Rojava’da ekolojik kıyım
Toplum/Yaşam Haberleri —
- Cizîr Kantonu Belediyeleri Mahalli İdareler Kurulu Eşbaşkan Yardımcısı Berivan Ömer, Türkiye’nin saldırıları sonucu son 10 yılda Kuzey ve Doğu Suriye'de birçok ekolojik tahribatın yaşandığını söyledi. Ömer, adece Efrîn’de yarım milyon ağaçın kesildiğine işaret etti.
Aynı zamanda ziraat mühendisi olan Berivan Ömer, "Bölgemizde en sık karşılaşılan sorunlardan biri, savaşta şehirlerin tahrip edilmesi ve sonrasında yaşanan hava kirliliği. Yapıların çoğu çimentoyla inşa edildiği için yıkım sırasında salınan gaz iklim üzerinde olumsuz etkilere neden oluyor. Bölgemizde en büyük sorun savaş ve ekolojik krizler. Savaşta kimyasal silahların kullanımı insan varlığını ve tüm çevreyi tehdit ediyor. Toprak zarar görüyor, insanların, hayvanların, bitkilerin hayatı söz konusu” dedi.
Yarım milyon ağaç kesildi
Serêkaniyê, Girê Spî ve Efrîn işgalleri sırasında büyük bir ekolojik kıyım ve doğa katliamı yaşandığına vurgu yapan Berivan Ömer, “İşgalci Türk devleti, soykırım yapıyor. Ağaçları kesiyor ve kestiği ağaçları başka ülkelere satıyor. Bu başlı başına bir suçtur. Efrîn’de yarım milyon ağacın kesildiği belirtiliyor. Bu ağaçlar Türk kentlerine götürüldü. Bu da bir suçtur” dedi.
İnsanlar göç ediyor
Irak, Suriye ve Türkiye arasında Fırat Nehri'ne ilişkin su anlaşmalarına dikkat çeken Berivan Ömer şu bilgileri verdi: “1987 yılında Suriye, Türkiye ile ‘Fırat su paylaşımı anlaşmasını’ imzaladı. Anlaşmada Ankara, Suriye'ye yıllık saniyede 500 metreküp verme sözü vermişti, ancak bu miktar geçtiğimiz yıllarda yarıdan fazla azalarak bazı zamanlarda saniyede 200 metreküpe düştü.
Suriye enerji kaynağını Fırat Nehri'nden karşılıyor. Su azaldığında jeneratör kullanmak zorunda kalıyor, bu da yine iklim kirliliğine neden oluyor. Şu ana kadar Türk devletinden uluslararası alanda hesap sorulmadı. Bunun dışında evleri dere kenarlarında olan insanlar yer değiştirmek zorunda kalıyor ve göçler yaşanıyor."
Yerleşim yerleri yok oldu
Fırat Nehri’nin suyunun her zaman siyasi amaçlarla kullanıldığını hatırlatan Ömer, Türk devletinin nehrin üzerine baraj yapımının suyu kirlettiğini ve azalttığını söyledi. Baraj yapımı ile birçok yerleşim yerinin yok olduğunu, bunun yanında tarihi yerlerinde sular altında kaldığını ifade eden Ömer, Fırat suyunun temiz kalması ve su akışının engellenmemesi için birçok uluslararası kuruma rapor gönderdiklerini ve göndermeye devam edeceklerini söyledi.
Berivan Ömer, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Suyun kesilmesi halkın yaşamını etkiliyor. Su olmayınca insanlar göç etmek zorunda kalıyor. Elektrik kesintileri oluşuyor. Hastane ve fırın gibi temel hizmet alanları kullanılamaz hale geliyor. Elektrik olmayınca kullanılan jeneratörler hava ve ses kirliliğine neden oluyor. Türk devletinin ve DAİŞ çetelerinin ve Türk devletinin saldırıları ile bölgemizdeki doğa da zarar gördü. Ayrıca su kesintisi ile de karşı karşıya kaldık. Doğamızı yeşillendirmek üzerine projelerimiz var.” SORGUL ŞÊXO/JİNHA