• İngiltere’de bu yıl 3.’sü düzenlenen Kürt Konferansı’nda İngiltere hükümetine net çağrı yapıldı: "Kürt sorunuyla ilgili ülkeler üzerinde diplomatik baskı kurun, Öcalan'ın serbest bırakılmasını destekleyin ve siyasi bir çözüm için yapıcı diyaloga girin."
• İrlanda Sinn-Fein Milletvekili Francie Molloy: İngiltere nasıl ki Bobby Sands’dan korktuysa Türk devleti de Öcalan’ın fikirlerinden ve direnişinden korkuyor. Öcalan 25 yıldır tutsak ama onun fikirleri özgür. Vazgeçmeyeceğiz, direceğiz, barışı sağlayacağız.
• İtalya Demokrasi için Araştırmalar Merkezi üyesi Av. Michela Arricale: Yaşanan bir izolasyon değil işkencedir. Öcalan'a yönelik merkezi bir zulüm yaşanıyor. Erdoğan stratejisini sürdürmek için hukuku bir silah olarak kullanıyor, suistimal ediyor.

HİKMET ERDEN/NEJLA ARİ

Londra’da düzenlenen 3. Kürt Konferansı’nda İngiltere hükümetinden, Kürt sorunuyla ilgili ülkeler üzerinde diplomatik baskı kurması, Öcalan'ın serbest bırakılmasını desteklemelerini ve siyasi bir çözüm için yapıcı diyaloga girmeleri istendi.

Britanya Kürt Halk Meclisi tarafından Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın uluslararası bir komplo ile Türkiye’ye teslim edilmesinin 25’inci yıl dönümü olan 15 Şubat’ta SOAS Üniversitesi’nde 3’üncü Kürt Konferansı gerçekleştirildi. Tüm gün süren konferans, “Ortadoğu’daki Kriz Gerçekliği; Türkiye, Suriye, Irak, İran ve Genel Bölge Değerlendirmeleri”, “Jin Jiyan Azadî; Kadın Özgürlüğü Yolunda Toplumsal Barış İnşaası” ve Kürt Sorununa Barışçıl Çözüm; Öcalan ve Tecrit Politikası” başlıklı üç oturumdan oluştu.

Konferansa DEM Parti Amed Milletvekili Cengiz Çandar, HDP eski Milletvekili Feleknas Uca, İngiltere İşci Partisi Brighton Milletvekili Lloyd Russell-Moyle, Asrın Hukuk Bürosu avukatlarından Mazlum Dinç, Kuzey-Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi Avrupa Temsilcisi Dr. Abdulkarim Omar ve Unite the Union sendikasından Simon Dubbins gibi çeşitli isimler konuşmacı olarak katıldı.

Konferansı hamleye adıyoruz

Konferansın açlık konuşmasını yapan Britanya Kürt Halk Meclisi Dış İlişkiler Temsilcisi Agit Karataş, “Bugün tarihi ve sembolik bir gün Kürt halkı için. 15 uluslararası komplonun 25’inci yılında bu konferansı düzenliyor. Önder Apo’nun üzerindeki 25 yıllık tecrit ve son 4 yıldır tamamen dünya ile bağlatısının kopuk olması Kürt halkı ve dostlarını endişelendirmektedir. Biz tecride ve esarete karşı 10 Ekim hamlesini sahipleniyor, konferansımızı bu hamleye adıyoruz” dedi.

Mücadelemiz aynı

Ardından İrlanda Sinn-Fein Milletvekili Francie Molloy, Kürt halkı ile aynı mücadele geleneğinden geldiklerini söyleyerek, Britanya parlamentosu içerisinde yer aldıklarını fakat oturumlara katılmadıklarını ve kraliyete bağlılık yemin etmediklerine dikkat çekti. İrlanda halkı ve Kürt halkının mücadelelerinin birbirine benzer olduğunu söyleyerek, “Bizler Sinn Fein olarak İngiliz emperyalizmini reddediyoruz. Yerel aktivistlerden oluşan bir partiyiz. Kariyer seviciler değil, devrimci temelde aktivizmi esas alıyoruz" dedi. İrlanda özgürlük mücadelesinde tutsak düşen ve milletvekiliyken ölüm orucunda yaşamını yitiren Bobby Sands ile Abdullah Öcalan’ın direnişçi özelliklerine dikkat çeken Molloy, "İngiltere nasıl ki Bobby Sands’dan korktuysa Türk devleti de Öcalan’ın fikirlerinden ve direnişinden korkuyor. Öcalan 25 yıldır tutsak ama onun fikirleri özgür. Öcalan’ın özgürlüğü için tüm zindanlarda mücadele eden direnişçileri de selamlıyoruz. Vazgeçmeyeceğiz, direceğiz, barışı sağlayacağız" diye ekledi.

Bu sloganın altında bir felsefe var

Konferansın ilk bölümü, ''Jin, Jiyan, Azadî-Kadın özgürlüğü temelinde Ortadoğu’da çözüm ve toplumlararası barış” konulu oturum ile başladı. Konferansta Kürt Kadın Hareketi adına konuşan Deniz Bilgin, "Jin Jiyan Azadî" sloganının İran’da Jina Amini’nin katledilmesiyle kadınların başlattığı isyan ve direniş ile daha fazla duyulduğunu söyledi. Deniz Bilgin, sloganın Rojihilat’taki farklı toplumları bir araya getirdiğine dikkat çekerek, “Çünkü bu sloganın altında bir felsefe var ve bu felsefe günümüzde yaşamsal sorunları çözecek kapasite ve derinliktedir” dedi.

Kolektif benlik duygusuna sesleniyor

Uluslarası Barış Heyeti’nde yer alan ve bir süre önce Türkiye’ye giderek Öcalan ile görüşmek isteyen heyette yer alan Politik Ekoloji Vakfı kurucu üyesi Eva Schonveld, bu ziyaretten izlenimlerini aktardı. Kürt halkının dilinin, kimliğinin, kültürünün baskı altında olduğunu ifade eden Eva sözlerini şöyle sürdürdü: “Jin Jiyan Azadî, uzun süredir gömülü olan kolektif benlik duygusuna sesleniyor. Azadî bize şunu hatırlatıyor: Birbirimizin ve yaşamın hizmetinde hareket ettiğimizde, tahakküm sisteminin bize söylediğinden çok daha güçlüyüz. Jin Jiyan Azadî'yi yaşayan insanlar dünyamızı dönüştürebilir ve dönüştürecek."

İskoçya Jineoloji Komitesi üyesi Leonna Ni Ghoill de katledilen Kürt gazeteci ve yazar Nagihan Akarsel’i anarak konuşmasına başladı. Leonna Ni Ghoill, Jineooloji hakkında bilgi verdi. Jineoloji’nin  “Kürt feminizmi” için kullanılan bir terim olmadığına vurgu yapan Leonna, ''Jineoloji bizi yaşadığımız doğrular neler, nereden geliyor, kime hizmet ediyor? sorularını sormaya davet ediyor'' dedi.

Kendi kaderini tayin edebilmeli

Konferansın öğleden sonraki ikinci oturumunda “Ortadoğu’daki Kriz Gerçekliği; Türkiye, Suriye, Irak, İran ve Genel Bölge Değerlendirmeleri” başlığı tartışıldı. İşçi Partisi Milletvekili Loyd Russel Moyel, birçok kez Kurdistan’a ziyarette bulunduğunu belirterek, Türk devletinin Kürtlere yönelik soykırım politikalarına işaret etti. "Ortadoğu’da Kürt coğrafyasından Gazze’ye kadar her alanda çatışma ve savaş var. Kendi kaderini tayin hakkı çok önemlidir. Çözümsüzlüğe karşı nasıl mücadele edeceğimiz önemli" dedi.

Türkiye bir sorun devleti

Bu oturumda söz alan DEM Amed Milletvekili Cengiz Çandar, 2015 yılı ile birlikte Türkiye’nin tamamen çözümsüz bir sürece girdiğini ifade ederek, Türkiye’nin şu anda Ortadoğu’da bir "sorun devlet" olarak durduğunu söyledi. Çandar, toplumsal bir barış ve çözüm süreci için Öcalan üzerindeki tecridin sona erdirilmesi gerektiğini ifade ederek, Öcalan’ın dahil olduğu yeni bir sürecin barışın kapısını aralayacağını kaydetti.

HDP eski Milletvekili Feleknas Uca, Kürt sorunun artık sadece Kürdün sorunu değil aynı zamanda daha geniş bölgesel bir sorun haline geldiğini söyleyerek, sorunun çözülmemesinden kaynaklı milyonlarca insanın Avrupa’ya göç etmek zorunda kaldığına dikkat çekti.

Kürtsüzleştirmek istiyor

Kuzey-Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi Avrupa Temsilcisi Dr. Abdulkarim Omar, Rojava devrimi ve farklı etnik kimlilerin ortak yönetimini nasıl sağladıklarını anlatarak konuşmasına başladı. Türk devletinin bölgeyi Kürtsüzleştirmek istediğini söyleyen Omar, uluslararası güçlerin Ortadoğu barışını dinamitleyen, engelleyen Türk devletine karşı harekete geçmesi gerektiğinin altını çizdi. Omar, "Biz moralimizi de direnişimizi de Öcalan’ın felsefesinden alıyoruz" dedi.

İzolasyon değil işkence

Konferansın son oturumunun başlığı ise “Kürt Sorununa Barışçıl Çözüm; Öcalan ve Tecrit Politikası” oldu. Bu başlıkta konuşan İtalya Demokrasi için Araştırmalar Merkezi üyesi Av. Michela Arricale, Öcalan’a uygulananın "izolasyon değil işkence" olduğunu vurgulayarak, “Ailesi ve avukatlarıyla görüştürülmüyor. 23 saat  boyunca tamamen izole edilmiş durumda. Öylesi hukuk dışı bir durum yaşanıyor ki 'tecrit' demek artık yeterli gelmiyor. Çok özel bir izolasyon yaşanıyor ancak bu da yetersiz kalıyor. Yaşanan bir izolasyon değil işkencedir. Öcalan'a yönelik merkezi bir zulüm yaşanıyor. Serbest bırakılmasını protesto eden herkes de terörizmle suçlanıyor. Bence mesele şu: Asıl siyasi hedef, Kürt meselesini kriminalize ederek ortadan kaldırmak. Erdoğan stratejisini sürdürmek için hukuku seçiyor, hukuku bir silah olarak kullanıyor ya da suistimal ediyor” şeklinde konuştu.

Öcalan barışın anahtarı

Cambridge Üniversitesi’nden Dr. Thomas Jeffrey Miley ise "Öcalan’ın siyasi yaklaşım" başlıklı sunum yaptı. Öcalan’ın Türkiye ve Ortadoğu’da barış sürecinin gelişmesi için kilit bir konumda olduğunu söyleyen Dr. Jeffrey Milley, kapitalist modernitenin tiranlığına karşı demokratik konfederalizmin uygulanabilir ve arzu edilir bir alternatif olduğunu vurguladı. Dr. Milley, "Öcalan’ın özgürleşmesi, Türk devleti ile PKK arasında gerçek bir barış müzakerelerinin mümkün olmasını sağlayacaktır. Silahları bırakmanın ve barışı sağlamanın zamanı geldi. Bölgedeki ve küresel çaptaki pek çok aktör üçüncü dünya savaşının davullarını çalmaya devam ederken, bu aslında acil bir gerekliliktir” dedi.

Mücadeleyi büyütelim

Asrın Hukuk Bürosu avukatlarından Mazlum Dinç, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan üzerinde 25 yıldan bu yana sürdürülen tecrit ve sistematik işkenceyi tüm yönleri ile anlatarak, Öcalan’ı kabul etmeyen ve iltica talebini yok sayan Avrupa’nın komplodaki rolüne değindi.

 İngiltere’nin en büyük sendikası Unite The Union ve Öcalan’a Özgürlük Kampanyası sözcülerinden Simon Dubbins ise İngiltere’de sendikaların yürüttüğü kampanyanın önemine vurgu yaparak, Ortadoğu barışı için Öcalan’ın özgürlüğü için daha fazla mücadele edilmesi gerektiğinin altını çizdi.

* * *

Barış ve istikrarın yolunu açar

Oturumların ardından konferansın sonuç bildirgesi açıklandı. Bildirgede Öcalan üzerindeki tecridin sona erdirilmesi ve derhal serbest bırakılmasının, Ortadoğu'daki Kürt sorununun çözümü için hayati bir siyasi mekanizma olarak işlev göreceğine ve bölgede kalıcı barış ve istikrar yolunu açacağına inanıldığı belirtildi. Ayrıca bildirgenin devamında şu taleplere yer verildi:

* Siyasi katılım ve temsilin önemini vurgulayarak, Kürt toplumunun siyasi haklarının hem yerel hem de uluslararası düzeyde tanınması ve korunması yönünde çağrıda bulunuyoruz.

* İngiltere hükümetinden, Kürt sorunuyla ilgili ülkeler üzerinde diplomatik baskı kurmasını, Öcalan'ın serbest bırakılmasını desteklemelerini ve siyasi bir çözüm için yapıcı diyaloga girmelerini istiyoruz.

* Milletvekillerini ve siyasi aktörleri, Avrupa Konseyi ve İşkencenin Önlenmesi Avrupa Komitesi gibi uluslararası kurumlarla aktif olarak iletişime geçmeye çağırıyoruz, Öcalan'ın izolasyonunun sona erdirilmesini ve insan haklarının korunmasını savunuyoruz.

* İngiltere'deki yerel ve bölgesel toplulukları, Kürtlerle  dayanışmayı teşvik etmeye çağırıyoruz. Bu, onların girişimlerini desteklemeyi, etkin bir şekilde etkinliklere katılmayı ve Öcalan'ın serbest bırakılması için çağrıyı ve Kürt sorununa siyasi bir çözümü güçlendirmek için işbirlikçi çabaları organize etmeyi içerir.

Bildirgenin son kısmında ise Ortadoğu'da Kürt halkının uzun süredir devam eden özgürlük ve adalet mücadelesine katkı sunanlara teşekkür edilerek, “Bugünkü konferansın uyandırdığı umut, dayanışma ve bilginin bizi Kurdistan'da, Ortadoğu'da ve tüm dünyada özgürlük, onur ve adalet mücadelesinde zafere taşıyacağına inancımız tamdır” denildi.