O çocukların eğitimi ne olacak!
Selma AKKAYA yazdı —
- Çocuklarını Siyasal İslamın sembolleri ile giyindiren aileler ile devlet, yine kız çocukları üzerinden iktidar savaşına giriyor.
Fransa’da 17 yaşındaki Nahel M.’nin ölümü, ülkenin dört bir yanındaki şehirlerin yanı sıra büyüdüğü Paris'in batısındaki Nanterre banliyösünde de isyana yol açmıştı. Söz konusu isyan günlerce sürmüş çok sayıda genç tutuklanmıştı. Olayların ardından özellikle banliyölerde devletin denetimi, laiklik, ülkede ülke ortak değerleri ile hareket etme konuları tartışmaya açılmıştı. Bizzat Fransa Cumhurbaşkanı Macron, söz konusu gidişata "dur denilecek" diyordu. Gelinen aşamada çatışmanın adresi bu kez okullar oldu. Okullarda abaya (kız çocuklarına giydirilen uzun ve vücut hatlarını bütünü ile kapatan kıyafet) yasağı tartışması son bulup okulların açılması ile yürürlüğe konuldu. Okul önlerine konumlandırılan polis otoları ve okullara alınmayan yüzlerce öğrenci!
Fransız Eğitim Bakanı Gabriel Attal, abaya konusunda ısrarcı. Konuyu laiklik ile açıklıyor. Çocuğuna abaya giydiren ise dinini gerekçe gösteriyor. İşin özü, çocuklarını Siyasal İslamın sembolleri ile giyindiren aileler ile devlet, yine kız çocukları üzerinden iktidar savaşına giriyor.
Fransa’da devlet okullarında abayanın yasaklanması yeni bir karar değil aslında. Ülkede kamuya ait okul ve kurumlarda dini semboller çeşitli yasal düzenlemeler ile yasak. Bu sadece abaya için değil, aynı şekilde haç içinde geçerli. Gerekçesi okullarda laikliğin oturtulması. 2004 yılında başörtüsü okullarda yasaklanmıştı. Devletin mantığı bir sınıfa girildiğinde öğrencinin dini inancının kıyafetleri ile bilinmesi doğru bulunmuyor. Daha önceki yasak ve yasalara rağmen kamuda değişik formlarda kıyafet ve sembollerle öğrenciler okullara gidiyordu. Özellikle son seçim sürecinde aşırı sağcıların Siyasal İslam konusundaki vurguları, göçmenlere karşı istenen bazı tedbirler konusundaki tartışmaların odağında abaya yer almıştı. Sağ siyaset tümü ile yasağı savunurken, sol muhalefet, hükümetin kıyafet polisliğinden vazgeçmesini savunuyor.
Fransa Müslüman Konseyi söz konusu yasağa karşı atağa geçerek, kararın iptali için mahkemeye başvurdu. Yanıtın hafta başına kadar gelmesi bekleniyor. Ama bu kez yasak bizzat ülkenin Cumhurbaşkanı tarafından savunulduğu için mahkeme üzerinde nasıl bir baskı oluşur bilinmez!
Özellikle kız çocuklarının eğitim dışında kalmasına neden olacak yasak konusunda Eğitim Bakanı Attal, abaya için “laikliğin sığınağı olması gereken okullar üzerinde cumhuriyetin direnişini test eden bir dini dışavurum“ görüyoruz diyor.
Fransa’da özellikle kız çocukları üzerinden başlayan bu restleşmenin laiklikten çok daha da fazla kutuplaşmayı getireceği açık. Diğer taraftan, o kız çocuklarının hem dinin hem de devletin argümanı olması yönünde bir karşı koyuş, açıklama ise gelmiyor. Özellikle kadın örgütlerinin sessizliği ise devletin konuya yaklaşımı ile aynı içerikte! Diğer taraftan okul önlerinde polis tarafından durdurulan kıyafetleri nedeni ile okula alınmayan çocuklara laikliği nasıl anlatacaksınız! Yeni ders yılı başında o çocukları giydiren ile yasaklayanın zihniyeti aynı yerden zil çalıyor!