Cezaevinde kalamaz, tahliye de olamaz!
- Sağ eli ve sağ bacağı olmayan hasta tutsak Şaban Kaygusuz’a dair daha önce “Tek başına cezaevinde kalamaz” kararı veren ATK, ikinci kararında ise tahliyesine gerek olmadığını savundu.
Tutsak Şaban Kaygusuz için 12 Haziran 2024'te “Cezaevi şartlarında hayatını yalnız başına idame ettiremez” diyen ATK 3. İhtisas Kurulu, 7 Ağustos’ta verdiği kararda bundan vazgeçti. Şirnex Milletvekili Newroz Uysal, iki karar arasındaki süreye işaret ederek, sağlık durumunda bir iyileşme olup olmadığına dair herhangi bir tespit yapılmadan aleyhte karar verildiğini söyledi.
Şirnex’te 2018’de yaşanan bir çatışmada sağ elini ve sağ bacağını kaybeden Şaban Kaygusuz (26), esir düştü. Siirt Cezaevi’nden Diyarbakır D Tipi Cezaevi’ne sürgün edilen Kaygusuz’a, Siirt 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 31 yıl hapis cezası verildi. Kaygusuz, sık sık Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Hastanenin sağlık kurulu, 3 Eylül 2019’da Kaygusuz hakkında düzenlediği raporda mevcut durumda cezaevinde tutulmasının “Sağlığı açısından tehlike arz ettiği” tespitine yer verdi. Hastanenin bu kararı sonrası, Kaygusuz'un avukatları söz konusu raporu Eylül’de mahkemeye gönderdi. Mahkeme ise hastanenin raporunu 28 Kasım’da İstanbul Adli Tıp Kurumu’na (ATK) gönderdi. ATK bunun üzerine Kaygusuz’u 11 Aralık’ta muayene etti. ATK’nin 3. İhtisas Kurulu, iki gün sonra Kaygusuz’a ilişkin rapor düzenledi. Kurul, bulgulara işaret ederek, cezaevi şartlarında hayatını yalnız başına idame ettiremeyeceğine ve bir başkasına muhtaç olduğuna oy birliği ile kabul etti.
ATK raporuna rağmen
Kaygusuz’un avukatları, tahliyesi için aynı mahkemeye başvuruda bulundu. Tahliye talebine dair karar oluşturan mahkeme, kararında ATK raporunu çarpıttı. Mahkeme, ATK’nin “Yalnız başına cezaevinde kalamaz” şeklindeki yanıtını çarpıtarak, oluşturduğu kararında, “Sanığın cezaevinde tek başına kalmasının hayatı açısından kesin bir tehlike teşkil ettiğine dair bir tespitin yapılmamış olması” şeklinde tanımlayıp tahliyesini engelledi.
Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılan Kaygusuz’a dair toplanan sağlık kurulu, 9 Mart 2021'de hazırladığı raporda ise Kaygusuz’un ağır sakatlık hali kapsamında olduğu, cezaevinde hayatını kendi başına idame ettiremeyeceğine karar verdi. Aynı kurul, kararının devamında Kaygusuz’un mevcut durumunun hayatı için “Kesin bir tehlike” arz etmediğini, bu nedenle cezasının ertelenmesine ve tahliye edilmesine gerek olmadığını ileri sürdü.
Sürgün ve yeni karar
Kaygusuz, hastalıklara rağmen 20 Ekim 2021’de Kayseri Bünyan 2 Nolu T Tipi Kapalı Cezaevi’ne sürgün edildi. Kaygusuz rahatsızlıklarından ötürü 14 Aralık’ta Kayseri Şehir Hastanesi’ne kaldırıldı. Bu hastane ise Kaygusuz’un cezasının ertelenmesine gerek olmadığını ve cezanın infazının sağlığını ve hayatını tehlikeye sokmayacağını iddia etti. Aynı hastane Kaygusuz’un “R” tipi şeklindeki cezaevine nakledilmesini de istemedi.
Yüzde 78 engelli
Üç defa daha aynı hastaneye kaldırılan Kaygusuz'a dair düzenlenen hastane raporlarında ATK ve Amed'deki hastanenin aksine kararlar çıkması dikkat çekti. Kayseri Şehir Hastanesi, 6 Ekim 2022'de Kaygusuz hakkında yüzde 78 oranında engelli raporu verdi. Aynı hastane bir gün sonra ise “Hayatını yalnız başına idame ettirebilir. Cezasının ertelenmesine gerek yoktur” şeklide rapor hazırladı. Hastane, 23 Mart 2023'te başka bir rapor düzenleyerek, benzer ifadeler kullandı.
Bakanlığın verdiği yanıt
DEM Parti Şirnex Milletvekili Nevroz Uysal Aslan, bu yaşananlara dair Adalet Bakanlığının yanıtlaması istemiyle 5 Aralık 2023’te Meclis Başkanlığına soru önergesi verdi. Uysal, önergesinde Kaygusuz’un ATK raporuna rağmen neden serbest bırakılmadığını da sordu. Uysal’a yanıt veren Adalet Bakanlığı, ATK raporuna değinmeden Kaygusuz’un tahliye edilmemesi yönünde karar veren hastanelerin raporlarına işaret etti.
Kurul ve tutsak aynı, kararlar farklı
Uysal’ın verdiği bilgilere göre; Kaygusuz, 12 Haziran 2024'te tekrar ATK’ye sevk edildi. Muayene edilen Kaygusuz’a dair rapor hazırlayan 3. İhtisas Kurulu, daha önce verdiği, “Cezaevi şartlarında hayatını yalnız başına idame ettiremez” şeklindeki kararından vazgeçti. Kurul, 7 Ağustos’ta verdiği kararda, “Sürekli hastalık durumu olmadığı, sakatlık hali niteliğinde olduğu ve kocama hali niteliğinde olmadığı” yönünde ifadeler kullanarak eski kararını reddetti. Uysal, ilk karar ile ikinci karar arasındaki süreye işaret ederek, bu süre zarfında tutsağın sağlık durumunda bir iyileşme olup olmadığına dair herhangi bir tespit yapılmadan aleyhte bir karar verildiğini söyledi. KAYSERİ
* * *
Kelepçe dayatılınca hastaneye gitmedi
Hastane sevki sırasında ellerini sıkan kelepçeye karşı çıkan tutsak siyasetçi Günay Kubilay, hastaneye gitmedi.
Edinilen bilgilere göre; Sincan 2 Nolu F Tipi Kapalı Cezaevi'nde Kobanî Davası'ndan dolayı tutulan HDP eski Sözcüsü Günay Kubilay, diş rahatsızlığı nedeniyle 18 Eylül'de Ankara Gazi Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’ndeki Çene Cerrahi Bölümü’ne götürülmek istenirken elleri kelepçelendi. Kubilay, askerlerin kelepçeyi sıkmasına itiraz ederek, gevşetilmesini istedi. Kubilay'ın bu talebi, “Gevşetmiyoruz, geliyorsan gel” denilerek reddedildi. Kubilay, söz konusu duruma tepki göstererek, hastaneye gitmedi.
Kubilay, daha sonra Adalet Bakanlığı, Meclis İnsan Hakları İnceleme Komisyonu (İHİK), Jandarma Genel Komutanlığı, Sincan Cezaevleri Kampüs Jandarma Alay Komutanlığına dilekçeyle başvuruda bulundu. Kubilay, dilekçesinde hastanede tutsakların kalabileceği bir alanın yaratılmasını istedi. Kubilay, konuldukları ring aracı kabininin “kafes” kadar olduğunu belirterek, “Bu kafes içinde gidip geliyoruz. Saatlerce burada bekletiliyoruz. Burada öğle yemeği yemek zorunda kalıyoruz. İçinde kıpırdamak bile mümkün değil. Böyle bir uygulama insanlık dışıdır” dedi.
Kubilay, ayrıca ellerine sıkı bir biçimde kelepçe takan askerler hakkında gerekli yasal işlemlerin başlatılmasını talep etti. ANKARA