Yurtsever, cesur ve özgür bir anne
Yurt Dışı Haberleri —
- Remziye Altiğ, yaşamını mücadeleye adamış, 2 çocuklu bir anne. Bakur’da siyaset yaparken 26 yıl hapis cezası alınca, “Boyun eğmeyeceğim” diyerek, Rojava’ya geçti ve mücadelesine burada devam etti.
- Türk devletinin saldırısı sonucu Qamişlo’da şehit düşen Altiğ’in ablası Faize Altiğ, “Kardeşim mücadeleden hiçbir zaman geri durmadı. Yurtsever bir aileden geliyordu ve hep buna göre yaşadı. Partisine, halkına, davasına bağlıydı” dedi.
OSMAN ÇAKIR/HANAU
Qamişlo’da meydana gelen araç patlamasında şehit düşen Remziye Altiğ, Almanya’nın Hanau kentinde anıldı. Hessen Kürt Kadınlar Birliği tarafından Hanau Demokratik Kürt Toplum Merkezi’nde düzenlenen anmaya Altiğ’in akrabaları ile çok sayıda Kurdistanlı katıldı.
İki çocuk annesi 35 yaşındaki Remziye Altiğ, Qamişlo’da 22 Ekim’de meydana gelen araç patlamasında şehadete ulaştı. Türkiye’deki siyasi faaliyetlerinden hakkında dava açılan ve 26 yıl hapis cezası verilen Altiğ, 2016 yılında Rojava’ya geçmiş ve mücadelesini burada devam etmişti. Türk devletinin engellemeleri nedeniyle Remziye’nin 10 yaşındaki kızı Dilda ve 17 yaşındaki oğlu Dilgeş ve ailesi, Qamişlo’da 26 Ekim’de düzenlenen törene katılamamıştı.
Ailenin 14. şehidi
Hanau’da yapılan anmada konuşan Remziye Altiğ’in dayısı Xebat Tamur, Remziye’nin ailede ilk değil 14’üncü şehit olduğunu söyleyerek, “Daha da şehit vereceğiz çünkü ülkemiz Kurdistan işgal altındadır ve özgürlük mücadelesi veriyoruz. Heval Remziye yıllarca Bakur’da çalışma yürüttü. Sonra 2 çocuğunu aileye bırakıp yönünü Rojava’ya verdi. Önder Apo, Remziye’nin arkadaşları ve Kürt halkının başı sağolsun” dedi.
Tüm yaşamını buna adadı
Şehit Remziye Altiğ’un kardeşi Yunus Altiğ da anmada söz alarak, ablasının hikayesi ve ideallerine dair şunları paylaştı: “Şehit Remziye iki çocuk annesi bir kadındı. Aileden gelen yurtseverlikten kaynaklı bir toplumsal bilinç oluştu. Haksızlığa ve zulme sessiz kalamadı. Türkiye’de mücadele etti. Siyasi mücadelenin yolları tıkanınca yönünü Rojava’ya çevirdi ve oraya giderken iki çocuğunu ailesini bırakıp gitti. Asi bir kadındı, haksızlığa gelemezdi, neşeli ve güler yüzlüydü. Nerede ne yapılması gerekiyorsa yapan ve pratik yaşamında çoğu şeyi kanıtlayan bir kadındı. İdeali sadece şuydu: Özgür bir Önderlik ve özgür bir Kurdistan. Bütün yaşamını buna adadı.”
Boyun eğmedi, Rojava’yı seçti
Altiğ’in gazetemize konuşan ablası Faize Altiğ, 10 kardeş olduklarını, Remziye’nin en küçük kız kardeşleri olduğunu belirterek, “Kardeşim evliydi, iki çocuğu vardı ama mücadeleden hiçbir zaman geri durmadı. Yurtsever bir aileden geliyordu ve hep buna göre yaşadı. Partisine, halkına, davasına bağlıydı” dedi. Kardeşinin hakkında siyasal faaliyetleri nedeniyle 26 yıl hapis cezası olduğunu hatırlatan Altiğ, “O, Avrupa’yı değil Rojava’yı seçti. ‘Mücadeleme orada devam edeceğim, baskılara boyun eğmeyeceğim’ dedi. Kardeşinin sadece kendi çocukları için değil tüm çocuklar için yaşamayı seçtiğinin altını çizen Altiğ, “Bir gün ona, ‘Çocukların var, onları düşün’ dedim. Bana ‘benim mücadelem tüm çocukların özgürlüğü içindir’ dedi. Yurtseverdi, fedekardı, cesaretli, özgür bir anneydi” diye ekledi.
‘Bir gider, binlerce geliriz’
“Bizim çizgimiz bellidir, Önderimiz özgür olana kadar bu mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz” diyen Altiğ, cenaze törenine katılamamaktan duyduğu üzüntüyü dile getirirken, “Bu bizi çok yaraladı. Biz gidemedik ama binlerce insanımız onu sahiplendi. Bir kez daha anladım, Kürt halkı yalnız değildir. Bir kişi gider binlercesi gelir” diyerek, konuşmasını “Jin jiyan azadî” sloganıyla bitirdi.
Başaramayacaklar
Anmaya katılan Avrupa Kürt Kadın Hareketi (TJK-E) Üyesi Zeynep Zelal ise şehitlerin yaşamını anlatmaya romanların dahi yetmeyeceğini ifade ederek, Türk devletinin, çocuk, kadın demeden ahlaksızca halka saldırdığını belirtti. “Bu onların korkaklığından ileri geliyor” diyen Zelal, işgalcilerin Kürt kadınlar karşısında duracak gücü olmadığını, dolayısıyla başaramayacaklarını vurguladı.
Şehit Aileleri Derneği adına yapılan konuşma ardından “Şehîd namirin” ve “Bijî Serok Apo” sloganları atıldı.
Anma, sinevizyon gösterimi ve anısına verilen yemekle son buldu.