İradeye ipotektir

Nur Sürer, Emin Alper ve Berna Laçin

Nur Sürer, Emin Alper ve Berna Laçin

  • Sanatçı Nur Sürer, kayyumla Kürtlerin iradesine ipotek konulduğunu söyledi. Yönetmen Emin Alper, belediyeye kayyum atanmasını "siyasi darbe" olarak; sanatçı Berna Laçin de "işgal politikası" olarak değerlendirdi. 

İktidarın kayyum politikasına çeşitli çevrelerden tepkiler devam ediyor. MA'ya konuşan senarist-yönetmen Emin Alper, şunları söyledi: "Hiç lafı evirip çevirmeden söylemek gerekirse bu yerel ve siyasi darbedir. 10 yıllık bir davanın tekrar ısıtılıp seçimden iki ay sonra gündeme getirilmesi de, belediye meclisinin yeni bir başkan seçmesine fırsat verilmemesi de, iktidarın niyetinin ne olduğunu açıkça gösteriyor. Bu yapılanlar Hakkâri halkını ikinci sınıf vatandaş yerine koymaktır. Onlara 'Sizin oyunuzun kıymeti yok' demektir. Zaten İçişleri Bakanı'na kayyum atama yetkisini veren kararnamenin Anayasa'ya açıkça aykırı olduğu hepimizin malumu. Bu yetkinin halen uygulanıyor olması, fiilen Olağanüstü Hal'den çıkmadığımızın da acı bir göstergesidir." 

İşgal politikası

Kayyum atamalarının hiçbir hukuki dayanağının olmadığının belirten oyuncu Berna Laçin ise şöyle konuştu: "Ben kesinlikle kayyum atanmasına karşıyım ve üstelik hiçbir hukuki mantığa da oturtamıyorum. İktidar kayyumu bir alışkanlık ve işgal politikası haline getirdi. İktidar müdahale edilebileceği yerleri, işgal politikasıyla yönetmek istiyor. Özellikle seçimle alamadığı yeri kayyum atayarak almaya çalışıyor. Bu, çok tehlikeli bir şey. Benim için her zaman halkın seçtiği kişi önemlidir. Seçilen kişilerle ilgili söz konusu iddialar varsa neden daha önce izin verildi. Seçimden çok önce bu insanlar Yüksek Seçim Kurulu'na (YSK) başvurdu. YSK, o zaman gerekçesini ve nedenleri belirtebilir, adayın doğru olmadığını söyleyebilirdi. Eğer YSK da 'Nasıl olsa kayyum atarım' diye başvuruları kabul ettiyse burada yine bir art niyet vardır. Her iki durumda kabul edilemez bir şeydir. Kayyum atanacaksa halka sormayın, orada seçim de yapmayın. Eğer halka sorulduysa son söz halkındır ve halkın sözünün üstüne söz söylenmez. Demokrasi budur. Halkın seçmediği kişiyi zorla dayatmak halka kendini dayatmaktır. Bu kabul edilebilir bir şey değil. En geri demokrasilerde bile bu yok."

Karşı çıkmak gerekir

Türkiye'de daha çok "Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın" mantığının hakim olduğunu ifade eden Laçin, bunun aşılması gerektiğini vurgulayarak, şunları söyledi: "Bizim ülkemiz ve bizim camiada birçok arkadaşımın handikabı bu. Yaşanan birçok olayda 'Benimle ne alakası var' deniliyor. Bu bakış açısı bizi geriye götürüyor. Yani böyle düşünürsek ben İzmirliyim 'Bana ne mi?' demeliyim. Bugün oraya yapılan bir haksızlık herkese yapılıyor. Şimdi Hakkari'ye atanan kayyum, yarın İzmir'e atanır. Yani fikir ve düşünce olarak kayyum politikasına karşı olmak gerekir. Bunun farklı parti ya da onun, bunun tarafıyla da ilgisi yok. Tarafın demokrasi, adalet ve eşitlik olacak. Tüm mesele ilkeli olmaktır, bu yüzden bir fikre karşı çıkılmalı. Benim için halk iradesi önemlidir ve halkın iradesi yok sayılamaz nokta."

12 Eylül'de bile yoktu

Kayyum uygulamalarına karşı olduğunu ifade eden sanatçı Nur Sürer, Türkiye tarihinde hiçbir zaman bu kadar hukuksuz ve antidemokratik uygulamalarla karşı karşıya kalınmadığını kaydetti. Sürer, şöyle devam etti: "12 Eylül faşizm döneminde böyle bir uygulama yoktu. Seçilmiş belediye başkanını tutuklayıp yerine kayyum atamak Türkiye tarihinde görülmemiş bir şeydir. Hakkari 3. kez kayyum atanan bir yerdir. Halkın seçtiklerinin yerine bürokratları atamak kabul edilebilir bir şey değil." 

Sadece Kürtlere yöneliktir

Kayyum politikalarıyla Kürt halkının iradesinin gasp edildiğini vurgulayan Sürer, "Daha önce HDP'li belediyelerine de kayyum atandı. Şimdi DEM Parti'nin belediyesine kayyum atanıyor. Üstelik halkın seçtiği partilerin yerine atanan kayyum belediyelerde acayip bir bütçe, borç bırakıp gitmiş. Yani bunlar belediye açısından şehri idare etmemişler, insanlarla ilişki kurmamış" dedi. Kayyum politikasının sadece belediyeye atanan bir kayyum olarak görülmemesi gerektiğine dikkat çeken Sürer, sşunları ifade etti: "Bu, Kürt halkının iradesine ipotek koymaktır. AKP, Kürt halkına 'Seçmeyeceksiniz. Biz sizden belediye başkanı istemiyoruz' diyor. Batı'da kayyum ataması olmuyor, sadece Kürt şehirlerine kayyum atıyorlar. Bu tamamen Kürtler yöneliktir, başka bir açıklaması yok. Daha önce İstanbul’da Beşiktaş Belediye Başkanı yolsuzluk gerekçesiyle görevden alındı, ama kayyum atanmadı, yerine ikinci dereceden kişi başkan oldu. Yine Ataşehir'de belediye başkanı görevden alındı. Ora da belediyenin kendi meclisi bir başkan seçti ve o kişi belediye başkanı oldu. Hakkari'de aynı şey uygulanabilirdi ama yapılmadı. Demek ki Kürt halkına yapılan bir şeydir. Herkesin bu dayatmalara karşı çıkması lazım."

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.