İktidar Kürt düşmanlığına sarıldı

Meral Danış Beştaş

Meral Danış Beştaş

  • "Kayyum uygulaması, faşizmin ta kendisidir" diyen DEM Parti Milletvekili Meral Danış Beştaş, iktidarın büyük çözülmeyi engellemek, daha fazla kan kaybetmemek için yine Kürt düşmanlığına sarıldıdığını söyledi.
  • Beştaş, halkın huzuruna, mutluluğuna, diline, kültürüne, kimliğine ve yurttaşlığına göz dikip ortadan kaldıran kayyum uygulamasının, duygusal, psikolojik, tarihi ve sosyolojik yönlerine de işaret etti.

Colemêrg Belediyesi'ne kayyum atanması ve son gelişmeleri değerlendiren DEM Parti Milletvekili Meral Danış Beştaş, "Normalleşme iradesi olan bir iktidar, kayyum atar mı?" diye sordu.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Colemêrg Belediye Eşbaşkanı Mehmet Sıddık Akış’ın görevden alınarak yerine kayyum atanmasına yönelik eylem ve tepkiler sürüyor. JINNEWS'ten Melek Avcı'ya konuşan DEM Parti Erzirom (Erzurum) Milletvekili Meral Danış Beştaş, kayyum atamanın Kürt dümanlığının parçası olduğunu söyledi.

Yuvamıza göz diktiler

Halka, “Sizin oyunuz geçerli değil, siz yurttaş değilsiniz, sizin seçtiğiniz belediye eşbaşkanlarınızı da tanımıyorum” denildiğini kaydeden Beştaş, şöyle devam etti: "Bu nedenle bunun kabul edilebilir, sineye çekilebilir, meşrulaştırılabilir hiçbir yanı yok. Asla meşrulaştıramazlar. Meşrulaştırma aracı olarak da 15 yıl önce başlatılan bir soruşturmayı gerekçe gösterdiler ve Sıddık Akış başkanımız sadece belediye eşbaşkanı seçildiği için ceza aldı. Eğer seçilmeseydi 15 yıldır devam eden soruşturma ve kovuşturma yüzde 99.9 beraat ile sonuçlanacaktı. Yani suçu, tırnak içinde belediye başkanı olmak ve bu artık üçüncü dönem. Hakikaten haklı olarak çok büyük bir tepki var. Biz kendimizi yönetmek istiyoruz. Bizim kentimiz, aynı zamanda bizim aidiyetimiz, evimiz, yuvamızdır. Yani, yuvamıza göz diktiler.

Faşizmin ta kendisidir

En basiti yerel seçimlerden sonra çok güzel bir motivasyon, mutluluk oluşmuştu. Örneğin, Amed’de bunu çok somut yaşadım, bayramda sokağa çıktığımda kenti almış olmanın, bütün zorluklarla, baskılarla, faşizan yöntemlerle başa çıkmanın vermiş olduğu bir huzur ve mutluluk vardı. Halkın huzuruna, mutluluğuna, diline, kültürüne, kimliğine ve yurttaşlığına göz diken, bunu ortadan kaldıran bir uygulama söz konusu. Biz genellikle kayyum darbedir, kumpastır, halkın iradesini yok saymaktır, diyoruz ama işin bir de duygusal, psikolojik, tarihi ve sosyolojik yönleri var. Bütün bunları görmek gerek. Kayyum gelince bizimle en ufak bir irtibatı olanları işten çıkarıyorlar, Trabzon’dan, Samsun’dan, Türkiye’nin başka illerinden Amed, Colemêrg, Şirnex’e memur taşıyorlar. Bu faşizmin ta kendisidir."

Yerelde iktidardan düştüler

31 Mart seçimlerinin, AKP ve ortağı için büyük bir hezimet olduğunu belirten Beştaş, şunları söyledi: "Kaybettiler. Yerelde büyük bir farkla iktidardan düştüler. En çok kazanan partilerden biri de DEM Parti’dir. Diyelim ki kayyum seçmen olmasaydı, devlet olanakları kullanılmasaydı, bir siyasi parti olarak herkes gibi seçim kampanyalarımızı yapabilseydik; bu gözaltı, baskı, kayyum, tutuklama, tehdit olmasaydı 78 değil, eminim 150’yi aşkın belediye bizim olacaktı. Bu hezimetten sonra AKP’de bence çok büyük bir çalkalanma var ve bu çalkalanma artık gizli saklı değil, basına da zaman zaman yansıyor. Çalışmalar sırasında Meclis’te de görüyoruz; AKP şu anda ciddi bir çözülme yaşıyor. İktidar ortağı MHP ile de sorunları olduğu konusunda ciddi ipuçları var. Tek adam rejiminin bütün Türkiye'ye yansıdığını söylüyoruz ama aynı zamanda iktidar grubu içinde de demokratik işleyişten söz edemeyiz. Grup başkanvekili 'böyle bir niyetimiz yok' diyor, bir hafta sonra bir bakıyorsunuz Hakkari’ye kayyım atanmış. Bir bakıyorsunuz normalleşmeden, yumuşamadan söz ediliyor ama normalleşme ve yumuşamanın esamesi okunmuyor. Bütün bunlar aslında bize şunu gösteriyor; çözülmemek, daha fazla kan kaybetmemek için yine Kürt düşmanlığına sarıldılar. Yine kendi tabanlarını konsolide etmek için kutuplaştırmaya ihtiyaçları var. Neye ihtiyaçları var, yalana ihtiyaçları var. Mehmet Sıddık Akış başkanımızla ilgili gözaltına alınır alınmaz çarşaf çarşaf kutuplaştırıcı, düşmanlaştırıcı, suçlayıcı, hakaret içeren bir dil kullandılar. Algı böyle yapılıyor.

Çözülmeyi durduramayacaklar

Bu çözülmeyi durduramayacaklar. Ortada bir normalleşme yok. Normalleşmenin ilk adımı, şu anda askıya alınan hak ve özgürlüklerin yaşama geçirilmesidir. Ekonomik alanda gerçekten nefes aldıracak adımların atılmasıdır. Cezaevlerinde haksız hukuksuz yere siyasi sebeplerle içeride tutulan herkesin serbest bırakılmasıdır. Yasaların eşit uygulanmasıdır, hasta mahpusların bırakılmasıdır. Kobanî Kumpas Davası’ndaki kararların bozulmasıdır,. Kadın cinayetlerine karşı bir irade ortaya konulmasıdır. Peki, ne yapılıyor; tam tersi. Kobanî’de 42 yıldan 18 yıla kadar ceza verildi. Makbule Özer 82 yaşında ve hiçbir ihtiyacını karşılayamayacak durumda ama cezaevinde. Normalleşme buysa batsın bu normalleşme. Böyle bir normalleşmeyi kabul etmiyoruz. Normalleşme iradesi olan bir iktidar, kayyum atar mı? Atamaz, halkın iradesine saygı duyar. Bunun gibi yüzlerce örneği çoğaltabiliriz."

Kayyum, seçimin reddidir

Seçim sonuçlarını ortadan kaldıran iradeye işeret ederek, "Kayyum atamak seçimi reddetmektir" diyen Beştaş, şöyle konuştu: "Biz muhalefet partisiyiz, elbette amacımız yönetime gelmek, yönetmek. Bizim ideolojik, siyasal perspektifimiz doğrultusunda bu ülkeyi yönetmek ya da yönetime katılmak. Biz bu iddiayla yürüyoruz. AKP iktidarı MHP ile birlikte yerelde iktidardan düşmüştür ama genelde Meclis çoğunluğu ve Cumhurbaşkanlığı kendilerinde. Öyle bir an gelir ki; üç ay sonrasına, 6 ay sonrasına bir genel seçim havasına gireriz ama kişisel olarak şu an öyle bir tablo görmüyorum. Hiçbir zaman seçim olmasın deme noktasında değiliz, kendimize güveniyoruz ve seçime gidersek daha büyük bir temsiliyetle de geleceğimize de inanıyoruz." ANKARA

 

* * *

'Kürt kökenli'lere çağrı

Meral Danış Beştaş, iktidar partisi içindeki 'Kürt kökenli' vekillere seslendi: "Lütfen itiraz edin, sesinizi yükseltin ve empati yapın. Sizin halkınıza, akrabalarınıza, kardeşlerinize böyle bir zulüm ve düşmanlık yapılırken bunun payandası olmayın. Buna orada kalarak güç vermeyin; ya ayrılın ya da sesinizi yükseltin, çünkü bu ilelebet böyle devam etmeyecek.

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.