Kayyum politikası kumpastır
Dosya Haberleri —
![Colemêrg kayyum prostesto](https://www.ozgurpolitika.com/info/images/albums/photo-700X350-46644.jpg)
Colemêrg kayyum prostesto
DEM Parti Amed Milletvekili Serhat Eren ile Colemêrg Belediyesi’ne 3 Haziran'da yapılan kayyum darbesini ve arka planını konuştuk:
- Kepez ve Menemen’de belediye başkanları İçişleri Bakanlığı tarafından geçici olarak görevden uzaklaştırıldı ama her iki belediyede de Belediye Meclisi kendi içerisinde belediye başkanını seçti. Ancak Kurdistan’da bu böyle yürümüyor. Bu noktada iki ayrı hukuk söz konusu. DEM Parti belediyelerine kayyum atamak çıkar ve rantın çok ötesine tekabül eder.
- AKP için hukuk, siyaseti dizayn etme aracıdır, yalandır, dolandır; işlemiş olduğu tüm hukuka aykırılıkların bir kılıfıdır. Madem Belediye Başkanı’nı tutuklandığı için görevden aldınız halkın iradesiyle seçilmiş olan Belediye Meclis üyelerini niye feshediyorsunuz? Kayyum politikasının temel amacı halkın seçilmişlerini bir bütün olarak tasfiye etmek.
- Kürt halkının özgürlük mücadelesi için, demokrasi barış ve adalet için mücadele eden, söz kuran her Kürt için açılmış bir soruşturma dosyası var, açılmaya da devam ediyor. Kayyum politikası bir sonuçtur; Kürt sorununda çözümsüzlüğün bir sonucudur. Kayyum politikası kumpastır, pusu kurmaktır; pusu hukukudur. Kayyum atamalarının yasal hiçbir gerekçesi yok.
MEDİNE MAMEDOĞLU
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nin (DEM Parti) 31 Mart Yerel Seçimleri’nde yeniden kazandığı Colemêrg Belediyesi’ne 3 Haziran'da 3'üncü kez kayyum atandı. Belediye Eşbaşkanı Mehmet Sıddık Akış gözaltına alınarak, görevden uzaklaştırıldı. Akış'ın yerine ise yeniden Vali Ali Çelik, kayyum olarak atandı. Hakkında açılan ve 10 yıl sonra yeniden raftan çıkarılan dava 5 Haziran’da karara bağlandı ve Akış, 19 yıl 6 ay hapis cezası verilerek tutuklandı. Colemêrg Belediyesi’ne yapılan bu darbeye karşı halk ayaklandı. Başta Kurdistan kentleri olmak üzere birçok kentte kayyum darbesi protesto edilirken, sokakları terk etmeyen Colemêrg halkı ise "Kayyum defol" diyerek darbeye karşı boyun eğmeyeceğini gösteriyor. Kayyum atamalarını, altında yatan nedenleri ve hukuki dayanağını DEM Parti Amed Milletvekili Serhat Eren ile konuştuk.
Colemêrg Belediye Eşbaşkanı Mehmet Sıddık Akış’a hapis cezası verilerek yerine kayyum atandı. Bunun geri dönüşü var mı? Hukuku ve idari olarak izlenebilecek bir yol söz konusu mu?
Colemêrg Belediye Eşbaşkanı hakkında devam eden 10 yıllık davanın rutin duruşması 23 Mayıs’ta yapılacaktı. Ancak duruşmadan 1-2 gün önce Eşbaşkan Mehmet Sıddık Akış’ın avukatları aranmış ve yapılacak duruşmada karar verileceği, avukatların savunma yapmak üzere süre talebinde bulunmaları durumunda bu taleplerinin kabul edilmeyeceği iletilmiş. Dolayısıyla kayyum atamak için hazırlığın çok önceden yapıldığı anlaşılıyor. Nitekim dosyada tamamlanmamış çok sayıda işlem olmasına rağmen, hakkında arama kararı olanlar olmasına rağmen normal şartlar altında karar çıkmayacak bir dosyayı kayyum atamak için jet hızıyla sonlandırdılar. Tabii amaçları kayyum atamayı 'hukuksal bir zemine' oturtmaktı. Belediye eşbaşkanı olmasaydı beraat edeceği dosya, sırf belediye eşbaşkanı olduğu için 19 yıl 6 ay cezayla sonuçlandırıldı ve aynı zamanda kayyum gerekçesi yapıldı.
Hakkari Ağır Ceza Mahkemesi’nce verilen karar istinaf edilecek. İstinaf Mahkemesi cezayı bozabilir, eksiklik olduğu gerekçesiyle yerel mahkemeye gönderebilir ya da yerel mahkemenin verdiği kararı onayabilir. Verilen karar temyiz süreçlerinden geçmeden sonuçlanmaz. Ancak tutukluluk durumuyla ilgili her zaman için itiraz edilebilir. Ve eşbaşkan yasal olarak İstinaf ve Yargıtay aşamasında da tahliye edilebilir. Yetki ve usulde paralellik ilkesi gereğince İçişleri Bakanlığı aldığı kararı elbette geri alabilir. Anayasa'nın 127’nci maddesi gereğince, hakkında göreviyle ilgili bir soruşturma ya da kovuşturma olan belediye başkanı ile ilgili bakanlık yapılacak yargılamayı beklemek zorundadır. Yapılacak yargılama sonunda Eşbaşkan ceza alırsa bu durumda Belediye Meclisi'nin kendi içerisinde bir başkan seçmesini sağlar. Ancak AKP anayasayı hele hele Kürtler söz konusu olduğunda ihlal etmekten asla imtina etmez.
Kepez’de yapılan neden Colemêrg’de yapılamıyor. Bunun yasal bir dayanağı var mı? Buna karşı ne yapılabilir?
Kepez ve Menemen’de belediye başkanları İçişleri Bakanlığı tarafından geçici olarak görevden uzaklaştırıldı ama her iki belediyede de Belediye Meclisi kendi içerisinde belediye başkanını seçti. Ancak Kurdistan’da bu böyle yürümüyor. Bu noktada iki ayrı hukuktan bahsetmek mümkün. Kurdistan’da farklı, Türkiye’de farklı bir hukuk uygulanıyor. Söz konusu DEM Parti belediyeleri oluğunda dönemin siyasal iklimine uydurulan sömürge hukuku uygulandığını hepimiz çok iyi biliyoruz. Bu yaklaşımı 2016’dan şimdiye kadar deneyimlemiş durumdayız. DEM Parti belediyelerine kayyum atamak çıkar ve rantın çok ötesine tekabül eder. Birinci ayağı Kürt'ün iradesini tanımamak, Kürt'ün seçme seçilme hakkının olmadığını ortaya koymak, bir yurttaş olarak görmemek. Bunların sonucu olarak belediyelerimizde Kürtçeyi yasaklamak, kültür ve sanat alanında yapılan çalışmaları engellemek ve Kürt halkının değerlerini ve sembollerini yok ederek hafızasızlaştırmak hedefleniyor.
Colemêrg Belediyesi’ne kayyum atanmış olmasının başkaca bir anlamı da sınır kenti olmasıdır. Colemêrg uyuşturucu ticareti ve silah kaçakçılığından büyük rant elde eden devlet içi çetelerin çok arzuladığı bir kenttir. Kürt'e uygulanan hukuk düşman hukukudur, düşman ceza hukukudur. Cezaevlerinde düşman ceza infaz hukukudur. Düşmana uygulayacağınız idari tedbirlerdir. Dolayısıyla Türkiye’de Belediye Meclisi yeni başkanını seçerken Kurdistan’da Anayasa’ya aykırı adım atıyorlar.
Belediye Meclisi Viyan Tekçe’yi başkanvekili olarak seçti. DEM Parti, kayyum geri çekilmeli çağrısında bulundu. Belediye çalışmaları kayyumla sekteye mi uğradı? Durum nedir?
Colemêrg Belediyesi’ne atanan kayyumun ardından belediye meclisi Viyan Tekçe’yi başkanvekili olarak seçti. Aslında olması gereken budur. Alınan karar doğru ve anayasaya uygundur. Bu karara kayyum olarak atanan Vali’nin de, İçişleri Bakanlığı’nın da uyması gerekiyor. Bu Anayasa’ya uygun hareket etmenin bir gereğidir. Tabii meselenin kendisi, Belediye Eşbaşkanı’nın ceza almış olması ya da hakkında bir ‘terör soruşturması’ olması değildir. Orası işin hukuka uydurma kısmı. AKP için hukuk, siyaseti dizayn etme aracıdır, yalandır, dolandır; işlemiş olduğu tüm hukuka aykırılıkların bir kılıfıdır. Madem Belediye Başkanı’nı tutuklandığı için görevden aldınız halkın iradesiyle seçilmiş olan Belediye Meclis üyelerini niye feshediyorsunuz? Kayyum politikasının temel amacı halkın seçilmişlerini bir bütün olarak tasfiye etmek. Belediye Meclis üyelerine ilişkin bir karar olmamasına rağmen kayyum olarak atanan vali üç beş memuru bir araya getiriyor ve kenti Meclis üyeleri olmaksızın o memurlarla yönetiyor. Daha doğrusu yönetmiyor talan ediyor.
Zaten kayyum politikası kayyumun görevde kaldığı süreyle değerlendirilemez. Her ne kadar belediyeleri kazanmış olsak da kayyumun yaratmış olduğu tahribatlar devam ediyor. Bütün belediyeleri borç altına sokmuş durumdalar. Halkın öz kaynaklarını talan etmiş, belediyeye ait olan aslında halkın olan, halka hizmet için tahsis edilecek arsaları satmış, halkın hizmet alma hakkını on yıllarca süre engellemiş durumdalar. Belediyelerin halka hizmet sunma zorunluluğunu fiilen ortadan kaldırdılar.
Şu anda Viyan Tekçe başkanvekili olarak seçildi ancak kayyum zaten Belediye Meclisi’ni toplamıyor ve kararları daire başkanlarıyla alıp uyguluyor. Fiili durumda Belediye Meclisi'nin tamamı çalışamaz halde. Kayyum bu iradeyi tanımazsa partimizin de halkımızın da direnişi mücadelesi devam edecek ve halkın gözünde tüm belediye çalışmaları meşruiyetini yitirecektir.