Hukuk ihlal ediliyor, Almanya onaylıyor
Dünya Haberleri —
- Barış İçin Aileler Derneği, Kuzey-Doğu Suriye’ye dönük saldırılara dönük sessizliğe dikkat çekerek “Sivil alanlara saldırmak ne zamandan beri uluslararası hukuk oldu?” diye sordu.
- "İçeriden Özgürleştirilen-Dışarıdan Tehdit Edilen!" fotoğraf sergileriyle, Rojava’da Türk devletinin insanlığa karşı işlediği suçları teşhir ve konfederal sistemi tanıtmak isteyen ‘Familien für den Frieden e.V.’, Alman kamuoyunun halen "Bu konuda hiçbir şey duymadık" söylemine muhatap.
BEDRAN DOĞAN/FRANKFURT
Barış İçin Aileler Derneği (Familien für den Frieden e.V. ) Almanya’nın Kassel kentinde 2022 yılında kulundu. Merkezi Berlin’de bulunan derneğin 20 kurucu ve 43 üyesi var. Alman aileler tarafından kurulan dernek, Kuzey-Doğu Suriye’deki savaşa ilişkin diplomasi ve kamuoyu çalışması yürütüyor. Barış Aileleri Derneği’ni daha yakıdan tanıyalım…
Barış İçin Aileler Derneği'ni kurma kararını nasıl aldınız? Derneğin kuruluşuyla amaçladığınız şey neydi?
Ebeveynler, akrabalar ve arkadaşlar arasında, gençlerin Kuzey-Doğu Suriye'de tabandan gelen demokratik ve konfederal özerk bölgelere olan bağlılığı ve ilgisi bizleri düşünmeye sevk etti. Bölge, yıllardır savaş tehdidi altında. Avrupa perspektifinden bakıldığında bu korkutucu bir durum ve pek çok insan bu konuda bilgi sahibi değil. Oradaki insanlar etnik köken, cinsiyet ve din ayrımı gözetmeksizin barış içinde bir arada yaşamak için çabalıyor. Biz de en başından beri bu çabayı desteklemek istedik.
Barış İçin Aileler Derneği olarak, Türkiye, Irak, İran ve Suriye'den oluşan dört ulus devletteki Kürtler ve çok etnikli yerleşim bölgeleri için kamuoyu oluşturmaya çalışıyoruz ve kendimizi, sivil toplumun gelişimini ve buradaki insanların barış içinde bir arada yaşamasını destekleyen bir platform olarak görüyoruz. Derneğimizde eşitlik temelinde tartışmayı, öğrenmeyi ve kendimizi eğitmeyi amaçlıyoruz. Hedefimiz, güç ve şiddetin ötesinde kendi kaderini tayin eden bir birlikte yaşam geliştirmek.
Şimdiye kadar hangi proje ve kampanyaları gerçekleştirdiniz?
Çocuklar ve gençler için okul ve ders dışı eğitim projeleri düzenliyoruz. Farklı konulara yönelik çeşitli proje gruplarında, çoğunlukla video konferanslar aracılığıyla bir araya geliyoruz. Birlikte çalışmak bize iyi geliyor, bizi güçlendiriyor ve özellikle zorlu durumlarda aramızda bir dayanışma yaratıyor.
Türk devletinin Rojava ile Güney Kurdistan’a yönelik saldırılarının şiddetlendiği Kasım 2022'de bir araya gelerek, endişe, öfke ve korkularımızı paylaştık. Ne yapabileceğimizi tartıştık. Bunun sonucunda ilk kampanyamız ortaya çıktı. Üyelerimizden ve ilgili kişilerden kendi seçim bölgelerindeki Federal Meclis üyelerine mektup yazmalarını, onları bilgilendirmelerini ve NATO ortağı Türkiye’nin Kuzey-Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nin sivil altyapısını bombalamasının derhal durdurulması için kampanya yürütmelerini istedik.
Bu kampanya bizim için önemliydi çünkü sessizliği bozduk. Bazı milletvekilleriyle iyi ve yapıcı temaslar kurulmasını sağladık. Bir diğer önemli projemiz ise, "İçeriden Özgürleştirilen-Dışarıdan Tehdit Edilen!" fotoğraf sergisiydi. Bir yıllık bir çalışma sonucunda ortaya çıkan sergi şaşırtıcı düzeyde destek gördü. Sergi, Almanya'nın farklı yerlerinde gösteriliyor ve bizzat katıldığımız bilgilendirme etkinlikleriyle birleştiriliyor.
Almanya'daki ana akım medyada Kuzey-Doğu Suriye’de olan biten hakkında bir sessizlik hakim. İnsanlar ya çok az bilgilendiriliyor ya da hiç bilgilendirilmiyor. Bizler de yaşanan süreci, yürütülen politikaları topluluklarımızda, mahallelerimizde, iş ortamımızda ya da aile ve arkadaş çevremizde sınırlı şekilde paylaşıyorduk. İnsanlar ya hiç ya da az bilgiye sahiptiler. "Bu konuda hiçbir şey duymadık" söylemi karşılaştığımız yaygın bir tepkiydi. Sergiyle birlikte kendi çevremizden başlayarak bunu değiştirmek istiyoruz.
Kampanya ve projelerinizi yürütürken karşılaştığınız engeller var mı?
Her defasında yeni bir şeyler öğreniyoruz. Örneğin; bu röportajı verdiğimde ya da kilisemdeki ayinde sadece Ukrayna'daki savaşın kurbanlarını hatırlamak istemediğimi dile getirdiğimde birilerine temas ediyoruz. Bunun bir anlamı var. Aynı zamanda çalışmalarımızın, Alman toplumunun dikkatini Kuzey-Doğu Suriye’deki yeniden yapılanmaya ve demokrasi deneyimine çekme noktasında yardımcı olduğunu düşünüyoruz. İleriki süreçlerde de çalışmalarımızın dayanışmayı örgütlemede bir etki yaratacağını umuyorum.
Son yıllarda Kuzey-Doğu Suriye'de elde edilenler konusunda toplumu bilgilendirmek, bölgedeki farklı din ve etnik kökenlerden insanların barış içinde bir arada yaşamasını ve ataerkil yapıların çözülmesini içeren toplum modelini ortaya koyacak çalışmaları önemli buluyorum. Ancak bu şekilde kriminalizasyon engeli aşılabilir.
Alman kamuoyunun derneğinize ve çalışmalarına yaklaşımı nasıl?
"İçeriden Özgürleştirilen-Dışarıdan Tehdit Edilen!" sergisi kapsamında düzenlediğimiz etkinlikler hem ziyaretçiler hem de basın mensupları tarafından büyük bir ilgiyle karşılandı. Ancak ne yazık ki şu ana kadar ana akım medyadan pek fazla ilgi göremedik.
Biz genç bir derneğiz ve yerel dernek ve kuruluşlarla işbirliğimiz yeni başlıyor. Deneyimlerimiz, somut eylem ve etkinliklerimizle Kuzey-Doğu Suriye konusuna daha fazla ilgi uyandırabileceğimize ve en azından yerel basında yer alabileceğimize inanıyoruz.
Kuzey-Doğu Suriye'ye ilişkin bilgileri kamuoyu ile paylaşma noktasında sahada ağ kurmak çok önemli. Bu temelde güncel olaylara ilişkin basın açıklamaları yayınlıyoruz, ancak Alman basınının çoğunluğu bu açıklamaları ve NATO ortağı Türkiye'nin yürüttüğü savaşı büyük ölçüde görmezden geliyor.
Geçtiğimiz günlerde dernek üyelerimizden birinin oğlu Şehid Azad Şerger'in (Thomas Johann S.) vefatıyla sarsıldık ve hüzünlendik. Onurlu ve insani bir barışın, bir arada yaşama mücadelesinin varoluşsal önemi Almanya'nın ortasında hissedildi! Bu, hayatını kaybeden Thomas ve diğerleri için yas tutmamız; ki biz bunun için bir kültür, bir yüzleşme yolunu bulmak zorundaydık. Bu konuda yalnız olmamak ne kadar güzel.
Rojava'ya dönük bombardımanların hedefinde ağırlıklı olarak sivil yerleşim yerleri, altyapı ve enerji tesisleri bulunuyor. Alman hükümetinin yaklaşımını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türk devleti tarafından yürütülen ve gün geçtikçe dozu artan uluslararası hukuk ihlallerini kınayarak başlamak istiyorum. Bizim için, bir NATO ortağı tarafından gerçekleştirilen saldırıların kamuoyunda herhangi bir kınamaya dahi yol açmaması kabul edilemez ve inanılmaz bir durumdur. Alman siyasetçilerini, demokratik ve insani değerleri hatırlamaya ve Kürt hareketinin barış çabalarını güçlendirmek ve savaş çığırtkanlarını ifşa etmek için uluslararası alanda mücadele etmeye çağırıyoruz. Sivil yapılara saldırmak ne zamandan beri uluslararası hukuk oldu?
Bizler, Barış İçin Aileler Derneği olarak derin endişe duyuyoruz ve Kuzey-Doğu Suriye’deki halkı yalnız bırakmak istemiyoruz. Türkiye'den çatışmaların derhal durdurulmasını, Kuzey-Doğu Suriye üzerinde uçuşa yasak bölge oluşturulmasını ve o bölgelerde yürütülen yeniden inşa çalışmaları için uluslararası destek talep ediyoruz.