14 Temmuz’un Stêrka Sor'u

Ali Çiçek

Ali Çiçek

  • 19 yaşında tutuklanan, Ölüm Orucu’nda şehit düştüğünde henüz 21’inde olan Ali Çiçek’in ablası Ayşe Çiçek, “Kendi küçük, yüreği büyük biriydi” dedi.

14 Temmuz 1982'de PKK’nin öncü kadroları Kemal Pir, Hayri Durmuş, Akif Yılmaz ve Ali Çiçek öncülüğünde "Büyük Ölüm Orucu" başlatıldı. Eylemin 56'ncı günü olan 7 Eylül'de Kemal Pir ve Akif Yılmaz, 13 Eylül'de Hayri Durmuş ve 17 Eylül'de ise Ali Çiçek şehit düştü. Ölüm orucu direnişçilerinden Ali Çiçek, tutsak edildiğinde henüz 19 yaşındaydı. Riha'nın Curnê Reş (Hilvan) ilçesine bağlı Kusqulî köyünde 1961 yılında dünyaya gelen Çiçek, 3 kardeşin en küçüğüydü. Tarım işçiliği yaparak geçimlerini sağlayan yoksul bir ailenin çocuğu olan Çiçek, 2 yaşındayken ailesiyle Curnê Reş ilçe merkezine gelerek ilk öğrenimini bitirene kadar burada kaldı. Orta öğrenimini Adana'nın Ceyhan ilçesinde tamamladıktan sonra liseyi okumak için Riha'ya geri döndü.

19 yaşında tutuklandı

Direnişçi kimliğini henüz küçük yaşlarda hissettirmeye başlayan Çiçek, çalışmak için sıkça gittiği Adana'da "bildiri dağıttığı gerekçesiyle" gözaltına alınarak tutuklandı. Bu tutukluluk sürecinde hem yaşam hem de mücadele hayatında kendisine örnek alacağı Kemal Pir ile cezaevindeyken tanışan Çiçek, Kürt özgürlük hareketinin öncü kadrolarından biri olacağı tarihi mücadele hayatına da ilk adımını atmış oldu. 

21’inde şehit düştü

Henüz 21 yaşında iken tarihi direnişte şehit düşen, Hayri Durmuş'un "O bizim Stêrka Sor'umuz (Kızıl Yıldız)" diye andığı Çiçek'in mücadelesine şahitlik eden ablası Ayşe Çiçek, MA’dan  Ceylan Şahinli’ye kardeşini anlattı. "Onların mücadelesiyle başımız dik" diyen Çiçek, "Bizim aramızda 6 yıl kadar bir yaş vardı. Babam at arabasıyla köylere gidip sebze meyve satardı. Büyük ağabeyim de hayvancılık yapmaya başladı. Bununla geçiniyorduk. Ali, ele avuca sığmaz bir çocuktu. Kimse yetişemezdi ona. Daha küçükken belliydi. O zamanlarda da adaletsizliğe, haksızlığa gelemezdi. Biri, birine hakaret ettiğinde kabul etmezdi, sesini çıkarırdı” dedi.

 

Ayşe Çiçek

 

Ondan etkilenerek mücadeleye katıldılar

Riha’ya taşındıklarında Ali Çiçek’in o zaman simit sattığını, mevsimlik işçilik yaptığını belirten ablası, “Derin bir çocuktu, çok konuşmazdı. Her daim yan yanaydık. Ben evlenip Antalya'ya gidince artık onu az görmeye başladım. Liseye ilk başladığı senelerde sürekli büyük kardeşimle birlikte koyun götürmeye gittikleri Adana'da tutuklandı" diye aktardı.

Kemal Pir ile tanışması ardından Çiçek'in mücadeleye katıldığını ifade eden abla Çiçek, kardeşinin küçük yaşına rağmen uzun yıllar Curnê Reş (Hilvan) ve Sêwêreg (Siverek) hattında çalışmalar yürüttüğünü kaydetti. Kardeşini, "Kendi küçük, yüreği büyük biriydi" diye anlatan Çiçek, pek çok insanın ondan etkilenerek mücadeleye katıldığını dile getirdi. 

Her koşulda ‘iyiyim’ derdi

Darbe ardından Ali'nin bir gardiyanın ihbarı sonucu tutuklanıp Diyarbakır Cezaevi'ne götürüldüğünü belirterek, o döneme ilişkin şunları aktardı: "Her görüşe gittiğimizde arkada askerler, yanlarında köpekler olurdu. Ali onca işkenceye, dayağa rağmen karşımıza gelirdi. Ayakta duramayacak halde bile olsa 'İyiyim' derdi. Bir kere 2 ay onu görememiştik. O zaman mahkemeleri vardı. Babamın gözleri iyi değildi, ancak Ali'nin ardından o kadar çok gözyaşı döktü ki artık göremez oldu. Bu yaşadıklarımızın hepsi kitap oldu, film oldu. Ama biz yaşadık.”

Mezarına da saldırdılar

Şehit düştükten sonra Osmaniye'nin Kadirli ilçesine götürerek defnettiklerini söyleyen abla Çiçek, “Burada mezarına saldırdılar çok kez. O yüzden oradan çıkarıp Diyarbakır'a gömdük. Biz onların mücadelesiyle bugün ayaktayız. Onların direnişi sayesinde tüm dünya Kürt halkının ismini duydu. Onlar Kurdistan'ın temeli oldular. İnsan için yaşamından daha tatlı bir şey yoktur, ama onlar Kurdistan için bu yaşamdan vazgeçtiler" diye konuştu. RIHA

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.