Hem canımız hem emeğimiz gitti

• Şilan Demir: “Yangında hem canlarımız hem emeklerimiz gitti. Geride koca bir kül yığını kaldı. Şimdi bu kışı nasıl geçireceğiz?”

MEDİNE MAMEDOĞLU/AMED

Amed’in Xana Akpar (Çınar) ve Mêrdîn’in Şemrex (Mazıdağı) ilçelerine bağlı köylerdeki yangın, 66 kilometrelik alanı tamamen küle çevirirken, henüz hasadı yapılmamış çok sayıda tarla yandı. 15 yurttaşın yaşamını yitirdiği yangında, yurttaşlar yas tutmaya devam ederken köylüler hem yitirdikleri canlarına üzülüyor hem de bu kışı nasıl geçireceklerini düşünüyor.

10 kişinin hayatını kaybettiği Kelekê (Yücebağ) köylüleri uzun yıllar Türkiye kentlerinde mevsimlik tarım işçiliği yaptı. 2020 yılının Eylül ayında Sakarya’da ırkçı saldırıya maruz kalan köylüler, Kürt oldukları için ölümle tehdit edilerek darp edildi. Linç girişimi sonrası köylerine dönüp tarıma başlayan köylüler, burada güneş panelleri ile elektrik ihtiyaçlarını karşıladı.

 

 

Şimdi ne yapacağız?

O dönem ırkçı saldırıya maruz kalan isimlerden biri olan Şilan Demir, yangında 10 akrabasını kaybetti. “Yangın çıkınca hepsi tarlasını ya da borularını kurtarmak için tarlalara koştu” diyen Demir, “Buradaki insanların tek geçim kaynağı bu tarlalardı. Şimdi ne yapacağımızı bilmiyoruz. Çoğu tarla sahibi borçlu, çoğu oğlunu ya da babasını kaybetti” şeklinde konuştu.

 

 

Şilan Demir, Sakarya’daki ırkçı saldırıdan sonra bir daha Türkiye’ye gitmediklerini belirtti ve ekledi: “Ben ve arkadaşlarım burada pamuk ya da çapa varsa ona gidiyoruz. Diğerleri de tarla işiyle uğraşıyordu. İnsanlar borç alarak bu tarlaların hepsini ekti. Tam hasat zamanı da bu durum başımıza geldi. Bu tarlaların hepsinde birkaç gün sonra hasat yapılacaktı zaten. İnsanlar hem canlarından hem de emeklerinden oldular. Herkes ekmeğini kurtarmak için o tarlalara koştu. Şimdi geride koca bir kül yığını kaldı. İnsanlar bu sene ya da seneye ne yapacak onu düşünüyoruz.”

 

 

O günü asla unutmayacağız

Yangın günü evlerini bırakıp köyden ayrıldıklarını döndüklerinde büyük bir şok yaşadıklarını söyleyen Demir, “O gün cehennemi yaşadık. Köylülerin hepsi hem canlarını hem de emeklerini kaybetti. Bu kışı nasıl geçireceğiz hiç bilmiyoruz. Yangına çok geç müdahale ettiler. Eğer erken müdahale olsaydı daha az insan yaşamını yitirirdi. Onlarca yaralı insan da var, biz balkondan koca bir kızıllık gördükten sonra ne olduğunu anlamadan evden çıktık zaten. Yangın köye vardığında kendiliğinden söndü. Çok geç geldiler, sabah gelen helikopterler yukarıdan gösteri yapıp gitti. Acımızla baş başa bırakıldık. Bundan sonra da ne olacağını bilmiyoruz. Bu insanlar bu tarlalar eski haline gelir mi onu da bilmiyoruz. Tek bildiğimiz o günü ve sonrasını asla unutmayacağız.”