’ndeki savaşlar nedeniyle giderek daha fazla yankı bulan değişmez siyasi pozisyonumdur.”

Erdoğan bozuk frenle çalışıyor

Türkiye’nin yaptırım uyarılarından anlayan bir ülke olmadığını ve Türkiye’nin statüsüne ilişkin açıklamalara pratik adımların eşlik etmesi gerektiğine işaret eden Loukas Fourlas, “Aksi takdirde boş nitelemeler ve sözlü kınamalarla kalırız ve somut bir sonuç elde edemeyiz. Erdoğan hükümetinin bozuk frenlerle çalıştığını artık herkes biliyor. Kendi vatandaşlarına saygı göstermeyen bir Türkiye’den, insan haklarına ve onuruna saygı göstermesini bekleyemeyiz. Sözlerden ve yaptırım uyarılarıyla sınırlı kalmaktan öte eyleme geçmemiz gerekiyor. Bunun için Avrupa Komisyonu’na, Türkiye’nin cezaevi koşullarına ilişkin Avrupa ilke, değer ve kurallarıyla uyumlu hale getirilmesi için ne gibi adımlar atıldığını soran bir yazılı soru önergesi sundum” şeklinde konuştu.

Barışçıl yollardan çözümünü destekliyoruz

CPT, İmralı’yı en son Eylül 2022’de ziyaret etmiş olmasına rağmen, buradaki mahkumların tutukluluk koşullarına ilişkin hazırladığı raporu, defalarca yapılan çağrılara rağmen hala yayınlamadı. CPT’nin bu tutumunu nasıl yorumladığı sorusuna Loukas Fourlas şu cevabı verdi: “Avrupa Konseyi ve CPT’nin eylemleri hakkında yorum yapma yetkisine sahip değilim, ancak raporun yayınlanmasının ilgili ülkenin, bu durumda Türkiye’nin, iznini gerektirdiğini biliyorum. Türk hükümeti raporun yayınlanmasına izin vermedi ve gecikmenin sebebinin de bu olduğuna inanıyorum. Ben ve AP’de grubu olan Avrupa Halk Partisi, mahkumların hak ve onurlarının korunması da dahil olmak üzere insan haklarını savunmaya kararlılıkla devam ediyoruz. Ayrıca Orta Doğu’daki durum yakıcı ve bunun kontrol edilemeyecek boyutlara ulaşmasını önlemek için uluslararası toplum çok dikkatli olmalıdır. Anlaşmazlıkların barışçıl yollardan çözümünü destekliyoruz. Çatışmaları diplomatik yollarla çözerek insan haklarını korumalıyız çünkü şiddet sadece acı ve üzüntü getirir.”

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.