Yaşamak için sandığa gidelim
Kadın Haberleri —
- Rosa Kadın Derneği’nden Elif İpek Tirenç Ulaş, Erdoğan kazanmasının kadınların cehennemi olacağını belirterek, "Yaşamlarımıza sahip çıkmak için sandığa gitmeliyiz” dedi.
Kadınlar, 28 Mayıs Pazar günü yapılacak seçimlerin önemine dikkat çekmeye devam ediyor. Kadın örgütleri, hem Erdoğan’ın seçim sürecinde kadın haklarını pazarlık malzemesi yapması hem de mevcut durumda oluşan Meclis tablosunun kadınları nasıl bir tehlike ile karşı karşıya getireceğine dikkat çekerek, kadınları sandığa gitmeye davet ediyor.
Tarihi önem atfedilen 14 Mayıs seçimleri, Cumhurbaşkanlığı’nda 50 artı bir oranın sağlanmamasıyla ikinci tura uzadı. Genel seçimler ile Meclis’in 28. Döneminde görev alacak milletvekilleri belirlenirken, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde maraton sürüyor. Seçimlere giren siyasi partilerde gösterdiği aday profili, Meclis’e de yansıdı. Eşit temsiliyetten uzak aday listesi nedeniyle Meclis, yine erkek çoğunluğundan oluştu. AKP 48 kadın vekil ile yüzde 17, CHP 31 kadın vekil ile yüzde 18, MHP 3 kadın vekil ile yüzde 6, İYİ Parti 6 kadın vekil ile yüzde 13 milletvekilini Meclis’e gönderdi. Kadın kazanımlarını ve “Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun” olan 6284 Sayılı kanunu pazarlık konusu yapan Cumhur İttifakı’nın seçim ortaklarından Hüda Par ve Yeniden Refah Partisi de Meclis’te yer aldı. Bununla birlikte Meclis’te yer alan 600 vekilden 481 milletvekili erkeklerden oluştu.
Eşit temsiliyet ilkesinden taviz vermeyen Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) ise yüzde 49 kadın temsiliyet ile Meclis’e girdi. MA'dan Eylem Akdağ ve Cengiz Özbasar'a konuşan Rosa Kadın Derneği’nden avukat Elif İpek Tirenç Ulaş, “İkinci tur öncesi siyasi partilerin hem aday listelerine hem de sonrasına Meclis’e giren kadın sayısına baktığımızda kadın temsiliyetinin yine her zamanki gibi alt seviyede olduğunu gördük. Yine oranı yükselten, 31 kadın vekili Meclis’e götüren Yeşil Sol Parti’nin politikaları oldu. Her ne kadar kadın vekiller Meclis’e sayı olarak az girse de Meclis’te çok büyük bir kadın muhalefeti yapacağının işareti” dedi.
Çok kritik ve hayati
İkinci turun, sadece Cumhurbaşkanlığı seçimi olmadığını belirten Ulaş, seçimlerin herkes açısından çok kritik ve hayati bir yerde durduğunu kaydetti. Ulaş, “Bu seçim kadınlar, çocuklar ve dezavantajlı tüm guruplar, bütün muhalif kesimler için de bir ‘varlık yokluk’ seçimidir. Türkiye’nin çok fazla kutuplaştırıldığı, cinsiyetleştirildiği dönemdeyiz. Yine kadın düşmanı bütün partilerin; 6284’e saldıran Hüda Par, eğitim müfredatını dini argümanlarla yeniden oluşturacağını söyleyen Yeniden Refah Partisi, kadınların temsiliyetine, yaşamda her alanda yer alabileceğine dair karşıt görüş sunan bütün bu ittifak partileri söz konusu. Bunun yanında, kadın-erkek eşitliğini savunmadığını açıkça dile getiren bütün partilerin varlığı, bizim açımızdan bu seçimlerin bir varlık yokluk seçimi olduğunu gösteriyor” şeklinde konuştu.
Mutlaka sandığa gidelim
Kadınların ve tüm muhalif kesimlerin ikinci turda sandığa gitmesi gerektiğini söyleyen Ulaş, şu çağrıda bulundu: “Demokrasi, barış, yargı bağımsızlığından, medya özgürlüğünden, kadın erkek eşitliğinden, bilimsel-parasız eğitimden yana taraf olan her kesimin ikinci turda bunları sahiplenmesi, sandığa gitmesi ve varlıklarına, yaşamlarına, geleceklerine sahip çıkması gerekiyor. Burada en kritik yerde duran kadınlardır, kadınların yaşamıdır. Yaşamlarımıza ve geleceğimize sahip çıkmak için ikinci turda mutlaka sandığa gidip irademizi sandığa yansıtmamız gerekiyor.”
Karadeniz: Değiştirmeliyiz
Seçimlerden sonra ortaya çıkan tabloyu kadınlar açısından korkunç olduğunu belirten Datça Kadın Platformu üyesi Hürriyet Karadeniz, “Kimsesiz kadınları sahiplendireceğiz, diyenlerin Meclis’e girdiği bir tablo oluştu. Bizim var olup olmama mücadelemizdir. Bütün kadınlar aynı tedirginlik ve öfke içinde. 28 Mayıs’taki seçimlere bütün gücümüzle katılmalıyız ve durumu değiştirmeliyiz. Kendi hayatlarımızı savunmak, çocuklarımızın geleceği ve kendi özgürlüğümüz için bir arada durmalıyız ve çalışmayı birlikte yürütmeliyiz. Umudu asla kaybetmemek gerekiyor. Biz kadınlar tarafız ve mücadeleye devam edeceğiz” dedi.
Nazlıoğlu: Kazandırmadık
Muğla Kadın Dayanışma ve Danışma Derneği yöneticisi Gülsüm Nazlıoğlu ise Erdoğan’ın kazanmadığına işaret ederek, şunları söyledi: “İlk defa kazanmasını engelledik, bu mutlak bir gerçek. Kürtler sayesinde geriledi, bölgenin oylarına bakıldığı zaman Kılıçdaroğlu Kürtler sayesinde kazanacak, kimse inkar edemez bunu. Erdoğan’ın iktidar olması bizi bir 50 yıl daha geriye atmak demek. Bütünüyle biz ve kazanımlarımız yok olacak. Coşkuyu sokakta artırmak gerekiyor. Kadınlarla birlikte mücadele edeceğiz.”
Uslu: Sandıkları koruyacağız
Türkiye halklarının yarısının değişimden yana oy kullandığını hatırlatan Mor Dayanışma üyesi Deniz Uslu ise sosyalist-feminist adaylarının Meclis’e girmesinin başarı olduğunu hatırlatarak, "Kadın hareketinin sokaktaki sesini Meclis’e taşıyacak bir adaylık profili var” dedi. Sandık güvenliğine de dikkat çeken Uslu, “Kadınlar olarak Türkiye’nin dört bir yanında sandıklara sahip çıkan bir hatta durduk. Yine buna devam edeceğiz. Sokakta de bu mücadeleyi büyüteceğiz” diye ekledi.
Büyükertaş: İnşacıyız
AKP-MHP iktidarının yaratmak istediği toplumsal düzenin kadın düşmanı bir düzen olduğunu belirten Kampüs Cadıları üyesi Berfin Büyükertaş, “Kendi toplumsal düzenlerini ve yaratmak istedikleri ülke için şiddetin hiçbir unsurunu tereddüt etmeden kullanıyor" dedi. Sanki siyasetin öznesi yaşlı, Türk, Sünni erkeklermiş gibi davranıldığına işaret eden Büyükertaş, şunları ekledi: "Oysa toplumsal muhalefete ders verir biçimde sokakta siyaseti erkeklere de devlete de öğreten bizleriz. 28 Mayıs’ta da bizler sandıkların başında oylarımıza sahip çıkacağız. Demokrasiyi bizler inşa edeceğiz.” HABER MERKEZİ
*****
Sözümüzü sakınmayacağız
Yeşil Sol Parti İstanbul Milletvekili Çiçek Otlu, Meclis’in yeni dönem profiline dikkat çekerek, “Kadın düşmanı politikaların yükseltileceği görülüyor. Meclis’te ve sokakta sözümüzü söylemeye devam edeceğiz” dedi.
MA'dan Esra Solin Dal'a konuşan Otlu, Kürtlerin 14 Mayıs seçimlerinde büyük önem verdiğini ve yoğun bir katılım gösterdiğini belirterek, “Seçim sonuçlarıyla beraber şu gerçek açığa çıktı. Sonuç ne olursa olsun bu ülkede Kürt sorununun çözümü, İmralı’da ağırlaştırılmış tecridin kaldırılması, cezaevlerindeki sorunların çözümü ile kadınların yaşadığı sorunlar ve Alevilerin bütün taleplerini sahiplenen bir kesim olduğunu görmek gerekiyor. Bu topraklarda mücadeleci ve direnişçi bir geleneğin olduğunu kimse unutmamalı” diye konuştu.
Yeniden örgütlenme
Seçimlerle birlikte kitle örgütlenmesine ihtiyaç olduğunun açığa çıktığını kaydeden Otlu, şöyle devam etti: “Biz mücadelemizi halkların talepleri üzerine kurmalıyız. Çünkü işçi ve emekçilerin, kadınların, gençlerin daha çok İslamcı, politik kesim arasında kaldığını görüyoruz. AKP rejiminin saflaştırma politikası, yaşam tarzını, politik bir mücadele olarak gören bir kesim var. Bu kesimlere karşı bizler, kendi özgün politikalarımızı oluşturmalıyız. İşçi sınıfının ve emekçi halkımızı yeniden saflarımızda örgütlendirmeyi başardığımız koşullarda, faşist rejimi geriletmek ve onu yenmek mümkün olabilir.”
Meclis’te erkek siyasetinin daha fazla olacağı, eril dilin daha fazla konuşulacağı ve kadın düşmanı politikaların yükseltileceği bir tablonun oluştuğuna dikkat çeken Otlu, kadın dili ve kadın siyasetinin öne çıkmasını ise en net Yeşil Sol Parti'nin göstereceğini söyledi. Otlu, "Kadın özgürlük mücadelesinin ilkelerini sahiplenerek, sadece Meclis’te değil, sokak mücadelesinde örgütleyerek bunu yapmayı hedefliyor. Bu yüzden Meclis’te ve sokakta sözümüzü söylemeye devam edeceğiz” dedi. İSTANBUL