Fransa'nın Kürtler karşısındaki iki yüzü!
Selma AKKAYA yazdı —
- Paris'te, 4 Nisan’dan bu yana, Marsilya’da 2021 yılında gözaltına alınıp daha sonra tutuklanan 11 Kürt yargılanıyor. Söz konusu yargılamanın bu hafta son bulması bekleniyor.
11 Kürt yurtsever 2021 yılı Mart ayında, bir yıl önce başlatılan bir soruşturma sonucu gözaltına alınmış, daha sonra tutuklanmıştı. Yargılanan Kürt yurtseverlerden 3’ü halen tutuklu bulunurken, söz konusu soruşturma kapsamında daha önce tutuklu bulunan diğer sanıklar ise adli kontrol altında tutuluyorlar.
Paris’te terörle mücadele hakiminin talebi üzerine Marsilya’da düzenlenen operasyon ve şu an Paris’te görülen mahkemenin gerekçesi ise "terör örgütü kurma ve finansmanını sağlama!" Dava avukatları ve yargılanan 11 Kürdistanlı suçlamaları red ederken, Kürtlerin kendi arasındaki maddi dayanışmasının "terör finansmanı olarak kabul edilemez" diyerek Kürtler konusunda yıllardır yürüttükleri dostluk, dayanışma ve araştırmaları ile Fransa’da öne çıkmış eski asker ve aynı zamanda yazar olan Patrice Franceschi, akademisyen Pascal Torre, Fransız senatör aynı zamanda senato başkan yardımcısı Pierre Laurent’ın şahit olarak mahkemede dinlenmesini istediler.
Kobane, Rakka ve Rojava’nın birçok noktasında hem Koalisyon güçlerini yakından takip eden, Rojava’da YPG ve YPJ ile uzun süre bir arada kalan Franceschi mahkemeye, "DAİŞ'e karşı mücadele eden Kürt güçlerine maddi ve lojistik destekte bulunan ardından Türklerle ekonomik çıkarları söz konusu olduğunda Fransa’daki Kürtleri PKK’yi finanse etmekle suçlayan Fransa’nın bu şizofrenik durumdan vaz geçmesi" gerektiğini hatırlatırken, Pascal Torre ise sayısız Türkiye ve Kurdistan ziyareti sırasında yaşadığı gözaltı sürecini anlattı. Türkiye’nin Kürtler üzerine yaptığı baskılara yakından tanıklık ettiğini ifade eden Torre, Türkiye’de baskıya maruz kalan Kürtlerin Fransa’da sığınmacı olduğunu ve Fransa için bir tehlike olamayacağını vurguladı.
Salı günü dinlenen Torre ve Franceschi’nin ardından Çarşamba öğleden sonra senatör Pierre Laurent dinlendi. Laurent kısa bir süre önce parlamenter bir grupla Rojava’yı ziyaret etmiş, hatta Suriye Demokratik Güçleri adına Mazlum Abdi’ye yapılmak istenen suikastten bir gün önce kendisi ile görüşmüş. DAIŞ tehlikesinin daha devam ettiğini belirten Laurent, Kürt direniş güçlerinin terörle mücadele konusunda halen büyük bir rol oynadığına dair tanıklığını ortaya koyarken son 20 yıldır Kürt sorununu çok yakından takip ettiğini ve dayanıştığını ifade etti. Fransa’daki yargılamaların dayanağı olan PKK’nin terör örgütleri listesinde olmasının politik bir tutum olduğunu vurgulayan Laurent, bu konuda parlamenter olarak sayısız kez soru önergesi sunduğunu ve Fransız hükümetlerinin konuya dair çok politik davranarak, “halen PKK’nin terör örgütleri listesinden çıkarılması için gerekçeler ortadan kalkmamıştır” gerekçesine karşı sordukları “hangi gerekçeler” sorusunun asla karşılığını alamadıklarını vurguladı.
Fransa’da MİT emri ile önce 2013 yılında bir katliam yaşandığını, devamında 2022 Aralık ayında ikinci bir katliam yaşandığını ifade eden Laurent, “yargı işini yaparak katliamın emrini veren, katil zanlısının MİT bağlantısını ortaya koyduğunu ama siyasi otoritelerin halen elindeki belgeleri yargı ile “devlet sırrı gerekçesi” nedeni ile paylaşmadığını düşündüğümüzde yargının da siyasi kararların kurbanı olduğunu” vurguladı. Türkiye gibi baskıcı ve anti demokratik, insan haklarından uzak uygulamaları ile dünyaya ün salmış bugünkü despotik yönetimi ve onun kurumlarının verdiği bilgiler ışığında Fransa’da Kürtlerin yargılamasının adil olmadığını vurgulayan Laurent, Fransız yargısı üzerindeki politik baskı ve yargıyı yönlendirenin politikanın kendisi olduğunu özetledi. Bu politik tutum devam ettikçe minareyi çalıp kılıf bulma konusunda sorun yaşamayacak. Yargılanan 11 Kürt ise savunmalarında mücadelelerini ‘terör’ olarak niteleyen Fransız yargısına yanıtı; “teröre karşı mücadele ederken, siz bizi terörist ilan edemezsiniz” oldu.