"Özgürlük Çığlığı" rüzgarı

Forum Haberleri —

Öcalan/Resim:Ali Zülfikar

Öcalan/Resim:Ali Zülfikar

  • Ali Zülfikar’ın "Reflexion" adlı sergisinde en dikkat çeken portrelerinden biri olan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın kök boyasıyla devasa bir ağaca işlenmiş portresi, sanatın ve direnişin nasıl bir araya gelebileceğine dair benzersiz bir örnek sunuyor.

HAKAN TÜRKMEN

Ali Zülfikar’ın portreleri, bir sanatçının elinden çıkmış basit portreler değil; her biri, tarihin derin yaralarına dokunan, düşünceler ve ideallerle örülmüş güçlü anlatılar sunuyor. Bu anlatılar, figürlerin yüzlerinde donmuş bir ifadeyle sınırlı kalmıyor, izleyiciyi her portrenin arkasındaki mücadelenin içine çekiyor. Portrelere konu olan isimler arasında çevre aktivisti Greta Thunberg, düşünce adamı Antonio Gramsci, devrimci Rosa Luxemburg, direnişin simgesi Nelson Mandela ve tüm betimlemeleri bir arada bulduğumuz Kürt Halk Önderi Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan var. Her biri, adalet, özgürlük ve insan hakları mücadelesinin bir sembolü olarak Ali Zülfikar’ın ustalıklı ellerinde yeniden doğmuştu adeta.

Bu portreler sadece bireyleri değil, aynı zamanda onların temsil ettiği evrensel değerleri de yansıtıyor. Sanatseverler, bir anda kendini toplumsal adaletsizliklere karşı verilen mücadelenin ortasında buluyor. Sanatçı Ali Zülfikar’ın toplumsal eleştiriyi aktarma biçimi, sadece figürlerin duruşlarıyla değil, kullandığı renklerin yoğunluğu ve çizgilerin keskinliğiyle de katman katman işlenmiş. Özellikle kırmızı rengin çarpıcı kullanımı, baskı ve direnişin derinliğini izleyiciye hissettirmekte son derece etkili. Zülfikar’ın eserlerinde kullanılan bu estetik dil, baskının ağırlığını ve direnişin gücünü sessiz ama güçlü bir şekilde ifade ediyor.

Serginin en dikkat çeken portrelerinden biri olan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın kök boyasıyla devasa bir ağaca işlenmiş portresi, sanatın ve direnişin nasıl bir araya gelebileceğine dair benzersiz bir örnek sunuyor. Önder Öcalan’ın bu portresi, tarihsel direniş ikonlarını bir araya getiren sanatsal bir diyalogun parçası olarak sergideki diğer portrelerle yan yana duruyor. Zülfikar, her bir portresiyle sadece bireyleri değil, o bireylerin ardında yatan ideolojik ve politik bağlamı da izleyicinin gözleri önüne seriyor.

Yaklaşık on gün önce, Berlin’in sokaklarında Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın resimlerinin yer aldığı afişler halkın gözleri önüne serildi. Berlin gibi sanatın ve kültürün merkezlerinden birinde Önder Öcalan’ın portrelerinin sergilenmesi, bu serginin sadece bir sanat olayı olmadığını, aynı zamanda güçlü bir politik mesaj taşıdığını gösteriyor. Kürt halkı, bu afişlerle karşılaştıklarında büyük bir heyecan ve coşkuyla fotoğraf çekmeye başlıyor. Berlin sokakları, hem sevinç hem de hüzünle dolup taştı. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 1991 yılında Lübnan’da çekilmiş, hafif tebessüm eden profil resmi, dostlara güven verirken düşmanlara korku salan bir simgeye dönüşmüştü. Ben de bu kalabalığın arasına karışmış, Berlin’in sokaklarında afişleri arayanlar arasında dolaşıyorum. O gece, heyecanla kentin dört bir yanında bu portreleri arayan insanlarla birlikte dolaşırken zamanın nasıl geçtiğini fark etmedim bile.

Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte, Berlin’de farklı bir duygu vardı. İnsanlar, sokaklarda gördükleri portreler karşısında sevinç, hüzün ve telaş arasında gidip geliyordu. Her bir köşede duran Önder Öcalan’ın portreleri, Berlin’in kültür ve sanatla harmanlanmış ruhuna farklı bir anlam katmıştı. Benim için bu portreler, Berlin’in sadece bir şehir olmadığını, aynı zamanda direnişin ve özgürlüğün simgesi haline geldiğini gösteriyordu. Öcalan’ın tecrit durumu ve uluslararası kamuoyunun bu duruma sessiz kalışı, serginin politik bağlamını daha da güçlendiriyordu.

 

09 Ekim 1998’de başlayan uluslararası komplo sonucu Kürt Halk Önderi Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, 1999 yılında faşist Türk devletine teslim edilmişti. Ancak bu komployu boşa çıkaran Sayın Öcalan, Kürt halkı ve dünya genelindeki dostlarının mücadelesiyle ‘’Özgürlük ve Barış’’ için verilen savaşın merkezinde yer aldı. 10 Ekim 2023’te uluslararası çapta yapılan açıklamalarla "Öcalan’a Özgürlük, Kürt Sorununa Siyasi Çözüm" kampanyası başlatıldı. Bu hamle, sadece Öcalan’ın değil, tüm Kürt halkının özgürlüğü için verilen mücadelenin bir parçasıydı.

10 Ekim 2024’te Ali Zülfikar’ın "Reflexion" sergisinin açılışı gerçekleşti. Yani özgürlük hamlesinin yıldönümünde. Sergiden bir gün önce, telefonum çaldı ve arayan Sanatçı Ali Zülfikar’dı. Berlin’de olduğunu ve görüşmek istediğini söyledi. Daha önce serginin tanıtım haberini yaptığım aklıma geldi. Sabırsızlıkla ertesi gün için plan yaptık.

Sabah erkenden sergi alanına vardığımda, karşıma çıkan Kürt halk Önderi Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın özenle işlenmiş devasa portresiydi. Bu portreyi izlerken, sanatın ve direnişin bir araya geldiğinde ne kadar güçlü olduğunu düşündüm. Eserin işçiliği, estetiği ve sunduğu mesaj, izleyiciye doğrudan bir şekilde ulaşıyordu. O an, Ali Zülfikar’ın sanatsal diliyle toplumsal mesajı nasıl başarılı bir şekilde birleştirdiğini bir kez daha fark ettim.

Sergide, her hafta büyük bir keyifle takip ettiğim izlenimlerini paylaşmasını umduğum, ancak ona ulaşamadığım Selim Ferat aklıma geldi. Serginin açılışında yoğun bir ilgi vardı. Serginin gözbebeği olan "Özgürlük Çığlığı" eseri, izleyicilerin hafızasına kazındı. Bu eser, diğer çalışmaların önüne geçerek serginin simgesi haline geldi.

Ali Zülfikar’ın "Reflexion" sergisi, 14 Kasım'a kadar, her gün 13:00 ile 18:00 saatleri arasında sanatseverlere kapıları açık olacak.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.