29 kişi Kürtçe için gözaltında
- Kültürel soykırım operasyonu kapsamında basılıp materyallarına el konulan Kürt dil kurumlarına emek veren 29 kişi gözaltında. Gözaltı süresi dün uzatıldı, gizlilik kararı sürdürüldü.
Mezopotamya Dil ve Kültür Araştırma Derneği (MED-DER), Payîz Pirtûk adlı kitapçı ile çok dilli eğitim, sanat atölyeleri düzenleyen Anka Dil ve Sanat Eğitim Kooperatifi'ne önceki gün düzenenlen baskın sonrası başlayan gözaltılar, dün öğle saatleri itibarıyla 29'a çıktı. Gözaltındakiler hakkında 24 saat “ek gözaltı süresi” alındı.
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2022’de başlattığı soruşturma gerekçesiyle Amed'de dün Mezopotamya Dil ve Kültür Araştırma Derneği (MED-DER), Payîz Pirtûk ve Anka Dil ve Sanat Eğitim Kooperitifi ile çok sayıda eve önceki gün Türk devlet güçlerince baskın düzenlendi. Baskınlarda, kitap, dergi ve dijital materyallere el konulurken, soruşturmaya gizlilik kararı getirildi. Gözaltına alınanlar hakkında getirilen avukat kısıtlılık kararı dün sona erdi. Diyarbakır TEM Şube’de tutulan müvekkilleriyle görüşen avukatlara, ek gözaltı kararı alındığına dair bilgi verildi. Avukatlar, rahatsızlıkları bulunan müvekkillerinin ilaç erişimine dair kısmi sorunlar yaşandığını, ancak yapılan görüşmeler ardından çözüldüğünü belirtti.
Gözaltı sayısı arttı
Soruşturma kapsamında İzmir’de gözaltına alınan Belkıs Süleymanoğlu Bitkin’in de Amed’e getirildiği öğrenildi. İstanbul’da gözaltına alınan Şehriban Ayluçtarhan’ın henüz getirilmediği öğrenildi. Gözaltında bulunanların isimleri şöyle: MED-DER Eşbaşkanları Mehmet Remzi Azizoğlu ve Şükran Yakut, Rıfat Ronî, Ramazan Holat, Dilan Güvenç, Nazan Çelik, Rezan Aktulum, Beritan Gürbet Orak, Berivan Duman, Ayhan Karatekin, Belkisa Süleymanoğlu Bitkin, Cihat Güney, Mehmet Salih Öngün, İlyas Gün, Hebun Yağmur, Mine Karakaş, Ahmet Boltan, Rabia Karayıl, İpek Oyur, Fatma İgin, Mustafa Açmaz, Hasan Gürpınar, Şilan Elmas Kan, Şehriban Ayluçtarhan, Niştiman Gül ve Cihat Çağrıcı, Yaşar Aslan, Jiyan Yağmur ve Hasan İkvan.
Kültür kırım politikası
Baskın ve gözaltılara tepkiler de devam ediyor. Amed Emek ve Demokrasi Platformu, Şêx Seîd (Dağkapı) Meydanı’nda açıklama yaptı. Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Amed 1 No’lu Şube Eşbaşkanı ve Amed Emek ve Demokrasi Platformu Dönem Sözcüsü Faruk Ercan, AKP-MHP ittifakının Kürt dili ve kültürüne karşı uygulamalarının “kırım” politikası olduğunu belirtti. Çok dilli, kültürlü olan bu coğrafyanın 100 yıllık retçi, asimilasyoncu politikalar sebebiyle birer kültür mezarlığına dönüştürüldüğünü söyleyen Ercan, “Bugün gelişen ahlaki kültürel krizin sebebi, tam da budur. Kürt dili ve kültürü tarihsel derinliği ve zenginliği ile bu asimilasyoncu, retçi politikalara karşı en büyük dirilişi göstermiş ve bugün hala dünya üzerindeki 50 milyona yakın Kürt'ün kullandığı bir dil olarak yaşamaktadır. Son dönemlerde faşizm geldiği nokta, özellikle Kürt kültürüne karşı geliştirilen bir kültür kırım politikasıyla kendini gösteriyor” dedi.
Kimseye faydası yok
Türkiye’nin batısında Kürtçe konuşan işçilerin, gençlerin linç girişimine uğrdığını; Kürtçe müzik dinlemenin ve halayın suçmuş gibi yargı baskısı altında engellenmeye çalışıldığını; yerel yönetimlerin halkın ana dilini gözeterek hazırladığı uyarı yazıları silinerek, engellendiğini hatırlatan hatırlatan Ercan, "Bu tür uygulamaların iktidar başta olmak üzere, kimseye bir faydası yok. Kürdistan coğrafyasında köylerin, şehirlerin isminin değiştirilmesi, Kürtlerin çocuklarına Kürtçe isim vermelerinin yasaklanması nasıl kimseye fayda getirmediyse bunlar da getirmeyecektir. Aksine halklar arasındaki barış ve uyum halini daha fazla zedeleyecek ve toplumu gerecektir” diye konuştu.
Soykırım politikasının parçası
Toplumsal eşitsizliğin en açık ifadesi olan ana dilde eğitim hakkının hala tanınmadığını, Kürtçenin Meclis’te “Bilinmeyen dil” olarak tanımlandığını da anımsatan Ercan, şöyle devam etti: “Bu durumda kimse Türkiye’de eşit yurttaşlıktan bahsetmemelidir. AKP-MHP iktidarının Kürt kültürünü ve dilini soykırıma uğratarak, Kürt halkını soykırıma uğratma çabasını görebiliyoruz. Uygulanan tam olarak kültürel faşizmdir. Kürtler on yıllardır dil ve kültür mücadelesi veriyor. Bu mücadele ırkçı saldırıların sistemi olan kültür kırım politikalarına rağmen asla durmayacaktır.
Bu politikalardan vazgeçin
Her toplum, varlığını dili ve kültürü üzerinde sağlar. Dil-kültür hakkı, her toplum için ahlaki ve vicdani bir haktır. Bu hakkın yok edilmesi, çalınması, gasp edilmesi demokrasinin de barışın da imkânlarını ortadan kaldırır. Sadece Kürt halkının değil Türkiye’deki tüm halkların, barış, demokrasi, refah ortamı içerisinde yaşamasını sağlamak; toplumsal barışı yeniden tesis etmek için Kürt dili ve kültürü üzerinde geliştirdikleri politikalardan vazgeçsinler.”
* * *
Her Kürt sorumluluk duymalı
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Dil ve Kültür Komisyonu Eşsözcüsü Heval Dilbihar, mevcut otoritenin Kürtçeyi ve Kürt kültürünü hala resmi olarak kabul etmediğini; Kürt halkının mücadelesini boğmak istediğini söyledi. Son dönemlerde Kürt dil mücadelesinin birçok yerde yükseldiğine, genişlediğine dikkat çeken Dilbihar, aslında dil üzerinden Kürtlerin tüm değerlerine saldırıldığını dile getirdi. Dilbahar, şöyle devam etti: "Faşist otorite tecridi kaldırmak, kanunlarını demokratikleştirmek, çözüm yolunu ya da Kürt halkının mücadelesinin önünü açmak yerine, bu saldırılarında ısrar ediyor. Saldırılarla Kürt dil mücadelesinin önünü kapatamazlar. Kürtlerin dil mücadelesi durmuyor. Bu tür saldırılar, Kürt halkında Kürt dil mücadelesinde motivasyonu daha da arttırıyor, güçlendiriyor. Bu yüzden ne olursa olsun Kürt dil mücadelesinden vazgeçmiyoruz. Her Kürt, her yeri Kürt dil okulu haline getirsin. Her Kürt, dilinin mücadelecisi, öğretmeni olsun. Kurdistan'da ve Kürtlerin yaşadığı her yerde Kürtçe konuşalım, Kürtçe okuyalım, Kürtçe yazalım, Kürtçe düşünelim ve Kürtçe yaşayalım."
* * *
ARSÎSA yeni döneme hazır
Wan'da Kürtçe dil kursları veren ARSÎSA, yeni dönem hazırlıklarını tamamladı.
Wan Dil Kültür Sanat Araştırmaları Merkezi (ARSÎSA), 2017’den bu yana Kürtçe dil kursları veriyor. Dernek, yeni dönemde de başlangıç, birinci, ikinci, üçüncü ve öğretmenlik seviyelerinde yüz yüze dersler verecek. Kurslar için derneğe başvurular sürüyor.
Geçen dönem 400 kişiye
ARSİSA, geçen dönem yaklaşık 400 kişiye Kürtçe dil eğitimi verdi. Dernek, yaz aylarında ise üç çocuk sınıfı açtı. Dernek, talep üzerine Kürtçenin Soranî ve Kirmanckî lehçelerinde de atölyeler düzenliyor.
Kadim Kürtçe engellenemez
Asimilasyon politikalarına karşı çalışmalarını sürdüren ARSİSA eğitmenlerinden Şevket Acar, "Kimse Kürtçeyi engelleyemez, yasaklayamaz ve ortadan kaldıramaz. Kürtçe kadim ve zengin bir dildir" dedi. Acar, yeni dönemin hazırlıklarını tamamladıklarını ve öğrenci almaya başladıklarını belirterek, "Her seviye yaklaşık 3 ay sürüyor ve başarılı olanlar isterse bir üst seviyeye geçebiliyor. Şu ana kadar her seviyeye başvuru var ve bazı sınıflarımızı yavaş yavaş açacağız. Halkımız ARSÎSA'ya istedikleri zaman başvurabilirler. Halkımız kurumlarını yalnız bırakmasın, Kürtçenin geliştirilmesi ve korunması çabalarına ortak olsunlar” çağrısında bulundu.