Sadece İran'dan geçiyordu

Mohammad Saleh Nikbakht/ Foto:Wikipedia

Mohammad Saleh Nikbakht/ Foto:Wikipedia

  • HPG'li Hatem Özdemir'in avukatı Mohammad Saleh Nikbakht, müvekkilinin İran'la çatışmak değil, DAİŞ'e karşı savaşmak için İran'ı güzergah olarak kullandığını belirterek, idam cezasının keyfi olduğunu söyledi.

İran güçleri tarafından 2019'da tutuklanan HPG'li Hatem Özdemir, İran Devrim Mahkemesi tarafından "Devlete karşı silahlı isyan" iddiasıyla idam cezasına çarptırıldı. Onaylanan cezanın ne zaman uygulanacağı ise bilinmiyor. Hatem Özdemir'in avukatlarından Mohammed Saleh Nikbakht, olay esnasında kullanılan tüm kurşunların Özdemir'in silahıyla uyuşmadığının kanıtlanmasına rağmen bu cezanın verilmesinin hukuksuz ve keyfi olduğunu vurguladı.

Avukat Mohammed Saleh Nikbakht, İran İnsan Hakları Derneği'ne (IHR NGO) konuştu. Nikbakht, müvekkilinin PKK üyesi olduğunu ve Urmiye Merkez Cezaevi'nde tutulduğunu belirtti. Avukatlarına haber verilmeden ve müvekkili hazır bulunmadan Urmiye Devrim Mahkemesi 3. Şubesi tarafından  İslam Cumhuriyeti hükümetine karşı silahlı isyan ve PKK üyeliğinden idama mahkum edildiğini belirten Nikbakht, "Davanın asıl avukatı olarak ben ve daha sonra bu davada bana katılan Urmiye'deki başka meslektaşlarım bu karara itiraz ettik ve Yüksek Mahkeme'nin 9'uncu Dairesi gerekçeli ve belgeli bir kararla Devrim Mahkemesi'nin kararını bozdu ve davayı eşit statüdeki bir mahkemeye havale etti. Davanın eşit konumdaki bir mahkemeye havale edilmesi, özünde kararın ihlal edildiği anlamına gelmektedir. Başka bir deyişle Yargıtay 9. Dairesi Hatem Özdemir'in bağy (suçu işleyen kişi) olduğunu ya da yürütülen soruşturmayı kabul etmemiştir. Olay yerinin yeniden inşa edilmesine ve tanıkların yeniden sorgulanmasına karar verdi" dedi.

Rıza Necefzade şaibeli biri

Davayı yeniden gören Urmiye Devrim Mahkemesi 3. Şubesi'nin yasal hükümlere uymadan; olay yerinin yeniden keşfi, tanık sorgulamaları ve diğer işlemlerde savunma avukatı ve sanığın hazır bulunmadan yaptığını kaydeden Nikbakht, şöyle devam etti: "Eylül 2023'ten önce 3. Şube'ye başkanlık eden hakim bile soruşturmanın bu temelde yürütülmesini emretmişti. Ancak hakim ya tayin edildi ya da emekli oldu ve yerine Hatem'in davasının soruşturulması için Çaldıran Genel ve Devrim Savcılığına sevk edilmesini emreden Rıza Necefzade atandı. Hatem'in davası, daha önce eksik ve yanlış işlemler ve çok sayıda yasal sorun nedeniyle çeşitli kereler yasal uyarılar almış bir soruşturmacının elindedir.

 

Hatem Özdemir

 

Hiçbir kurşun, silahıyla eşleşmedi

İki tanık dışında diğerleri daha önce davada ifade vermemiş yeni tanıklardı, dolayısıyla aynı kişiler olmadıkları için daha doğru düzgün bir soruşturma yürütmek mümkün değildi. Hatem'in tutuklandığı olay yerinde bulunan iki tanık, DMO güçlerinin Çaldıran bölgesindeki silahlı PKK üyelerine saldırdığı sırada birkaç havan topunun Hatem'in yakınında patladığını, bu nedenle Hatem'in şok geçirdiğini ve bayıldığını ifade etti. Tutuklandıktan sonra onu hastaneye götürmek zorunda kalmışlar. Öte yandan, avukatlarının talebi üzerine Xoy Devrim Mahkemesi, Hatem'in üç yıl önce ateş ettiği iddia edilen silahın test edilmesine karar verdi ve Çaldıran'daki olay yerine bir silah uzmanı gönderildi. Bilirkişi, 10 kurşunu test ettiğini ve hiçbirinin Hatem'in silahıyla eşleşmediğini, Hatem'in o gün silahını kullanmadığını ifade etti.

DAİŞ'e karşı savaş için geçiyorlardı

Dahası, Hatem ve arkadaşları PKK gerillası olarak DAİŞ'e karşı savaşmak üzere askeri eğitim almak için İran toprakları üzerinden Kandil dağlarına ulaşmaya çalışıyordu, İran silahlı kuvvetleriyle çatışmak gibi bir niyetleri yoktu. Silah uzmanının yanı sıra iki tanık da Hatem'i baygın halde gördüklerini ve silahını kullanmadığını ifade etmiştir. Ne yazık ki, yeni soruşturmada tanık olarak gösterilen 4-5 kişi olay yerinde bulunmadı. Yemin etmelerine rağmen anlattıklarında birçok tutarsızlık var. Ayrıca, ne sanık ne de avukatları olay yerinde hazır bulunmuştur.

Savcı suçlanmayacağını söylemişti

Urmiye Devrim Mahkemesi, 23 Nisan 2024'te İran silahlı kuvvetleri ile PKK gerillaları arasındaki silahlı çatışma sırasında silahını ateşlediği gerekçesiyle Hatem'i idam cezasına çarptırdı ve bu karar kendisine ya da avukatlarına tebliğ edilmedi. Bu durum, İslam Ceza Kanunu'na (IPC) göre sanığın silahını kullanmış olmasını gerektirmesine ve Hatem'in silahını kullanmamış olmasına rağmen gerçekleşmiştir. Ayrıca Başsavcı'yı temsil eden Yüksek Mahkeme Savcı Yardımcısı, Hatem'in neden bağy suçundan mahkum edilemeyeceğine dair üç neden belirtmişti:

* Hatem tutuklandığı andan itibaren örgütünün kendilerine İran güçleriyle çatışmayı yasakladığını beyan etmiştir. Herhangi bir çatışmadan kaçınmak için İran güçleriyle karşılaşmaları halinde ya teslim olmaları ya da atış menzilinin dışında kalmaları talimatı verilmiştir.

* Yüksek Mahkeme Savcı Yardımcısı Hatem'in silahını Devrim Muhafızları güçlerine karşı kullanmadığını teyit etmişti.

* Çaldıran Savcılığı tarafından hazırlanan iddianamenin kafa karıştırıcı olması ve Hatem'i hem bağy hem de moharebeh (Allah'a karşı düşmanlık) ile suçlaması. İddianamenin bu kısmı hakkında yorum yapmamayı tercih ediyorum.

Değişik tek şey tanık çelişkileri

Bu dava tarafsız bir şekilde ele alınmalıydı. Ne yazık ki dava, tarafsız bir şekilde soruşturmayan bir kişinin elinde bulunuyor. Urmiye Devrim Mahkemesi'nin kararı iki sayfadan oluşuyor ve bir sayfası Hoy Devrim Mahkemesi kararından kopyalanmış. İkinci sayfada da sanığın son ana kadar çatışmaya devam ettiği iddi ediliyor, daha önce DMO raporunda ve soruşturmasında Hatem'in hiçbir şekilde silahını kullanmadığı belirtilmişti. Davanın Yargıtay'daki bir önceki daire gibi başka bir daireye havale edilmesi ve tarafsız bir şekilde tüm dosyanın sayfa sayfa okunması halinde böyle bir kararın kabul edilmeyeceğinden eminim. Özellikle de Yüksek Mahkeme savcılarının görüşü değişmeyecek. Davada hiçbir şey değişmedi ve savunmalarımız neredeyse aynı. Değişen tek şey yeni tanıkların ifadelerindeki çelişkiler." AGIRÎ

paylaş

   

Yeni Özgür Politika

© Copyright 2024 Yeni Özgür Politika | Tüm Hakları Saklıdır.