Fedailerin yürüyüşü sarsarken
Forum Haberleri —
- Onlar yürüyorken insan olmanın onuru canlanıyor, zorbalara karşı. Asya ve Rojger adlı Kürdistan özgürlük gerillalarının yürüyüşlerini doğru anlamalıyız.
Zenda DÎROK
Gençliğinin baharında gözleri pırıl pırıl bakan iki güzel Kürt evladı, Kürdistan’ın bağrından çıkan iki yiğit PKK’li devrimci. Önderleri, halkları ve insanlığa güzel bir dünya yaratmak uğruna kendi baharlarını değil, özgürlüğün baharına feda ediyor canlarını. İki dağ yürekli ve iki cesaret abidesi… Dağlı olmanın, dağ çocuğu olmanın yarattığı bir cesur duruş ve görüntülerinden de görüldüğü gibi yıkılmaz birer kale gibi cesaretle düşmanının, katilin, faşizmin, işgalin üzerine üzerine yürüyorlar.
Onlar adım adım yürüdükçe, ülkelerinin çocuklarının yüzlerinde sevinç oluyorlar. Onlar adım adım yürüdükçe ülkelerinin her karışında zulümle karşı karşıya olan halklarına umut oluyorlar. Onlar adım adım yürüdükçe kimyasal silahların nefes bırakmadığı dağlarda yoldaşlarına nefes oluyorlar. Onlar yürüdükçe cümle alem olduğu yerde durup hedefe kilitlenen APOCU gerillaların engel tanımaz, iradelerini izliyor. Onlar yüzyılların zulmüne, adaletsizliğine, eşitsizliğine ve haksızlığına karşı; Kürde, Türke, Laza, Çerkeze, Aleviye, Sünniye ve tüm insanlara onurlu bir şekilde kendileri olabilmenin, kendi kimliğiyle yaşamanın, kendi dili, kültürü ve inancıyla kendini ifade etmenin umudu oluyorlar. Onlar yürüyorken ölüm yaşama, karanlık aydınlığa, haksızlık adalete, kışlar bahara dönüyor. Onlar yürüyorken insan olmanın onuru canlanıyor zorbalara karşı. Yani onlar adımlarıyla çocuklar, kadınlar, halklar için yaşam örüyorlar. O adımlardaki sesi ve sessizliği dinlemek gerek insanım diyenler çünkü o adımlar vicdanların sesini taşıyor ilerleyişlerinde. O ses ki herkese neden ayağa kalkması gerektiğinin sesi ve o ses ki Kürtlerin yüzyılları aşan acılarının sessizliği… Çünkü bu eylem AKP-MHP ittifakının Türkiye ve Kürdistan’da soykırımdan tutalım her türlü haksızlığa karşı Kürt halkı şahsında tüm halkların ve insanlığının sesidir.
İşte o yiğitler ki, umudu ilmek ilmek arşınlarken insanlık için sistemin klasik anlamda bireyi sadece kendini düşünen, bireysel yaşamı için harekete geçiren bütün sıradanlıklarını aşarak hakikat felsefesine olan inançları ve bir lokma bir hırka olan yaşam anlayışlarıyla bütün insanlık için gencecik ömürlerinde özgür, adaletli ve onurlu yaşam için sorumluluk üstleniyorlar.
Asya ve Rojger yoldaşlar Kürdistan’ın özgürlük gerillaları olarak kelimelerin tasvir ederken kifayetsiz kaldığı tarihi bir sorumluluğu alan ve cesaretle tecrit karşısında dünyanın hukuksuzluğuna karşı adaleti sağlayabilmek uğruna, Kürt olmanın kimliğinden kaynaklı her türlü soykırım politikasına maruz kalan halklarına özgür yaşamın daha güçlü mücadele yolunu göstermek için ve yoldaşlarına şehide verilen sözün anlamını, özgür yaşamda ısrarın eylemsel duruşunu ve özgürlük mücadelesinin başarıyı zirvelere taşıyan duruşunu göstermektedirler. Ve işte ondan hepimiz her şeyden önce insan olarak bu eylemi yapan Asya ve Rojger adlı Kürdistan özgürlük gerillalarının yürüyüşlerini doğru anlamalıyız.
Asya ve Rojger arkadaşlar; Önder APO’nun geliştirmiş olduğu Demokratik, Ekolojik ve Kadın Özgürlükçü paradigmaya inanç ve bilinç temelinde, PKK’nin birbirini yücelten, sevgiyi ve değeri amaca ulaşmak esasında ele alan, kadın ve erkek olarak sistemin tüm geri geleneksel rollerini aşıp ‘heval’ olma ölçüsünün birbirini büyüten, birbirine değer katan, birbirini özgürleştiren ve bununla tüm köle özellikleri aşarak gericilikten intikam alan bir duruşun sembolü oluyorlar.
Onlar inandıkları felsefe temelinde TC’nin kalbinde bulunan özel askeri merkez olan TUSAŞ’ta eylem yaparken devletin askeri ve siyasi bütün cenahlarını hem siyaseten hem de sözde askeri yetkinliğini yerle yeksan ediyorlar. Onlar işte yalanı, dolanı bitmek bilmeyen bu kanlı faşistlerin Zap, Avaşin, Metina’da sakladığı, kendi ailelerine bile açıklamadığı ölüm haberlerini Ankara’daki ölüm kararları alan karargahlarında göz önüne seriyorlar. Onlar bu savaşın yenilenin işgalci ve faşist AKP-MHP tayfası olduğunu gösteriyorlar. Onlar Sara ve Ruken yoldaşlarının Eylül 2022’deki Mersin eylemiyle, Rojhat ve Erdal yoldaşlarının Ekim 2023 Ankara eylemleriyle ve en son Asya ve Rojger yoldaşlar olarak Ekim 2024 Ankara’daki kendi yaptıkları eylemle TC’ye büyük bir hezimet yaşatırken aynı zamanda fedai yürüyüşün Kürdistan özgürlük hareketinde durmandan nefer nefer sürecek bir yürüyüş olduğunu da ortaya koydular.
Sözde başkent Ankara’nın en güvenlikli alanına bu rahatlık ve özgüvenle giren Asya ve Rojger arkadaşlar devletin kan kusturan en özel merkezinde tereddütsüz bir şekilde eylemlerini gerçekleştirip canlarını feda ederken, faşizmin korkulu rüyası oluyor ve zalime zulmünün son demleri olduğunu yani bu sonbaharın, faşizmin de AKP-MHP ve çoktan yenilmiş sözde ordusu olduğunun ‘Son demleri’ olduğunu göstermektedirler.