Toplum barışı konuşmalı
- Meclis'te bir tokalaşmayla barışın gelmeyeceğini çok iyi bildiklerini belirten Kürt siyasetçi Gültan Kışanak, barışın sokakta, üniversitede, iş yerinde ve eğitim sisteminde gelmesi; hayatın içerisinden barışın örgütlenmesi gerektiğini söyledi.
MEDİNE MAMEDOĞLU/AMED
Amed Büyükşehir Belediyesi'nin eski Eşbaşkanlarından Gültan Kışanak, “İktidarın bir adım atmasından daha çok toplum olarak bizim barışı konuşmaya ihtiyacımız var ve bunu yapmalıyız” dedi.
Kürt sorununun çözümü ve siyasetteki hareketliliğe ilişkin gazetemize konuşan Kışanak, siyasi iktidardan bir beklenti içinde olmak yerine halkın toplumsal barışın inşa süreci için çözüm üretmesinin önemine vurgu yaptı. Kışanak, “Ülkede gittikçe derinleşen Kürt sorunu ve şiddet sarmalı bu çözümle sona erebilir. Halk, o tokalaşmadan, bundan sonra birbirleri ile konuşup tartışma yürütmeleri gerektiği sonucunu çıkarabilir” diye konuştu.
Toplumun gündemine taşınmalı
Barışın toplumsal taleple inşa edilebileceğinin altını çizen Kışanak, şunları. söyledi: “Barışın toplumsal bir konu olduğunu düşünüyorum. O nedenle bizim toplumsal barışı inşa etmekle ilgili görevlerimiz ve sorumluluklarımız var. Çalışmalarımızı da bu yönde yürütmemiz gerektiğini düşünüyorum. Geçen bu süre içerisinde ülkede toplumsal kutuplaşma, düşmanlaştırma düzeyine vardı. Bu ırkçılık boyutu da günden güne artıyor. Bu nedenle biz barışın yukarıdan kurulan bir şey olmadığını biliyoruz. Dünyadaki deneyimler de bizdeki deneyimler de bunu gösteriyor. Barışın, aşağıdan toplumsal bir talep olarak açığa çıkması, inşa edilmesi, bir ihtiyaç olarak toplumun gündemine gelmesi ve bu konuda toplumsal çözümler üretilmesi gerekiyor.’’
Tokalaşmanın yapacağı en hayırlı iş
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Meclis açılışında DEM Parti ile tokalaşmasına ilişkin “Gündeme gelen tokalaşma Meclis’in kendi seremonisi içinde bir durum diye ifade edilebilir. Bu konuda DEM Parti yetililerinin yaptıkları açıklamalar var” diyen Kışanak, şöyle devam etti: “Demokratikleşme, kadın hakları, genel özgürlükler ve Kürt sorunu konularında çok derinleşmiş sorunlarımız var. Toplum olarak çözüm bulmamız gerekiyor. Bu ülkede yaşayan çok farklı kimlikler, kültürler ve inançlar bir araya gelip çözümü konuşmalı. Yüksek siyaset yapanların düşmanlaştıran dilden vazgeçmeleri ve toplumu yakınlaştıran sürece engel olmaktan çıkmalarını bekleriz. Belki de bu tokalaşmanın yapabileceği en hayırlı iş budur. Toplumun farklı kesimleri şöyle düşünmeli; ‘Tamam yüksek siyaset artık önümüzdeki bir engel değil, bizi birbirimizin karşısına konumlandırmıyor, biz birbirimizi duymalıyız, sorunları, sıkıntıları anlamalıyız’ demeli. Bundan bence biz toplum olarak böyle mesajlar çıkartabiliriz, ihtiyacımız olan da bu.”
Güçlü bir politik mücadele şart
Faklı kimliklere ve demokrasi güçlerine de önemli bir görevler düştüğünü belirten Gültan Kışanak, şöyle konuştu: “İktidarın bir adım atmasından daha çok toplumun, bizim barışı konuşmaya ihtiyacımız var. Ülkede yaşayan halklar, farklı kimlikler olarak barışı konuşmaya ihtiyacımız var ve bunu yapmalıyız. İktidar en fazla bu konuda kendini engel olmaktan çıkarırsa iyi olur. Bu ülkenin gerçekten de hem militarizm konusunda hem cinsiyetçilik konusunda hem de ırkçılık konusunda yüksek siyasetin kışkırttığı ve örgütlediği çok büyük sorunları var. Bu sorunların ortadan kaldırılması için politik mücadelenin devam etmesi gerekiyor, zaten devam ediyor. Tüm demokrasi mücadelesinin tarafı olanlar ve iddiası olanlar bu taleplerini en yüksek şekilde ifade etmeli ve bunun mücadelesini sürdürmeli.”
Barış hayatın içinde örgütlenmeli
Barışın bir tokalaşma ile değil, evde, sokakta kısacası hayatın her alanında verilecek mücadeleyle hayata geçirileceğinin altını çizen Gültan Kışanak, şunları ekledi: “Barış; var olan yanlışları, antidemokratik uygulamaları, şiddeti, yoksulluğu ve kadına yönelik şiddeti kabullenmek değildir. Bunun adına barış denemez. O nedenle biz bu yanlışlara ve eksiklere dair mücadelemizi en güçlü şekilde örgütlenerek yürütmeliyiz. Meclis'te bir tokalaşma ile barışın gelmeyeceğini bizler çok iyi biliyoruz. Barışın sokakta, üniversitede, iş yerinde ve eğitim sisteminde gelmesi lazım. Hayatın içerisinden barışın örgütlenmesi lazım.”