Güvensiz üniversite şehri
Kadın Haberleri —
- ‘Üniversite şehri’ olarak bilinen Eskişehir’de kadın öğrenciler, kendilerini güvende hissetmedikleri için akşamları sokağa çıktıklarında yakınlarına canlı konum atıyor ve çantalarında biber gazı taşıyor.
Kadınlar sokakta, evde ve yaşamın her alanında güvende değil. Sürekli taciz, tecavüz ve öldürülme korkusu yaşadıkları yetmezmiş gibi bir de kendi güvenliklerini de kendileri sağlamak zorunda bırakılıyor. Bu korku döngüsünde payını alan bir kesim de üniversiteli kadınlar.
Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi öğrencisi Cennet Gündoğdu, "Gün geçtikçe kadın cinayetleri artıyor, fakat buna karşı alınan önlemler azalıyor. Erkekler, 'Az ceza alırım' mantığıyla bile kadınları katledebiliyor. Kadınların adalete güveni kalmadı. Sesimiz sosyal medya platformlarında daha fazla duyuruluyor. Bu durum çok üzücü" dedi.
Sokaklarda özgür gezmek hayal
Cezasızlığın kendilerinde "güvensizlik" yarattığını ifade eden Gündoğdu, MA’ya şunları söyledi: "Sokakta herhangi bir kişi beni sırf kadın olduğum ya da güçsüz gördüğü için öldürebilir. Gece dışarıdayken aileme ya da arkadaşlarıma konum atmak zorunda kalmak, gezerken ara sokaklardan değil de daha merkezi yerlerden gitmek, toplu taşımada kalabalık olduğunda biri taciz eder mi korkusu... Hiçbir şekilde, hiçbir yerde kendimi güvende hissetmiyorum. Çok bilinen bir üniversite şehri olmasına rağmen, kendimi bu kadar güvensiz hissetmem korkunç bir duydu. Artık sokaklarda özgürce ve rahat bir şekilde gezmek istiyorum.”
Kesici alet, biber gazı taşıyorlar
Cezasızlık politikasının fail erkekleri ve potansiyel failleri güçlendirdiğini söyleyen Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi Gazetecilik Bölümü öğrencisi Zeliha Aslan, bununla birlikte taciz ve tecavüzün artacağına işaret ederek, "Çünkü failler iyi hal indirimlerinden yararlanarak cezaevlerinden çıkıyorlar. Bu da kadınlarda daha büyük korkuya yol açıyor. Çevremdeki kadınların kesici, delici alet ve biber gazı taşıdıklarını görüyorum. Artık sosyal medyada 'Evde kendimiz nasıl biber gazı yaparız' videolarının çoğaldığını görüyoruz" dedi.
Tacizciler kampüslerde
Kadınların sadece erkekler tarafından öldürülmediğini aynı zamanda erkek devlet tarafından da şiddete maruz kaldığına işaret eden Ceren Leventoğu, "Kadınlar erkek devletin tanıdığı alan ölçüsünde yaşayabiliyor. Erkek devleti, tarihten, sokaklardan, göstermelik meclislerinden, söylemlerinden ve üniversitelerden tanıyoruz. Erkek egemenlikle ve bu sömürü düzeniyle baş etmenin tek yolunun örgütlü mücadele olduğunu biliyoruz" diye konuştu.
Üniversitelerdeki tacizlere dikkati çeken Leventoğlu, "Sokaklarda, kampüslerde sürekli erkek şiddetine maruz kalıyoruz. Kaldığımız yurtlarda Rojin Kabaiş meselesinde olduğu gibi güvende değiliz. Kampüslerimizde taciz faili öğretim üyeleri olduğunu görüyoruz. Sesimizi çıkardığımız zaman faşist saldırılara maruz kalıyoruz. Bugün 'Jin, jiyan azadî' sloganını dahi kampüslerde bir soruşturma konusu oluyor. Kadınlar ve LGBTİ'ler 'Okulda haklarımızdan vazgeçmiyoruz' dediği için okuldan atılmakla tehdit ediliyor" diye anlattı.
Yurtlar da güvensiz
Kadınların devlet, erkek, aile işbirliği ile katledildiğini söyleyen Anadolu Üniversitesi Bilgisayar Programcılığı öğrencisi Senem Çelik ise, “Kadınlar kampüste öz savunma kullandığı için okuldan uzaklaştırma cezası alırken fail bir disiplin soruşturmasına tabi tutulmadan eğitimini görmeye devam ediyor. Akademide tacizci olduğu teşhir edilmiş akademisyenler bulunurken, kadın cinayetlerine karşı mücadele vermiş kadınlara disiplin soruşturması başlatılıyor” ifadelerini kullandı.
Kadınların barınma ihtiyacını karşıladığı yurtlarda kendilerini güvende hissetmediklerine de dikkat çeken Senem Çelik, özellikle yurda gidiş gelişlerde ciddi sorun yaşadıklarını bu anlamda yaptıkları başvurulara da yanıt verilmediğini söyledi. ESKİŞEHİR