Çeyrek asır oldu, son verin 

İmralı

İmralı

  • İmralı’dan haber alamama haline dair Meclis İnsan Hakları İnceleme Komisyonu'na başvuran DEM Parti Milletvekili Nevroz Uysal Aslan, girişimlerde bulunulmasını talep etti: "Çeyrek asırdır sürdürülen işkence ve kötü muamele yasağını ihlaline son verin." 

Şirnex Milletvekili Nevroz Uysal Aslan, İmralı Adası'nda tutulan ve kendilerinden 43 aydır haber alınamayan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan ile Veysi Aktaş, Ömer Hayri Konar ve Hamili Yıldırım'ın durumunu Meclis İnsan Hakları İnceleme Komisyonu'na (İHİK) taşıdı.

Başvuruda, adadan 43 aydır haber alınmadığına işaret edilerek, şunlar hatırlatıldı: "Kürt meselesinde siyasi muhataplığı ve çözüm gücü tartışmasız olan Sayın Öcalan’dan en son haber alma tarihi 25 Mart 2021’dir. Bu haber alma hali Abdullah Öcalan’ın kardeşi Mehmet Öcalan ile yaptığı birkaç dakika süren kesintili telefon görüşmesidir. Abdullah Öcalan’ın avukatları ile en son görüşmesi ise 7 Ağustos 2019 tarihli olup, ardından hiçbir avukat görüşü yapılmamıştır. Ada hapishanesinde 27 Temmuz 2011'den 2 Mayıs 2019'a dek 8 yıl boyunca kesintisiz bir biçimde avukat görüş yasağı uygulanmıştır. 2019'da 5 defa avukatlarıyla görüşebilen Sayın Öcalan’a, 7 Ağustos 2019 tarihli son avukat görüşü sonrası yine kesintisiz bir biçimde bu yasak uygulanmıştır. Dünyanın hiçbir yerinde eşi benzeri bulunmayan bu uygulama ve hukuk dışılığa karşı aile ve avukatları tarafından yapılan tüm başvurular, hapishane idaresi tarafından sürekli tekrarlanarak verilen disiplin cezaları gerekçe gösterilmiş ve sonuçsuz bırakılmıştır. Hukuksuzluğun bile istisna halini oluşturan bu durum, avukatlara tebliğ edilmesi zorunlu olan idari ve yargısal yasaklama kararların avukatlara tebliğ edilmemesi ile sürdürülmüş, avukatların dosyadan fotokopi almaları dahi engellenmiştir."

BM'nin tedbir kararı var

İşkenceyi Önleme Komitesi'nin (CTP) 5 Ağustos 2020'de tecride ilişkin açıkladığı rapora işaret edilen başvuruda, "İmralı Ada Cezaevi'nden hiçbir şekilde haber alamama halini 'incommunicado' yani mutlak iletişimsizlik olarak tanımlamış ve bu durumun kabul edilemez olduğunu belirtmiştir. Sayın Öcalan'ın avukatları tarafından 29 Temmuz 2022 tarihli bir başvuru ile İmralı Ada Hapishanesi'nde uygulanan mutlak tecrit Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komitesi'nin gündemine de taşınmıştır. BM İnsan Hakları Komitesi, 6 Eylül 2022'de başvuruya ilişkin 'başvurucuların maruz kaldıkları incommunicado tutulma haline son verilmesini ve başvurucuların kendi seçecekleri bir avukata derhal ve herhangi bir kısıtlama olmaksızın erişimine olanak tanınması' yönünde tedbir kararı almıştır" denildi. 

Devlet kararları uygulamadı

Komitenin aldığı karara dair devletin yükümlüğünü yerine getirmediğinin altı çizilen başvuruda, şunlar kaydedildi: "Ancak devlet ve hükümet yetkilileri, Komite'nin bu tedbir talebini yerine getirmemiştir. Aksine bu karara yeni keyfi aile ve vasi ziyaretleri, telefon ve avukat yasaklarıyla yanıt vermiştir. Bunun üzerine tedbir kararının yerine getirilmemesi nedeniyle avukatlar tarafından yapılan ikinci başvuru sonucunda BM İnsan Hakları Komitesi, incommunicado tutulma haline son verilmesini ve kendi seçecekleri bir avukata derhal ve herhangi bir kısıtlama olmaksızın erişim sağlanması konusundaki 19 Ocak 2023 tarihli ikinci tedbir talebini Türkiye'ye iletmiştir. Ancak alınan bu karar da uygulanmamıştır."

Komisyon girişimlerde bulunsun

Başvuruda, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nin Öcalan ve diğer üç kişi hakkında, aileleri ve yasal temsilcileriyle görüşmelerinin kolaylaştırılması, OHAL sırasında yürürlüğe giren ve temel yasal güvencelerden yararlanmayı etkileyen mevzuatın yürürlükten kaldırılması konusundaki tavsiyelerinin takibi hakkında Türkiye'den 26 Temmuz 2025'e kadar bilgi vermesini talep ettiği hatırlatıldı. Başvuru, şu ifadelerle son buldu: "İmralı Ada Hapishanesi'nde çeyrek asırdır sürdürülen işkence ve kötü muamele yasağını ihlaline son vermek, Türkiye'de kalıcı barışı ve hukukun üstünlüğünü tesis etmek adına Komisyon'unuzun uluslararası insan hakları belgelerine ve standartlarına aykırı mevzuatı ve uygulamayı sonlandırma noktasında girişimlerde bulunması ve çözüm önerileri geliştirmesi elzemdir." 

***

 

41 gündür açlık grevinde

Buca Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’ndeki hasta tutsak Onur Yılmaz, tedavi talebinin karşılanmaması nedeniyle 41 gündür açlık grevinde.

Kardeşi Emrah Yılmaz, ağabeyinin burnunda kemik kırığı olmasından kaynaklı sürekli kanamasının olduğunu belirterek, "2016'da Nisêbîn'de tutuklandığında zaten alerjik hastalıkları vardı. Burnunda da kemik kırığı bulunuyor. Bu nedenle ameliyatı olması gerekiyor. Ameliyat talebi karşılanmadığı için açlık grevine girdi. 40 gündür açlık grevi eylemini sürdürüyor" dedi. Yılmaz, ağabeyinin tedavisinin yapılmasını talep etti. MÊRDÎN

***

Dayatmalar tedaviyi engelliyor

Akçadağ T Tipi Kapalı Cezaevi'nden tahliye edilen Musa Külter, ağız içi ve çıplak arama dayatması nedeniyle bazı tutsakların tedavi olamadığını aktardı. 

Malatya Akçadağ T Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutsakların sağlık hakkı engelleniyor. Akçadağ Cezaevi’nden 5 gün önce tahliye olan Musa Külter, cezaevinde kaldığı süre boyunca yaşadıkları en büyük hak ihlalinin ağız içi dayatma olduğunu ifade etti. Cezaevi yönetimine bu konuya dair pek çok kez şikâyette bulunduklarını, ancak yönetimin söz konusu aramayı askeriyenin yaptığını öne sürerek adım atmadığını aktaran Külter, yakalandığı kanser hastalığının ilerlemesi sebebiyle 19 Şubat’ta tahliye edilen ve 5 ay sonra yaşamını yitiren tutsak Mehmet Ali Yaşa’nın da bu dayatma sebebiyle kanser teşhisinin geç yapıldığını belirtti.

Külter, Doğan Ergün ve Bilal Kapça isimli tutsakların acilen ameliyat olması gerektiğini, dayatma sebebiyle tedavilerinin engellendiğini kaydetti.

“Örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla cezaevinde tutulan Yusuf Sertkaya’nın (72) oğlu Ziya Sertkaya da babasının ileri Behçet hastası olduğunu ve çıplak arama ile ağzı içi arama dayatması nedeniyle hastaneye gidemediğini belirtti. Sertkaya,“Tutsaklar hastaneye götürülürken rencide edilecek şekilde aramaya tabii tutuluyorlar. Bu sebeple hastaneye çıkmayı reddediyorlar. Babam da tedavi görmek için gitmesi gereken hastaneye bu dayatma sebebiyle götürülmeyenlerden biri” dedi. 

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.